resim
Lincoln Cássio de Souza Soares
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:45
Boy:-
Uyruk:Brezilya
  • 1130
    bu adamda bu karaktersizlik varsa değil taraftar dünya ayağına gelse kurtaramaz, taraftar elinden geleni yaptı hatta fazlasıyla yaptı, bundan sonra yapacak tek şey formanın hakkını verenlere destek olmaktır* gerisi hikaye. lincoln de bir zahmet kalsın gittiği yerde bir daha da gelmesin bu civarlara, ekonomik krizimizin ortasında adama paralar saçtık o da bizimle dalga geçiyor.
  • 1133
    sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklı olanını severler bu topraklarda. yabancı futbolculara da kendi çocuklarımızdan çok daha fazla değer veririz.her zaman da acısını çekeriz bunun.son örneği lincoln

    bu oyuncu galatasaray'a geldiğinde yer yerinden oynadı. yeni 10 numaradediler hagi'nin yerini doldurur dediler.bırak hagi'yi yapması gerekenleri bile yapmadı.hagi'de sevmezdi idman yapmayı.ama kaçırmazdı kamp günlerini,idmanları.sevmeye sevmeye profesyonelliği gereği yapardı herşeyi.çoğu futbolcu sevmez zaten bu antrenman olayını.

    bu karaktersiz topçunun galatasaray'da ki üçüncü yılı.geçen yıl da sezon başlangıcında gelmemişti.geçerli bir mazereti de yoktu.televizyonlar da düğünlerde derneklerde görüldü.aynı pişkinlikle 1 hafta gecikmeli gelmişti istanbul'a.ne oldu sonra.yönetim rekor bi ceza verecek dediler.öyle söylediler böyle söylediler başladı sezona.

    kendisini kaybetmek istemeyen bir hoca gelmişti takımın başına. (bkz: michael skibbe) yine yaymaya başladı kendini.ama dedim ya biz yabancı futbolculara
    tapıyoruz. lincoooolnn lincooollnn tezahüratları eskisinden daha gür yankılanmaya başlamıştı mabed'de.sanki futbolcumuz haksızlığa uğramıştı bizse ona destek oluyorduk.durum öyle değildi ki.bu karakter yoksunu adam taraftarı 2 yıl boyunca kullandı.yalandan yaptığı 2 hareketle gönlünü çaldı galatasaray aşığı herkesin.koskoca 1 sezon boyunca 10 maçta hakkıyla oynadı ve yine yaydı kendini.sezon sonunda 20 bavulla gitti,gidip de ayrılamadı ülkesine...

    2009-2010 sezonunu açtı takım.hem de geçen hafta başında.8 gün oldu hala ortalarda yok.galatasaray yönetimi kendi oyuncusuna ulaşamıyor.bu kadar sorumsuzluk bu kadar kendini büyük görmek de neyin nesi.cezayla olucak iş değil bu.karaktersiz dedik ama psikolojik olarak kulübü yıpratmayı iyi biliyor.zeki diyebiliriz bir bakıma.umarım galatasaray sorunsuz bir şekilde kurtulur bu kımıl zararlısından.onun da futbol hayatı kayar gider ülkesine plajlarda top oynar.son söz büyük galatasaray taraftarına...

    desteklemeyin artık bu karaktersizi.bu takıma böyle küçük oyuncular yakışmıyor...
  • 1137
    10.gün lincoln yine yok. hep beraber küfür edin. hakkınız, hiç kimse galatasaray'dan büyük değil yaftası boynunuzda. oynamasın lincoln, atılsın, kovulsun, yerine mehmet güven oynasın. getirene lanet edin, tribünde ayağına top geldiğinde kusun, elinizden geleni ardına koymayın ama beni son bir kez bir daha dinleyin.

    hepiniz benden daha teknik bilgili adamlarsınız, açın arşivlerini gazetelerin, zahmet etmeyin ben ezbere biliyorum. hagi geldiğinde be onun ülkesine göçmüştüm. sürüye yeni katılmış olanlar var sadece. sürü aynı sürü, aynı çoban tarafından güdülüyor. 1996 senesinin bu aylarındaki gazeteleri okuyun. george hagi, meksika'ya top cambazlığı yapmaya giderken, dönemin yöneticisi irfan kurtoğlu ile tesadüfen aynı uçakta bulunmasa bunları konuşmayacaktık bile. başka bir şey duyan, bilen varsa bu konuda kimse inanmasın. fatih terim o tarihte hagi'yi inanın benden daha fazla tanımıyordu bile.

    hagi; adını duydukça tüylerimin diken diken olduğu, futbol konuşuldukça karpatlar'ın maradona'sı diye kulaklarımın çınladığı efsane. çocuklar, ben pele'yi, maradona'yı, backenbauer'i, roberto carlos'u( fener'e gelmesi büyüklüğünden asla kaybettirmez), hagi'yi(galatasaray'a gelmeden önce) canlı seyretmiş galatasaray taraftarıyım. söyleyeceklerim var. benim için hagi, galatasaray'dır. galatasaray hagi'dir. ali sami yen'i tanımıyoruz, bize miras bıraktığı için seviyoruz. metin oktay'ı da seyretmedim bilmiyorum. ondan sonraki gelen tüm jenerasyonlar içinde benim için gelmiş geçmiş en büyük, en sevdiğim futbolcu hagi'dir.

    hagi'yi vurguluyorum, bağlayacağım. 1996 senesinin eylül ayında hagi, vanspor maçına çıkmadan önceki gazeteleri bulun okuyun. dedim önce ben okumuştum. alayı küfür ediyordu, oynadığı ilk maçta gol atamasa fatih terim'de muhtemelen edecekti. neyseki hagi atıyordu, attırıyordu, bir başka oynuyordu futbolu. 40.000 kişinin önünde son dakika penaltısının başına gitmişti. hagi kendini gösterdikçe yalvardılar, filipescu'yu, ilie'yi bacanağı popescu'yu getirdi, avrupa şampiyonu oldu ve gitti. son maçında ağıtlar yakılmıştı. bakalım bir daha kime nasip olacak?

    o gittikten sonra öksüz kaldı sahaların ortası. 2 yıl öncesine kadar. bir brezilya'lı 10 numaralı formasıyla fırladı çıkış tünelinden. hagi dahil hiç bir futbolcuya nasip olmayan bir desibelle tavaf etti tribünleri. ve oynadıkça bir şeyler anlattı anlayana, bir şeyler gösterdi görmek isteyene. komadılar, yalamalık yapmadı sürüye, tıpkı ortega gibi, anelka gibi pascal nauma gibi. senmisin çakar'a, toroğlu'na, hıncal'a dalaşan. daha doğrusu dalaşmayan muhatap bile olmayan. vakvakları ürküttü, geçen yılın ilk yarının en büyük futbolunu oynayan adamı kazma bülent'e boğdurdular. ben lincoln olsam bülent'in çalıştırdığı takımda antrenmana bile çıkmam. sen kimsin kardeşim, hayatı boyunca, 18 in içinde ayağına gelen topu tekmeleyip dışarı atmakla efsane olmuş, en ufak bir damarına dokunmada takıma küfür etmekte tereddüt göstermeyecek kazma, hagi den sonra gelen ve bir daha asla gelmeyecek olan bir top cambazını itin kıçına sokacak. ve bizi futbolu sevdiğimize pişman edecek.

    büyük galatasaray taraftarı bu lincoln için yazacağım son yazıdır. artı kovsalar da, başımızın üstünde taşısalarda ben yazmayacağım. ben lincoln'ün uzaktan seveniyim artık. ben bir basit futbol dilencisiyim. galatasaray olmasa asla şimdiki endüstriyel futbolu seyretmeyecek olanım. götüyle futbol oynayan servet'i, ayağının burnuyla topa tepen gökhan zan'ı seyretmektense, beyniyle futbol oynayan lincoln'ü sahada görmek isteyenim.

    büyük takımların verdiği imaj, gösterdiği rota gururun, onurun yüksek aşamasıdır. büyük takımlar büyük hocalarıyla, büyük futbolcularıyla nam salarlar. galatasaray büyüktür, taraftarı büyüktür. bu büyüklük geçmişten geleceğe kadar değişmeyecektir. şimdi hocası da büyüktür, türkiye'nin şu anda oynayan en büyük futbolcusu arda turan ne mutlu ki bizm takımdadır. ve kim ne derse desin, benim sabitemdir, hagi'den sonra gelen ve bir daha gelmeyecek olan en büyük yabancı futbolcusu ise lincoln'dür. oynamazsa benim için büyük eksikliktir.

    surinam'lının cim bom'unun en büyük futbolcusu olacaktır. lincoln ile surinam'lıyı bir golden sonra sarılırken görürseniz beni hatırlayın.

    sevgilerimle,
  • 1146
    bir şekilde yine affedilecek, "bu sezon her şey güzel olacak" demeçleri verdikten sonra antrenmanlara çıkacak futbolcudur.

    zamanında çok savunmuşumdur bu adamı. ruhsuz ruhsuz sahada dolanıp durmuştur, deplasmanlara gitmemiştir, kamplara geç katılmıştır... kısaca, yanlış olan ne varsa yapmıştır; ama yine de savunmuşumdur. gerçekten oynadığı anlarda oyunu bana keyif verdiği için savunmuşumdur. gitsin artık diyenlerin aksine, inatla kalsın diyenlerden olmuşumdur hep. belki değişir umuduyla salakça beklemişimdir.

    lincoln yetenekli oyuncudur, bunu inkar etmiyorum. futbolu aklıyla oynar; ama canı istediğinde oynar. bu sezon da kendini tekrar etmesiyle bendeki tüm kredisi bitmiş, nefretimi kazanma başarısını gösterebilmiştir. bir futbolcudan kolay kolay nefret etmem ben. sonuçta o adam da bir şekilde parasını kazanıyordur. elinden geleni yapıyordur. işte lincoln meselesi de burda tıkanıyor. kendisi elinden geleni yapmadan, şu kriz ortamında eşek yüküyle para kazanıyor. peki beyimizin bize reva gördüğü ne? kampa henüz katılmamış olmak. bravo lincoln! utandırdın ya beni, helal olsun sana.

    bu adamın bu sezon nasıl oynayacağı umrumda değil. her maç, üç gol atıp dört asist yapsa da, kendisi saçma sapan bir futbolcudur benim için. nasıl bundan önce kötü oynadığı dönemlerde arkasında durduysam, şimdi çok iyi oynasa da karşısında duracağım. tribünlerde, kışın ortasında elleri ayakları donarken "lincoooln lincoooln" diye bağıranlar, beyzadenin kıçını kaldırmak için yapmadılar bunu. beklentilerimiz vardı. bu adama beslenen bir sevgi vardı. beyfendi hazretleri bunu anlayamadı sadece. kıçını tavana değdirmekle uğraşıyordu o ara.

    ihtiyacımız olan, karakterli futbolcular; terbiyesizler değil. ne güzel söyledi alp yalman; "bir kere lincoln adam değil." diye. işin özetidir bu cümle.
  • 1147
    cassio lincoln, ilk geldiği zamanı hatırlıyorum da, kendi adıma çok sevinmiştim. yetenekli olduğunu biliyordum. lakin gün geçtikçe karakterini görmeye başladım. kamplara geç gelmeler, istemediği maçlara çıkmaması ve en son olarakta sayın büyüğümüz,kaptanımız bülent korkmaz'a yapmış olduğu saygısızlık onun hakkında kesin bir kanıya varmamı sağladı. ''yetenek herşey değildir.'' evet lincoln yetenekli bir futbolcu ama sevgili alp yalman abinin söylediği gibi ''bir kere önce lincoln adam değil''. onu sevenlerimiz de var ve o arkadaşlarada saygı duyuyorum ama futbolda da normal hayattaki gibi büyüğe saygı , küçüğe sevgi prensibi işliyor. büyüğüne saygısı olmayan bir futbolcunun bizim camiamızda işinin olmadığını düşünüyorum arkadaşlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın