2009-10 Türkiye Süper Lig 28.Hafta Maçı
20:00 Sivas 4 Eylül Stadyumu
1 - 1
  • 201
    bitti arkadaş. bitti işte. bu kadardı. umut fakirin ekmeği dedik. boğazımızda düğümlendi. gözbebeklerimiz küçüldü. gözler ağlamaklı. bitti ulan. bitti. var mı bundan ötesi? önce geçen sezon, şimdi bu sezon. son haftaya kalmadan bitti bizim için lig. hani şu turkcell super lig. hee şampiyonlar ligi mi vardı bir de? yazık valla yazık. bu takım için ağlayan, bu takım için canı sıkılan herkes için yazık. yok ötesi dostum, yok. bitti işte. şampiyonlukmuş, cartmış curtmuş yok öyle bi'şey. yok, yok, yok. önce 5.lik, bu sezonda 4.lük; o bile garanti değil. işin özeti bu aslında. boşa geçen 2 sezon. cebindeki son parasını takımı için veren, karşılıksız seven taraftar. yazık ulan onlara. bu takım için planlama yapan, yeni sezonda şampiyonlar ligi'nde oynama hedefi koyan, bunun için çabalayanlara yazık...

    ruh yok. yok işte ulan yok. istek, azim, kazanma hırsı? ne kadar alakasız terimler mevcut takımla. yanılıyor muyum yoksa? sivasspor deplasmanında 1-0'ın üstüne yatıyoruz. özet. kim 3 puanı bırakmış ki, biz bulalım? yok öyle bir dünya. kızgınım, üzgün, kırgın. biraz bitik. biraz öfke, az yorgunluk. ne desek? ne diyelim? boş arkadaşım boş. bomboş. koskoca 1 sezon daha bitti bizim için. "şampiyonluk için sevmedik" buna kuşku yok. ama şampiyonluğu daha bu kadar hafta varken, bu kadar aptalca kaybetmek koyuyor insana be. sessiz ve derinden...
  • 203
    sonucunda şampiyonluğu %99 kaybettiğimiz karşılaşma.şl için hala şansımız bulunsa da tek farkla önde olduğumuz her maçın son dakikalarında kapanan, gelen her topu dan dun ileri vuran türk futbolcularla 6'da 6 yapmamız güç gözüküyor.bu yüzden son maçlarda yaşanabilecek olası puan kayıplarında seyircinin duruşu önümüzdeki sene için çok önemli.
  • 204
    galatasaray'ın 1-0 gibi boktan bir skorun üstüne yatmasıyla* beraberliği hak ettiği maçtır ikinci yarısı itibariyle. bir tek keita vardı ileride boğuşan, o da oyundan alındı. son dakikalarda gökhan zan girecekti bir de oyuna. geçen sezon, sivasspor'u eleştiri yağmuruna tutanlar, neden bu sefer kendimizi eleştirmiyoruz. yazıktır, galatasaray gibi takımı 1-0'lık skorun üstüne yatırmak gerçekten ayıptır!
  • 205
    fark yiyebileceğimiz karşılaşma idi. şükür ki kalede leo yoktu. ve tabi ki bir cimbom klasiği olan son dakikalarda gol yiyip puan verme hastalığı... karabükspor bile daha iyi oynardı sahada. 2. devre sadece defans yaptık.
    jo tek bir olumlu hareket yapmadı girdikten sonra, belli ki partiler yaramamış. dos santos koştu çabaladı ama maalesef yine gol yok. olsun be santosum biz seni böyle de sevdik.
    servet çetinin total futbol denen olguyla uzaktan yakından alakası olmadığını anladığımız karşılaşma aynı zamanda. özellikle başlarda aldığı her topu şişirdi, hepsi rakibe...
    neyse güle güle şampiyonlar ligi, merhaba uefa skindirik avrupa ligi diyoruz...
  • 207
    galatasaray'ın van belediyespor gibi oynadığı maç. aslında van belediyespor gibi de oynamadı. en azından o takımın oyuncuları biraz mücadele ediyor, yetenekleri yok bu yüzden antrenörleri taktik olarak 10 kişi savunma oynatıyor takımı. bize bakıyorum sivasspor pas yapıyor, bizim oyuncular topları şişiriyor. hayır şişiremiyorlar da, topu öyle yerlere atıyorlarki istesen yapamazsın. iyi yerlere attıklarında da top bizde kalmıyor çünkü ileride topu kazanmaya çalışan bir oyuncu yok. kafası gece götüreceği hatunda olan adamdan ne beklenebilir ki. servet ile mehmet topal adlı iki oyuncusu var galatasaray'ın oyuncu demeye bin şahit gerekir. ikiside geldiklerinde iyi oynayan oyunculardı, gün geçtikçe daha kötü oynuyorlar. benim anlamadığım bu futbolcular hergün idman yapmıyor mu? futbol dışında ekstra bir işleri mi var? kendilerini wing-tsun alanında mı geliştiriyorlar? pas veremiyorsan, idmanda ekstra çalış. sana demiyorum xavi gibi ol ama en azından yanındakine pas at. rijkaard 'a gelince. sene başında pas yapa yapa tüm takımları dağıtıyorduk. ne oldu da doldur boşalta döndük allah aşkına. çok mu zor 2 üst üste yapmak. koskaca galatasaray'ın taktiği 11 kişi savunma yapmak mıdır? e savunma yapacaktınız, hucüm yapmayacaktınız da bu kadar parayı niye verdik!çok şey mi istiyorum allah aşkına....
  • 210
    skordan çok ortaya konan mücadelenin ve oynanan futbolun kalan haftalar için bize ışık tutacağını daha önce belirtmiştim.
    (bkz: #357306)

    bugün gördük ki "galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır, 2 sene önce de takımda bu hava vardı, kalan 7 haftada 7 galibiyet, hede hödö" diye kendimizi kandırmışız. sivasspor gibi kıytırık bi takım karşısında bile 1-0`a yatıp ikinci yarıda rakibe %60 küsurluk topla oynama yüzdesi veriyosak kimse şampiyonluk mampiyonluk, umut mumut diye yırtınmasın.

    ha bu arada sivasspor çirkefti, sahada anti-futbol oynadı, futbolcularımıza ve teknik direktörümüze saldırdı falan filan hadi eyvallah da bu yüzden mi puan kaybettik sanki bugün yapmayın allah aşkına!

    her neyse fazla söze gerek yok, daha fazla kendimizi kandırmanın alemi de yok.

    seneye görüşürüz..
  • 214
    geldiğinden beri sana ilk defa kızıyorum surinamlı. ilk defa eleştiriyorum seni, çok ayıpladım. madem bizi barcelona yapacaksın, sezon bitiyor bekliyoruz o büyük takımı, bir tek eksiğin vardı oysa. o da nihayet iyileşmişti, kadrodaydı, müjdeler olsundu. lukas yerine gökhan zan'ı oynatsaydın, benim büyük hocam, büyük surinamlın olacaktın. şimdi şu maça bakarak sana yazıklar olsun diyorum. şu maçta lukas ikinci sarı karttan atılsaydı, biz bu hafta ali sami yen'de tam bir barcelona izleyecektik. yazık oldu. ama sen yine de lukası değil, gökhan zan'ı oynat hocam. çok özledik biz nmilli stoperimizi.

    kadrolar açıklanır açıklanmaz iddia bayisine koştum. sivasspor 1 e yatırdım parayı. bir kez daha beni yatırdı galatasaray. başımızda aziz yıldırım olsa bundan daha kötü bir kadro çıkarıp, bundan daha kötü yönetemezdi. laubali sakız çiğneyişini gördükten sonra reykart'ın sezon sonunu beklemeden kaçacağına bahse girerim artık. ne sistemmiş ya, sezon başından beri uyguladıkları kampa girmeme sistemini bu maç kaldırmışlar. tarih bir kere yazmıştı ya sivas'ta, hastaneden kaçan hasan şaş bile sivas'a gelmişti, kalede aykut vardı. ne olmuş canım yine aynı şey değilmiydi, geçir dediler aykut'u. ilk yarı öyle bir terse uçtu ki, bıraksalar erzincan'a kadar gidecekti. top ayaklarına çarpınca kurtarmış oldu. tamam leo'ya bok çuvalı dedik kötü kaleci dedik ama aykut kaleci bile değil kardeşim. ragbi oyuncusu, topu en uzak yere atma ustası. olsun kalede bir ağaç olsa, arada sırada ona da çarpacaktı, iki defa çarptı. kenara çerçeveye giden topun gol olacağını biz iki seneden beri yazmaktayız. son 10 dakika kalaya kadar bir gol yesek diye yalvardım. çıkaracak zaman kalsın diye. şimdi soruyorum, son saniyedeki sivas şutunda gol olsun demeyen galatasaraylı varmıydı içinizde?

    adamlar dünyanın en büyük hocaları, kondüsyonerler bulunmaz kumaş, bütün fubolcular geçen seneden daha beterler. hakan balta, futbolu unutmuş, ayhan zaten bırakmış, sabri eski sabri olmuş, everetonlu topal, artık topallayamaz hale gelmiş. 2 ay sonra dünya kupası var, eleno keriz mi? topa ayağını sürsün.

    adnan beyler, sezona 5 kupa diye girdiler. olsun bundan sonra 6 maç daha var. herkes kaybeder biz kazanırız saate bakarız canım, geçen yıllarda olmadı mı? yine olur. bütün takımı getirmişler sivas'a. hasan şaş'ın gelmesiyle baros'un gelmesi aynı şey mi? o maçta hasan antrenördü, bu maçta baroş, cep telefonu reklamı yaptı. maç umurunda olsa geçen hafta sarı kart görürmüydü?

    bu jo dalton denen hokkabazı kim buldu getirdi bileniniz var mı?. adam hem bizi, hem bizim kızlarımızı götürüyor. nerde bizim anlı şanlı kabadayı, ahlak düşkünü ultraslan taraftarımız. nonda'nın ayağında demir var diyorduk, koşmuyor diye etmediğimiz küfür kalmamıştı. bu adam ofsayttan çıkmıyor, bacağına beton atılmış. servet risk almıyormuş, almasın topu her pozisyonda taca atabiliyor ya, afferin ona. seneye de kal ne olur kartallı, senin stilinde oynayan bir futbolcuyu bir daha görmeye ömrüm yetmez benim.

    sabri'nin attığı taçları sayanınız oldu mu? ben saydım sizin yerinize, attığı bütün taçlar rakibe gitti, bir kaç tanesi gol pozisyonuna bile dönüştü, taç atmasını bile öğretememişler. koskoca galatasaray tam bir 45 dakika 1-0 a yattı, barış beni değiştirin diye yalvarıyordu. baktı değiştirmediler salladı tekmeyi. ben olsam mahkemeye veririrm barış'ı, adam öldürmeye tam teşebbüsten. 5 maç ceza vermezlerse bende bu federasyonun düşmanıyım.

    birisi sezon başında deseydi, sezon sonuna doğru kadro bu şekilde çıkacak diye, acaba reykart'a bu kadar kredi verirmiydik. artık söylüyorum kardeşim, ben dedim. hem de galip geldiğimiz maçlardan sonra yazdım. 16 numara, servet, topal aynı takımda ilk 11 de ise 4. lük maçı oynayacaksnız diye. şimdi ben haftaya gökhan zan'ı da bekliyorum 4 gözle.

    1-0 yenseyrdik bundan daha beter yazacaktım. ben çok iğrenç maçlar seyrettim, çok kötü futbolcular gördüm. şu son maçlardaki seri kadar kötü oynadığımız hiç bir periyot hatırlamıyorum. galatasaray tarihinde 3-4 kötü futbolcuyla asla oynamamıştır. şu takımı not edin bir tarafa, seneye çoğu türkcell liginde olmayacak. reykart kendini kurtarır. adam edirne'den dışarı çıksa, italya'da yolunu keserler, milan'ın başına getiriler. ama şu barış, topal, 16 numara nereye saklanacak. bu arada ikinci yarı ben sahadan çıkarken gördüm sadece. büyük bir hünerdir, seni kimse görmeden maçı tamamlayacaksın. cinlerin, perilerin işini yapıyor vallahi.

    şimdi sizden bir aptallık daha yapmanızı beklemek taraftar olarak benim hakkım. yenin bursaspor'u, fener şampiyon olsun. ancak o maçta motive olursunuz. uzatmalarda gol yiyorlar, en ufak bir çaba yok gol atmak için. hatta 2. golü mucize kalemizde görmüyoruz. bereket mor formayla çıktılar da maçı seyredenlerin çoğu bu takımın galatasaray olduğunu anlamadı. aslında kovulması gereken tek bir kişi var bu soytarılık içinde, onu da kovamadılar. adnan polat, adnan sezgin, haldun üstünel, galatasaray'a yapığınız kötülüklerden dolayı, sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. bizim gibi taraftara inanın çok bilesiniz.
  • 216
    --- alıntı ---

    yazılacak başlık bulamadım. o kadar çok şey var ki konuşulacak, başlık bulamadım. maçın yorumuyla başlayalım..

    şok bir kadro sürdü sahaya rijkaard. mehmet, mustafa, ayhan ve barış orta sahayı oluşturan isimlerdi. kalede ise, kadro dışı kalan franco'nun yerine aykut görev yaptı. maç boyunca da bir çok yüzde yüzlük gol pozisyonunu engelledi aykut. iyi maç çıkardı. yenilen gol de geçen hafta franco'nun yediği golün benzeriydi. tüm takımın defansa çekilmesine rağmen o futbolcuya nasıl şut çektirdiler oradan anlayamıyorum, bu kaçıncı oldu bilmiyorum. orta saha bana göre iyi maç çıkardı. herkes barış'a sallayıp tutacaktır bu maçtan sonra eminim. eğer son dakikadaki gol olmasa, herkes barış'ı övecekti bence. maçın başından sonuna kadar mücadele eden bir kaç isimden biriydi. bir de şık bir gol attı. son dakikadaki pozisyona çirkeflik vs. gibi benzetmeler yapılacaktır muhakkak. barış'ın topa vurmak istediğini, topa vurmak isterken rakibin kılına bile dokunmadığını görmek çok da zor olmasa gerek! ilk yarıda ayhan, beklediğimden daha iyi performans ortaya koydu doğrusu. barış'a yaptığı asist, ayakta alkışlanacak türdendi. mehmet topal da bugün fena değildi. çok iyi olmasa da, geçtiğimiz haftalara nazaran daha iyi performans sergiledi. mustafa sarp ise uzun zamandır kendisinden beklenilen futbolu segileyemiyor. nereye gitti onun o mücadeleci ruhu anlamış değilim. yüzüne bakınca, moralsiz gibi. servet'de bugün bir şey farkettim. o eski maceracı hareketlerinden kurtulmuş. riske girmiyor. zor pozisyonları taça bırakıveriyorum. en doğrusu da bu zaten. ayrıca sabri'nin attığı paslara da şaşırmadım değil doğrusu. git gide iyi oynamaya başlıyor sabri. neill'e ise söylenecek söz yok. yürekten alkışlıyorum bu aslanı.

    bir çok gol pozisyonlarından yararlanamadı galatasaray. dos santos, keita, sarp ile önemli ataklar harcandı. özellikle ikinci yarı sivasspor da önemli gol pozisyonlarını değerlendiremedi, ki bunda aykut'un rolü de var. anlayamadığım bir şey var ama, galatasaray gibi bir takım nasıl olur da son yarım saat 1-0'lık skorun üstüne yatar? bir de son dakikalarda gökhan zan girecekti oyuna. geçen sene sivasspor'un uyguladığı taktikti bu. 1 tane golü at, sonra herkes defansa. herkes tarafından eleştiriliyordu bu taktik. şimdi gidip o taktiği galatasaray'ın uygulaması pek de akıl kari değil. son 4-5 maçtır şişirme topları fazlasıyla kullanmaya başladı galatasaray. ayrıca, tüm takım defans yaparken gol yenmesi de apayrı bir şey.

    hakeme, daha doğrusu hakemlere ne diyeyim? maçın başından beri bir sürü pozisyon vardu bunun gibi. çoğuna faul bile çalmadı hakem. ayrıca fenerbahçe'de oynayan emre'nin, lugano'nun, bilica'nın kasti olarak yaptığı bir ton pozisyon sayarım size. hangisinde kırmızı kart verilmiş? barış rakibine dokunmadığı halde kırmızı kart görüyor, adalet mi şimdi bu? ille adnan polat'ın da açıklama mı yapması gerek, veya soyunma odasına mı inmesi gerek? hayır, yapmasın. böyle oyunlar yakışmaz galatasaray'a. kim ne senaryo çevirirse çevirsin.

    sivasspor'un, taraftarından, teknik heyetine kadar ne kadar çirkef olduğunu bir kez daha gördük bu maç. sahaya telefon atıldı mesela. ilginç. ayrıca barış'ın kırmızı kart gördüğü pozisyon sonrası, sivasspor teknik heyetinden gözlüklü birinin barış'ı itip, sonra da rijkaard'ın atkısını çekmesi takımın seviyesini gösterdi. ne sanıyor acaba o gözlüklü (hayati soydaş'mış bu kişinin ismi) kendini? adam mı olunuyor öyle sağa sola saldırınca, rakip takımın teknik direktörünün, hele hele ki rijkaard gibi birinin atkısını çekince. eğer rijkaard sana orada tepki göstermediyse, bilsin ki efendiliğinden! helal olsun rijkaard.

    rijkaard demişken, rijkaard'l devam edelim. artık şampiyonluk gitti diyebiliriz. ama bu takımın ne yapıp edip önümüzdeki sezon şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerek. tüm planlar, bu takımın önümüzdeki sezon takır takır top oynaması üzerine kuruldu. taraftar da artık kabullendi bunu. sabrediyor, her ne kadar zorlansa da söz, sözdür. ama rijkaard'ın takımı 1-0'ın üstüne yatırması mantıksızdı. ilk yarıda oynanan güzel futbol ne olduysa ikinci yarı tok oldu. bir kaç tane kaçırılan pozisyon var o kadar. genel olarak total defans yapan bir takım vardı sahada maçın ikinci yarısı. ilerleyen dakikalarda da keita'nın çıkması, jo'nun girmesi, galatasaray'ın hücum gücünü yok etti adeta. ayrıca jo demişken, sezon sonu bu takımda kalması imkansız gibi. ne istek var, ne mücadele. böyle oyuncunun işi olmaz bu takımda. ikinci yarı, sahada gol atmayı düşünen bir takım olsaydı daha farklı olabilirdi her şey bence. neyse, olan oldu. bu sene şampiyonluk hayal oldu. önemli değil. rijkaard geldiği zaman da kimse bu takımın şampiyon olmasını beklemiyordu o kadar da, kandırmayalım kendimizi. köklü bir değişiklik var, umarım düzgün bir şekilde atlatılır bu dönem. ama şuna şaşırıyorum, sene başında gelene geçene 4-5 sallayan takım da bu takım değil miydi?

    sonuç olarak rijkaard'ın arkasında durulacak bundan sonra da, değişen bir şey yok. sadece şampiyonluk artık hayal oldu. ama bu takımın ne yapıp edip şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerek. şu konuda çok endişeliyim ama; tüm planlar gelecek sezon için yapılmış durumda, ola ki gelecek sezon da bu takımda değişen bir şey olmadı, aynı tas aynı hamam. ya o zaman ne olacak? sanırım olan yine galatasaraylılara olacak. ben bu olasılık yerine, şu olasılığı düşünmek istiyorum. galatasaray seneye bomba gibi top oynayacak, yeni stadyumuyla birlikte avrupa'yı yeniden titretecek. türkiye ligi galatasaray'a gerçekten de hafif gelecek, tek hedef avrupa olacak! ben bu seçeneğe inanmayı tercih ediyorum, ve gerçekten de inanıyorum..

    --- alıntı ---

    http://jaimelesport.blogspot.com/...10/04/blog-post.html
  • 218
    --- alıntı ---

    galatasaray ilginç ve beni karamsarlığa sürükleyen bir kadroyla başladı maça. sezon başından beri kazma dediğimiz 3 oyuncu sarp, topal ve özbek ilk onbirdeydi. daha da ilginç olan 2005-2006 sezonundan beri sol çizgide oynamamış ayhan sol öndeydi.

    cezalılar ve sakatlar takımın belini bükmüş ayrıca rijkaard’ın da kafasını karıştırmış. bu sebeple yüksek toplarda başarısı olmayan keita tek forvet sağında giovani, solunda ayhan oynuyordu. topal ne yazık ki yine ön libero değil ön stoperdi. orta saha göbeğini alması gereken sarp ile özbek sürekli yerlerini kaybediyordu.
    giovani ile ayhan’ın savunmalarına yardıma geldiğini pek görmedik. ayhan 2005-06 sezonunda da çok iyi oynadığı iddia edilmesine rağmen tribündekiler eli belinde top beklediğini görüyorlardı, bugün de aynısı oldu.
    bahsettiklerim zaten oyuncuların bilinen özellikleri.
    hatta bu düzen ve kadro zayıf sivasspor karşısında fena da oynamadı. gol de buldu. ama yetmedi, yetmesini de beklemiyordum zaten.

    ilerleyen zamanda yorulan takım için en önemli şey, topu ileride tutma gereğiyken bunu bir türlü beceremedi. baros ve kewell gittiğinden, arda sakatlandığından beri hiç beceremediği gibi. ne keita, ne jo ne de giovani ileride top saklayabilecek, takımın nefes almasını, öne çıkmasını sağlayabilecek oyuncular değil.

    burada rijkaard ve galatasaray yönetiminin birlikte ara transferde hata yaptığı iyice ortaya çıkıyor. ara transfer döneminde elimizde ileride topa basabilen, top saklayabilen, orta sahaya gelip top alabilen 2 oyuncu vardı, sağlam. biri arda diğeri nonda. kulüp nonda’yı göndererek jo’yu ve giovani’yi aldı. ikisi de kötü oyuncu değil, ancak top saklayamıyorlar.
    halbuki bizimki gibi top yaparak bir futbol stili oluşturmasını beklediğimiz takımlarada topu ileride tutabilmek olmazsa olmazlardan. top bizde kalmazsa nasıl pas yaparız ki. bir de üstüne arda sakatlanınca iyice ileri çıkamaz oldu takım. sezon başında bir çok pozisyona giren sarp 18 içine giremez oldu.

    özellikle maçın 2. devrasenide kaybedecek bir şeyi olmayan sivas bastırmaya başladı. eski zamanlarındaki gibi yıldız’a şişirdikleri toplarla ileride pozisyonlar aradılar, çok da başarılı olmadılar aslında. servet çok büyük mücadele verdi yıldız’la. neill genellikle arkada süpürücülük yaparken bazı pozisyonlarda geç kaldı.

    hakan balta yine etliye sütlüye karışmadı, sabri ise sakatlıktan sonra çok ağır hareket eder oldu. topu ayağından çok geç çıkarıyor. gerçi bu bizim takımın genel sorunu. fenerbahçe dahil galatasaray’a karşı kapanıyor. tek çare var; pas yapmak. o kadar hızlı pas yapman lazım ki rakibin dengesini bozmalısın. alacaksın yanındakine vereceksin, o da sana geri verecek, tekrar başkasına vereceksin o da tekrar sana verecek. bu arada orta sahada veya forvette dengeler değişir, bazı oyuncular boşa çıkar. siz sözlüktekilere ne bakıyorsunuz, yapın bunu bak nasıl oluyor. ayıp bir şey değil ki, siz sözlüktekilere ne bakıyorsunuz abicim, illa hep ileri oynanmaz, bazen yana yaparsın bazen de geri.

    bu sezon böyle geçti. artık önümüzdeki sezona bakmamız gerek. çok bilmişler tarafından beğenilmeyen rijkaard bu kadroya bile, pas yapmayı öğretebildiğini gösterdi. gitsin mi? daha iyisi gelecekse, gitsin. daha iyisi kim? daha iyisi de geldiği sezon da şampiyon yapamazsa kim gelsin? bence daum gelsin, daum gibi bir ortalama türkiye’de hiçbir hocada yok. rijkaard'a gitsin diyenlere yakışır.

    --- alıntı ---

    http://captano.blogspot.com/...galatasaray-1-1.html
  • 219
    maçtan önceki yazımda futbolcular şampiyonluğu istiyorlarsa bu maçı alırlar demiştim ya işte istemedikleri ortaya çıktı. hele hele ikinci yarıdaki oynanan futbolla sinir etmişlerdir kendileri. sivasspor karşısında bile bu kadar aciz kalınmaz bam güm topa vurularak top oynanmaz. son on dakika dua ettim sivasspor gol atsında şampiyonluk ümidimiz kalmasın diye. yenseydik bile eminim ki bu futbolla çok fazla birşey yapamazdık önümüzdeki maçlarda. çünkü bugünkü oynadığımız takım bu ligin en zayıf takımı*.

    artık gönlüm sınır komşu ilimiz olan bursa ile birlikte atacak. en azından fb veya bjk'nin şampiyon olmamasını sağlayacaklar. nasılsa şampiyonluk diye bir durum artık mevzu bahis değil o halde;

    (bkz: bursa'yı yenipte deli etmeyin adamı)

    (bkz: çok sinirliyim sözlük çok)
  • 221
    her hatırladığımda biraz sinirlenip hemen arkasından sırıtacağım bir anın kameralara yansıdığı maçtır. bir sivaslı bir rijkaarda, hem de yüzüne baka baka bişeyler söylüyordu tükürüklerini saça saça. ulan bülent uyguna tapan adamsınız biraz haddinizi bilin lan el mel sallayın adam gülsün el sallasın size. başkanın* dediği gibi posteriyle fotoğraf çektirenler şimdi teknik direktörlüğünü sorgulayıp kulübe arkasından yüzüne sövüyorlar. bundan önce de rijkaard'ın orduya gitmesi çok garip gelmişte bana. söyleyince garip değil mi ya hakkaten? uzaylılar dünyada der gibi sanki.
  • 225
    sözlükte takımdan gitmesi için isimleri zikredilen hoca, futbolcu isimlerinin alt alta toplasak takımın %80' ninin gitmesi gerek. %20' lik dileme girip kalması gereken oyuncularda, maçta oynayan 3 futbolcu ile beraber leo franco haricinde maçı trubunden seyreden futbolcular. sözlükte yazılanları okuduktan sonra yarın gazete köşelerindeki yazıları tahmin etmek zor değil. rijkaard buradan uzaklaştırmak için fırsat kollayan medyanın güzide yazarları için bulunmaz bir fırsat oldu bu maç.

    ey sözlük ahalisi:
    biz bu süreci daha öncede yaşamadık mı? lincoln’ü yerden yere vuran medyaya hak verip el birliği ile lincoln'ü bu takımdan uzaklaştırmadık mı? şimdi aynı lincoln'nun maç videolarını youtube' dan seyredip facebook'ta kendi sayfalarımızda paylaşıp iç geçirmiyor muyuz?
App Store'dan indirin Google Play'den alın