resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:67
Uyruk:İtalya
  • 1090
    italya'da lokal statüde olan bir antrenör olduğu için, türkiye'de henüz başarının uzağında gibi duran ama hala kağıt üzerinde türkiye'de en nitelikli antrenör (vahidoviç ve biliçten bile) teknik direktör.
    en başta hatayı 1-2 tane yanına türk antrenör/danışman almamakla yaptı. mancini'den duyduklarının yeterli olacağını düşündü. mancini globaldi, ama milli takım antrenörü olabilecek kadar saygı göremiyordu kendi ülkesinde, ama prandelli bu saygınlığa sahipti , ama gelgelelim global değil. hatta bildiğim kadarıyla italyanca dışında dil bilmiyor (en azından iyi düzeyde), bu yüzden bilgi alabilme kanalı son derece sınırlı.
    başka bir pür lokal antrenör olan fatih terim (ki artık galatasaray'ın iyiliği için bu klüpte görmek istemiyorum artık kendisini) bu hatayı italya'ya giderken yapmamıştı, iyi kötü biraz italyanca öğrendi gitmeden, ve aynı zamanda yanına çok iyi italyanca bilen (birkaç dille beraber) şükrü'yü aldı. ayrıca italyan yardımcı antrenörlerle de çalıştı. bakın gerets , türk yardımcılarla çalıştığı gibi, bülent ünderi analizci olarak kullanıp , aldığı raporlarla anadolu takımlarının üstünden silindir gibi geçip şampiyon oldu. keza galatasaray'a gelen bütün başarılı teknik direktörler (özellikle almanlar) hep yanlarına türk hoca aldılar.
    burada prandelli'den daha ziyade yönetimin hatası vardır. yönetim kurulunu ve yöneticileri komple değiştirip(gelmiş geçmiş galatasaray'da en iyi başkan olduğuna inandığım ünal aysal'ın büyük hatasıydı), klübün kurumsal hafızasını sıfırlarsanız, işte klüp olarak kültürünüz gereği eskiden yaptığınız şeyleri bile artık yanlış yapar hale gelirsiniz. ali dürüst gibi tecrübe ve sağduyu timsali adamları safdışı bırakıp, galatasaraydaki kanserli hücrelerden ebru köksal (ki ribery'nin elden kaçmasında en büyük kabahat kendisine aittir ) , lütfü arıboğan gibi bu kurumsal futbol kültürüne ait olmayan insanları getirirseniz olacağı budur. inanıyorum ki , prandelli ile anlaşılırken ali dürüst olsaydı, en az 2 tane türk hoca ve danışmanı mecburi tutar ve hocanın yeterli derecede türkçe öğrenmesini sağlar, üstüne ikili diyalogla hocayı türkiyedeki futbol ortamı ile ilgili eğitirdi. hatta bırak, düşük eğitimli, varoş ürünü türk futbolcusuyla abdürrahim ilgilensin derdi. türk futbolcusundan antrenör olarak fırcayı, hatta hakareti, bağırmayı eksik etmeyeceksin, onlar bundan anlıyor, bu basamakları öyle tırmandılar, başarıları öyle elde ettiler derdi.
    prandelli'yi şu anda kitleyen mesele, takım savunması.. italya'da iyi kötü alt yapıdan taktiksel olarak bu otomatik olarak verildiği için , bunun türkiye'de olacağını zannetti. ama yok, türk futbolcusu , o da iyiyse, 26 yaşından sonra öğrenir savunmayı.. ortalama italyan hocaya göre, bu işin alfabesinde işin a'sı olduğuna göre, hala prandelli a'da kaldı. iyi stoper alamadık, o da önlibero bolluğunda dzemaili'yi aldı, yetmedi meloyu çekiyor, yetmedi sneijder geri geliyor güvenli top çıkarma adına, yetmedi geriyi 3 lüyor cünkü geride güvensiz hissediyor ve ona göre işin olmazsa olmazı bu başlangıçta. alan parselasyonu öğretiyor, bu iş karışık ve tercüme ile geldiği için türk futbolcusunu şu anda kitlemiş vaziyette, kafası karışık olduğunda ivmesini kaybediyor, fırçayı yemeyince şımarıyor, yabancı düşmanlığı başlıyor, dedikoduya başlıyor vs... türk futbolcusuna , özellikle yabancı dilde dolaylı aktarılan taktik verdiğinde kafası kitleniyor, çünkü coşku ve güdüyle oynuyor, onlar kitlenince sıfır. türk futbolcusu hocasını ilk önce sevmeyecek, iliklerinde korkuyu hissedecek kadar sayacak. prandelli kafasında takım savunmasını ve sahada görev/adam paylaşımını bir halledebilse olacak ama kendisine gelen sınırlı bilgi ile zor..
    hocaya türkiye ile ilgili gerekli bilgi verilmezken, bazı aptalca dogmalarda pompalanmış belli ki .. bunlardan en önemlisi '' selçuk-burak-olcan'' klübün geleceği, onlarla çok uzun kontrat yaptık, türkiye liginde son 3 senedir bunlar şampiyonu belli etti, ama idare et, bunlarda hep ısrar et'' dogması.. ama bunlar verilirken burağın karakteri ve anladığı dil, selçuğun 4 senedir 60+ maç/sezon oynadığı ve adalelerinin bitik olduğu, olcanın çok lokal olduğu ve ona başka şekilde yaklaşılması gerektiği söylenmiyor. umut bulutun geçen yıllarda sezonun ilk yarısında gol yükünü çekip yarışta bıraktığı söylenmemiş. bırakın profesyonel futbolun içinden birini, şu forumu takip eden ve iyi kötü futbol bilgisi /türkiye ligleri bilgisi olan birisi bile haftada 3-5 saat prandelliyle oturup konuşabilse ona çok değerli bilgiler aktarabilir.
    uzun lafın kısası, doğru müdahaleler yapıp kendisinin eli güçlendirilip bilgilendirilirse,ben hala başarılı olabileceğine inanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın