• 172
    maç yazısı değildir, topa, toplu tecavüz pornosudur.

    galatasaray formasına ne sevdam biter, ne de bu forma içindeki çöplerle, çöpleri transfer eden kravatlı,prostatlı fosillerle, ne de bu çöpleri oynatan hocalarla kavgam. iflah olmaz bir çocukluk hastalığına yakalanmışız, mezara kadar devam.

    türkiye'de oynanan futbol o kadar kötü ki, geçen sezonun başında mancini- hamza değişikliği yapılacak diye taraftara anket yapsalar, %1 oy alamayacak vasıfsız işçi, sezonu 2 kupayla, 4 yıldızla kapatabiliyor. yetmiyor aslında otomatik, sanal kazandığı kupayla, angarya bir maçtan sonra reel olarak resim çektiriyor.

    aklıma başka örnek gelmiyor, bir insanda nasıl bu kadar şans olabilir, amiri motor sanat terk futbol ceo'suyla beraber aynı evliya tarafından doğarken götleri yalanmış hacıyatmaz bu ikili. insan olmayıp ıstakoz olsalar. titanik'in mutfağındaki akvaryumda, yılbaşı balosu için hazırlanan menüde, şarap mezesi olarak canlı canlı haşlanmayı bekleseler, gemi batar yine kurtulurlar.

    ben futboldan anlamam, ömrümün %79 u galatasaray tribünlerinde geçti(45/57). 1000 den fazla maçı canlı izledim. bir algoritma edindim, maçı izlerken ister istemez oyun, futbolcu, hoca beni matematiğe yönlendiriyor. tabeladan bağımsız, kendi kendime bile maç izlesem söyleniyorum. bazen de yazabildiğim kadar yazıyorum. maçı rumen kanalı dolce tv'den izledim, sessiz. ilk defa denemiş oldum, öneririm, zift spor medyasının galatasaray düşmanı anlatıcısından, yorumcusundan bağımsız izole edilmiş bir maçtı.

    maç dediğime bakmayın, tarih yazıcıları, müzeler, müzelerdeki kupaların her gün tozunu alan teyzeler, kupaları periyodik olarak parlatan gümüşçü dedeler bu kupa buraya nasıl geldi diye sormazlar. bizim gibi, işin sonunda ne var diye bakmadan biteviye güzel futbola dilenenleri kimse önemsemez. kendimiz yazar, kendimiz okuruz. bizim amacımız pınara giderken çocuğu dövmek. dövmediğimiz çocuk, dönerken testiyi kırmış sa da vakur durup, yeni testi almak.

    görüşüm kupayla, galibiyetle değişmedi. bu futbolcularla, bu oyunla bu ıstakoz şansıyla şampiyonlar ligi kupasını bile florya'ya indirse, benim gözümde rögar( türk futbol lağımının görünmemesi için özenle seçilmiş kapak) ın palto taşıyıcısı, ramiz köfte olarak anılacaktır. devlet bahçeli galatasaray hocası olsa, en fazla o da o kadar türk kafatası taşımayan futbolcuları oynatır. o da brakisefal kafataslı futbolcular nemalansın, leşe konsun, cuma namazlarında kendilerine dua etsin, şebeke tezgahının sürdürülebilir olması için.

    sneijder-umut, podolski- jem değişikliği, futbol topuna toplu tecavüzdür. geçen sezonun son maçlarında bulduğu 1-0 ın üstüne yatma taktiği devam etmektedir. büyük galatasaray taraftarı sosyal medyası, aydın'dan sonra yekta'nın da işini bitirmese, 90+ 3 de yekta'nın oyuna gireceğinden eminim. futbolu idam ederken kullanıyor vizyonsuz adam çöpleri. olcan'ı ( bu kez emre çolak) sokup, topu ters kelepçe yere yatırıyor, umut bulut ofsaytta yakalayıp, kaval kemiğiyle vurduğu topa ''biz sana ne yaptık lan'' diye bağırıp korkutuyor, yekta'da hiç dokunamadan infazı gerçekleştirip puansa 3 puanı, kupaysa kupayı alıp orgazm oluyor. biz de, köyde yaşamışlar bilir, tam işi bitirmek üzereyken odunla dövülüp mecbur vazgeçen eşşekler gibi tatminsiz, nankör taraftar olarak her reaksiyonda iyot olup açığa çıkıyoruz.

    siz memnunsanız sorun yok çocuklar. ben sizi uyarıyorum. podolski'ye, sneijder'e, muslera güvenip iyi oyun oynarız, yine şampiyon oluruz, şampiyonlar liginde destan yazarız diye umutlanıyorsanız, korku filmine hazırlıklı olun. maçları 3 boyutlu gözlüklerle izleyin. duvar dibinden kapıdan uzak durun, gaziantep maçında kapıya attığım kafa yüzünden, hem kafamda, hem kapıda ufak da olsa göçük var. göğsünüze yastık koyun, bol bol yumruk atacaksınız. küllük, kalem, telefon gibi nesneler yanınızda olmasın,tv'ye fırlatırsınız. yok zamanda yenisini de alamazsınız. alt çeneye dikkat, küfür ederken fazla açmayın. gülmeyin ben son maçlarda iki defa çene felçi geçirdim.elle zor düzelttim. maç seyretmeyeceğim diye binlerce yeminim var. allah'tan, allah'la aram iyi değil de, beni sistem dışı kabul edip tutmadığım yeminlere günah point yazmıyorlar.

    bilal kısa'dan galatasaray futbolcusu olmaz, olamaz. aslında çocuk çoğu futbolcudan teknik, iş futbol olsa ilk 11 de yer bulması lazım, şimdilik bulduğuna bakmayın. yarın büyük maçlarda, takım maça forse edemeyip, ezildiğinde çıkacak foyası. rahat, basan eden yok, ilk toplarla o oynuyor, dikine isabetli pas atıyor. ee daha ne deme hemen, öz güvenle beraber bu pasları sıklıkla atıp, bir kaç gol attırırsa yandı. selçuk'un saltanatı tehlikeye girer, iyi oynamasına izin vermezler. selçuk'tan daha iyi bir pasörü ilk 11 oynatamazsın, odunla döverler. daha kötü bir bilal'i de taraftar itin kıçına sokar. zaten itin 12 parmak bağırsağındaydı hiç oynamadığı halde, alim allah biri plastik eldiveni takar, parmakla içeri fitil gibi sokar. istikbali yok.

    melo'yu feda ettiler. ünal aysal'a gitme diyemediğimiz içindir melo'ya da gitme diyemeyişimiz. melo'dan çok daha iyi futbolcular gelir gider, kuşkum yok. ama bir maç gelir çatar, ben hangi maç olduğunu, hangi an olduğunu hatırlatırım, o anda sana futbolcu gerekmez. omuzuna yaslanıp, güvenle, huzur içinde ağlayabileceğin birini ararsın. benim şu ana kadar öyle biri olmadı hayatımda, büyük eksiklik, olanlar gözünü yumup düşünsün, bir an olmadığını aklına getirsin. bir ölüm kalım maçına denk gelir, bütün futbolcular, taraftarlar umudunu kesmek üzeredir manchester maçı gibi. birinin tribünlere anırmasını, kükremesini, havlamasını beklersin (çok bekleriz) ''ben yenilmem'' diye nara atar, döner o top gol olur tarih yazarsın. yazamadığında da keşkelerle geçmişe ağlama diye yazıyorum.

    sabri'nin ortalarını, şutlarını geçtik, bıktık konuşmaktan. dedik, biz futboldan anlamıyoruz, oynatılmasının futbolla açıklanabilir tarafı yok. biri kronometre tutsun, sabri'nin kullandığı taçlar yüzünden maçlar en az 5 dakika oynanmıyor. sabri taçı elinden çıkarmadan gözünüzü yumun 5 e kadar sayıp açın, kalemize kontra yememişsek adam değilim. acaba top kazanma istatistiğine mi oynuyor diye düşünmüyor değilim. topu kolay yoldan rakibe verip, sonra tekrar kapmak için mücadeleyi sayanlar var da o yüzden.

    bu bir maç yazısı değildi elbette. yazmadığımdan değil, ben maç seyretmedim, topa işkence, topa tecavüz filmi seyrettim, midem bulandı, biraz daha kinlendim. içinizi karartmadım biliyorum. çünkü bizim tuttuğumuz takımın eşi benzeri dünya'da yok. büyük galatasaray taraftarının da öyle. transfer bekleyen, yenilik isteyen, takımı yetersiz bulan hepimiz için, her sezon başında söylediğim şeyleri tekrar ediyorum.

    sonsuza kadar her an, galatasaray'ın en büyük transferi, en büyük kozu büyük galatasaray taraftarıdır. gerektiği, durumdan vazife çıkardığı zaman sahaya iner, gereğini yapar. ne hocalara, ne yöneticilere, ne futbolculara güvenirim size güvendiğim kadar. yeter ki biz teslim olmayalım, galatasaray taraftarı teslim olmadan, mübarek formayı teslim etmez.

    kupaların tozunu alan ayşe teyze, kupaları cilalayan arto dayı, kusura bakmayın, galatasaray'da çalışmanın bedeli de fazla mesai. vinner takımın emekçilerisiniz. angara'nın yolları büklüm büklüm bağlarından, bir kupa daha geldi, güzel bir yere koyun, parlayadursunlar.
  • 22
    bursa'nın muhtemel kadrosunun harun, yeni aldıkları perulu sağ bek-sivok-serdar aziz-behich, ozan tufan-jorquera, bakambu-josue-aydın karabulut, necid şeklinde olacağını tahmin ettiğim maç.

    öncelikle bakambu baya formda, 4 hazırlık maçında 3 golü mü ne var. neredeyse boş geçtiği maç yok. bursa baya kan kaybetti, özellikle de fernandao, belluschi ve şener özbayraklı başı çeken isimler. değerli bir hamle oyuncusu olan enes'in de city'e gittiğini hesaba katarsak şu an necid'ten başka forvetleri yok. gayet hazır gözüken ve geçtiğimiz sezona damga vuran volkan şen'in kadro dışı bırakılması da cabası...

    bakambu dışında gerçek anlamda çekindiğim oyuncuları yok. hele ki genç ozan tufan'ı selçuk olsun bilal olsun tecrübeleri ile kolayca etkisiz hale getirirler fakat josue ve jorquera gerçekten de üst düzey isimler ve defansif anlamda kendilerine dikkat etmemiz gerek. yavaş ve dengesiz stoperlerini de zannediyorum ki burak fazlasıyla hırpalar. podolski ve sneijder'e hem uzaktan şut hem de tecrübe olarak çok iş düşecek. belki sezonun flaş ekiplerinden olacak gibi gözükmüyoruz ama her halükarda bursa'dan üstünüz. bu sezondan çok büyük beklentilerim yok ama hayırlısıyla şu süper kupayı hele bir alalım be...

    muslera, tarık-chedjou-balta-telles, selçuk-bilal, yasin-sneijder-podolski, burak on biri herhalde bize kupaya aldırır.

    edit: sahi civelli de gitti yahu, takım kevgire dönmüş...
  • 9
    arkadaşlar osmanlı stadına ulaşmak için otobüs,metro seferleri ve kendi aracınızla ulaşım ile bilgi vereyim.

    metro ile ulaşım için kızılay tarafından gelen arkadaşlar batıkent son durağa kadar gelmek zorundalar. batıkent metro istasyonu içerisinden karşı perona geçip (ücret ödenmemekte bu işlem de ) törekent son durağına kadar geliyorsunuz.

    buradan sonra ister dolmuş ile 'toki-yenikent' seferleriyle devam edebilir veya 503-504 ego otobüs seferini bekleyebilirler.

    bu dolmuş ve otobüs seferleri duraklarını metrodan indikten sonra 'sincan organize sanayi' kavşağının oradan binebilirler.(durak petrol ofisi'nin 100 mt. ilerisindedir.)

    direk otobüs ile gelmek isteyen arkadaşlar 504 ego seferine sıhhıye köprüsünün oradan binebilirler.

    503 ego otobüs seferi sincan cezaevine kadar gidip oradan yenikent içerisine girmektedir.

    504 ego seferi ve dolmuş seferleri yenikent ilksan tokinin içersinden turlayıp yenikent merkez içersine sonradan gelmektedir.

    zaten bu seferlerden herhangi birine bindikten sonra en son durağa kadar beklerseniz stada ulaşım sağlamış olursunuz.

    şahsi aracınızla ulaşım sağlamak istiyorsanız ankara-ayaş otoyolundan devam edip yenikent ışıklardan sola dönüp içeri girdikten sonra hiç bir yöne sapmadan 1 km. kadar devam edip (daha akılda kalıcı olsun isterseniz okyanus market var onu da geçtikten 300mt. sonra ) sağa dönüp direk stadın oraya kadar ulaşım sağlarsınız.

    galatasaray tribünün ev sahibi mi deplasman mı tribünü olacağı kesinleşince yol güzergahın da ufak bir değişiklik olabilir onun da bilgilendirmesini buradan güncellerim. çünkü buraya muhtemelen bursasporu desteklemeye ankaragücünün fazlasıyla çapulcu taraftarı da geleceği için tatsız olayların yaşanması kesin. onun için onlarla karşılaşmadan direk hangi tribün olacaksa oraya ulaşımı da yazacağım daha sonrasında..

    edit: burada ki passolig bayisin de çalışan arkadaşımla konuştuğum üzere daha kesinliği olmamakla beraber büyük ihtimal kağıt bilet dağıtımı olacağını söyledi. türkiye kupasında ki sistem gibi yani.
  • 18
    alacağımıza yüzde 99 emin olduğum maçtır. şenol hoca yok. fernandao yok. şener özbayraklı yok. serdar aziz kart cezalısı biliyorum. biz de sneijder var yasin var podolski var. melo oynarsa yüzde 99,9 alırız. oynamazsa yüzde 99 alırız. mutlak favoriyiz. keşke maç bursa' da olsaydı. o zaman konsantrasyonumuz da daha yüzsek olurdu. sahasında kupa kaldırdığımızın çocuklarıyla güzel bir maç bizi bekliyor.
  • 166
    her galatasaraylı gibi kazandığımız kupaya sevindiğim, ancak ligin başlamasına 1 hafta kala gerek bireysel ve takım performansı açısından gerek ise takım kimyası açısından karamsar bir tablo gördüğüm maçtır.

    1) takımın sağ bek lazım diye bağırıyor olmasının haber değeri yok. kalemizde muslera değil de x bir şahıs olsa bursa 2-0 gibi bir skorla maça başlayabilirdi. daha önce yaklaşık olarak 30 defa farklı başlıklara yazdığımdan bir daha uzun uzun yazmıyorum.

    2) bilal max. 65 dakika ve maç aralıklı oynayabilecek bir oyuncu. aksi halde 47 maçlık sezonda verim alamayız. öte yandan bilal bugün biraz kıpırdandı ancak o kıpırdansın diye selçuk bütün verimliliğini kaybetti. bu oyun yapısıyla selçuk'u da kaybederiz.

    3) bugün burak yılmaz'ın tek forvet oynayamayacağını hepimiz gördük. eğer hamza hamzaoğlu olarak bir maçta önce podolski sonra umut (!) u alıyorsan ihtiyacın olan "burak ile tatlı rekabete girecek forvet" değil, sırtı kaleye dönük oynayan, burak'ı net kesecek forvettir.

    4) geçen sene takım hamza ile kamp yampmadığından fazla bir şey diyemedik ancak takımın kondisyonu sezona yeni başlayacak takımdan ziyade sezonun 30. haftasına gelmiş takım gibi.

    5) geçen sene oynadığımız futbol üzerine en ufak bir şey koymamış duruyoruz. ne küçük üçgenler, ne takım halinde rakip yarı sahaya yerleşme, ne hızlı pas trafiği ile rakibi hazırlıksız yakalama. hiçbir şey izleyemedik.

    6) bireysel olarak rakip kim olursa olsun galatasaray'ın oyunu kendi yarı sahasında kabullenmesini içime sindiremiyorum. bugün son dakikada yaşanan pozisyon dahi zaten takımın mou gibi otobüsü park edecek yetenek, taktik bilgi ve konsantrasyona sahip olmadığını gösteriyor. biz uefa kupasını aldığımız dönemde, efsane kadromuzla bile bunu yapamıyorduk, şimdi neden deniyoruz anlayamıyorum.

    7) geçen sene 6 tane 1 atıp kapandığımız maçı "4. yıldız gazı" ile kabullendim ancak bu maçta da sezon boyu (b) planımızın bu olacağını görür gibi olarak ürperdim. böyle sezon geçmez.

    8) sabri'nin yasin'e, emre çolak'ın podolski'ye el kol yaptığı bir takım haline geldik. bunlar dahi floryanın hali hazıraki durumunu özetler gibi.

    eksiler aşağı yukarı bunlar gibi. artılar:

    1) muslera, chedjou ve yasin geçen sene bıraktıkları yerdeler.
  • 75
    hamza hamzaoğlu'nu, yönetimi ve transfer politikasını eleştiren insanları da, hamza hamzaoğlu'nu savunan insanları da haklı veya haksız kılmayacak maçtır. öte yandan bu maçın skorunun olumlu olması halinde bu skora aldanarak kadro için "yeterli" yorumu yapan da maldır; bak çok net söylüyorum: maldır.

    kimin haklı kimin haksız çıkacağı ancak aralık ortasında, ligin ilk devresi ve şampiyonlar ligi grup maçları bittiği zaman net şekilde ortaya çıkacaktır. burada tek sıkıntı, sadece "bu kadroda yer alan oyuncu kalitesi üç kulvarda birden başarı sağlamaya yetmez; birinde bile başarı sağlayamayabilir, şampiyonlar liginde ise rencide edilebiliriz" diyen ve bunu dediği için bazılarınca galatasaray düşmanı ilan edilen bizler haklı çıkarsak, yaşanacak sıkıntı tamir edilemez derecede büyük olabilecektir. eğer haklı çıkmazsak ve hamza hoca'nın kadro mühendisliği bizi yanıltırsa eleştiren insanlar olarak dünyanın en güzel göt oluş hikayesini yaşarız. birbirimize "oğlum ne güzel göt oldum, keşke her sene göt olsam" diye mesaj falan atarız.

    maç için yorum ise umuyorum galatasaray'a yakışan, 90 dakika ileride bastığımız, çok sayıda atak yaptığımız, hızlı futbol oynadığımız, bol gol attığımız bir maç olur ve kupayı alırız.
  • 173
    maçın ardından çıkarılacak sonuçlar:

    1) forvet, stoper, sağ açık takviyesi şart.
    2) melo'nun takımda kalması kalmazsa da onun gibi ısıran bir oyuncu şart.
    3) wesley sneijder'ın acilen sözleşmesi uzatılmalıdır.
    4) sezonun yıldızı muslera olacak yine belli, allah sakatlık göstermesin.
    5) takımın en iyileri chedjou ve yasin'di(u: diğer dikkat çekenler telles ve nispeten hakan balta'ydı, bilal ve poldi de iyi şeyler denedi). chedjou'nun yanına özellikle hava toplarında çok iyi bir stoper şart kere şart.
    6) yabancı sınırı kalkmasaydı ozan tufan ligin kaderini değiştiren adam olurdu, çok iyi yolda. bursa'nın hem yekta'ya hem sercan'a ihtiyacı var düşünülsün.
    7) yasin öztekin'in azmi onu sağ açık da yapar, aslında ihtiaç var ama geri plana attı.
    8) bu forma winer bir formadır, ortada bir kupa varsa alır geir.
    9) kupa elbette güzel ama takımın hali hiç iç açıcı değil, taraftarın keyfi pek yok kupa teselli.
    10) hamza hoca transferde "kurtarıcı benim" rolünden çıkıp topu yönetime attı, iyi de yaptı zira başarısızlıkta bu yönetim seni yer hoca.
  • 175
    eksiklerimizi görürken bir kupa kazandığımız maç. herkes değerlendirmiş bir de ben değerlendireyim.

    1- muslera'yı 35 milyon euro'dan aşağı satanın aklına tüküreyim.

    2- sol bekte telles ve carole ikilisi iyidir. zamanla daha da iyi olacaklardır.

    3- chedjou da hakan balta da bireysel olarak iyi stoperler fakat beraber oynayacak iki oyuncu değiller. stoper takviyesi şart. bu stoperin de seri, kesici bir adam olması şart.

    4- acil sağ bek lazım.

    5- ortasaha merkezde selçuk ve bilal aynı bölgenin aynı tipte adamları. senelerce selçuk olmadığında onu yedekleyecek, selçuk'u dinlendirecek bir adam lazım dedik. gördük ki o adam gelmiş. fakat bu iki adam beraber oynayacak adam değil. bu arkadaşların yanına ısıran ve aynı zamanda da hava toplarına ciddi hakim bir adam şart. takımın hava savunması şu an sadece h.balta ve chedjou üzerinden yürüyor. bu noktaya acil bir transfer şart. gelecek adam medel olmamalı mesela. vieira, yay toure tipi bir adam lazım. o kalitede almamız mümkün değil ama tip olarak o tarz bir adam almamız lazım.

    6- yasin günden güne daha iyi olacak bir profil çiziyor fakat yasin'in yokluğunda orada oynayacak adam olmadığı gerçeği de göz önünde bulundurularak oraya her iki kanatta da oynayabilecek ciddi bir takviye yapılması şart.

    7- podolski sol tarafta tam oturduğunda ciddi işler yapacak gibi duruyor. zamana ihtiyacı var.

    8- sneijder daha form tutmamış belli. çıkarken ki tepkisi de hocaya değil bariz biçimde kendisine idi. istediklerini yapamadıkça çıldırdı. zamana ihtiyacı var.

    9- forvet acilen forvet. allah rızası için forvet. ama öyle zlatan falan değil elmander, hakan şükür tipi forvet. ortasahaya da destek verecek, topu tutup geriden gelecek sneijder, yasin ve podolski'ye top atacak adam lazım. ayrıca kesinlikle ve kesinlikle sneijder'den daha fazla para almayacak, daha az kariyerli ve sneijder'in liderliğini kabullenecek bir adam şart. ibrahimoviç ibrahimoviç diye bağıran arkadaşlar ibra geldiğinde sezon sonunda sneijder'i kaybetmeyi göze alıyorlar mı? önce bu sorunun cevabını bir versinler.

    hamza hoca'ya gelince. takımdaki eksikliklerin farkında. sözlükte bolca geçirildiği gibi yeniçeri ağası falan değil. yerli hayranı falan hiç değil. egosu sıfır. elbette ki zamanla o da kendisini geliştirecek. yaptığı değişikliklere hiçbir şey diyemem. kaldı ki adam kendisini düşünen bir adam olsa yaptığı üç değişiklikle turu riske etmezdi.
  • 120
    ilk yarı 1-0 üstünlüğümüzle sonuçlandı. ilk yarının son dakikasında yasin'in sabri'ye bıraktığı topu içeri çevirmesiyle serdar aziz'in ters vuruşuyla kaçan bir pozisyon oldu, bu pozisyon sonrası burak efendi yerde 4 defa ellerini açarak "nasıl girmez ya" tribine girdi. keşke o topa sen dokunmuş olsaydın kardeşim. neyse pozisyon sonrası bursa kontraya çıktı sağdan geldiler ve sol taraf bomboş kaldı, yasin yetişti oradaki açığa. gözlerim sabri'yi aradı, ortasahanın gerisinden salına salına geliyordu. verdiği açıklar sayesinde ciddi bi maaş artışını tekrar hak etmiştir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın