2009-10 Türkiye Süper Lig 28.Hafta Maçı
20:00 Sivas 4 Eylül Stadyumu
1 - 1
  • 1
    galatasaray yönetimi, teknik heyeti takımda bir hava oluşturmaya çalışıyor. bir kaç oyuncu hariç tüm kadro götürüldü sivas'a. takıma olumlu etki yapması beklenebilir bu davranışın. galatasaray'da arda, baros, caner ve uzun süredir sakat olan harry forma giyemeyecek. kalede büyük ihtimalle ufuk forma giyecek. hala ve hala leo'ya şans verilmesi saçma olur zaten. hakan balta formasına kavuşur. sağ bekte sabri, defansın göbeğinde ise neill'in yanında emre güngör oynar sanırım. orta sahada elano'nun yeri garanti. ayhan'a bundan sonra kolay kolay şans vereceğini sanmıyorum. mehmet topal da çok formsuz, geriye kalan iki kişi de barış ile sarp olur. hücum hattı net zaten. giovani, jo, keita.

    giovani ile keita bu maçta istedikleri pozisyonları yakalayacaklardır. çok kötü savunması var sivasspor'un. özellikle kanatlarda çok pasif kalıyorlar ve yavaş oyunculardan kurulu. ibrahim dağaşan ile ibrahim şahin forma giyemeyecek. uzun zaman sonra formasına kavuşan mehmet yıldız bu maçta pek de etkili olamaz. neill veya emre rahatlıkla durdurabilir onu. kısacası galatasaray'ın gol yiyeceğini sanmıyorum bu maç. tabi yine saçma sapan hatalar olmazsa. ayrıca aykut'un bu stadyumu hiç sevmediğini de hatırlatayım.

    keita ve giovani'nin güzel oyunu, jo'nun bitiriciliği ve elano'nun öldürücü paslarıyla bu maç 2-0 bizim. giovani'den gol bekliyorum ayrıca.

    --- alıntı ---

    http://jaimelesport.blogspot.com/...por-macna-dogru.html

    --- alıntı ---
  • 3
    --- alıntı ---

    yazılacak başlık bulamadım. o kadar çok şey var ki konuşulacak, başlık bulamadım. maçın yorumuyla başlayalım..

    şok bir kadro sürdü sahaya rijkaard. mehmet, mustafa, ayhan ve barış orta sahayı oluşturan isimlerdi. kalede ise, kadro dışı kalan franco'nun yerine aykut görev yaptı. maç boyunca da bir çok yüzde yüzlük gol pozisyonunu engelledi aykut. iyi maç çıkardı. yenilen gol de geçen hafta franco'nun yediği golün benzeriydi. tüm takımın defansa çekilmesine rağmen o futbolcuya nasıl şut çektirdiler oradan anlayamıyorum, bu kaçıncı oldu bilmiyorum. orta saha bana göre iyi maç çıkardı. herkes barış'a sallayıp tutacaktır bu maçtan sonra eminim. eğer son dakikadaki gol olmasa, herkes barış'ı övecekti bence. maçın başından sonuna kadar mücadele eden bir kaç isimden biriydi. bir de şık bir gol attı. son dakikadaki pozisyona çirkeflik vs. gibi benzetmeler yapılacaktır muhakkak. barış'ın topa vurmak istediğini, topa vurmak isterken rakibin kılına bile dokunmadığını görmek çok da zor olmasa gerek! ilk yarıda ayhan, beklediğimden daha iyi performans ortaya koydu doğrusu. barış'a yaptığı asist, ayakta alkışlanacak türdendi. mehmet topal da bugün fena değildi. çok iyi olmasa da, geçtiğimiz haftalara nazaran daha iyi performans sergiledi. mustafa sarp ise uzun zamandır kendisinden beklenilen futbolu segileyemiyor. nereye gitti onun o mücadeleci ruhu anlamış değilim. yüzüne bakınca, moralsiz gibi. servet'de bugün bir şey farkettim. o eski maceracı hareketlerinden kurtulmuş. riske girmiyor. zor pozisyonları taça bırakıveriyorum. en doğrusu da bu zaten. ayrıca sabri'nin attığı paslara da şaşırmadım değil doğrusu. git gide iyi oynamaya başlıyor sabri. neill'e ise söylenecek söz yok. yürekten alkışlıyorum bu aslanı.

    bir çok gol pozisyonlarından yararlanamadı galatasaray. dos santos, keita, sarp ile önemli ataklar harcandı. özellikle ikinci yarı sivasspor da önemli gol pozisyonlarını değerlendiremedi, ki bunda aykut'un rolü de var. anlayamadığım bir şey var ama, galatasaray gibi bir takım nasıl olur da son yarım saat 1-0'lık skorun üstüne yatar? bir de son dakikalarda gökhan zan girecekti oyuna. geçen sene sivasspor'un uyguladığı taktikti bu. 1 tane golü at, sonra herkes defansa. herkes tarafından eleştiriliyordu bu taktik. şimdi gidip o taktiği galatasaray'ın uygulaması pek de akıl kari değil. son 4-5 maçtır şişirme topları fazlasıyla kullanmaya başladı galatasaray. ayrıca, tüm takım defans yaparken gol yenmesi de apayrı bir şey.

    hakeme, daha doğrusu hakemlere ne diyeyim? maçın başından beri bir sürü pozisyon vardu bunun gibi. çoğuna faul bile çalmadı hakem. ayrıca fenerbahçe'de oynayan emre'nin, lugano'nun, bilica'nın kasti olarak yaptığı bir ton pozisyon sayarım size. hangisinde kırmızı kart verilmiş? barış rakibine dokunmadığı halde kırmızı kart görüyor, adalet mi şimdi bu? ille adnan polat'ın da açıklama mı yapması gerek, veya soyunma odasına mı inmesi gerek? hayır, yapmasın. böyle oyunlar yakışmaz galatasaray'a. kim ne senaryo çevirirse çevirsin.

    sivasspor'un, taraftarından, teknik heyetine kadar ne kadar çirkef olduğunu bir kez daha gördük bu maç. sahaya telefon atıldı mesela. ilginç. ayrıca barış'ın kırmızı kart gördüğü pozisyon sonrası, sivasspor teknik heyetinden gözlüklü birinin barış'ı itip, sonra da rijkaard'ın atkısını çekmesi takımın seviyesini gösterdi. ne sanıyor acaba o gözlüklü (hayati soydaş'mış bu kişinin ismi) kendini? adam mı olunuyor öyle sağa sola saldırınca, rakip takımın teknik direktörünün, hele hele ki rijkaard gibi birinin atkısını çekince. eğer rijkaard sana orada tepki göstermediyse, bilsin ki efendiliğinden! helal olsun rijkaard.

    rijkaard demişken, rijkaard'l devam edelim. artık şampiyonluk gitti diyebiliriz. ama bu takımın ne yapıp edip önümüzdeki sezon şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerek. tüm planlar, bu takımın önümüzdeki sezon takır takır top oynaması üzerine kuruldu. taraftar da artık kabullendi bunu. sabrediyor, her ne kadar zorlansa da söz, sözdür. ama rijkaard'ın takımı 1-0'ın üstüne yatırması mantıksızdı. ilk yarıda oynanan güzel futbol ne olduysa ikinci yarı tok oldu. bir kaç tane kaçırılan pozisyon var o kadar. genel olarak total defans yapan bir takım vardı sahada maçın ikinci yarısı. ilerleyen dakikalarda da keita'nın çıkması, jo'nun girmesi, galatasaray'ın hücum gücünü yok etti adeta. ayrıca jo demişken, sezon sonu bu takımda kalması imkansız gibi. ne istek var, ne mücadele. böyle oyuncunun işi olmaz bu takımda. ikinci yarı, sahada gol atmayı düşünen bir takım olsaydı daha farklı olabilirdi her şey bence. neyse, olan oldu. bu sene şampiyonluk hayal oldu. önemli değil. rijkaard geldiği zaman da kimse bu takımın şampiyon olmasını beklemiyordu o kadar da, kandırmayalım kendimizi. köklü bir değişiklik var, umarım düzgün bir şekilde atlatılır bu dönem. ama şuna şaşırıyorum, sene başında gelene geçene 4-5 sallayan takım da bu takım değil miydi?

    sonuç olarak rijkaard'ın arkasında durulacak bundan sonra da, değişen bir şey yok. sadece şampiyonluk artık hayal oldu. ama bu takımın ne yapıp edip şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerek. şu konuda çok endişeliyim ama; tüm planlar gelecek sezon için yapılmış durumda, ola ki gelecek sezon da bu takımda değişen bir şey olmadı, aynı tas aynı hamam. ya o zaman ne olacak? sanırım olan yine galatasaraylılara olacak. ben bu olasılık yerine, şu olasılığı düşünmek istiyorum. galatasaray seneye bomba gibi top oynayacak, yeni stadyumuyla birlikte avrupa'yı yeniden titretecek. türkiye ligi galatasaray'a gerçekten de hafif gelecek, tek hedef avrupa olacak! ben bu seçeneğe inanmayı tercih ediyorum, ve gerçekten de inanıyorum..

    --- alıntı ---

    http://jaimelesport.blogspot.com/...10/04/blog-post.html
  • 4
    --- alıntı ---

    galatasaray ilginç ve beni karamsarlığa sürükleyen bir kadroyla başladı maça. sezon başından beri kazma dediğimiz 3 oyuncu sarp, topal ve özbek ilk onbirdeydi. daha da ilginç olan 2005-2006 sezonundan beri sol çizgide oynamamış ayhan sol öndeydi.

    cezalılar ve sakatlar takımın belini bükmüş ayrıca rijkaard’ın da kafasını karıştırmış. bu sebeple yüksek toplarda başarısı olmayan keita tek forvet sağında giovani, solunda ayhan oynuyordu. topal ne yazık ki yine ön libero değil ön stoperdi. orta saha göbeğini alması gereken sarp ile özbek sürekli yerlerini kaybediyordu.
    giovani ile ayhan’ın savunmalarına yardıma geldiğini pek görmedik. ayhan 2005-06 sezonunda da çok iyi oynadığı iddia edilmesine rağmen tribündekiler eli belinde top beklediğini görüyorlardı, bugün de aynısı oldu.
    bahsettiklerim zaten oyuncuların bilinen özellikleri.
    hatta bu düzen ve kadro zayıf sivasspor karşısında fena da oynamadı. gol de buldu. ama yetmedi, yetmesini de beklemiyordum zaten.

    ilerleyen zamanda yorulan takım için en önemli şey, topu ileride tutma gereğiyken bunu bir türlü beceremedi. baros ve kewell gittiğinden, arda sakatlandığından beri hiç beceremediği gibi. ne keita, ne jo ne de giovani ileride top saklayabilecek, takımın nefes almasını, öne çıkmasını sağlayabilecek oyuncular değil.

    burada rijkaard ve galatasaray yönetiminin birlikte ara transferde hata yaptığı iyice ortaya çıkıyor. ara transfer döneminde elimizde ileride topa basabilen, top saklayabilen, orta sahaya gelip top alabilen 2 oyuncu vardı, sağlam. biri arda diğeri nonda. kulüp nonda’yı göndererek jo’yu ve giovani’yi aldı. ikisi de kötü oyuncu değil, ancak top saklayamıyorlar.
    halbuki bizimki gibi top yaparak bir futbol stili oluşturmasını beklediğimiz takımlarada topu ileride tutabilmek olmazsa olmazlardan. top bizde kalmazsa nasıl pas yaparız ki. bir de üstüne arda sakatlanınca iyice ileri çıkamaz oldu takım. sezon başında bir çok pozisyona giren sarp 18 içine giremez oldu.

    özellikle maçın 2. devrasenide kaybedecek bir şeyi olmayan sivas bastırmaya başladı. eski zamanlarındaki gibi yıldız’a şişirdikleri toplarla ileride pozisyonlar aradılar, çok da başarılı olmadılar aslında. servet çok büyük mücadele verdi yıldız’la. neill genellikle arkada süpürücülük yaparken bazı pozisyonlarda geç kaldı.

    hakan balta yine etliye sütlüye karışmadı, sabri ise sakatlıktan sonra çok ağır hareket eder oldu. topu ayağından çok geç çıkarıyor. gerçi bu bizim takımın genel sorunu. fenerbahçe dahil galatasaray’a karşı kapanıyor. tek çare var; pas yapmak. o kadar hızlı pas yapman lazım ki rakibin dengesini bozmalısın. alacaksın yanındakine vereceksin, o da sana geri verecek, tekrar başkasına vereceksin o da tekrar sana verecek. bu arada orta sahada veya forvette dengeler değişir, bazı oyuncular boşa çıkar. siz sözlüktekilere ne bakıyorsunuz, yapın bunu bak nasıl oluyor. ayıp bir şey değil ki, siz sözlüktekilere ne bakıyorsunuz abicim, illa hep ileri oynanmaz, bazen yana yaparsın bazen de geri.

    bu sezon böyle geçti. artık önümüzdeki sezona bakmamız gerek. çok bilmişler tarafından beğenilmeyen rijkaard bu kadroya bile, pas yapmayı öğretebildiğini gösterdi. gitsin mi? daha iyisi gelecekse, gitsin. daha iyisi kim? daha iyisi de geldiği sezon da şampiyon yapamazsa kim gelsin? bence daum gelsin, daum gibi bir ortalama türkiye’de hiçbir hocada yok. rijkaard'a gitsin diyenlere yakışır.

    --- alıntı ---

    http://captano.blogspot.com/...galatasaray-1-1.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın