resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 2202
    sanırım desteklemeyen galatasaraylı sayısının giderek azaldığı futbolcu. öyle olmasını da umuyorum.

    şöyle geçmiş forvetlerimize bakıyorum girdiği pozisyon/attığı gol sayısı birbirine bu kadar yakın isim gelmiyor aklıma. yetenek de yetenek diye söylenip duruyoruz ama sezon başında tarafsız bir futbol severe sorsan "burak kafa vurmayı bilmiyor" derdi. şimdi tarafsız* bi adama sor "en büyük kozu kafa vuruşları" diyebilir. demek ki neymiş iş çalışmakta bitiyormuş. burak da çalışkan bir futbolcuymuş.
  • 2205
    bir hedef sanrafor olma yolundaki eksiklerini çok çok kısa bir süre içinde kapattı. "çok gol kaçırır" yaftasıyla geldiği galatasaray'da, kolay pozisyonlarda sol ayağıyla şut çekmetke ısrar ederek kaçırdığı ve taraftarın homurdanmasına sebep olan gol pozisyonlarının meyvesi olarak şu an sağ ayak - sol ayak fark etmeksizin etkili şutlar çıkartabiliyor.

    kafa vuruşlarının zayıflığına değinen hiç kimse haksız değildi, şimdi de göt olmuş falan değil. burak iyi sıçramasına rağmen kötü kafa vuruşları yaparken "bi susun yeaa..." diyerek mevzuya teşhis koyan taraftarlara karşı akıllarınca argüman geliştirenler, inkar yolunu seçenlerdi. şimdi burak yılmaz'ın bulduğu kafa gollerinde zerre kadar "ben demiştim!" deme hakları da yoktur. çalışıp açığını kapatan burak; sana n'oluyo ulan düdük makarnası?! herif ekstra kafa çalışırken kenardan orta mı açtın?! adamakıllı analiz yapıp burak'ı savunan kimse üstüne alınmasın; ama başlığı "göt" kelimesi etrafında oluşturulmuş tek satırlık entry'lerden geçilmiyor...

    tek santrafora dönülme ihtimali konuşulurken, burak yılmaz'ın top kontrolünü gündeme getiren taraftara hakkını teslim etmek gerekiyor. yanında bir yardımcı forvet ile gol pozisyonlarını koklayan, golcülük sezgileri ile pozisyonu bulup topla buluşur buluşmaz, fazla uzatmadan şutunu çeken bir oyuncu olarak oynayacaksa; topu iyi istop etmesi, ileride top tutabilmesi, kalabalık savunma arasında bol bol asist yapabilmesi gibi özelliklerinin olması şart değil. ama ileri uçtaki tek santrafor olarak kalacaksa, ileride top tutma özelliği olmadan, formu düşecektir. ama son üç sezonki hali ile burak yılmaz, oyunun öyle her dakika içinde olan, basan, kovalayan, atak başlatan değil; boş alanlarda pas bekleyen ve pası aldı mı golünü yazan bitirici bir oyuncu hüviyetinde zaten. bu adama bu saatten sonra pres gücü yüklemek, kariyerini yanlış yönde geliştirmek olacaktır ama topla biraz daha haşır neşir olmasından zarar gelmez.

    bencillik konusunda aldığı eleştiriler esnasında gördüm ki, hakikaten muazzam plasesi var. açı darmış, ileride yalnız kalmış, üç defans oyuncusu önünü kapatmış, ters ayağına gelmiş falan dinlemiyor; ayağında topla kaleyi gördüyse, mutlaka kaleciyi tedirgin edecek bir plase çıkartıyor. adam içgüdüsel olarak golcü...

    takımdaki bütün elle tutulur forvetler gibi, burak da bir melez. sürati ile hücuma katkıda bulunan bir kanat forvet oyuncusuyken; şenol güneş tarafından ilk defa bir hedef santrafor olarak kullanıldı ve o yaştan sonra, bu yeni mevkide daha önce hiç elde edemediği başarılar kazandı. kanat yıllarından kalma bir özelliği de, topla süratlenebilmesi. trabzonspor'da savunma arkasına atılan uzun toplar ve ara paslar ile çok gol bulmasına sebep oldu bu özelliği. kronik ofsayt hastası olmasa çok daha fazlasını bile atardı; çünkü istediğin kadar önlem al, topla süratlendi mi ye-ti-şe-mi-yor-sun! ofsaytta kalmama mevzusu çözümü olan, çalışılabilen bir şey mi bilmiyorum; ama burak'a bir sınıf daha atlatabilecek bir konu. öyle "3 kişiyi çalımlasın, kaleye zımbalasın!" manasında değil ama, ileri çıkmış savunmanın arasında pusuya yatıp aldığı ara paslarla direk kaleye süratlenmek gibi bir planı olduğu zaten ortada; ofsaytta kalışlarının tamamına yakını bu şekilde oluyor.

    bu melezlik mevzusunu açtım, çünkü yakın zamanda çok saçma bir şekilde hakan şükür ile kıyaslandı. ikisinde de aynı golcülük sezgileri bulunsa da; burak'da olup hakan'da olmayan sürat, hakan'da olup burak'da olmayan da hücum prestir. en azından 2007-2008 sezonunu hatırlayanlar hakan şükür'ün arkadaşlarına boş alan yaratan, pres yapan, top çalan, o yaşta tazı gibi koşan tipte bir oyuncu olduğunu hatırlayacaktır. her golcü santrafor aynı değil...

    ailecek severek, beğenerek izliyoruz.
  • 2208
    eğer ki ben,

    - son iki sezonun birisinde 19 gol, diğerinde ise 32 gol atıp bir de gol krallığı alsaydım,
    - bu iki sezonu takip eden sezonda henüz 14 maç olmuşken 8 gole ulaşsam ve bu 8 golün 6 tanesini içeride oynanan son 6 maçta kaydetsem ve hatta bu alanda hakan şükür gibi bir golcünün rekorunu egale etmiş olsam,
    - şampiyonlar ligi'nde 6 maçta 6 gol atıp takımımı bir üst tura taşısam. şampiyonlar ligi gruplarında en çok gol atan türk oyuncu rekorunu bu tip maçları defalarca oynayan hakan şükür gibi bir golcünün elinden alsam. şampiyonlar ligi gruplarında gol kralı olsam ve sadece cristiano ronaldo benim kadar gol atmış olsa. onu da dakika başına atılan gol ortalamasında geride bıraksam,
    - son 2.5 senede hayvan gibi antrenman yaprak gol vuruşlarımı 10 üzerinden 2'den 10 üzerinden 7'ye çıkarsam. kafa vuruşlarımı 10 üzeriden 0'dan 10 üzeriden 6-7 gibi değerlere taşısam.

    ve bunlara rağmen hala burun kıvırsalar bana, beğenmeseler beni yemin ederim isyan edip terör örgütü kurardım.
  • 2210
    golcü olduğunu belli etmesi için gözümüzü doyurması için orta sahadan topu alıp rakip takımın hepsini çalımlayıp albatros vuruşuyla * gol atması lazım şimdi ne yapıyor dümdüz gol atıyor. böyle olmaz röveşata atacaksın. 40 metreden atacaksın. kale direğinin üstüne basıp kafa topuna yükselip kafayla 90a atacaksın bunlar olmadan hissedemiyorum be golcülüğünü dayımın oğlu. baros bunları hep yapıyordu mesela.
  • 2212
    jardel'e "golcü değil bu" denilmiş bir memlekette futbol oynuyor. işi harbiden zor. deli gibi sahip çıkılması lazım. kurda, kuşa, iç ve dış mihraklara yem edilmemesi lazım.
    hala utanmadan, sıkılmadan golcü gibi hissettirmiyor diyen var yav. hala ve hala baros'la kıyaslayanlar var. çözüm öneriniz ne ? burak'ı hala beğenmiyorsunuz ve/veya yetersiz buluyorsanız bir çözüm önerisi sunun. his vermiyormuş. bak hele sen şu işe. adama kafa atamıyor dediler cl'de 4 kafa golü attı, frikiklerde ne işi var dediler 30 metreden örümcek ağlarını aldı, bencil dediler 5 asist yaptı. adam hakkında eleştiri konusu olan her konuda kendini geliştirdi ama hala his veremiyormuş paşalarıma. burak kardeşim işin çok zor. allah yar ve yardımcın olsun.
  • 2214
    iyi golcü ama takımda burak varken maçlara 1-0 önde başlayamıyoruz.
    maçlar hep 0-0 başlıyor. sonra maçın içinde illaki gol atıyor ama önceden kaçıncı gol olacağını bilemiyoruz. böyle olunca da bi tedirgin hissediyorum ben. bize, bizi maça 1-0 önde başlatacak golcülüğünü hissedebileceğimiz bir golcü lazım.

    edit: ironiden anlamıyor hakikaten bu nesil. lan bu mesajı okuyup da ironi olduğunu anlamamayı kimse kusura bakmasın ben ağır gerizekalılığa bağlıyorum. maça 1-0 önde başlamanın golcülükle ne alakası var amk. futbolda maça 1-0 önde başlamak diye bişey mi var? mal mısınız arkadaş. beyninize kan mı gitmiyor?
  • 2216
    burak yılmaz için daha öncedende yazmıştım. bu golleri nasıl atıyor anlayamıyorum diye. bana kalırsa taraftarın eleştirmesinin en önemli nedenlerinden birisi bu adamın güven vermiyor olması. top kontrolü yok gibi birşey. braga maçını izlemeye gidiyorduk bizimkilerle. yolda giderken birisi demişti ki "burak iyi forvet ama top ayağına gelince ayakları düğümleniyor." diye. şimdi düşünüyorum gerçekten öyle. mesela 5 aralık 2012 sporting braga galatasaray maçı'da direkten dönen pozisyonda bu bariz şekilde belli oldu. kapalı defans oynayanlara karşı adam eksiltememesi bence en büyük handikapı. açık oynayan takımlara karşı her maçı kazandırabilir. kontrataktan ziyade dripling halindeyken adam eksiltebiliyor. deplasmandaki cluj maçı nda attığı 3. gol buna örnek.
    geriden bu adam pas verildiğinde eğer koşuyoluna atılmazsa ayağına verilirse bu top kesinlikle ölüyor. burak'a çarpan top geri dönüyor. bana bu yüzden bir türlü hakan şükür'ün verdiği güveni veremiyor. umut bulut'unda en büyük eksikliği top kontrolünün hiç olmaması ama oy ayrı entry konusu.*
  • 2218
    işler kötüye gittiğinde ilk önce asacak yazarlar tarafından savunulduğunu görüyorum.sene başında bağırdık. a klas bir forvet lazım diye.biraz savunma yapabilen takımlarda bizim sf lar kayboluyor.bize lazım olan edin dzeko , luis suarez tarzı top kontrolü iyi olan pozisyon takip edebilen vb bu adamlar işte hissetiriyor golcülüğü, güven veriyor.ha ama elimizde burak var sahip çıkmamız gerek orası ayrı tabi bende isterimki başarılı olsun uzun yıllar bizde kalsın.eleştiriyoruz çünkü daha iyi olmak istiyoruz.
  • 2222
    kendisinin gelişimi bir embriyonun gelişiminden daha hızlıdır, gerçekten takdir edilmesi gereken bir adam.

    daha önce bu formu devam ettirsin ve sezon sonu falan 15 milyon euro civarı bir paraya satalım süper iş yapmış oluruz diyordum ama 2 sene sonra gelecek olan 5 yabancı sınırı bu fikrimle ters düştü. diyelim ki burak gollerini sıralamaya devam etti ve biz onu iyi bir rakama sattık, sonra ne yapacağız türkiye' de. sercan yıldırım mı oynayacak ilk onbirde?

    bu sebeple bunları düşünmekten vazgeçtim ve bu aslanın yardırmasını ve kapak üstüne kapak takmasını zevkle takip ediyorum.

    o yazadursun gollerini, şampiyonluk kupası kaldırsın türkiye'de. sonra bakarız duruma...
  • 2223
    başlarda eleştirenlere inanamıyordum, adamın daha ne yapması lazım diye düşünüyordum ama yavaş yavaş aydınlanıyor eleştiri noktaları ve artık eskisi gibi kızamıyorum. tabi ki bazı önyargılıları saymıyorum bu noktada, zira geçen yılın gol kralını, her türlü gol atan adamını, 'nasıl atmış bu kadar golü, şans, bal, vs.' diye yorumlayan adama bir şey anlatamazsın. ben çok mutluyum burak'ı transfer etmemizden, zira en iyi yerli forvetler hep bizden çıkmıştır, bizim formamızı giymiş ve büyük ihtimal de başarılı olmuşlardır. rakiplerimize göre oyunculara daha rahat hissettiriyoruz burada kendilerini, daha iyi bir ortam buluyorlar herhalde.

    neyse, burak çok farklı tarzda bir adam. bizim daha önce alışık olmadığımız tarzda bir forvet, belki jardel.. ortak noktaları şu, bu adamlar maç içinde oyuna katkı sağlayan tipte forvet değiller. burak oyun içinde fazla top alıp veren, servis eden, pozisyon hazırlayan, ya da ayağında top saklayabilen, taşıyabilen bir futbolcu değil. maç istediğimiz gibi gitmediğinde de takım 10 kişiymiş imajı veriyoruz bu sebeple, hele de puan kaybı olduğunda ilk eleştirileceklere giriyor. ama adamı farklı kılan şey, bir şekilde gol atması. yani 20 dakika ortada yokken, 21. dakikada golle kendini gösterebiliyor, eleştiriler de bu noktada kitleniyor. sonuçta gol atan, maçı getiren adama da her ağzına geleni söyleyemezsin. o dakikaya kadarki performansını yorumlayanlar, eleştirenler karşı cevaplara maruz kalıyor, kendisine bayılanlar da 'skor taraftarlığı' ile.. açıkçası bu ne kadar daha böyle devam eder bilemiyorum, ama burak'ın bizim oyun şeklimizi değiştirdiği de bir gerçek. geçtiğimiz yıldan örnek verecek olursak, necati-elmander ikilisiyle oynarken bu 2 forvetimiz de oyun içinde olan, hücumumuzun bir parçası olan adamlardı. burak'ın farklı özelliği, hücum anlayışımızı bana göre geriye götürdü, ama her şeye rağmen ben burak'tan memnunum ve umutluyum. kendisini kullanabildiğimiz sürece karşılığını alıyoruz çünkü. ayrıca kendini geliştiren futbolcu/futbol takımları/idareci/antrenör gibi şeylerin olmadığı ülkemizde, bana göre futbol tarihimizin en büyük gelişim kaydeden oyuncusu durumunda. sırf bu bakımdan saygıyı hakediyor, çünkü biz genelde 3 ay iyi performans gösterdikten sonra duran, şımaran, ya da hiç bir şey olmasa sakatlanan ve adını unutturan adamlara alışığız, burak,nazar değmesin, son 3 yıldır üst düzey oynuyor.
  • 2224
    bu adam trabzonspor'dayken sırf tüm takım kendisine oynuyor diye bir sezon 20, diğer sezon 35 gol atmıştı; buraya geldi ligde şimdiden 11 golü var.

    bu adam bencildi; takım arkadaşlarına asistler yapıyor.

    bu adam galibiyet getiren golleri değil ikinci veya üçüncü golleri atyırodu; şampiyonlar ligi'nde bize 10 puanın tamamını kazandırdı.

    bu adam kafa vuruşu yapamıyordu; jeneriklik kafa golleri atıyor.

    bu adam balonun tekiydi; uefa tarafından yılın en iyi 11 forvetinden biri seçildi.

    bu adam avrupa golcüsü değildi; 2012 / 2013 şampiyonlar ligi sezonunun grup aşamasının gol kralı.

    bu adam, bu adam, bu adam.

    laf olsun diye eleştiriliyor burak. kendisinin yerine dider drogba, miroslav klose, damiao, luis fabiano vs. isimlerden biri takıma katılıp kendisinin gösterdiği performansı gösterseydi şu anda bu başlıkta o futbolcu için "adam tecrübeli yea. atıyor işte. aslanım benim." diyordunuz, kendinizi kandırmayın. şampiyonlar ligi'nde 6 maçta 6 gol atmış, ligdeki 12 maçta 8 golü var ve hala burak şöyle burak böyle.

    neymiş efendim, önde basamıyormuş. he amk; villa, ronaldo, messi, torres, rooney, rvp, soldado, zlatan falan çok basıyor önde. piyasa değeri en az 50 milyon € olan dünya klasında forvetlerin bile yapmadığı şeyleri burak yapmıyormuş gibi gösterip eleştirmek sırf bizde olur zaten. başka bir yerde göremezsiniz bu örneği. adam hem pres yapsa, hem önde bassa, hem top kontrolü yapsa, hem adam geçse, hem de gol atsa bizde işi ne zaten beyler ? kafalar mı güzel ? onlar da olsa bugün benzema yerine real'de ya da torres yerine chelsea'de izliyordunuz zaten bu adamı. en olmadı zlatan'dan sonra ac milan ileri ucunu doldurmuştu. neyin kafası bu ?

    vay efendim burak'la oyuna başlarken kendimizi 1-0 önde hissedemiyormuşuz. her şey bitti bu başladı amk. e adam atıyor hacı ? o zaman hissediyor musun ?

    özetle, galatasaray taraftarı artık burak şöyle burak böyle dememlidir. burak bu saatten sonra bizim evladımızdır ve formasını en iyi şekilde terlettiği için de sonuna kadar desteği haketmelidir. burak şöyle burak böyle. he amk he.

    sözlükte olan veya bu satırları okuyan kanatlı arkadaşlar, susun ve yalamaya devam edin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın