resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kayserispor
Yaş:38
Uyruk:Türkiye
  • 2205
    bir hedef sanrafor olma yolundaki eksiklerini çok çok kısa bir süre içinde kapattı. "çok gol kaçırır" yaftasıyla geldiği galatasaray'da, kolay pozisyonlarda sol ayağıyla şut çekmetke ısrar ederek kaçırdığı ve taraftarın homurdanmasına sebep olan gol pozisyonlarının meyvesi olarak şu an sağ ayak - sol ayak fark etmeksizin etkili şutlar çıkartabiliyor.

    kafa vuruşlarının zayıflığına değinen hiç kimse haksız değildi, şimdi de göt olmuş falan değil. burak iyi sıçramasına rağmen kötü kafa vuruşları yaparken "bi susun yeaa..." diyerek mevzuya teşhis koyan taraftarlara karşı akıllarınca argüman geliştirenler, inkar yolunu seçenlerdi. şimdi burak yılmaz'ın bulduğu kafa gollerinde zerre kadar "ben demiştim!" deme hakları da yoktur. çalışıp açığını kapatan burak; sana n'oluyo ulan düdük makarnası?! herif ekstra kafa çalışırken kenardan orta mı açtın?! adamakıllı analiz yapıp burak'ı savunan kimse üstüne alınmasın; ama başlığı "göt" kelimesi etrafında oluşturulmuş tek satırlık entry'lerden geçilmiyor...

    tek santrafora dönülme ihtimali konuşulurken, burak yılmaz'ın top kontrolünü gündeme getiren taraftara hakkını teslim etmek gerekiyor. yanında bir yardımcı forvet ile gol pozisyonlarını koklayan, golcülük sezgileri ile pozisyonu bulup topla buluşur buluşmaz, fazla uzatmadan şutunu çeken bir oyuncu olarak oynayacaksa; topu iyi istop etmesi, ileride top tutabilmesi, kalabalık savunma arasında bol bol asist yapabilmesi gibi özelliklerinin olması şart değil. ama ileri uçtaki tek santrafor olarak kalacaksa, ileride top tutma özelliği olmadan, formu düşecektir. ama son üç sezonki hali ile burak yılmaz, oyunun öyle her dakika içinde olan, basan, kovalayan, atak başlatan değil; boş alanlarda pas bekleyen ve pası aldı mı golünü yazan bitirici bir oyuncu hüviyetinde zaten. bu adama bu saatten sonra pres gücü yüklemek, kariyerini yanlış yönde geliştirmek olacaktır ama topla biraz daha haşır neşir olmasından zarar gelmez.

    bencillik konusunda aldığı eleştiriler esnasında gördüm ki, hakikaten muazzam plasesi var. açı darmış, ileride yalnız kalmış, üç defans oyuncusu önünü kapatmış, ters ayağına gelmiş falan dinlemiyor; ayağında topla kaleyi gördüyse, mutlaka kaleciyi tedirgin edecek bir plase çıkartıyor. adam içgüdüsel olarak golcü...

    takımdaki bütün elle tutulur forvetler gibi, burak da bir melez. sürati ile hücuma katkıda bulunan bir kanat forvet oyuncusuyken; şenol güneş tarafından ilk defa bir hedef santrafor olarak kullanıldı ve o yaştan sonra, bu yeni mevkide daha önce hiç elde edemediği başarılar kazandı. kanat yıllarından kalma bir özelliği de, topla süratlenebilmesi. trabzonspor'da savunma arkasına atılan uzun toplar ve ara paslar ile çok gol bulmasına sebep oldu bu özelliği. kronik ofsayt hastası olmasa çok daha fazlasını bile atardı; çünkü istediğin kadar önlem al, topla süratlendi mi ye-ti-şe-mi-yor-sun! ofsaytta kalmama mevzusu çözümü olan, çalışılabilen bir şey mi bilmiyorum; ama burak'a bir sınıf daha atlatabilecek bir konu. öyle "3 kişiyi çalımlasın, kaleye zımbalasın!" manasında değil ama, ileri çıkmış savunmanın arasında pusuya yatıp aldığı ara paslarla direk kaleye süratlenmek gibi bir planı olduğu zaten ortada; ofsaytta kalışlarının tamamına yakını bu şekilde oluyor.

    bu melezlik mevzusunu açtım, çünkü yakın zamanda çok saçma bir şekilde hakan şükür ile kıyaslandı. ikisinde de aynı golcülük sezgileri bulunsa da; burak'da olup hakan'da olmayan sürat, hakan'da olup burak'da olmayan da hücum prestir. en azından 2007-2008 sezonunu hatırlayanlar hakan şükür'ün arkadaşlarına boş alan yaratan, pres yapan, top çalan, o yaşta tazı gibi koşan tipte bir oyuncu olduğunu hatırlayacaktır. her golcü santrafor aynı değil...

    ailecek severek, beğenerek izliyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın