resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:66
Uyruk:İtalya
  • 676
    senin elinde pirlo, de rossi yok beyim. o adamlarla üçlü bir orta saha kurarsın, ileri geri oynarlar. senin elinde selçuk, melo, dzemailli varsa sen bu adamlarla; pirlo-de rossi oyunu oynayamazsın. bu adamlar ileriye doğru 10 metre dikine gidebilen adamlar değil. bu adamlar hücum gücü 10 üzernden 5, bilemedin 6 olan, 25-30 metre içinde çok iyi verim verebilen insanlar. bu adamlara hücum da yapın, kanattan da bindirin dersen olmaz.

    ya allah aşkına, selçuk'u sol içe atıyorsun ve diyorsun ki telles'e destek ol ve kanattan hücuma katıl. selçuk bunu 1 yıldır düzenli olarak yapamıyor zaten. dzemailli'ye de diyorsun ki sen de sağ iç oyna ve tarık'a destek verip sağ kanattan ak. lan zaten tarık ne kadar gidebiliyor ki sağ bekten ileri, dzemailli de onunla gitsin. sen maç boyu sağ bekte motor gibi gidip gelebilecek tarık çamdal'ı almak için 2 ay uğraşıp 6 milyon verip alıyorsun ama yine de o kanadı tamamen ön liberodan devşirme veysel'e devrediyorsun.

    senin elinde bruma var, olcan var ama sen ısrarla kanatsız oynuyorsun. rakip gömülmüş seni bekliyor ve ısrarla ortadan gelmeye çalışıyorsun. bekleri ileri çıkamıyor çünkü sol iç ve sağ iç oyunculardan yeterli desteği alamıyorlar. bu taktik galatasaray'da işlemez abicim. bu takım bunu oynayamaz. istersen 15 maç daha geçsin, isterse takım müthiş güçlü olsun, bu oyuncular bu dizilişi oynayamaz. sen üçlü ön liberondan hücum adına hiçbir şey almadan, bütün hücum aksiyonunu sneijder-pandev-burak üçlüsüne bırakıyorsun.

    forvet çıkartıyor, forvet alıyor. orta saha çıkartıyor, orta saha alıyor. sol bek çıkartıyor, sol bek alıyor. ulan adam oyunda bir formasyon değişikliği yap bari ya. kafamda caner gibi bardak kıracaktım sinirden.

    iddia ediyorum, galatasaray bu dizilişe bu oyuncu grubu ile devam etsin, ligi maksimum 50 golde tamamlar. muhtemele ligi de 7. bitirir.

    gördüğüm en kötü iç saha galatasaray'ın bana izlettirdiği için teşekkür ederim.

    son olarak: mancini'nin atkısı > prandelli

    (bkz: 16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı)
  • 677
    avrupa'da 1 sene sabrediliyormuş işlerini kenara bırakmamız gerekiyor artık. başarısız olana yol veriyorlar acımadan. arsene wenger, alex ferguson kafasından kurtulalım bir zahmet.
    her şeyden öte anlaşıldığını duyunca çok sevinmiştim fakat bir maç ancak (bkz: 16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı) kadar kötü yönetilebilirdi, kabul etmeliyiz.
  • 679
    bugün dünya'da en sistemli oynayan takımlar hangileri? bence biri atletico madrid diğeri de almanya milli takımı. o sistemlerin yaratıcıları kimler? diego simeone ve joachim löw. işte o ikisinden biri de yazın bu takımın başına geçmiş olsaydı en fazla bu kadar futbol oynardık. fatih terim çok iyi geçen bir sezonun ardından bile grupta kendi sahasında braga'ya yenilip cluj'la berabere kalmadı mı? ama aynı sezonun devamında gidip schalke'yi eleyip real madrid'i de elinden kaçırdı. daha bu adam geleli 3 ay olmuş. yabancı sınırı, son gün yapılan transferler, takımın en yıldız kabul edilen yerlilerinin müthiş formsuz oluşu, federasyon'un kulübe anlamsız cezaları derken zaten yeterince kaotik bir ortama girmiş. kolay mı birden sistem oturtmak? elbette deneyecek yanılacak ta ki doğrularını oturtana kadar. bugün bruma olcan ilk onbir çıkıp da kazansaydık birden grubun favorisi mi olacaktık? biraz sabır allah aşkına, sürekli hücum oyuncusu alan real madrid yönetimi mentalitesiyle abanmayın klavyelerinize.

    taktiksel eleştiriye gelirsek bana kalırsa da yanlışları var hocanın tabi ki. öncelikle üç orta sahalı yapımız türk milli takımı'nın üç orta sahasından farksız. ne oyunu kontrol altına alabiliyoruz, ne iki top çevirebiliyoruz. o zaman ne anlamı kaldı üç tane orta saha oyuncusu kullanmanın? onun yerine elimizdeki iki tane kalburüstü kanat oyuncusunu kullanmamız çok daha anlamlı, hele ki bu kanatlardan biri hem çok umut bağladığımız hem de şuan ki haliyle bile takımda en çok heyecan veren oyuncusu bruma diğeri ise geçen sene ligdeki en formda bir kaç oyuncudan biri olan olcan adın iken. selçuk'la burak'ı kesmek zor, empati yapan herhangi biri bunu anlayabilir. sonuçta yabancı bir ülkeye gidiyorsunuz ve o takımın en çok kazanan, önceki senelerinde en çok oynamış, biri takım tarafından kaptan seçilmiş diğeri ise son 4 yılda tonla gol atmış iki yıldız yerli oyuncusunu takımdan kesiyorsunuz. ama yine de bu konuda radikal bir karar uygulaması şart, özellikle selçuk'un rehabilitasyon sürecinden geçirilmesi gerekiyor.

    tüm bunların dışında, futbolu prandelli'den iyi biliyor değiliz. prandelli güzel bir adam, duygusal bir adam, babacan bir adam. inşallah şans da yanında gider, kısa sürede sistemini oturtup burada çok başarılı olur.
  • 680
    bilgisi olmadığı konularda eleştirmeyi adet edinmiş kişilerce eleştirilen hoca.

    yok o sistem olur muymuş, yok şu şöyle yapılır mıymış. fatih teriimci medyanın ve hükümetin dayattığı abuk kurallara ve yaptırımlara inat dimdik ayakta.duracak ve gerçek galatasaray taraftarınca hep desteklenecektir. fatih terim isteyen takımı enkaza çevirip terk eden fatih terim'in madrid maçını hatırlasın. şampiyonlar ligine evimizde 6 gol yiyerek başlamış, eleştirilen mancini'nin aldığı puanlarla üst tura çıkmıstık.
  • 681
    bu kadar acımasız eleştirilmesi için daha çok erken olduğuna inandığım galatasaray futbol takımı teknik direktörü. beğenmediğimiz anderlecht sezonu bizden erken açıp kendi liginde 7 maç yapmış ve doğal olarak maç formu bizim takımımızdan daha iyi durumda. ayrıca hoca daha önce bilmediği bir ligde ve adaptasyon sorunu yaşaması normal. ha ligde onuncu hafta gelir, takım hala ışık vermez, o zaman hep beraber oturur eleştiririz ama şu an köstek olma değil destek olma zamanı, daha kaybedilen süper kupa* dışında hiçbir şey yok
  • 682
    bu işin günahı da sevabı da kendi omuzlarında dilediğince risk alır yada riskten kaçınır burası ayrı. şimdiye dek gördüğüm kadarıyla oyuncularından yapabileceklerinin dışında şeyler istiyor. mancini'de benzer bir davranış sergilemişti. özellikle yerliler çok yönlü oyuncular değiller. alt yapı eksikliği de bir diğer olumsuz etmen. üçlü orta saha kurgusu mantıklı çünkü melo ve selçuk tüm orta saha yükünü kaldırabilecek form ve fiziksel dayanıklılıkta değiller.

    sneijder'i geçen yıl olduğu gibi sola yakın serbest oynatarak oyun kalitesine ciddi bir ivme kazandırabileceğini düşünüyorum. sağ kanat ve ileri uç elemanını da rakip ve yabancı oyuncu sayısına göre bruma, olcan, pandev, burak havuzundan seçebilir.
  • 683
    fatih terim'in madrid maçını hatırlayan biri olarak, o gün 6 gol yiyen takımın alkışlanarak soyunma odasına gittiğini de hatırlıyorum. zira takım asla ruhsuz, mücadele etmeyen bir görüntü vermedi, hatta 0-0 iken 20 dakika baskı kurdu, 1-0 mağlupken burak'ın müsait bir kafa pozisyonunu kaçırmasını da hatırlıyorum. enkaz denen takım ligde her şeye rağmen namağluptu, deplasmanda derbi kazanmıştı, sezona da fenerbahçe zaferiyle başlamıştı. bilgisi olduğunu iddia edenler bunları bilmiyorlar nedense(!)

    her neyse, olan oldu ve o günler geride kaldı, şu an hocamız prandelli, şu an kadromuz bu ve malesef görüntümüz iyi değil. eskişehir maçından sonra söyledim tekrar söylüyorum, 25 yaşında bir galatasaraylı olarak, rijkaard'in 2. yılıyla beraber en kötü ve en durgun sezon başlangıcımızı yaptığımız sezon oluyor bu şahit olduğum. beni asıl üzen şey bu, elbette prandelli'den ya da yeni transferlerden harikalar beklemek doğru değil, ama hatalardan herhangi bir ders çıkarma, bir ilerleme görmemek düşündürmeye başladı. eskişehir maçı sonrası yerinde tespitler yaptığını görmek mutlu etmişti ama bugün anderlecht maçında hocanın verdiği görüntü inanılmaz moral bozucu. son dakikadaki gole taraftar bile doğru düzgün sevinemedi, öyle kötü bir futbol ve mücadele var sahada, ama prandelli havalara uçtu, maç sonunda da "oyuncularımı soyunma odasına bu savaş için tebrik ettim" dedi. ben bunu kabul edemem, hayatımızda ilk defa galatasaray izlemiyoruz, bizim genlerimiz var, belli bir yapımız var. prandelli buna tamamen yabancı gözüküyor, açıkçası içinde bulunduğumuz futbol ortamı da kendisine baya ters görünüyor. bu anlayışını sürdürürse, ciddi anlamda sorunlar başlayacak, bunu öngörmek zor değil. galatasaray taraftarı yenilirken dahi gurur duyabileceği bir takım görmek istiyor, ama prandelli ile çıktığı 4 resmi maçta hiç bir pozitif olay göremedi.
  • 685
    ilk geldigi zaman daha fazla umutluydum. fakat dun ilk yari boyunca ve macin rahat 70 dakikasi kendi sahamiza mahkum oynadik. daha grubun en zayif takimina 3 tane on liberoyla oynayacaksan isimiz var demektir. kendisi acilen 4-4-2 ye donmesi gerekiyor. takimin daha cok pas yapmasi rakip takimin kalecisinden baslayarak pres yapmasi gerekiyor. ilk iki mac sikinti yasayabiliriz fakat tekrar eski sablonumuzu oturttuktan sonra tutamazlar bizi. hadi be prandelli hadi be!

    -------------muslera----------------
    tarık---chedjou---semih-----------
    -----------------------------telles---
    ---------------------melo-----------
    ------------selcuk(dzemaili)--------
    -olcan(bruma)--------sneijder-----
    -----------pandev------burak-------
  • 688
    geleli 3 ay filan oldu sanırım. belki daha az belki daha fazla. bu süre içinde takıma hiçbir şey veremeyen bir teknik direktördür kendisi. artık bu çok net belli. bırakın artı değer katmayı varolan artıları bile eksiye çevirmiştir. iyi niyetinden şüphem yok ama maalesef berbat ötesi antrenörlük sergiledi. açalım biraz.

    galatasaray takımı kendisinin yönetimi boyunca antremanlarda heralde hiç taktik filan çalışmıyor. duran top, korner ve kanat akını filan çalıştığını düşünmüyorum. savunmadan top çıkarma filan bunu tamamen unutturmuş takıma. kaç maç oldu bu takım hala organize bir atak yapamamış durumda. önceden çok mu yapıyorduk? çok değil ama hücumda bir akıl ortaya koyuyorduk. şimdi bu akıl da gitmiş durumda. topu alan adam sanki hayatında ilk defa topa dokunuyormuş gibi davranıyor. çünkü ne yapacağını bilmiyor. diğerleri de nereye gideceklerini bilmiyorlar.

    16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı artık bana net olarak göstermiştir prandelli'den birşey olmayacağını. bugüne kadar da birşey katmadığını. bunları yazarken üzülüyorum ama durum bu maalesef. kendimize bunu itiraf etmek hayırlısı olur.

    evet ilk şampiyonlar ligi maçında bütün defolar ortaya çıktı. savunmadan top çıkarmak tam bir felakete dönüştü. melo topu stoperlerden alıyor tam olarak orta yuvarlağın bizim sahamız kısmında topla buluşuyor. kafayı kaldırıyor en yakın takım arkadaşı 30 metre ileride. ne bekler yanaşıyor ne selçuk-dzemaili. tekrar stoperlere dönüyor onlarda tekrar melo'ya. melo da yerden sert pas atmaya çalışıyor. haliyle mesafe uzun olunca araya rakip oyuncular giriyor ya da ayak koyuyorlar. pas isabetli olmuyor ve hoop rakip aağa kalkıyor. eğer anderlechtli oyuncuları biraz tecrübeli olsalardı ilk yarıda 3-0 yapabilirlerdi. o kadar dengesiz yakalandık savunmada. hoca bunu gördüğü halde müdahale etmiyor. selçuk ve dzemaili'ye geriye gelip top alın demiyor. direktif verildiği melo'nun topu oyuna sokacağı söylenmiş haliyle selçuk ve dzemaili kendisine söyleneni yapıyorlar.

    3 orta saha ile oynuyoruz fakat ortasahamız hiç yok gibi. ne bir direnç var ne topa sahip olma. muslera hariç geri kalan oyuncular sanki ilk defa topla oynuyorlarmış gibi acemice hareketlerde bulundular. sanki bütün futbol geçmişleri silinmiş gibiydiler. top alan da boşta olan futbolcu da ne yapacaklarını bilmiyor. topu alan adam kime pas vereceğini bilmiyor, kim kime yardıma gideceğini bilmiyor, kim nereye koşacağını bilmiyor. saha parselizasyonu denen kavram tamamen ortadan kaldırılmış gibiydi.

    evet bazı oyuncular cidden formsuzlar ama bu futbolcuların futbol bilgileri silinmiş gibi. selçuk yanındaki adama pas veremeyecek, oyunu okuyamayacak kadar dibe battığını düşünmüyorum. bu kadar olmaz.
    geçen sezon fırtına gibi esen sneijder bu kadar sönük oynayamaz. bu kadar maça kendisini verememezlik olamaz. bu kadar mı dibe battı?
    hadi bunları geçtim melo da mı bu kadar dibe battı. kötü oynasa bile enerjisiyle ayakta kalan birisiydi. o da mı bu kadar dibe battı?

    dediğim gibi bu futbolcular formsuzlar kabul ama bütün suç onlarda değil. en baştaki suç itiraf etmeliyiz prandelli'de. futbolcular ne yapacaklarını bilmiyorlar. hoca topa sahip olalım diyor sahip oluyoruz ama sonrası belli değil. ne yapacağız kimse bilmiyor. hoca da bilmiyor. bilinmezlik kadar kötü birşey yok. insana bildiğini de unutturuyor.

    3 ay boyunca ne çalıştırdığını merak ediyorum. gerek hazırlık maçlarında gerekse resmi maçlarda takıma kattığı en ufak bir değeri kimse söyleyemez. gol yemiyoruz diyoruz ama bu onun değil muslera'nın üstün performansından. yoksa rakiplere çok sayıda pozisyon veriyoruz. vermiyor değiliz.

    prandelli bu şekilde giderse bırakın lig arasını 8. haftayı göremez.
  • 693
    sezon başında atletico madrid ile yapılan hazırlık maçında oynattığı futbolu beğenmiş ve mancini'den daha iyi futbol oynattığını düşünmüştüm ancak 16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı'na tarık ile başlamaması, selçuk ve burak'a en az mancini kadar iltimas göstermesi ve pandev gibi oyundan çıkmadan önce maçın tek pozisyonuna girmiş adamı çıkarıp burak gibi bir futbol katiline tüm maç boyu katlanması bu adamdan cacık bile olmayacağını gösterdi an itibarı ile.
    sen yatıp kalkıp iman gücü ile ceza sahasına dalan chedjou'ya dua et beyaz sakallı adam, ama şimdiden alitalia'dan sezon sonu için biletini ayarla da zam gelmesin.
  • 694
    cesare prandelli aşağı yukarı 3 aydır takımın başında. bu süreç içerisinde o kadar göze çarpan değişiklikler yaptı ki.. ancak oyunu okuyamayan arkadaşlar genel olarak kötü futbol üzerinden kovuyorlar kendisini.

    öncelikle fizik konusunda başlayalım. artık takımın yüklemesinin yeni bittiğinin altını çizmeye gerek yok sağır sultan bile duydu. bu yüklemenin açılması için bir kaç hafta gerekli. ondan sonra zaten belki her maç 110-115 km bandını zorlayan bir takım olacağız. he dersen bunu neden sezon başına ayarlamadılar. ona ben de katılabilirim. fakat her zaman pik noktası 4. veya 5. hafta olursa bu yüklemeler daha efektif oluyor.

    ikinci konu taktiksel diziliş. muhakkak taktiksel diziliş değişecektir maç bazında. ancak önemli olan anlayış. galatasaray takımına bir şey katmadı diyen insanlar, takımın her hücuma çıkışında hızı ve sahaya yerleşimini göremiyor demektir. bunu kaç senedir yapamıyorduk. efektif şekilde kontra ve hızlı hücuma kalkabilen bir takıma evrilmekteyiz. bunu bir kaç hafta sonra çok iyi göreceksiniz. zaten fizik gücünün yerine gelmesiyle birlikte bu kontralar daha sonuca yönelik olacaktır.

    bir diğer nokta yeni transferler. ne cemili ne pandev hazır değil. kaliteleri gayet belli olmakta. melo dışında ortasahada dikine top sürebilen adam yokken, çok hızlı bir oyuncu olmamasına ve hazır olmadığı gerçeğine rağmen dzemaili bunu sürekli yaptı. bakın bu çok değerli bir özellik. zekası zaten oyunundan belli olmakta. bir kaç haftaya ihtiyaçları var bu arkadaşların. bu noktada bu transferin gecikmesi bu sürece sebeptir diye düşünmekteyim.

    sneijder.. wesley sneijder gerçekten büyük topçu. onu bile asanlar var aramızda ki yazıklar olsun. sneijder yazın dünya kupası sonrası tükendi tamamen. kampı da geç açtı ki bence bu bir hata. bildiğimiz sneijder'in, hazır sneijder'in gelmesine en az 3 hafta var. fiziksel olarak ve mental olarak hazır değil. yavaş yavaş ısınmakta. 16 eylül cl maçında gayet etkiliydi ancak yetersizliği belli oluyor. sneijder'in yapmacağı top kontrol hatalarını yapıyor. bunun sebebi hazır olmaması. bu noktada benim şahsi görüşüm olcan üzerinden bu süreci değerlendirmek.

    chedjou konusu var. prandelli onu kendisine getiren etmenlerden biri. sadece bunu bile görememek komik. ama chedjou'nun bu kadar hazır olmasının sebebi geçen seneki bel sakatlıklarının bulunmaması. şuan oldukça sağlıklı ve bunu sahada gösteriyor. maçın 91. dakikası bir defans oyuncusunun o şekilde cezasahası içine sızıp (ki topu çok geriden attı rakip oyuncuya göre) o asisti yapması kalite ve profesyonel yaşamın sonucu fizik yeterliliktir. nazar değmesin. ben de çok eleştirdim ancak bu sene gerçekten çok iyi.

    anderlecht maçında tarık ile başlamamasının sebebi olarak taktiksel anlayış olarak düşünmekteyim. misal tarık oyuna girdikten sonra tek bir defansif top alamadı. boyunun dezavantajı nedeniyle kafa topuna çıktığı topları rakip göğüsüyle indirdi. belki bu anlayışla sol bekte yerini telles almış olabilir ki telles de hazır olmamasına rağmen iyi oynadı. oyunu sadece topun olduğu noktada izlemek yanlış gösteriyor. tamam mevcut defansif problemler devam etmekte ancak maç boyu çok fazla bindirme yaptı ve teşebbüsünde bulundu. ancak oyun oraya çok dönmedi. sağ bekte tarık tercihi ise bence veysel'in defansif olarak daha iyi olmasından dolayı olabilir.

    biz sürekli puan kaybından sonra ekrana çıkıp parmak sallayarak "ayağını denk alsın oyuncular, o selçuk yok mu o selçuk" şeklinde atarlanacak teknik direktör istiyoruz. ancak taraftar aklıyla takım yönetilmez. sen zaten selçuk ve burak için zor bir süreç içerisindesin. ikisi de özellikle selçuk'u kaybetmez üzereyiz. selçuk'un problemi fiziksel problem yanında psikolojik. çok ince bir çizgide. eğer prandelli de sırtını dönerse onlara tamamen kaybedeceğiz ikisini. peki ikisini kazanalım diye puan mı kaybedelim? hayır tabii ki. süreç içerisinde ikisi de bol bol kızağa çekilecektir bundan emin olabilirsiniz.

    asın kesin, "ışık vermiyor yauuu", "artık ben de savunmuyorum.." bunlar için çok erken. en azından 1 ay daha arkadaşlar. bu adama 1 ay daha dişinizi sıkın(!). gerçek anlamda planladığı galatasaray ortaya çıktığında o zaman gerçek anlamda yerden yere vurmak gerekiyorsa vuralım. ama o zaman bile ıslıklayıp takıma yüz çevirmek o anki mevcut durumdan bir adım ileriye taşımaz bizleri.
  • 697
    hizli futbol diyip kagnilarla top oynamaya calisiyor. madem hiz istiyorsun tarik telles, onlerinde olcan bruma ile oynayacaksin. selcuk da olmayacak. bak ve gor nasil bir hiza ulasacagimizi, aklin durur.

    selcukta ve uclu ortasaha sacmaliginda israr ettikce mac kazanmamiz imkansiz su saatten sonra.

    ne zaman olcan bruma sneijderli hucum hatti, arkasinda melo, yaninda selcuk disi biri, beklerden birinde de tarikla oynar; o zaman hayalimizdeki takimi goruruz.

    yoksa basari imkansiz.
  • 698
    futbolcular ilk geldiklerinde bir ışık verir, kumaşı iyi ya da kötü deriz. kendisi de hoca olarak şu ana kadar ne bir ışık verdi ne de kumaşının iyi olduğunu hissettirdi. futbolcularla arası iyiymiş baba gibiymiş vs. bunlar hikaye sabri'nin üçlü çektirmesi gibi yan faktörler. asıl işinde çuvallıyorsa yan faktörler ne olursa olsun işe yaramaz.
    mancini'yi beğenmesek bile sürekli arayış içindeydi takımı değiştiriyor, oyuncuların yerini değiştiriyordu. prandelli sanki çok iyi oynuyormuşuz gibi hep aynı adamlar aynı yerlerde, yedeklere hiç şans vermiyor. kalısa ve zaman tanınırsa sanırım bu yılı da kaybederiz.

    tanım: sigi held'den bu yana gördüğüm en kötü teknik direktör. bana italya demeyin. dünya kupası performansı yerlerde sürünüyordu.
  • 699
    hayata toz pembe bakıp poliyannacılık yapmak yerine gerçekleri konuşmak lazım. devraldığı takım formsuz bir takımdı ama oturmuş bir takımdı. birbirini tanıyan futbolculardan oluşan bir takımdı. şimdi ise herkes birbirini yeni görmüş gibi davranıyor, adapte sorunu yaşıyor.
    en uyumlu ikilimiz olan selçuk-melo sanki ilk kez oynuyorlar gibi alan paylaşım hataları yapıyor. pas alışverişlerinde, topu oyuna sokmalarda hatalar yapıyorlar. bu ikilinin burak ve sneijder'le uyumu da sorunlu durumda.

    geldiği vakit yapması gereken yeni bir takım oluşturmak değildi. zaten takımımız vardı. varolan sorunları tespit edip gerekli şeyleri yapacaktı. takıma yeni bir hava katacak, futbolculara özgüven aşılayacaktı.

    allah aşkına 16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçını seyreden yabancı birisi galatasaray için ilk kez birarada oynayan futbolculardan kurulu bir takım der. bunca yıllık galatasaraylıyım ben bile ulan bu futbolcular heralde yeni geldiler ve uyum sorunu yaşıyorlar dedim. halbuki cemaili ve pandev dışında herkes eski oyunculardı.

    mancini'ye kızıyorduk ama onun takımı daha organize bir takımdı. hücumda liderliği sneijder'e vermiş bazen şok pres yapan takımdı. kopenhag maçını hatırlayalım.
  • 700
    kendisine hala daha 1 ay süre verenlerden olmayı çok isterdim. hayata o kadar umutla bakıp herşeyin iyi tarafını görmeyi isterdim. ama maalesef hayat böyle değil. sözlükte genelde biri eleştirildiğinde "ne anlarsınız siz" kalıbı kullanıyor. kardeş sen ne kadar anlıyorsan ben de o kadar anlıyorum. sen bu adamın yaptığı hataları göremiyorsan bu adama gereksiz bağlanmışsındır. galatasaray hızlı hücuma çıkamıyor. kontra ataklarımız o kadar dağınık ki insan gerçekten hayret ediyor. hücuma çıkarken sneijder, melo dışında doğru pozisyon alan adam yok. takım hücum esnasında evlere şenlik. savunma ise resmen chedjou sayesinde ayakta. telles denilen bruma'dan sonraki kazık bir bek oyuncusunun yapmaması gereken müdahaleleri yaparak arkasını boş bıraktı, defalarca. karşımızdaki takım arsenal olunca 10 dakikada 3lerler haberin olmaz. veysel'i konuşmak bile istemiyorum. bu teknik adamın takıma kattığı tek şey göremedim açıkçası ben. galatasaray takımı 16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçının sonunda saha ortasında sevindi, ve bu teknik direktör oyuncularımı tebriğe boğuyorum dedi. ya biz yanlış biliyoruz galatasaray'ı ya da prandelli. biz yıllardır bu takımı bildiğimizden sanırım prandelli yanlış bilen taraf.

    mancini ayak üstüne atarak takımı kendisinden daha iyi yönetir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın