17
vıcık vıcık bir terim. şimdi yazacaklarım renkdaş kardeşlerime hitaben değil bu kifayetsiz terimi kullanıp dilimize yerleştiren çapsız ve cahil siyasetçiler için.
ekşi sözlükte bir başlık vardı. türkiye' nin tam bir kezban olması diye, gerçekten öyleyiz. her bir boku derin derin düşüneceğiz. liseli çocuklar masonluğun bütün sırlarını çıkartmış, kahvelerdeki dayılar ise bütün gizli istihbarat örgütlerinin sırlarını biliyor sanıyor kendini. hal böyle olunca başın sıkışınca halka sallayacak kelime bulmak zor değil. itibar suikastı, algı operasyonu, darbe girişimi, büyük resmi görmek, ermeniler bayram yapıyormuş, yahudilerin oyununa geldiniz. başımdan aşağıya kaynar sular dökülüyor yemin ediyorum bu lafları duyunca.
algı operasyonunun sözlük tanımına göre adım adım gidelim.
burak yılmaz için medya tarafından yapıldı ve bizde yedik deniliyor. bak şimdi güzel kardeşim. eğer tek forvet oynacaksan ve rakip sahaya yereşmek gibi bir oyun felsefen varsa, forvetinin mutlak suretle arkasında oynayan oyunculara servis yapması, boşluk yaratması ve pas opsiyonu olması gerekir. bunların dışındaki özellikler ise ekstraya girer. bakıyorsun burak yılmaz' a en büyük silahı defans arkasına koşuları. pas opsiyonu olur mu? hayır. arkasındaki oyuncuları besler mi? hayır. bu durumda burak yılmaz' ı istememek nankörlük yada birilerine oyununa gelmişlik değildir. aynı zamanda burak yılmaz' ın kötü olduğu anlamına da gelmez. burak yılmaz net ve kesin olarak bizim sistemimize uygun değil. bunun algı operasyonuyla alakası yok. burak yılmaz yerine podolski alınacaksa yine alınmasın derim. çünkü podolski' de aynı şekilde burak yılmaz gibi bizim en ilerideki oyuncumuz rolünü oynayamaz.
ikinci olarak gaza gelmiş taraftar yada transfer taraftarı diye bir yafta var. bak güzel kardeşim. sen delikanlı gibi çıkıp şu kadar borcumuz var o yüzden mütevazi bir transfer sezonu geçireceğiz dersin. peşinede yeni sağ bek çok maliyetli olur o yüzden al sabri sana 1 milyon euro, yedekte malesef tarık çamdal olacak dersin. eyvallah deriz ama gidip sabri' ye alakasız bir zam yapıştırırsan kimse senin samimiyetine inanmaz. kadronda adam akıllı sağ açığın, forvetin, sağ bekin, melo' nun alternatifi yokken sen gidip selçuk inan, wesley sneijder, hamit altıntop ve emre çolak' tan oluşan hatta hatta büyük ihtimal seneye yine izlemek zorunda olduğumuz yekta' nın olduğu bölgeye bilal kısa' yı alırsan yine kimse senin param yok edebiyatını siklemez. işte kapı işte sapı! bunun neresi algı operasyonu?
üçüncü olarak aydın yılmaz meselesi. senede 5 maç oynamayan istisnasız bütün taraftarın gönderilmesi konusunda hem fikir olduğu aydın yılmaz' la sözleşme yenilemeyi düşünüyoruz dersen, hele hele sözleşme yapıp başakşehir' e kiralacağız gibi beyin yakan projelerin varsa insanlar sana komisyoncu yada birilerinin maşası yaftasını yapıştırırlar. bunun için ne çeşit bir algı operasyonuna gerek var ki?
memleketin özeti budur işte. sene 2011 kpss sınavında çoğu akraba 350 kişi tam puan yapmış. kopya çekildiğini görmek için orta zeka sahibi olmak yeter ama durum öyle değildi. algı operasyonuna kurban gittiniz, resmin büyüğünü göremiyorsunuz, muhafazakarları çekemiyorsunuz diye her allahın günü ekranlarda kafa ütülendi. sene 2015, çıkarlar ters düşünce o 350 kişi için soruşturma başladı. ozaman kopya olduğunu açık açık dile getirenler şimdi paralellle iş yapmakla suçlanıyor ve yine algı operasyonunu yemiş olarak yaftalanıyor. başka sözüm yok hakim bey.
ekşi sözlükte bir başlık vardı. türkiye' nin tam bir kezban olması diye, gerçekten öyleyiz. her bir boku derin derin düşüneceğiz. liseli çocuklar masonluğun bütün sırlarını çıkartmış, kahvelerdeki dayılar ise bütün gizli istihbarat örgütlerinin sırlarını biliyor sanıyor kendini. hal böyle olunca başın sıkışınca halka sallayacak kelime bulmak zor değil. itibar suikastı, algı operasyonu, darbe girişimi, büyük resmi görmek, ermeniler bayram yapıyormuş, yahudilerin oyununa geldiniz. başımdan aşağıya kaynar sular dökülüyor yemin ediyorum bu lafları duyunca.
algı operasyonunun sözlük tanımına göre adım adım gidelim.
burak yılmaz için medya tarafından yapıldı ve bizde yedik deniliyor. bak şimdi güzel kardeşim. eğer tek forvet oynacaksan ve rakip sahaya yereşmek gibi bir oyun felsefen varsa, forvetinin mutlak suretle arkasında oynayan oyunculara servis yapması, boşluk yaratması ve pas opsiyonu olması gerekir. bunların dışındaki özellikler ise ekstraya girer. bakıyorsun burak yılmaz' a en büyük silahı defans arkasına koşuları. pas opsiyonu olur mu? hayır. arkasındaki oyuncuları besler mi? hayır. bu durumda burak yılmaz' ı istememek nankörlük yada birilerine oyununa gelmişlik değildir. aynı zamanda burak yılmaz' ın kötü olduğu anlamına da gelmez. burak yılmaz net ve kesin olarak bizim sistemimize uygun değil. bunun algı operasyonuyla alakası yok. burak yılmaz yerine podolski alınacaksa yine alınmasın derim. çünkü podolski' de aynı şekilde burak yılmaz gibi bizim en ilerideki oyuncumuz rolünü oynayamaz.
ikinci olarak gaza gelmiş taraftar yada transfer taraftarı diye bir yafta var. bak güzel kardeşim. sen delikanlı gibi çıkıp şu kadar borcumuz var o yüzden mütevazi bir transfer sezonu geçireceğiz dersin. peşinede yeni sağ bek çok maliyetli olur o yüzden al sabri sana 1 milyon euro, yedekte malesef tarık çamdal olacak dersin. eyvallah deriz ama gidip sabri' ye alakasız bir zam yapıştırırsan kimse senin samimiyetine inanmaz. kadronda adam akıllı sağ açığın, forvetin, sağ bekin, melo' nun alternatifi yokken sen gidip selçuk inan, wesley sneijder, hamit altıntop ve emre çolak' tan oluşan hatta hatta büyük ihtimal seneye yine izlemek zorunda olduğumuz yekta' nın olduğu bölgeye bilal kısa' yı alırsan yine kimse senin param yok edebiyatını siklemez. işte kapı işte sapı! bunun neresi algı operasyonu?
üçüncü olarak aydın yılmaz meselesi. senede 5 maç oynamayan istisnasız bütün taraftarın gönderilmesi konusunda hem fikir olduğu aydın yılmaz' la sözleşme yenilemeyi düşünüyoruz dersen, hele hele sözleşme yapıp başakşehir' e kiralacağız gibi beyin yakan projelerin varsa insanlar sana komisyoncu yada birilerinin maşası yaftasını yapıştırırlar. bunun için ne çeşit bir algı operasyonuna gerek var ki?
memleketin özeti budur işte. sene 2011 kpss sınavında çoğu akraba 350 kişi tam puan yapmış. kopya çekildiğini görmek için orta zeka sahibi olmak yeter ama durum öyle değildi. algı operasyonuna kurban gittiniz, resmin büyüğünü göremiyorsunuz, muhafazakarları çekemiyorsunuz diye her allahın günü ekranlarda kafa ütülendi. sene 2015, çıkarlar ters düşünce o 350 kişi için soruşturma başladı. ozaman kopya olduğunu açık açık dile getirenler şimdi paralellle iş yapmakla suçlanıyor ve yine algı operasyonunu yemiş olarak yaftalanıyor. başka sözüm yok hakim bey.