• 184
    önemli dersler çıkarılması gereken maç.
    - muslera' nın önemi bir kez daha ortaya çıktı.
    - kornerleri savunmak için antrenman yapsak iyi olacak.
    - kornerlerde gol atmak için antrenman yapsak iyi olacak.
    - aramızda hala topa kafa vurmayı bilmeyen adamlar var.
    - şener sol bek oynayamaz, aynı şekilde jimmy sağ kanat oynayamaz.
    - çizgiye inip ceza sahasında çoğalamazsak hücum yapamıyoruz.
    - orta sahada ciddi bir organizasyon eksiği var. belhanda bu sorumluluğu taşıyamıyor.
  • 190
    sinir bozucu bir maç sonrası 2-0 kaybettik. iyi tarafı 8 ilk 11 oyuncusu dinlendirilmiş oldu. rövanş maçında ve önümüzdeki lig maçlarında bu rotasyonun avantajlarını görebiliriz. belhanda'nın da şimdilik 11 oyuncusu olmadığını görmüş olduk. ali sami yen'deki maç her şeye açık, negatif olmamak lazım. tek takıldığım nokta gollü beraberlik ya da gol atarak kaybetmemizin bize çok avantaj sağlayacağı ortadayken hocanın maça forvetle taylan'la başlaması. neyse olan oldu artık önümüze bakmamız lazım. hem bu yenilgi seri yakalayan takıma iyi bir mesaj da oldu. eli ayağı düzgün bir takımla oynamamız ayaklarımızın yere basması konusunda da bize bir işaret oldu diye düşünüyorum. rövanşta as kadromuzla çıkıp turu geçme ihtimalimizi hiç de az görmüyorum.
  • 191
    maça sadece iki as oyuncumuzla (marcao ve lemina) başladık. buna karşın rakibimiz neredeyse as kadrosunun tamamıyla sahadaydı. duran toplarda çok kötüydük. yediğimiz iki golde de bariz yerleşim hataları yaptık. bunun üzerinde çalışmamız lâzım. bununla birlikte yediğimiz gollerde şanssızdık. alanya'nın ilk golünde bakasetas oradan 100 kez topa vursa sadece 1'i gol olur. o da bizle oynadığı maçı buldu. hücum hattımızı eleştireceğim ama hepsi ilk defa yan yana oynadı ve hiçbiri santrfor değil. bu maçlık bahaneleri var nazarımda. sonuç olarak sahaya sürdüğümüz kadroyla aldığımız bu mağlubiyet benim için sürpriz olmadı. saracchi yok, luyindama yok, falcao yok, andone yok, adem sakatlığı yüzünden riske edilmek istenmedi uzun bi' süre... şener hazır değil, henry hazır değil, linnes hazır değil...gayet normal bir skor aldık. rövanş maçında turu geçmek istersek, bu skora rağmen geçeriz. yaygara koparacak bir durum yok ortada.
  • 192
    2 maçlık kupa turlarında deplasmanda yapman gereken nettir: gol atmak. ama sen 4-6-0 gibi çıkıyorsun maça. 2 tane korner'de seken toptan gol yiyorsun. 3-1 yenil gerekirse ama o golü at! 3-1 olsa sahamızda 2-0 kazanmak yetecekken şimdi bu skor uzatmalara götürecek olan skor!

    oyuncuların büyük çoğu ise sanırım yağmurlu hava ve kaygan zeminde hayatlarında ilk kez oynadılar. pas özürlüsüydük. ben alanyaspor'lu oyuncuların zeminden kaynaklı pas hatasını gördüğümü hatırlamıyorum. hızlı toplar bile yerini buldu. hadi sen alışık değilsin ilk birkaç topta ayarlayamadın topu anlarım da o kadar pas denemende kendini hiç mi kalibre edemedin sahaya yahu! her pasın karavana!

    biraz becerkli olsak gol bulur muyduk? bulurduk. ama yetersiz.

    jimmy ise bencilliğinden pozisyon olabilecek anların içine etti.

    ve her şeyden öte plan yoktu. mesela uzun top atıyoruz ileriye ve hep caulker'ın olduğu yer oluyor.

    alanyaspor eksikti falan anlarım da hiç de iyi bir sinyal vermediler bence. ve fenerbahçe hafta sonu bunları yenecektir. bizim yaptığımız saçmalıkları yapmayacaklardır.

    2-0'dan sonra turu geçmek çok zor. imkansız değil ama zor. bakalım alanyaspor'lu bazı oyuncular fenerbahçe'ye de karşı bu maçtaki gibi sert olup kart arzulayacak mı?
  • 193
    sinirleri germeye gerek olmayan bir maçtı. turu da istersek geçeceğimizden eminim. evet hepimiz tüm kupaları alalım istiyoruz doğal olarak ama ligde iyi gitmeye devam edersek elensek bile fazla dert etmem. 2 tane sivas maçını ligdeki o sıkışıklıkta kaldırmak da ayrı mesele olur. ha şartlar bunlar olmamalı diyorsak orası tamamen doğru. şu an ligde doğru düzgün gitmiş olsak 2 tane fenerbahçe maçını bile kaldırabilirdik. ne bileyim saçma sapan bir hal içerisinde saçma sapan bir maç oldu işte.
  • 195
    bu sene hemen hemen kaybettiğimiz bütün maçlar gibi, sonuna kadar hak ederek kaybettiğimiz bir maç oldu.

    skorla ilgili söylenebilecek bir şey yok; türkiye kupası zaten çok ciddiye aldığım bir kupa değil şahsım adına. bununla birlikte bu maçı, stoper yokluğunda 30 dakika gibi emin’e süre vererek, 4-6-0 yerine önde adem ile başlayıp sakatlık durumuna göre son 10-15-20 dk andone’ye süre vererek, bu sayede oyuncuları bir nebze de olsun a takım futboluna ve lig rotasyonuna hazırlayarak geçirebilirdik.

    belhanda yerine yeni sözleşme imzalamış atalay da oynayabilir, bu bağlamda amc oynayan taylan lemina’nın yanına çekilebilirdi. doğru kullanılırsa bu kupa maçları, gelecek sezon için faydalı maçlar, ancak yenildiğimizde bile doğru kullanamıyoruz.
  • 196
    maci izlemedim, simdi 10 dakikalık özet izledim.

    gordugum kadarıyla, bi sekilde ikinci sariyi girmesi gereken alanyali ikinci golu atip fiti çekmiş. anadolu takımları, fenerliler filan iyi biliyor bize karşı ortaligi kizdirmanin ise yaradigini, herkes üstümüze geliyor.

    alayna farki kacirmis, biz de pek cok gol pozisyonunu harcamisiz, sağlık olsun. yine de maçı izlerken umut gordum kendi adima. yine yeni yeniden, yeni bir takimiz, ne güzel is di mi. yine de, gidenlerden gelenlerden memnunum, iyi de top oynayabilirmisiz gibi oynuyoruz su sıralar biraz daha, eksiklerimizle filan.

    neyse, anladigim kadarıyla bugun herkese giydirmişiz. belhanda'ya cok giydirmişiz. dedim ya, maçın tamamini izlemedim ama, gördüğümle kadarıyla, sanki bugun şanslı olsa bi gol bi asist yaparmış gibi geldi, ne bileyim, pozisyonlara girmiş, güzel paslar vermis, anladigim kadarıyla bi de aralarda top kaybetmiş, klise olayım diyeyim, kaybetmezse bizde olmazdi zaten. neyse, amacim belhanda savunmak degil, bakarsanız entry'lerime dedim ki belhanda git bizi de kurtar kendini de.

    cok okumayacağım solda tum takima giydirmemizi bi kupa maci yüzünden. canim sag olsun, hedef lig.

    (bkz: ben23rsiz)

    aha simdi full maci buldum youtube'da, izleyeyim.

    edit: gsman uyardi, kirmizi kart gormesi gerekenin yerine girenmiş.
  • 198
    maçtan önce, ikinci yarı oynadığımız oyunun gerçek anlamda sınayabileceğimiz bir maç olduğunu düşünmüştüm. hafta içi basında çıkan haberler, takımın as kadroyla oynayacağı yönündeydi. alanyaspor'un da rotasyon yapacağını sanmıyordum, çünkü kupayı önemsiyorlardı. ayrıca alanyaspor, ikinci yarıda karşılaşacağımız en formda takım olacaktı. fakat beklediğim gibi olmadı ve büyük bir rotasyona gittik. yani bence oyunun gerçekten sınanacağı maçı yine oynamadık.

    ilk 11'den başlarsak:
    yukarıda belirttiğim gibi büyükçe bir rotasyon yaptık. çıkan kadronun forveti bile yoktu. twitter'da çoğu sayfa onyekuru'yu forvet olarak yazmıştı mesela.
    ayrıca kadro aşırı kısaydı. zaten ana kadromuz da çok uzun değil. fakat özellikle donk da olmayınca epey kısaldık. rakibin boy ortalamasının çok yüksek olması da bizi bu anlamda daha da zorladı. zaten iki golü de duran toptan yedik.
    kadronun, ideal 11'e göre üstün olan tek özelliği de temposu diyebiliriz. herhalde bir kondisyonere "hadi bugün kadroyu sen yap." desek, muhtemelen bu kadrodan en fazla 2-3 oyuncu değiştirirdi.

    rakibi karşılamada dizilişin 4-1-4-1 formatında olabileceğini düşünüyordum. çünkü hem son oynadığımız 2 şubat 2020 galatasaray kayserispor maçının son bölümünde, onyekuru oyuna girdikten sonra, bunu oynamıştık hem de hocanın sezon içinde bir plan olarak bunu kullanabileceğini düşünüyordum. mesela fenerbahçe maçında hoca, agresif bir pres oyunundansa alan savunmasını tercih edebilir. 17-18 sezonunda genel olarak agresif pres yapmaya çalışan galatasaray, ilk defa 17 mart 2018 fenerbahçe galatasaray maçında hocanın o günkü deyimiyle "pozisyon oyunu" oynamıştı.
    https://www.youtube.com/watch?v=jex9Ib1bUno
    (7.50'den itibaren)
    bu pozisyon oyununu bu maçta oynayabiliriz diye düşünmüştüm ama muhtemelen bu pozisyon oyununu yine fenerbahçe maçında oynayacağız.
    herkesin bildiği üzere sezonun ikinci yarısında rakibi önde emre ve falcao'nun olduğu 4-4-2 şeklinde karşılıyoruz. bu maçta da sanırım bunu yaptık. sanırım diyorum çünkü yer yer 4-3-3 gibi de duruyordu. hatta bir ara 4-3-3 olduğuna neredeyse emindim ama sonradan bu diziliş asimetrik bir 4-4-2 gibi göründü. orta 4'lüdeki kanat oyuncuları rakibin çıkmaya çalıştığı taraftaki beke basıyordu. bu da dizilişi 4-3-3 gibi gösteriyordu. burada amaç oyun beklerden kurulmasını engellemek için rakip beke baskı olabilir ama bu durum savunmanın hem genişliğini hem de boyunu çok fazla açtı. bu durum da rakibe oynayabileceği ekstra alanlar olarak döndü tabii.
    https://bilardisimo.com/...FE6-F8D8E5EF5D4C.png
    bu resim 4-4-2'nin farklı alanlardaki sayısal üstünlüğünü göstermek için kullanılan bir resim.
    (resmi sözlük yazarlarımızdan kaideyi taciz eden istisnanın bilardisimo isimli blogda yazdığı https://bilardisimo.com/neden-4-4-2/ yazısından aldım. eğer zamanınız varsa -ki bu entry'i buraya kadar okuduysanız vardır *- bu yazıyı da okumanızı tavsiye ederim.)
    kanat oyuncularının açılmasıyla ve asimetrik bir hal almasıyla taktiğin sayısal üstünlük avantajından da yararlanamadık. özellikle linnes'in ve sonradan onun yerinde oynamaya başlayan şener'in de kötü performansıyla birlikte o bölgeye uzun vurulan toplardan çok pozisyon verdik.
    https://i.hizliresim.com/k03Jbq.jpg
    bu resimde linnes'e rakibin sol stoperinden uzun vurulan topta boşta kalan alanı görüyoruz.
    1- lemina sol beke prese giden jimmy'nin arkasında kademede
    2- lemina sağ tarafa kaydığı için ortada belhanda kaldı, zaten belhanda'nın herhangi bir pozisyon alma becerisi yokken, taylan önde prese yaparken belhanda da öne çıkmak zorunda kaldı.
    3- topun sağ beke atılma ihtimali olduğu için onyekuru da önde. yani neredeyse 4-2-4 şeklinde karşılıyoruz.
    4- sekidika sol stoper'e pres yapmıyor ve tzavellas rahat bir şekilde topu gönderiyor.
    5- ve en önemlisi bütün kaymalar öne doğru yapılmışken savunma hattı çok geride.

    hücuma çıkışlardaki dizilişimiz aynı kaldı. kimine göre 3-1-4-2, kimine göre 3-1-5-1, kimine göre de 3-3-3-1 olarak tanımlanan; lemina'nın stoperlerin arasına girip diğer orta saha oyuncusunun (genelde seri) savunmanın önünde tek başına konumlandığı dizilişi devam ettirdik. aslında ilk yarının sonunda bundan bile pek emin değildim. çünkü belhanda, seri gibi geriye gelmiyordu. fakat ikinci yarıda top çıkartılırken daha fazla geri gelmeye başladı. muhtemelen devre arası bu yönde bir uyarı geldi.
    özellikle ilk gole kadar savunmadan çıkışlarda daha az problem yaşıyorduk, hatta maçın ilk ciddi pozisyonunu da golden biraz önce biz bulduk. jimmy'nin direğe giden şutunun öncesi, takımın savunmadan çıkış planlarının işlediği anlardan biriydi. golden sonra ise epeyce dağıldık. bu kadronun savunmadan çıkışta as kadro kadar iyi olmayacağını tahmin ediyordum zaten ama yine de bu kadar çok dağılmasaydık, savunmadan çıkışlarda daha başarılı olabilirdik.

    maçı biraz da oyuncular üzerinden konuşayım:

    -öncelikle onyekuru hakkında konuşayım: onyekuru fiziksel anlamda beklediğimden çok daha iyiydi. savunmadan çıkamadığımız birçok anda 18-19 sezonunda olduğu gibi ona atılan uzun toplarla çıktık. onyekuru'nun kadroya girmesiyle oyunun hücum anlamında yükselebileceğini biliyoruz. fakat savunma kısmı ne olacak onu bilemiyorduk. özellikle o kanatta ömer'den epeyce savunma desteği alıyoruz. diğer kanatta da feghouli hem eforsuz hem de biraz daha ileride oynadığı için savunmada sıkıntı yaşayabileceğimizi düşünüyordum ve hocanın buna yönelik planını da merak ediyordum. bugün özellikle savunmaya yerleştiğimizde jimmy savunmaya daha yakın taraftı. onyekuru ise bekinin geldiği kadar geliyordu. taylan da biraz daha geriye gelip sayısal anlamdaki azalmayı telafi etmeye çalışıyordu. onyekuru önde kontra tehditi olarak kalıyordu. bu plan, bu maça özel bir plan da olabilir. bilemiyorum.

    -belhanda: yeni oyunda kadroda pek yeri olmadığını her maç biraz daha gösteriyor. özellikle seri'nin oynadığı yerde yani 8 numarada hiç yeri yok. ilk yarı topu almak için geriye az geldi. özellikle rakip bizi 4-4-2 şeklinde karşılıyorken ve rakibin merkezinde ceyhun-bakasetas gibi hantal bir ikili varken geriye gelip top alsaydı merkezden çok daha etkili olabilirdik.
    aynı zamanda, her zaman olduğu gibi, rakip yine belhanda'yı çalışmıştı ve özellikle belhanda'ya maç başında biraz sert oynadılar. belhanda da, yine her zaman olduğu gibi, hemen dağıldı. dağılmasını, geri gelmemesini vs. geçiyorum. belhanda ile ilgili bir sürü kötü özellik de sayabiliriz. fakat benim için en kötü özelliği sabırsızlığı. her topu ileri oynamak, her topu ileri attığınızda başarılı olabiliyorsanız bir meziyettir. yoksa topu dikmek de bir tür ileri oynamak. belhanda en iyi zamanlarında bile sabırsızlığıyla çok sıkıntı yaratmış bir oyuncu. hele bir de 8 numara oynayınca bu kötü yanı takımı çok daha fazla baltalıyor. 4-1-4-1 oynadığımızda yeri olabilir belki. ama bu sistemde kendisine göre bir rol yok gibi.

    -linnes: ilk yarı galatasaray adına en büyük zaaftı desek yanlış olmaz sanırım. fatih terim döneminden önceki, herkesin "bir omuzda alırım." dediği linnes geri dönmüş gibiydi. efecan karaca'dan omuz yiyip top kaptırması, onun 2 sezondur alıştığımız fiziksel standartlarının çok altında bir durum. sezonun ikinci yarısı için benimde içinde bulunduğum bir kısım taraftar kendisine büyük umut besliyordu ama şu ana kadar, yazınki hazırlık kampı da dahil, büyük hayal kırıklığıydı. linnes ile ilgili son olarak extensorun, yani sinan abinin, yazdığını bırakayım (bkz: #2859388).

    -sekidika: alt ligden gelmenin sıkıntılarını fazlasıyla çekiyor. birçok temel futbol doğrusundan mahrum gibi. ilk çıktığı maç olan 19 ocak 2020 galatasaray denizlispor maçında kaptırdığı topta geriye koşmamış, onun kaptırdığı topa falcao koşmuştu. bugün de yenilen ilk golde bakasetas hiç beklenmemiş bir vuruş yapmış olsa da, önünü kapatabilirdi ama jesse durumu algılayana kadar bakasetas topa vurdu zaten. yukarıda stopere yapmadığı baskıdan da bahsetmiştim. hücumda da etkisizdi, fakat kendi mevkisinde oynamıyordu zaten. jesse sekidika için bu sene çok fazla şey beklememek lazım bence.

    -marcao: aslında bugün o kadar kötü bir oyun oynamadı ama ikinci golde en büyük hata onundu diyebiliriz. taylan'ın adamı ceyhun'du. taylan onunla beraber giderken marcao biraz daha dışarı çıkıp topa vurabilirdi. tam dışarı çıkmadığı gibi alanını da boşaltıp junior fernandes'e güzel bir gol atma fırsatı verdi.

    -mariano: sezonun ilk yarısındaki haliyle epey fark var, bunu kabul etmek lazım. bugün de ikinci yarı oyuna girdikten sonra, ilk yarıdaki yetenek seviyesi düşük takımda epey fark oluşturdu. aynı zamanda mariano oyuna girdikten sonra jimmy daha fazla çizgiye açılmaya başladı. sezonun ikinci yarısında yükselen formu da daha dar bir alanda oynamasıyla alakalı bence. fakat özellikle emre akbaba da ikinci forvet gibi oynuyorken ve mariano'nun önünde feghouli içerde oynamayı seven bir oyuncu varken, umarım sezonun ikinci yarısında sağ çizgiyi kullanma anlamında sıkıntı yaşamayacak bir çözüm buluruz.

    -ömer bayram: "onyekuru ile beraber hangi formülde oynayabilirler acaba?" diye haftalardır kara kara düşünüyoruz. bugün de belhanda'nın yerine oyuna girince "acaba 8 mi oynayacak?" diye düşünürken, taylan 8'e geçti ve ömer bayram forvet arkası oynadı. belki bu da bu maça özel bir durumdur ama özellikle savunma direncinin yükselmesi gereken zamanlarda bu seçenek de değerlendirilebilir.

    sonuç:
    çok da büyük bir sonuç yok aslında allah fatih hocama yardım etsin. * çünkü sezonun ortasında yeni yeni bir sistem buluyorken, hem takımda bu sisteme uymayacak çok oyuncu var hem de birbirinin oyun stiline uymayacak çok oyuncu var.
    2 şubat 2020 galatasaray kayserispor maçında ve bu maçta; seri, lemina, saracchi gibi oyuncuların alternatifinin olmadığını gördük.
    kadrodan presçi bir 11 çıkarmaya çalışsak çok yeteneksiz kalıyor, yetenekli bir 11 çıkarsak takımın savunması aşırı aksıyor. ikisinin bir karmasını yapmak da yine oyuncuların özellikleri itibariyle neredeyse imkansız.
    ayrıca takımın ömer gibi aşırı formda olan bir oyuncusu var. fakat onun arkasında da onyekuru gibi mutlaka ihtiyacımız olan bir oyuncu var. onyekuru'yu ömer'in yerine koyduğumuzda da ömer'i koyabilecek bir yer bulamıyoruz.
    stoper problemini saymıyorum bile. dediğim gibi allah fatih hocamın yardımcısı olsun. işi çok zor. ha şu da var, hocamın bugüne kadar başardığı hiçbir iş de kolay değildi.
  • 199
    feghouli, emre akbaba, saracchi ve ilk yarıda da olsa mariano oynamadığı için son derece mutlu olduğum maç. 5-0 yenilsek bile bu mutluluğum bozulmazdı.

    gün itibariyle ligde altıncı sırada yer alıyoruz, böyle utanç verici bir durumdayken çok afedersiniz bilmem ne etmişim türkiye kupasını. fener'dir alanya'dır kendi aralarında kapışsınlar, biri de alsın götürsün işte.

    kupayı kaldırdıktan 10 dakika sonra unutacaktık zaten. geçen seneki kupa finalinin skorunu hatırlayan var mı?
  • 200
    ortalığın yangın yerine çevrilmesine anlam veremediğim maç.

    bilmiyorum, ben mi yanlış düşünüyorum. takımın ilk on bir futbolcusunun dokuzu yedekten gelen isimlerdi. bununla da kalmayıp santraforsuz başlamak zorunda kaldık. bu kadar derin bir rotasyon gerekli miydi? konuşulabilir ama hücumda bu kadar birbirini tanımayan takım ile oynayınca üzerine de pozisyon üretme sıkıntısi yaşamımızın doğal olduğunu düşünüyorum.

    alanyaspor' u da incelemek gerek. ev sahibi olduğu maçlarda rakibi çok iyi bozan, uzun boylu ve fiziksel olarak güçlü bir takım. tahmin ettiğim gibi de as kadroları ile seyirci avantajını kullanarak sahaya çıktılar. istediklerini uygulanabilmeleri daha olsıydı. buna rağmen nerdeyse pozisyon vermeden maçı tamamladık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın