• 35
    bir gerçekle başlayalım; iyi oyuncu kendisini 45 dakikada belli eder. arda turan'ın ne kadar büyük bir oyuncu olacağını mlada boreslav maçını izleyen herkes biliyordu. o zaman 15 yaşındaydım, futbol bilgim ve tecrübem sınırlıydı ama arda'nın çok başka bir oyuncu olduğunu çocuk halimle bile görmüştüm. ozan kabak 3 maç oynadı ve herkes potansiyelini gördü. arda güler'i 10 dakika izleyen herkes üstdüzey futbolda kendisine yer bulacağını görür. bugünkü oyuncularımıza bakarsak emin bayram'ın genel rotasyonda uzun yıllar galatasaray forması altında ilk 18 oyuncusu olabileceğini görüyoruz. daha ötesine geçebilmesi ise tartışmalı, biraz şans işi ama genel anlamda kumaşı profesyonel futbolcuyum diyor. ancak onun dışındaki yaklaşık 10 genç futbolcumuzun bir çoğu ptt ligi seviyesinde takılacaklar. bunun böyle olacağını kabullenmek lazım. altyapıdan çıkan oyuncuların bir çoğunun ilk entrylerine bakın hepsinin müthiş yetenekli olduğu, uçup kaçtığı yazılmıştır. 3 sayfa sonra da küfürler gelir. klasiktir bu. çünkü u16 takımında maç yapmakla profesyonel futbol arasında uçurum var. profesyonel ligde tutunabilmen için sadece yetenek yetmez. kaldı ki sen o kadar yetenekli olmayabilirsin de, belki de bu u16 takımlarının yetersizliğinden ortaya çıkan bir illüzyondur. yetenekli olsan dahi profesyonel futbol için fiziken güçlü olman, psikolojik olarak baskıyı kaldırabilmen çok önemli. bugün galatasaray maçı için sahaya bakıyorum kol çapı 32 cm'yi geçmeyen tipler sahaya giriyor. çoğunun yaşı 20-21-22'ye dayanmış. altyapı bu değil. bir oyuncu 18-19 yaşında galatasaray takımında bir hazırlık maçında sırım sırım sırıtmıyorsa evet bu çocukla devam edilir; ancak 21 yaşına gelmiş, abdülkerim'in tek koluyla kaldırabileceği ve profesyonel futbolda 100 dakika bile görememiş tiplerden galatasaray'a gelecek olmasını bekleyenler çok bekler. bana kalırsa altyapı için ciddi bir denetim ve çocuklar için gözdağı olarak da algılanabilecek kurallar getirilmeli. 20 yaşında galatasaray ile sırf potansiyeli var diye 5 yıllık sözleşme imzalamış bir oyuncunun 62 kiloyla ve daracık omuzlarla ortasahada görev alması rezaletten başka bir şey değildir. evet futbolda ayak önemlidir ama futbol sadece ayakla oynanmaz. ve sen messi, neymar veya saviola değilsen o fiziğini geliştirmek ve güçlü olmak zorundasın kardeşim.

    son olarak da bu yazılanların hazırlık maçı eleştirisi olmadığını söylemek isterim. ben bakış açımızın oturması gerektiğini yeri gelmişken belirtmek istedim sadece. altyapıdan nadiren iyi oyuncu çıkar, buna alışalım ve çok beklentiye girmeyelim ancak altyapıda bazı fiziksel gelişim basamaklarını tamamlayamayan standart adamlara 5 yıl sözleşme verip galatasaray formasıyla hazırlık maçı dahi olsa sahaya çıkarmayalım. 10 yaşından beri galatasaray altyapısında olan adam 20 yaşına geldiğinde profesyonel futbola adapte olabilmek için neler yapması gerektiğini bilmiyorsa bizim de o adamla işimiz olmamalı.
  • 5
    son 20 senede altyapısından çıkıp en çok süre alan oyuncusu semih kaya olan takımın taraftarı durup durup hatayı gençlerde aradıkça oyuncu falan çıkmayacak.

    bu takımın, ülkenin kanserli hücreleri altyapıyı desteklemeyi fetişizm sanan taraftarı, dinozor ve korkak hocalarıdır.

    türkiyenin 81 ilinde futbol okulları olan, türkiye'nin en yetenekli oyuncularını seçmece şekilde altyapısına dolduran bir takımın maksimum semih kaya çıkarabileceğini sanıyorsanız bu bir zavallılıktır.

    her felakette ilk durdurulan şeyin eğitim olduğu bir ülkede, durup durup boku türk gencine atan zihniyet bu başarısızlığın baş sorumlusudur.

    bu çocuklara düzgün fiziksel eğitim, mental eğitim veremeyen, gerekirse kafalarına vura vura, zorla çalıştıramayan hocaları sorumludur.

    kendilerine güvenip oynatamayan korkak hocaları sorumludur.

    bu boktan düzenin arasından bir şekilde çıkan birileri varsa bu onların şansıdır. ya önünde biri sakatlanmıştır, ya cezalıdır ve mutlaka yerine birini almaya parası kalmamıştır takımın. türkiye böyle bir yer çünkü. planlama diye bir şey yoktur. parasını verip yedeğinin yedeğinin yedeğini alırsın ama haşa hiçbir planlamada altyapıyı koymazsın.

    altyapıdan oyuncu çıkmıyorsa en az sorumlu olan bu çocuklardır, en az.

    daha ağır konuşacağım ama en azından sözlüğe saygımdan susuyorum.
  • 3
    itiraf edeyim bende bu fazlasıyla vardı ama duruldum. artık bizim altyapı topçularının sıradan furbolcular olduğunu, eğer iyi bir potansiyelleri olsa zaten teknik direktörümüz tarafından a takımda süre verileceğine inanıyorum.
    altyapı topçularımız kürdan gibi bacaklarıyla kurtlar sofrası olan süper ligde fark yaratabileceklerine inanıyorlarsa bu rüyadan çabuk uyansınlar.
  • 9
    euro kurunun 30’a dayandığından, ülkedeki garabet yabancı sınırından bihaber kişilerin kullanabileceği tabir.

    örnek vermek gerekirse bugün iyi kötü emin bayram’ı çıkarmamış olsan yarın yerli stoper rotasyonunu genişletmek için cenk özkaçar’a 5 m euro verebilirdin.

    altyapından berkan gibi görev adamı tanımlı bir oyuncun çıksa geçen yıl alanyaspor’a 4 m euro vermezdin.

    iyi kötü elinde alttan çıkmış bir ersin destanoğlu’n olsa yedek yerli kaleci için anadolu takımlarının ağız kokusunu çekmezdin.

    halil dervişoğlu gibi yetersiz ama yetenekli bir oyuncu bile çıkaramadığından az kalsın brentford’a 8 m euro verecektin.

    bu gibi örnekler çoğaltılabilir. artık kimse her sene arda turan, emre belözoğlu gibi yıldız futbolcu çıkmasını beklemiyor. en azından iyi kurgulanmış bir takımda sırıtmayıp, kendisini ilerletebilecek görev adamı tanımında bile oyuncular çıkmıyor. bugün kazımcan ve barış alper inanılmaz yetenekli olduklarından mı oynuyorlar? potansiyelleri yüksek olduğu için iyi kurgulanmış bir takıma ayak uyduruyorlar. belki de bu 2 oyuncu da küçük yaşlarda kendisini ‘belli edecek’ yetenekte değillerdi. ama doğru takımla, doğru zamanlamada kendilerini vitrine çıkarma olanakları artık var. her şey planlamada ve organizasyonda bitiyor. ülkenin mevcut konjonktürlerinde altyapıya önem verilmesi tercih değil, zorunluluktur.
  • 16
    7 seneye yakın bursa'da yolspor altyapısında top oynadım. şahsım üzerinden konuşmayacağım ama bursa'da o zamanlarda popüler bir birçok büyük takımın altyapı sorumlularının ara ara gelip takip ettiği bir altyapı grubuydu. şuan 33 yaşındayım benim pek şansım yoktu çünkü 14 yaşıma geldiğimde kendi yaşıt grubuma göre fizik olarak zayıf kalmaya başladım, babamın da beni spor salonuna gönderecek yada beslenme koçu tutacak parası da vizyonu da yoktu, kulübünde böyle bir bütçesi yoktu.

    dediğim gibi yolspor o zamanlar baya baya takip edilen bir yapıydı ki gökhan gönül benim 2 üst yaş grubu takımımda oynuyordu ve takip edilen bir çocuktu.

    çok basit birkaç problemden bahsedeceğim. 2 tane "1'i kaleci 1'i santrafor oynayan gökhan gönülden bile yetenekli arkadaş vardı mersin idman yurdu'nun bu çocukların maçlarını izlemeye geldiği duyulduğunda bu çocukların kızağa çekildiği yerlerine hocalarla ve yöneticilerle araları iyi olan çocukların oynamaya başladığına şahit olmuştuk. asgari ücretten biraz daha fazla maaşla çalışan takım hocalarının özel ders verir gibi ücretle hiç yeteneği olmayan çocuklara yöneldiklerini yaşım küçük olmasına rağmen hatırlıyorum.

    dışardan bakıp çocukları suçlamak gerçekten çok kolay bir de işin iç yüzü var. belki de galatasaray tarihinin en vizyonlu yöneticilerinden olan erden timur bile çoğu röportajında alt yapıya ayırdığımız bütçe yeterli değil, tesislerimiz iyi değil, hocalarımız iyi maaşlar alan yetkin kişiler değil, çocuklara verdiğimiz süreler yeterli değil diyebilirken taraftar olarak dışardan çocuklara paldır küldür sallayabiliyoruz. şuan alt yapının en gözde çocukları hamza akman ve efe akman ayhan akmanın 2 oğlu düşünün o yaşa gelene kadar belki de arkalarında kimsenin desteklemediği daha yetenekli çocuklar geride kaldı bilemezsiniz belki de 2'si de hepsinin önündeydi ama bunlar galatasaray'da bile senelerce yaşandı hala da yaşanıyordur.

    çok basit bir kıyas var bir galatasaray'ın senelik alt yapıya harcadığı bütçeyi araştırın bir de alt yapıdan oyuncu yetiştiren kulüplerin harcadığı bütçeye göz atın. yurt dışına çıkıp böyle bir takımın tesislerini görme şansınız olmasa bile google earth'ten girip bir iki tesise bakın bir de galatasaray'ın alt yapı tesislerine göz atın.
    bu pozitif kayırıcılığın adını altyapı fetişizmi koymuşsunuz çok yazık. keşke tüm taraftar bu pozitif kayırıcılığa girse de kulübünü alt yapıya daha fazla yatırım yapmaya tesis geliştirmeye çocukları doğru yetiştirmeye her sene bir iki öne çıkan çocuğa süre vermeye teşvik etse.
  • 41
    tekrar hortlamış, arda güler’i kıskanan güruhun kamp kadrosunun açıklanması ile ortaya tekrar çıkmışlardır. altyapıda hakeden formayı daima almıştır.

    yusuf demir gibi barça yapan bir isim dahi forma bulamıyorsa, yunus akgün gibi ads da çift haneli gol ve asistlere ulaşan bir isim dahi ilk 11’e giremiyorsa bu demek oluyor ki bizim altyapı oyuncularında iş yok. o yüzden yangın yapmanın manasız olduğunu düşünüyorum.
  • 4
    özellikle türk kulüpleri için istek değil ihtiyaçtır. buradan birkaç çocuğa her sene şans vermek zorundasın. bartuğ elmaz, efe akman, ali turap bülbül, emirhan kayar, eren aydın, ali yeşilyurt, emin bayram gibi isimler gayet galatasaray’da şans bulması gereken oyuncular. fiziksel olarak gelişimlerini sağlamak galatasaray’ın görevi ama altyapı uzun süredir atıl durumdaydı. mevcut dursun özbek yönetimi altyapı konusunda bir şeyler yapacağını söyledi. altyapı oyuncuları a takıma çıkamayıp alt liglere gidip kaybolması kötü oyuncu oldukları anlamına gelmiyor. alt liglerde tutunmak galatasaray’da oynamaktan daha zor. altyapıdaki oyunculara özellikle fiziksel gelişim için destek şart. bir oyuncunun galatasaray’da tutulabilmesi için fiziksel olarak hazır olması ilk şart. yetenek yetmiyor.
  • 6
    fetişizm değil ihtiyaçtır. altyapının, yatırım ve planlama ile geliştirilmesi gereklidir.
    koskoca real madrid, bayern münih, barcelona, juventus, milan, liverpool, man. city vs. yatırım yapmakta, pilot kulüpler alarak gençlerine süreler vermekte, aralarından en çok parlayan oyuncularını a takıma alıp ilk 11 oynatmakta, oyun olarak verim almakta ve olur da satarlarsa kâr etmekteler. biz kimiz ki üretmeden futbol oynuyoruz?
    futbol üretmektir. 2000 uefa başarısında kadrodaki oyuncuların bir kısmı altyapı çıkışlıydı. altyapı topçularına sallamak, işsizlik sorununa "gençler iş beğenmiyor hehehe" diyerek yaklaşan -30 iq eski kuşak insanlarının "fikirlerine" benziyor.
    geçiniz. altyapıdan en kötü idare edecek kadar topçu çıkarmak şart oğlu şarttır.
  • 7
    altyapı hocaları asgari düzeyde maaşlar aldığı sürece, ülke futbolunda ırkçılık uygulandığı sürece, antreman tesisleri rezalet halde olduğu sürece, çocukların hepsine teker teker bireysel antrenman ve beslenme programları uygulanmadığı sürece twitterdaki 3-5 kişi tarafından pohpohlanıp altyapıdan şöyle gelecek böyle yaracak denen topçuların %99.9'undan bir halt olmayacağını fark edemeyenlerin fetişizmi.
  • 36
    22 yaşındaki ikinci lig için bile yeterliliği şüpheli olan süleyman luş'un halini gördükten sonra bu altyapı işine yeterince realist bakamadığımız aşikar. ya kapasitesi düşük oyuncular üzerinde gereksiz beklentiye giriyoruz ya da bu oyuncuların gelişimi için gerekli çalışmalar yapılmıyor.

    nedense genel olarak galatasaray altyapısı çıkışlı oyuncular hep zayıf, hep güçsüz ve ayakları sağlam basmıyor. bir avrupa'daki altyapı çıkışlı oyunculara bakın, bir bizim çocuklara. dağlar kadar fark var.
  • 13
    18 yaşında ve 18m. euro piyasa değeri bulunan, bütün avrupa kulüplerinin takip ettiği eliesse ben seghir'in instagramdaki takipçi sayısı 87.5bin, galatasaray'ı beğenmeyen sözleşme uzatmayacağı söylenen a takım seviyesinde daha 5 dk. süre almamış beknaz almazbekov'un instagram takipçi sayısı 114 bin.

    18 yaşındayken ligue 1'de 53 maça çıkmış ardından 11m. euro bedelle ispanya'ya transfer olmuş mohamed-ali cho'nun instagram takipçi sayısı 65.6 bin, kendisinden 1 yaş büyük a takım seviyesinde 5 dk. süre alamamış eren aydın'ın instagram takipçi sayısı 101 bin.

    henüz 19 yaşında olmasına rağmen ac sparta prag formasyıla 111 maça çıkmış ve çoğu scout ekibinin dikkatini çekmiş adam karabec'in instagram takipçi sayısı 29.7 bin, kendisinden 1 yaş büyük olan a takım seviyesinde daha 5 dk. süre almamış, anadolu takımına kiraya gitmem diyen özgür baran aksaka'nın instagram takipçi sayısı 134 bin.

    kimse bu çocuklara değer verilmiyor demesin, altay bizim babamızın takımı mı?
    oranın altyapısından çıkan çocuk gelip bizde ilk 11 çıkabiliyor da, kendi altyapı oyuncumuzu mu oynatmak istemiyoruz?
    bu çocuklara karşı, tablet bilgisayardan video açabildiği için annesi tarafından dahi ilan edilen çocuklar gibi davranmayı bırakmak lazım.
    forma verilmez alınır.
    bir futbolcu iyiyse oynar, yaşa bakmaz bu iş.
    dünya futbol piyasasına kaç tane kırgız futbolcu çıkmış ya?
    galatasaray sana inanmış, sana emek vermiş sen gidiyorsun ben sözleşme yenilemem diyorsun.
    her zaman bu durumlarda kulübe eleştirel bakarım, bu çocuklar oynatılmıyor derim.
    ama el insaf biraz da insan kendisinde hata arar be.
    süleyman luş'un yaşı 22 olmuş.
    milli takımda kendinden daha aşağı seviyede görülen rıdvan yılmaz şu an avrupada, esamesi bile okunmayan kazımcan karataş kulübün gelecek sezon planlamasında yer alıyor.

    herkes biraz hatayı kendinde arayacak, ''beni oynatmıyorlar'' diyerek olmaz bu iş.
  • 43
    tekrar hortlamasının oldukça doğal olduğu bir durumdur. özellikle futbolda altyapı oyuncusu çok önemlidir. altyapı oyuncusunu sevmenin yalnızca galatasaray'a veya türkiye özgü bir durumu da yoktur. eğer köklü bir tarihi ve kültürü olan diğer avrupa takımlarana bakarsanız orada da bunları göreceksiniz. real madrid örneğin raul, ıker casillas, barcelona xaxi ve inesta ilk akla gelenler sadece. liverpool baktığımızda arnold ve steven gerrard örnek gösterilebilir. arsenal'e bakınca örneğin günümüzde saka örnek verilebilir. daha öncesinde theo walcott vb. bir çok topçu sayılabilir. milan ve inter gibi italyan takımlarına bakınca da sayısız örnekler bulacaksınızdır.
    her bir örneğe baktığınızda kesinlikle kulübün yüzü olduğu ve taraftarlarının en sevdiği oyuncuları olduğunu göreceksinizdir. bu yüzden dolayı altyapı fetişizmi olması gayet doğaldır. bir oyuncunun alt yapıdan çıkıp, formayı kazanması hem taraftarı kıpırdatır ve hem de kulübün simgesi olma yolunda bir oyuncu kazanmasına sebep olur. gelelim tabi bir de bunun ekonomik yönüne, senin liginin değeri ve ülkenin ekonomik durumları göz önüne alınca altyapı senin en önemli kaynağın. buraya gözün gibi bakmalısın, burayla ilgili bir planın ve projen olması gerekiyor. taraftarın da burayla ilgili bir hassasiyeti olmalı buna fetişizm diyorsanız öyle olsun. her sene bir kaç oyuncu gelsin, parlatıp satalım demiyoruz elbette ama burayı daha üretken hala çevirmeliyiz. en azından rotasyonda iş yapacak oyuncular yetiştirmeliyiz. en kötü anadolu kulüplerine gönderebileceğimiz, transferlerde kolaylık sağlayacak oyuncularımız olmalı.
  • 20
    dahil olduğum hatta tutkuyla bağ kurduğum fetişzm. istiyorum ki şöyle bu sene bir tane ilk 11 oyuncumuz altyapıdan gelsin tüm sezon mevkisinin birinci kişisi olsun çok da başarılı olsun. hatta isim de vereyim eğer nelsson satılırsa sağ stoperde birinci adam emin bayram çıkış yakalayıp orada ilave maliyet kullanmadan başarılı olsun isterim. sağ bekte boey satılırsa ali turap bülbül orada rotasyonda olsun 10 maç görev alabilsin isterim. ama illa ki altyapı sebebiyle değil düşük maliyetle yüksek verim alıp ileride satarak kulübe kar getirecek her oyuncuyu mevkilendirme hayali kurabilmek, kulübe gelir getirmek, başarı tahayyül etmek her galatasaraylının tutkusu olmalı.
  • 37
    kendi kardeşi ve en yakın arkadaşı halihazırda bir takımın altyapısında oynayan bir yazar kardeşiniz olarak söylüyorum boş iştir;
    altyapıdan çıkacak oyuncunun topa dokunuşundan yeteneği olup olmadığını anlarsınız, yeteneği yoksa sırf genç diye ısrar etmek zaman ve para kaybıdır; altyapıdan çıkacak her oyuncu iyi olmayacak şu kafadan çıkmanızı öneririm hatta belki 100 oyuncudan biri gerçekten istenilen düzeyde oynayacak.
  • 14
    sözlükte en çok altyapı oyuncuları ile alakalı yazı yazan birisiyim. bu başlık altında eleştirilen kişiler grubuna giriyorum. geçen sene topçu değil denilen rezerv takıma gönderilen boey için 20 milyon satışa burun kıvırıyoruz. altyapıdan çıkan her oyuncu iyi değildir ama bizim gibi altyapıda belli seviye olan kulüplerde her dönem 1-2 üst yapıya uygun oyuncu vardır. iyi idman yaptırıp seviyesini biraz a takım seviyesine çıkardığın her altyapı topçusundan en kötü 2-3 milyon kazanabilirsin. üstüne daha koyan altyapı topçuları senin a takımında da hizmet edebilir. hiçbir hizmeti yoksa şu devamlı ıskalanıyor zaten her şeye sahip olan insanların çalışma azmi ve ortama verdiği enerji hiçbir şeye sahip olmayan insanların verdiği enerjiden her zaman geridedir. bu sene altyapı futbolcularımız kadro içinde ön planda olmadığı için diğer türk oyunculardan örnek vereceğim. bu sene abdülkerim değil bonucci olsa defansta aynı şekilde hava yakalar mıydık bilmiyorum. çünkü abdülkerim her hafta ben bu seviyelerde oynayabiliyorum diye insanlara bir şey kanıtlamanın yeni bir şey başarmanın mutluluğu ile de oynuyordu. bu hevesi bu coşkuyu her zaman her doymuş oyuncuda göremiyorsun. veya icardi'yi düşünün. takım içi mutluluğunun sebeplerinden biri de kerem aktürkoğlu'nun gelişimi ona kattığı şeyleri sahada görmesi. kerem frikik atacaktır gider konuşur pas verir asist yapar ona koşar hala bir şeyler anlatmanın ona bir şeyler katmanın derdindedir. kerem'in erzincan'dan geldiğini gelişim sağladığını bilmediğini filan sanmıyorsunuz değil mi? bu adam mertens gelişim sağladı diye sevinmez bu adamı öyle sevindiremeyiz ama genç insanlar başarılı olunca mutlu olurlar. biz bu detayları hepimiz zaten beylik laf olarak başarıya aç takım veya doymuş takım olarak biliriz ama böyle içeriklerini tek bağlam olarak konuştuğumuz zaman saçma şeylermiş gibi değerlendiririz. sonuç olarak altyapı üst yapı fark etmez genç oyuncu iyidir başarıyı tatmamış oyuncu iyidir. fetişizmse de fetişizm. yok öyle her şeyi parayla satın alamaya çalışmak. bir şeyin illa kölesi olacaksak biz çabalayarak bir yerlere ulaşmanın kölesi oluruz.
  • 39
    son 20 senede altyapının kulübe maliyeti kazandırdıklarından fazladır. yani maddi olarak zarar etmektedir.

    her sene çeşitli yaş gruplarından yüzlerce futbolcuya antrenman yaptır, hoca tut, yemek çıkart. spor ekipmanı sağla, bu çocuklar için psikolog tut, malzemeci tut, doktor tut vs. vs. belli yaşa gelenlere asgari ücret dahi olsa maaş ver. iyi kötü vasat olana profesyonel sözleşme teklif et. sonra 4 sene boyunca her sene kiraya ver ama sözleşme bedellerini kendin öde. aradan bir iki tane vasat oyuncu çıkınca hemen çakal menejerlerin eline düşsün sözleşme uzatmasın vs. vs. en tırt oyuncunun bile sosyal mecralarda 200bin takipçisi var. kendini messi sanıyor. tamam seviyoruz ama altyapı diyince niğde anadolu fk'yi 3. ligde bile tutamayan seviyeden bahsediyoruz.

    tüm bu masraf kalemlerini yıllar boyunca üst üste topladığınız zaman arda'dan da ozan kabak'tan da kazandığınız bonservis'in çok üstünde bir rakam çıkıyor.

    şu haliyle ve performansıyla galatasaray altyapısı, kulübün kurtuluş reçetesi olmaktan ziyade gençler spor yapsın ya da türk futbolunun alt liglerine futbolcu yetişsin diye sosyal sorumluluk projesi olur.
  • 22
    oyuncu yetiştirmekte iyi olmayı istemek fetişizm değildir. ama illa genç oyuncu oynatalım bir takıntı veya fetişizm olabilir. bu fetişizm işe yarıyor olsa desteklerim. ama genç oyuncu oynatmayı fetiş bir arzuya çevirmek olumlu sonuçlar vermiyor. bunun yerine onları oynatmaya mecbur olduğunu hissetmek daha başarılı sonuçlar veriyor. mecburiyet hissi daha farklı bir his ve bence genç oyunculara karşı daha doğru bir yaklaşım. onlar üzerinde fantezi kurmayın onlara ihtiyacınız olduğunu gösterin.
  • 34
    fener ardadan 20 milyon euro kazanacak. arkadan yasir boz ve efe fettahoğlu geliyor. bir 3-5 sene sonra arda için dönen geyiklerin aynısını tekrar duyacağız.

    trabzon ahmetcanı çıkardı 10 milyon euro kazandı.

    beşiktaş emirhan ve rıdvanı sattı toplamda 9 milyon euro aldı.

    biz ozanı sattık 15 milyon euro kazandık, ardayı sattık aynı parayı aldık.

    bunlar sadece aklıma bir çırpıda gelenler. peki 4 büyükler bu kazandıklarının yarısını altyapıya harcıyor mu? tabi ki hayır. adam gibi altyapı ile ilgilenilse, adam gibi oynama fırsatları verilse hem ne oyuncular çıkar, hem kulüpler ne para kazanır. ama orada da işte menejer işleri yok, komisyon yok, hazır adam almak yok, ne var peki: emek var, zamana ihtiyaç var, sabra ihtiyaç var. onları da isteyen yok.

    bu iş kulüplerin kurtuluş reçetesidir. her 20 yılda bir riva veya florya çıkaramazsın. ama her yıl en az bir tane altyapı oyuncusu çıkarırsan hiç bir şeye ihtiyacın kalmaz. yeter ki doğru oyunculara ulaş. bu iş için de doğra ekip kur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın