resim
Lincoln Cássio de Souza Soares
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:45
Boy:-
Uyruk:Brezilya
  • 2427
    şimdi o iyi bu kötü falan demeden önce oyun tarzlarına bakmak lazım. şimdi formsuz sneijder ile formda bir lincoln karşılaştırılması doğru olmaz. ikisinin de en formda dönemlerine bakmak lazım. sneijder en forma dönemini inter'in baklava 4-4-2'sinde 2 forvetin arkası olarak geçirdi. inter hızlı ve direkt oynayan ölümcül kontraları olan klasik bir mourinho takımıydı. o takımda sneijder topun kazanılıp kontratağa dönüşmesindeki en kilit isimlerdendi. o yüzden istatistiksel katkısı çok büyük olmasa da 9-10 saniye içinde gole giden atakların yüzde 80'i sneijder ile başlıyordu. sadece pas olarak değil topu sürerek, takım savunmasına pres yaparak katkı vererek inter'de komple bir futbolcu , disiplinli tam bir avrupalı görüntüsündeydi. lincoln ise schalke'de kuranyi'nin arkasında top rakipteyken ileride kendine boş alan arayan top kazanıldığında topu hemen isteyen ve direkt son pası ya da şutu veren serbestçe takılan oyuncu görüntüsündeydi. o yüzden her zaman çok şık pasları ve golleri oldu, ama tüm takım onu taşımak zorunda kaldı. yani takıma bireysel olarak çok katkı veren bir oyuncuyken takım görevi anlamında zayıf bir oyuncuydu. dar alanda etkili olması lincoln'ü gerçekten farklı yapan noktaydı. ama dar alanda çok faule maruz kalarak sürekli sakatlanıyordu zira fizik olarak da çok zayıf bir oyuncuydu. hagi ise ikisinden de farklı olarak günümüzün iniesta'sı gibi tamamen zekasıyla sahada varolan ve sahanın her yerinde takımının en sıkıştığı anda kendini gösteren bir oyuncu görünümündeydi. savunma katkısı az gibi görünse de hagi ikili mücadelelerde asla yılmayan inatçı bir 10 numaraydı. geçmişi biraz gözünün önüne getirenler hatırlar hagi lincoln'den çok farklı olarak taa bizim cezasahamıza kadar gelip top çıkarıp/saklayıp takımı rahatlatan bir adamdı. hiçbir zaman tribüne oynamak için oynamazdı mesela. artistik bir hareket yaptıysa bile onu o an gerektiği için yapardı. ayrıca hagi hırslı ve sert bir adamdı. hagi'nin ağır olması ise bize hiçbir zaman bir handikap oluşturmadı. çünkü zaten biz top çeviren daha çok bakarak görerek nispeten düşük tempoyla oynayan bir takımdık. bu konuda 90'ların italyan takımlarına çok benziyorduk. kısacası dünyada her oyun tarzına uyan tüm özellikleri üzerinde bulunduran bir futbolcu yok. herkesin kendine has özellikleri var. onları değerlendirmek transferleri ona göre yapmak ,takımın hem taktiksel hem de karakteristik özelliklerine uyan oyuncuları belirlemek gerekiyor.
  • 2429
    sneijder'in ölüsünü tercih ederim. hatta şu sıralar kendine gelene kadar rotasyona girmesi gerektiğini düşündüğüm sneijder'i bile tercih ederim.

    futbolcu takımını düşünmeli. futbolcunun iş ahlakı olmalı. futbolcu devamlılık göstermeli güven vermeli.

    lincoln yeteneğini heba etmiş ve bu özelliklerin hiç birini taşımayan bir isimdi. öylesine öyküneceksem kralı sergen yalçın'dır. hatırlayıp anmaya değer görmüyorum.
  • 2431
    şimdi futsal maçından çıktım tribünler nasıl kalabalık nasıl kalabalık anca yazabiliyorum. bir tarafta tek hücum opsiyonu sağa çekip vurmak olan sneijder, diğer tarafta top ayağına her geldiğinde takım adına tehlike yaratan lincoln. şutsa kralını lincoln de atardı. adam eksiltirdi, ara paslarıyla beslerdi. sola falan da çektiğini görmedim 10 numara gibi 10 numaraydı. kariyer desen sneijder falakaya yatırır lincoln'ü ama takımda hangisinin iyi halini isterdin deseler milyon kere lincoln derim. snejider hayatımda gördüğüm en "düz" on numara. böyle futbolcular bizim gibi 10 kişi kapanan rakiplerin olduğu liglerde iş yapamazlar, ki yapamıyorlar da. galatasaray'a geldiğinden beri önemli maçlarda sahneye çıkmıştır doğru ama bunca yıldır toplasan 10-15 maçtır. disiplini, iş ahlakı yok diye (ki doğrudur) lincoln itin bir tarafına sokuluyor ama az buz futbolcu değildi. hagi'den sonraki en iyi galatasaray on numarasıdır lincoln. katılıp katılmamakta serbestsiniz ama bırakın şu "gidip şunu izleyin, bunu izleyin" söylemlerini. 90'lar öncesi değil de 90'ları izleyin de futbolcu görün. şimdikiler onların tırnağı etmez. messi'ye sonsuz saygılar o ayrı...
  • 2432
    lincoln gibi futbolcu bir daha zor gelir galatasaray'a, onun tarzı bambaşkaydı. ha neden illa bir kıyas yapma zorunluluğu hissediliyor onu anlamış değilim. neticede şino da lincoln de bu formayı terletmiş, gönlümüzü fethetmiş oyuncular.

    - ben sneijder'in deplasman seçtiğini veyahut kasten soğuk deplasmanlara gitmediğini görmedim hiç. lincoln bunu yapardı ne yazık ki.

    - sneijder daha çok yöneten oyuncu yani lider, lincoln ise takımın en büyük yıldızı, en yetenekli ama sorumsuz çocuğu. aidiyet duygusu bakımından da sneijder fark atar.

    - gel gelelim yeteneği kıstas alırsak sneijder ile lincoln arasındaki fark cristiano ronaldo ile yasin öztekin arasındaki fark kadardır. lincoln'ün top ile gözü kapalı yapabileceği şeyleri bazen sneijder gözü açık yapamıyor mesela. kilit açma konusunda da fersah fersah önde olan lincoln. yani demem o ki lincoln'e birazcık sorumluluk biraz da iş disiplini yüklenme imkanı olsa kuşkusuz çoğu kişi lincoln daha iyiydi der ama yüklenemiyor işte ve bu yüzdendir ki bu versusta çoğu kişi sneijder diyecektir ben de dahil.

    yine de bir seyirci olarak lincoln'deki tadı kimsede bulamazsın, bu sadece şino için geçerli değil çoğu on numara yetenek olarak lincoln'ün tırnağı etmez. alex de etmez mesela.

    kıyası sadece gerçekçi olması ve taraf olan kişilerin saptırdığı şeyleri bertaraf etme adına yaptım, dediğim gibi iyi niyetle elbet kıyas olur; ah lincoln de ne oyuncuydu sneijder onları yapamıyor falan diye hayıflanabilir ancak art niyetli söylemlere de kulak asmamak gerekir.

    yoksa o da 10'dur bu da 10'dur. ikisinin de başımızın üstünde yeri vardır...
  • 2435
    lincoln'un donemini statta izledim. rabonasi, no look pasi, klas sutlar, topuk hareketleri ile mest olmustuk ama sneijder ile kiyaslanamaz. cunku sneijder 2-0 yenik durumdan 4-2'ye cevirip sampiyonlugun anahtarlarindan birini aldigimiz orduspor macidir, ceyrek finaldeki real madrid macidir, allahim goldeki oznedir, bir saga bir sola yatirandir, arsenal'e tt arena'da frikigi takandir, ve son olarak 4. yildizi aldigimiz besiktas macinda fisi cekendir.

    lincoln bu maclarin yarisini verebildi kusura bakmayin. bulent korkmaz'a karsi hep kendisini savundum. hatta 20 bavulla kontrati devam ederken kactiginda bile savunmaya devam ettim. gittiginde baya uzuldum. kendisine o donem haksizlik yapildi, yerine 85 kiloluk hasan sas ile topa vuramayan mehmet guven defalarca oyuna girdi. bulent korkmaz'in bilincli ya da bilincsiz bir yipratma politikasi vardi kendisine karsi. bu bir gercek. ama lincoln'de kendisini kulupten ustun gordu bu da bir gercek.

    ayrica pasaportu itibariyle oynadigi mevkinin (amc) kendisi gibi oldukca yetenekli oyuncular barindirmasi sebebiyle ust duzey kariyer yapamadi. ama bir ara surekli yere dusmesi, citkirildim olmasi kabak tadi vermisti. aykut ercetin'in quiz programinda "antremanda her pozisyonda yerde kaliyordu artik hepimiz yuh demeye baslamistik" derken kastettigi adam kendisi sanirsam.

    kendisini tekrar hatirlamak guzel. ibb'ye attigi gol, ankaragucu macinda attigi gol, camurlu bir ankara'da sampiyonlugun anahtari olan bir gol ile lincoln'u hatirlamak guzel. ama bazilari kendisini sahip olduklari "sneijder nefreti" uzerinden degerlendirmis ve hatirlamis. bu nefretin de form durumuyla falan alakasi olmadigini biliyoruz. tabi ki taptiklari teknik direktor'un sneijder'i istemedigi icin olustugu on yargi formsuzluk ile birlesince, "yaa lincoln'de sneijder'e on basardi hocum" temali yazi(lar) gorebiliyoruz.

    ayrica frikik konusunda sneijder lincoln'un fersah fersah ilerisindedir. sut konusunda da sneijder'i bir adim onde gorurum.
  • 2439
    mario jardel sonrası yaptığımız ilk "heycanlandıran" transferdi bu saçkıran hastalığından muzdarip, teknik direktörüne her daim tepkili tripkolik kardeşimiz. koskoca 7 senede fenerbahçe'den devre arası kaçıp ilk maçındaki hattrick dışında kayıpları oynayan revivo ve posası çıkmış frank "kısa düştü" de boer hariç taraftarı havaalanına yığacak, forumlarda nöbet tutturacak, onları geçtim taraftarın kendi arasında "vay be" diyebileceği bir transferimiz dahi olmamıştı. aynı 7 senede ariel ortega, mateja kezman, nicolas anelka hatta stefan appiah gibi adamlar teker teker suyun karşı tarafına iniş yapmış; türkiye liginde efsane olacak alex de souza gelip icraate başlamıştı. meydan o kadar boştu ki beşiktaş bile john carew gibi bir adamı getirebilmişti.

    işbu ahval ve şerait içerisinde bu kardeşimizin transferi olması gerekenden milyon kat büyük bir olay olmuş; gerek yılların suskunluğundan bunalmış(!) taraftar, gerekse 7 senede yazdığı 3147255147 ismin hiçbiri gelmediği için günah çıkarma peşindeki galatasaray medyası(!) mal bulmuş mağrubi edasıyla sarılmıştı kendisine. formalar, tshirtler, atkılar falan basıldı kendisi için. rahmetli özhan canaydın kendisinin transfer haberini çorlu'da taraftar derneği açılışında vermiş, hatta bazı ulusal kanallarımız ana haber bültenini kesip son dakika olarak bu haberi vermişti. vasatın bir tık üstü bir adama bunu yapan ülkenin drogba yeşilköy'e indiğinde sokaklara çıkıp saygı duruşunda durması gerekirdi ya; neyse...

    çok itin götüne sokulacak bir adam değildi aslında ama kendisi biraz yaratılan bu suni havanın biraz da götü kalkık oluşunun kurbanı oldu. yaz boyu pompalanan suni havaya bir de sezona yaptığı bomba gibi başlangıç eklenince rüzgarı da arkasına alıp iyiden dünya starı muamelesi görmüştü. mecidiyeköy'ün "lincooln lincoolnn"diye inim inim inlediği günler başta keyifli olsa da sonradan ızdıraba hatta iç kavgalara sebep olmuştu. krizler içinde koparılan şampiyonluk sonrası yaşanan bol hezimetli, kadıköy'e metrobüs hayallerinin guerrero'ya takıldığı sezon içinde gerçek kalibresinin yaratılan algıdan farklı olduğu gerçeği ortaya çıktı. canı sıkıldıkça tası tarağı toplayıp brezilya'ya gitmesi kabak tadı vermeye başladı. nitekim sezon sonrası bir dönem avrupa'da izi sürülse de kendi haline bırakılmış, daha sonra ülkesine dönerek dünya futbol sahnesinden çekilmiştir.
  • 2446
    lincoln gibi saf yetenekli ve izlemesi keyif veren bir oyuncuyu övmek için bile sneijder'i eleştirmeye ihtiyaç duyuyoruz. lincoln sana özel yeteneğiyle maç kazandırır doğru ama sola yanlayan adama iyi bir organizasyon sunarsan, sana bir sezonda lig şampiyonluğu, kupa ve süper kupa ile en önemlisi şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazandırırken, dünya kupasında final yaşatır.
  • 2449
    menajerlik oyunlarında takımdaysa göndermeye çabalayacağım, takımımda oynuyorsa tırnaklarımı yiyeceğim oyuncu. ben bu tarz adamları nerede kullanırım? fifa tarzı oyunlarda. yani "o" olabildiğim oyunlarda. ben eğer lincoln'ü yönetebiliyorsam, tadından yenmez. çünkü mücadele ettirir, koştururum elimdeki oyun kolu ile. "o" olurum.

    onun dışında, futbol takım oyunu. lincoln takımı pek sallamazdı.
  • 2450
    kendisini severdim ama yetenekle futbolcu olunsaydi o zaman bizim mahalledeki beto(beytullah) dünyanın en iyi futbolcusudur derim. kimse de çürütemez bu iddiayı. yılların klişesidir; sergen kendine baksa real madrid' de oynardı. bana ne lan baksaymış o zaman. sergen benim için standart bir futbolcudur. istatistik olarak da kariyer olarak da arda' nın hagi' nin alex' in gerisindedir. kiyaslamam bile.

    lincoln' un bundan 50 yıl sonra esamesi okunmaz dunya futbolunda keza alex de öyle. ama hagi, sneijder yine konuşulacak. iyiysen, en iyilerde oynar, en büyükleri kazanmak için mücadele edersin bu kadar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın