---
alıntı ---
küçüklüğümüzde sokaklarda top koşturup, maç yaparken herkesin bir hayali vardır. kimisi messi, kimisi ronaldo, kimisi iniesta, kimisi xavi.. şimdi ise kimisi “arda” olmak isteyecek, gururla, heyecanla, mutlulukla..
arda’da bir zamanlar sokaklarda top koştururken, top toplayıcılık yaparken kendine hep başka futbolcuların isimlerini veriyordu belki de hem de ileride tam tersini yaşayacağını bilmeden.
şuan spor dünyasında ne robin van persie transferinin ne de lukas podolski transferinin bir önemi kaldı sanırım. arda’yı seveniyle sevmeyeniyle herkes gurur duymalı, arda türkiye’nin çocuğu, galatasaray’ın evladıdır. kabul edelim yada etmeyelim bu böyle.
ben kendi adıma arda’ya zamanında kırgın olsam da yurt dışına gitmekte geç kaldığını düşünmüştüm. türkiye burası, futboluyla değil özel hayatıyla önem taşıyor insan maalesef. şimdi düşünüyorum da arda için belki de tam zamanıymış gitmesinin, hayallerine ulaşmasının. dünyanın en büyük kulübünde oynamanın zevkini yaşayacak şimdi.
arda’dan haz almayanlar belki de nefret edenler şuanda “galatasaray’dan ne kadar uzak o kadar iyi” diyecekler, 41 milyon euro bonservis bedeli çok fazla diye eleştirecekler, arda bu kadar abartılacak bir futbol oynamıyor diyecekler. sizlere sesleniyorum arda dış kapının dış mandalı değil, arda şimdi köstek değil destek olunacak insan.
ben bugün imza töreninde arda’nın mutluluğunu kendimmiş gibi yaşadım, sanki öz abim, kardeşim, canımdan kanımdan biri fc barcelona’ya transfer oldu. şimdi neden bu kadar sahiplendin diye soracaksınız belki de..
cevap veriyorum; bence herkes arda’nın gözlerindeki mutluluk ışıltısını, mutluluk gözyaşlarını sahiplensin, lakin buna çok ama çok ihtiyacımız var.
---
alıntı ---
http://www.vizyonspor.com/...lidir-artik-arda/47/