• 104
    çift yönlü bir orta saha ve yarım yarım yardıran bir kanat oyuncusuyla birlikte türkiye ligini yıllarca domine edebileceğimiz sistemdir. fatih terim'in de bu sistemi istediğini tahmin ediyorum. ancak beni tedirgin eden elmander'in bu sistemde nerede oynayacağı. elmander'in gözden düşeceği sistem olabilir beni tek korkutan bu. 4-4-2 , 4-3-3 falan o grande'nin işi. her koşulda güvenimiz tam.
  • 105
    türk takımlarının genelde şöyle uyguluyor bu taktiği; 4 savunmacı, biri defansif 3 orta saha, taç çizgisinde birbirlerinden 50 şer metre uzakta iki kanat, ortada yalnızlar yalnızı garibim bir santrfor. hal böyle olunca pozisyon yaratmak, oyuna hakim olmak, rakibe baskı, kanat oyuncularının uzak santrfor olarak katkı yapması falan hayal olur, oynanan futbol da hayal kırıklığı.
  • 106
    sistem nedir biliyor musunuz arkadaşlar? insanın kendine yakışanı giymesidir :(
    bu meretin yıllardır içerisine girmeye çalışıyoruz. ama olmuyor. niye? çünkü basenimiz var. giydiğimiz zaman sibel can oluyoruz.

    çağın sistemi..eyvallah. uygulayan alıp götürüyor..eyvallah. ama biz? biz uygulayamıyoruz.

    o zaman? onur belge abi'nin de dediği gibi, basıp geçeceksin.
  • 107
    çağın sistemi olduğu söyleniyor. türk takımları hep bu "çağın sistemleri'ne" birkaç sene geriden gelip, çileli süreçler eşliğinde dönüşümünü tamamlıyor. 3-5-2'den 4-4-2 ye geçiş sürecini hatırlayın. hayat boyu libero oynamış adamlar doğal olarak çift stoper oynayınca, uzun süre kademeyi becerememiş, arkaya adam kaçırmışlardı. takımlarımızın tandem oynamayı öğrenmesi yaklaşık iki yıl sürdü. sonra yunanistan'ın defans başarısı, 4-5-1 i getirdi. orta sahadaki o bir fazla adamı ne yapacağımızı bilemedik. on numaraların devri doldu dedik, ama onlarsız hücum edemedik. ön libero denen yeni icat nedir, çözmek 2-3 yılımızı aldı. tek forvetle çıkmayı gurur meselesi yaptık. bir ara, bir 4-6-0 ortaya atıldı, ama allahtan rağbet görmedi. yoksa futbol dünyamız tamamen tepetaklak olacaktı. şimdi çağın sistemi 4-3-3. bakalım ali ece bu sistem hakkında ne diyor..

    --- alıntı ---
    4-3-3 'geometrik tabiatı' dolayısıyla edilgen oyun tarzına uymaz.
    4-3-3 dizilişinde ancak rakibe ileride basarak, hücumu bitirdiğin an ve yerde savunmaya, savunmayı bitirdiğin an ve yerde hücuma başlayarak etkili olunabilir.
    eğer bunları yapabilecek kalibrede oyuncular yoksa, 4-3-3 oynamak zorunda değilsiniz.
    orta sahanın ortasında 3 oyuncuyla oynayıp aynı mevkide 2 oyuncuyla oynayan takımlara karşı yenik duruma düşüyorsanız 4-3-3'te ısrar etmemek lehinize olacaktır.
    --- alıntı ---
    kaynak: http://www.ligtv.com.tr/...-4-4-2-zorlama-4-3-3

    tanıdık geldi mi? şu kadroya bakın, şıp diye çözeceksiniz 4-3-3 ü.
    http://en.wikipedia.org/...-17052000-lineup.png
  • 109
    rijkaard ah ulan rijkaard. beceriksiz herif. eski köye yeni adet. lanet olsun sana rijkaard. iki cihanda elim yakanda. mahvettin, yıktın, geçtin. şimdi sıra suudi arabistan'da . duyuyorum ki onları da mahvediyormuşsun. futbolda sadece bu sistem yok amk. nereye gidersen git bundan başka sistemle oynatmam inadından vazgeç.

    tanım: rijkaard'ın şeytani oyun sistemi. lanet olsun xavi-iniesta-messisiz 4-3-3'e.
  • 119
    bir de bu sistemi savunanlar bam ile oynadık falan demiyorlar mı gülmekten ölüyorum. rijkaard döneminde orta sahadaki üçlüde oynayan oyuncuların listesini çıkarıyorum:

    linderoth*: müzmin sakat olduğu için kendisini geçebiliriz.
    barış özbek: 2008 şampiyonluğuna büyük katkı yapmış, sonrasında sıçmış.
    elano: brezilya milli takımı oyuncusu. ayağı iyi, kazma değil, uzun pasları ve şutları oldukça iyi.
    arda turan: mücadele anlamında yetersiz olsa da ara pasları ve çalımları ile takımın beyni.
    mehmet topal*: kesici rolünde kullanılınca oldukça verimli bir ön libero. uzaktan şutları idare eder. pas oyununa çok yatkın olmasa da takımı fazla baltalamaz, haddini bilerek oynar.
    mustafa sarp: kazma, pres yapmaz, ağır, şut atamaz ama saçma sapan goller atar. galatasaray'ın selçuk şahin'i başka bir deyişle.
    ayhan akman: son iki sezonu gayet iyi geçirmiş, 2008 şampiyonluğunda büyük pay sahibi. yaşı dolayısıyla kondisyonu iyi durumda değil. ayağı gayet iyi, pas oyununda takımı baltalamaz.
    emre çolak: ayağı iyi, oyun görüşü iyi, fiziği orta alanda sıkıntı yaratır.
    lorik cana**: kazmanın önde gideni. topa atlayınca falan büyük oyuncu sananlar var. mustafa sarp'tan daha kötü oyuncu.
    zvjezdan misimoviç**: orta sahada mücadele anlamında yine sıkıntı yaratabilir ancak tekniği, şutları, oyun görüşü ve pasları üst düzey.

    not: tek yıldızlı oyuncular yalnızca 2009-2010 sezonunda, çift yıldızlı oyuncular da yalnızca 2010-2011 sezonunda oynamışlardır.

    şimdi bir üçlü yapalım bu oyunculardan.

    linderoth müzmin sakat olmasa banko oynardı. barış ve mustafa'yı yazmamıza gerek yok zaten. geriye kalanlar elano, topal, arda, emre çolak ve ayhan.

    yapılacak gayet basittir. kolay maçlarda topal, elano, arda oynarsın; zor maçlarda da topal, ayhan, elano*. bu iki üçlü de hamit, selçuk ve melo üçlüsüyle yarışamaz ancak cristian, emre, alex ya da ivan ergic, kirita, bekir ozan üçlülerinden de geri kalır yanı yok. yani şampiyonluk için yeterliydi bu üçlüler.

    ikinci sezon ise topal'ın gidişinden sonra oraya cana alındı ama ben orada mustafa sarp'ı bile cana'ya tercih ederim. sarp, elano, misimoviç* üçlüsü belki şampiyonluk için zorlu olur ancak 8 haftada 4 mağlubiyet almaz.

    sıkıntı %65 sistemdeydi, %30 da rijkaard'da. oyuncular ancak %5'i etkilediler.

    her boku bam'a atıyorsunuz da o bam'ın iki üyesi 2008'de şampiyon olan kadronun bankolarıydı.

    (bkz: son cümle ile de entry-nick uyumunu yakaladım)

    edit: misimoviç'in defans yapamadığını ben de biliyorum. omuz omuza mücadeleye girmediğini, kayarak top almadığını bende biliyorum ama sanki o bokunu yediğiniz barcelona'da xavi ile iniesta kayarak top alan, kafaya çıkan, tekmeye kafa sokan oyuncular. hele 4-5-1, 4-3-3, 4-2-3-1, 4-4-1-1 gibi birbiri ile baba oğul kadar dna benzerliği gösteren sistemleri ayrıştırmaya kalkmayın boşu boşuna. futbolda ya çift santrfor, ya da tek santrfor oynarsın. gerçi bu futbol katili ispanyollar forvetsiz oynuyor ya neyse. saçma sapan konuşmanın alemi yok. şimdi soruyorum bu sistemleri ayrıştırmaya çalışan arkadaşlara: fenerbahçe ne oynuyor? 4-5-1 mi? 4-4-1-1 mi? 4-3-3 mü? 4-2-3-1 mi? bu sistemleri bir ayrıştırsın da ben de öğreneyim. kendisi oyuncu tarzına göre değişir demiş. o zaman sağda kuyt oynayınca 4-3-3, topuz oynayınca 4-2-3-1, stoch yerine de caner oynayınca 4-4-1-1 mi oluyor? alex yerine özer de oynadı mı 4-5-1 olmalı.
  • 120
    pek mühim değildir. 4-4-2 de pek mühim değildir. mühim olan oyunculara ve takımın felsefesine uygun olan taktik ve dizilimdir.

    mesela sol iç veya forvet arkası oynayabilen emre çolak'ı sol açıkta, sol çizgide kullanamazsın. verim alamazsın çünkü, o her zaman rahat olduğu yere kaymaya çalışır, ceza sahasının 10 metre gerisinden içeri penetre yapar. o zaman o oyuncuyu sol çizgiye kilitleyeceğim demenin bir manası yok.

    anlatmaya çalışığım tam olarak bu değil ama bununla bağıntılı. şunu söyleyebilirim ki, imparator ile hiç bir zaman tek bir forveti ileride bırakıp onu beslemeye çalışacağımızı düşünmüyorum. dizilim olarak 4-3-3 oynasak bile, ceza sahası civarında önde 2 forvet olacak şekilde bir tandem olacaktır. neden derseniz hemen imparator'un oyun felsefesinin bir kısmı ile cevap verebilirim. "savunma hücumda başlar."

    ama şu anki kadro ile 4-2-2 şeklinde oynamamız en mantıklısı, kendi dizilim ve kadrom da şu şekilde*(u: beyler :();

    not: selçuk ve melo'nun yedeği olarak hamit'i eklemeyi unuttum.

    edit: kulyo'yu da unutmuşum ya la :( *, onu da amrabat ve orta sahanın yedeği olarak yazabiliriz.

    http://this11.com/boards/abCZT4yahi.jpg
  • 123
    valla o çok sevdiğimiz 4-4-2 ile şampiyonlar liginde maçlara çikarsak çok afedersiniz ama hezimet kapida demektir. şampiyonlar liginde öyle tek defansif önlibero , bir de yanina pas yapan orta saha ile ve cift forvetle çıkarsan senin orta sahanı elini kolunu sallaya sallaya geçerler. ya orta sahani 3 leyip tek forvet ve 2 adet hücum orta sahayla maça çikarsin 4-3-3 oluyor ya da 4-5-1 oynarsin.
    biliyorum galatasaray bu kimden korkacak , vay efendim bu kadroyla uçariz filan diye düşünenler olacak ama ama malesef öyle olmuyor. ligde 4-4-2 candir evet ama avrupa maclarinda 4-3-3 u yeğlerim.
  • 124
    ------hamit--------melo--------selcuk------

    -----burak-----elmander------amrabat-----

    şeklinde oynayabilicegimiz sistem, eboue günümüz bek standartlarına daha yatkın oldugu için, gerektiginde sagdan yardırabilecegi ve dönüşlerde sıkıntı cekmeyeceginden dolayı sag kanat problem olmicaktır, fakat hakan yeterli olamayabilir bu sistem için. ama bence hamiti biraz daha saga cekip amrabatı da geriye ve buragı daha bi ceza sahasına yakın oynatırsak klasik 4-4-2 dizilişiyle daha başarılı olabilicegimizi düşünenlerdenim.

    --hamit----melo----selçuk----amrabat

    ----------burak-----elmander------------

    tanım: orta sahayı kalabalık tuttugun zaman başaralı olabilicegini düşünen biri olarak savundugum ve bana göre iyi olan bi sistem fakat beklerin ileri cıkıp geri dönebilmesi cok önemli.
  • 125
    öncelikle bir sistem değil diziliştir. 4-3-3 sistemiyle oynuyoruz diyemezsin. öyle bir şey yok çünkü.

    şu an avrupa'da pek çok büyük takım 4-3-3 dizilişiyle sahaya çıkıyor ama oyun sistemleri aynı değil.

    4-3-3 dizilişinin esas olayı ortadaki 3'lüden birinin defansif orta saha* oluşudur. yani bir oyuncu defansif bir rol üstlenir. hatta gerektiğinde stoperlerin arasına kadar girer. takımın dinamosudur ama genelde düz bir oyuncudur. barcelona'daki busquets, real'deki khedira, manchester'daki carrick, city'deki toure bu oyunculara örnek teşkil eder.

    orta saha gibi geniş bir alanda hakimiyet kurabilmek için haliyle diğer 2 orta saha oyuncusu box-to-box diye tabir edilen iki yönlü hatta çok yönlü, yaratıcı ve dağıtıcı oyuncular olur. ancak bu tüm takımlar için aynı değil. işte burada oyun sistemi farkı devreye giriyor. daha çok forvetin tipi önem arz ediyor. zira her santrafor tek oynamaya uygun değil.

    lafı fazla uzatmadan bizim takıma dönersek, 4-3-3 düzeniyle sahaya çıkmamızı mantıklı bulmuyorum. özellikle ligdeki maçlarda. her ne kadar hamit-melo-selçuk üçlüsü kulağa çok hoş görünse de ileri 3'lüyü oluşturacak bir forvet hattımız yok. çünkü elimizde kanat forvetleri yok. açık oyuncuları var. üstelik forvetlerimizden bana göre hiçbiri tek santrafor oynamaya müsait değil.

    burak oynarsa, hava toplarında etkinliğimiz azalır. elmander oynar burak kanada çekilirse burak'ın etkinliği azalır. bu ikilinin mümkün olduğunca birbirine yakın oynaması lazım. burak savunma arkasına iyi koşular yapabiliyor ama daha çok göbekten etkili oluyor. elmander ve burak ikilisi birbirine ne kadar yakın oynarlarsa o kadar verimli olurlar. elmander'in oynamadığı zamanlarda aynı şey umut için de geçerli.

    geçen yıl hücumda eksikliğini çektiğimiz konu kanatlardan bindirecek oyuncularımızın olmaması ve araya koşu yapacak striker tipi bir oyuncuya sahip olmamamızdı. elmander dağıtıcı rolü iyi üstlendi, takımın en çalışkan ismiydi ama necati gelene kadar gol yükü çoğunlukla orta saha oyuncularımızdaydı.

    bu sezon bu anlamda transfer edilebilecek en iyi yerli oyuncuyu transfer ettik. burak, hem selçuk ile trabzonda kurdukları bağı devam ettirir hem de elmander'le uyumu yakalayabilirse geçen sene attığı gol sayısına yaklaşır diye düşünüyorum.

    4-6-0 geyiklerinden haz etmesem de oradaki 6 oyuncumuzun da gol atma yeteneği var. melo, selçuk, elmander ve burak geçen sezon toplamda 70 gol atmışlar. hamit ve amrabat da gole uzak oyuncular değiller. dolayısıyla diziliş değil geçen sene kurduğumuz sistemi geliştirmek ve zenginleştirmek önemli.
App Store'dan indirin Google Play'den alın