2009-10 Türkiye Süper Lig 28.Hafta Maçı
20:00 Sivas 4 Eylül Stadyumu
1 - 1
  • 216
    --- alıntı ---

    yazılacak başlık bulamadım. o kadar çok şey var ki konuşulacak, başlık bulamadım. maçın yorumuyla başlayalım..

    şok bir kadro sürdü sahaya rijkaard. mehmet, mustafa, ayhan ve barış orta sahayı oluşturan isimlerdi. kalede ise, kadro dışı kalan franco'nun yerine aykut görev yaptı. maç boyunca da bir çok yüzde yüzlük gol pozisyonunu engelledi aykut. iyi maç çıkardı. yenilen gol de geçen hafta franco'nun yediği golün benzeriydi. tüm takımın defansa çekilmesine rağmen o futbolcuya nasıl şut çektirdiler oradan anlayamıyorum, bu kaçıncı oldu bilmiyorum. orta saha bana göre iyi maç çıkardı. herkes barış'a sallayıp tutacaktır bu maçtan sonra eminim. eğer son dakikadaki gol olmasa, herkes barış'ı övecekti bence. maçın başından sonuna kadar mücadele eden bir kaç isimden biriydi. bir de şık bir gol attı. son dakikadaki pozisyona çirkeflik vs. gibi benzetmeler yapılacaktır muhakkak. barış'ın topa vurmak istediğini, topa vurmak isterken rakibin kılına bile dokunmadığını görmek çok da zor olmasa gerek! ilk yarıda ayhan, beklediğimden daha iyi performans ortaya koydu doğrusu. barış'a yaptığı asist, ayakta alkışlanacak türdendi. mehmet topal da bugün fena değildi. çok iyi olmasa da, geçtiğimiz haftalara nazaran daha iyi performans sergiledi. mustafa sarp ise uzun zamandır kendisinden beklenilen futbolu segileyemiyor. nereye gitti onun o mücadeleci ruhu anlamış değilim. yüzüne bakınca, moralsiz gibi. servet'de bugün bir şey farkettim. o eski maceracı hareketlerinden kurtulmuş. riske girmiyor. zor pozisyonları taça bırakıveriyorum. en doğrusu da bu zaten. ayrıca sabri'nin attığı paslara da şaşırmadım değil doğrusu. git gide iyi oynamaya başlıyor sabri. neill'e ise söylenecek söz yok. yürekten alkışlıyorum bu aslanı.

    bir çok gol pozisyonlarından yararlanamadı galatasaray. dos santos, keita, sarp ile önemli ataklar harcandı. özellikle ikinci yarı sivasspor da önemli gol pozisyonlarını değerlendiremedi, ki bunda aykut'un rolü de var. anlayamadığım bir şey var ama, galatasaray gibi bir takım nasıl olur da son yarım saat 1-0'lık skorun üstüne yatar? bir de son dakikalarda gökhan zan girecekti oyuna. geçen sene sivasspor'un uyguladığı taktikti bu. 1 tane golü at, sonra herkes defansa. herkes tarafından eleştiriliyordu bu taktik. şimdi gidip o taktiği galatasaray'ın uygulaması pek de akıl kari değil. son 4-5 maçtır şişirme topları fazlasıyla kullanmaya başladı galatasaray. ayrıca, tüm takım defans yaparken gol yenmesi de apayrı bir şey.

    hakeme, daha doğrusu hakemlere ne diyeyim? maçın başından beri bir sürü pozisyon vardu bunun gibi. çoğuna faul bile çalmadı hakem. ayrıca fenerbahçe'de oynayan emre'nin, lugano'nun, bilica'nın kasti olarak yaptığı bir ton pozisyon sayarım size. hangisinde kırmızı kart verilmiş? barış rakibine dokunmadığı halde kırmızı kart görüyor, adalet mi şimdi bu? ille adnan polat'ın da açıklama mı yapması gerek, veya soyunma odasına mı inmesi gerek? hayır, yapmasın. böyle oyunlar yakışmaz galatasaray'a. kim ne senaryo çevirirse çevirsin.

    sivasspor'un, taraftarından, teknik heyetine kadar ne kadar çirkef olduğunu bir kez daha gördük bu maç. sahaya telefon atıldı mesela. ilginç. ayrıca barış'ın kırmızı kart gördüğü pozisyon sonrası, sivasspor teknik heyetinden gözlüklü birinin barış'ı itip, sonra da rijkaard'ın atkısını çekmesi takımın seviyesini gösterdi. ne sanıyor acaba o gözlüklü (hayati soydaş'mış bu kişinin ismi) kendini? adam mı olunuyor öyle sağa sola saldırınca, rakip takımın teknik direktörünün, hele hele ki rijkaard gibi birinin atkısını çekince. eğer rijkaard sana orada tepki göstermediyse, bilsin ki efendiliğinden! helal olsun rijkaard.

    rijkaard demişken, rijkaard'l devam edelim. artık şampiyonluk gitti diyebiliriz. ama bu takımın ne yapıp edip önümüzdeki sezon şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerek. tüm planlar, bu takımın önümüzdeki sezon takır takır top oynaması üzerine kuruldu. taraftar da artık kabullendi bunu. sabrediyor, her ne kadar zorlansa da söz, sözdür. ama rijkaard'ın takımı 1-0'ın üstüne yatırması mantıksızdı. ilk yarıda oynanan güzel futbol ne olduysa ikinci yarı tok oldu. bir kaç tane kaçırılan pozisyon var o kadar. genel olarak total defans yapan bir takım vardı sahada maçın ikinci yarısı. ilerleyen dakikalarda da keita'nın çıkması, jo'nun girmesi, galatasaray'ın hücum gücünü yok etti adeta. ayrıca jo demişken, sezon sonu bu takımda kalması imkansız gibi. ne istek var, ne mücadele. böyle oyuncunun işi olmaz bu takımda. ikinci yarı, sahada gol atmayı düşünen bir takım olsaydı daha farklı olabilirdi her şey bence. neyse, olan oldu. bu sene şampiyonluk hayal oldu. önemli değil. rijkaard geldiği zaman da kimse bu takımın şampiyon olmasını beklemiyordu o kadar da, kandırmayalım kendimizi. köklü bir değişiklik var, umarım düzgün bir şekilde atlatılır bu dönem. ama şuna şaşırıyorum, sene başında gelene geçene 4-5 sallayan takım da bu takım değil miydi?

    sonuç olarak rijkaard'ın arkasında durulacak bundan sonra da, değişen bir şey yok. sadece şampiyonluk artık hayal oldu. ama bu takımın ne yapıp edip şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerek. şu konuda çok endişeliyim ama; tüm planlar gelecek sezon için yapılmış durumda, ola ki gelecek sezon da bu takımda değişen bir şey olmadı, aynı tas aynı hamam. ya o zaman ne olacak? sanırım olan yine galatasaraylılara olacak. ben bu olasılık yerine, şu olasılığı düşünmek istiyorum. galatasaray seneye bomba gibi top oynayacak, yeni stadyumuyla birlikte avrupa'yı yeniden titretecek. türkiye ligi galatasaray'a gerçekten de hafif gelecek, tek hedef avrupa olacak! ben bu seçeneğe inanmayı tercih ediyorum, ve gerçekten de inanıyorum..

    --- alıntı ---

    http://jaimelesport.blogspot.com/...10/04/blog-post.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın