• 603
    ilk yarı da iyiydik ama ikinci yarı neydi öyle ya. nefes aldırmadık, rakibi futbol anlamında dövdük, inanılmaz bir baskıydı bu. gol de bir türlü gelmedi. gol kaçırdıkça daha da dellendik. neyse ki geç de olsa 1-1 oldu. ama takımda bir rahatlama da oldu, ayrıca yorgunluk da başladı. o anlarda bile takım inanılmaz dirayetli durdu. bu kadar şanssızlığa puan kaybı gayet de gelebilirdi. ama bu güneşe kar daha fazla dayanamazdı. ilahi adalet de razı gelmedi. ve söke söke aldık 3 puanı.

    ben bu maçı daha önceki şanssız maçlarımızdan ayırıyorum. bir kere bizden puan almanın ne kadar zor olduğunu rakiplere gösterdik. galatasaray'ın 5 şutu direkten dönüyor, top inat etmiş bir türlü girmiyor ama galatasaray'da bir mental kırılma da olmuyor. bu takım 5.vitese çıktığında bayern'e bile top göstermiyor. bu takım istediği zaman inanılmaz bir oyun gücüne kavuşuyor. bu maç da galatasaray'ın çıkabileceği zirveleri görmemiz açısından örnek bir maçtı. evet beklerimiz yok ama sahaya 11 kişi çıkıyoruz, unutmayalım. evet transfer lazım ama önce takım olmak gerek, unutmayalım. evet hala sıkıntılarımız büyük ama bu takıma bu oyuna inanmak gerekiyor, artık inanalım. büyüksün galatasaray!
  • 605
    duran top sonrası yenilen bir gol, 33 şut, 13 korner, kaçan net 8 pozisyon, direkten dönen 5 top, 65 kere rakip ceza sahasında buluşma, ezici derecede topla oynama ve pas istatistiği, +3 gol beklentisi ve geri dönüş yapılarak kazanılan 3 puan.

    güzel değil muhteşem top oynadık. galibiyet golü çok geç geldi ama futbolun adaleti de tecelli etti. takımıma güveniyorum, hocama güveniyorum. bu takım şampiyonluğa yürümüyor koşuyor adeta!
  • 606
    https://gss.gs/WDz.jpg

    ezici istatistiklerle sonuçlanan maç.
    yine de 2-1 bitmiş olması hem üzücü hem mutluluk verici.

    her maçta böyle istatistikler çıkıyor ki bu da şunu gösteriyor, topu bir şekilde 3. bölgeye taşısak dahi dar alanda becerili hareketler, yaratıcı oyuncu setlerini yeterince göremiyoruz.
    özellikle de rakip kapanmış ise yay çevresi ve altıpas arasındaki o dar alanda hep top kaybediyoruz.

    bu takımın çok çok çok net bir şekilde 8 ve 10 numara eksiği var.
    bizim takımın en büyük sorunu bek oyuncuları değil işte.

    elbette nitelik olarak değil nicelik olarak da bek oyuncusu eksiğimiz var,. transfer yapılmalı ama 8 ve 10 numara eksiği de gözardı edilmemeli.
  • 608
    direkten dönen dördüncü toptan sonra benim umudum kırıldı. 28 ocak 2024 fenerbahçe ankaragücü maçında morutan'ın direkten dönen topuyla da birlikte bu sezon topun canı bizim kazanmamızı istemiyor diye düşündüm.

    o noktada takım da kırılabilirdi ama kırılmadı. takım son dakikaya kadar baskıya, ablukaya, saldırmaya devam etti. üstelik öyle panikle de değil her atakta bakarak, görerek, akıllıca oynayarak. zaha, halil ve icardi bu dakikalarda doğru kararlar aldılar, doğru paslar verdiler.

    uzunca süredir iç sahada bir maçta böylesine baskılı oynadığımızı hatırlamıyorum. ikinci dakikada direkten dönen toptan son dakikaya kadar sürekli saldırdık, sürekli hücum ettik. eğer daha şanslı olsak, mesela icardi'nin maçın başındaki kafası direğe değil içeri girse averaj farkını kapatacak bir maç yaşayabilirdik.
  • 609
    stadyumdaydım. iğrenç bir taraftar vardı. sahadaki oyuncuları acele ettiren, ıslıklayan, hakemi baskı altına alamayan…

    barış alper yılmaz, kerem aktürkoğlu ve kaan ayhan gibi dar alanda yeteneklerini gösteremeyen futbolcular tamamen kapanan ve tek planı bir santraforunun muhteşem servis yapması üzerine kurulu bir takıma karşı zorlandılar. bu doğaldır. 10 kişi kapanan, hiç baskı yapmayan ve alan vermeyen bir takıma karşı oynadık.

    barış alper yılmaz golü inanılmazdı. bekte daha başarılıydı. sağ önde etkisizdi. solda oynadığı için başarılı olmadı, beke geçip bindirme alanları genişlediğinde başarılı oldu. sağ beke geçse yine başaracağına inanıyorum. o yüzden yanlış okumamak lazım. hala en başarılı bölgesi sağ açık bence. bu maç yanıltabilir.

    okan buruk dries mertens’i ikinci yarı hiç üzerine gelme planı olmayan gaziantep fk’ye karşı çift pivotun 8 numarasına çekerek dar alanlara bir yetenek attı. kritik ve soğukkanlı hareketti, en büyük paye kendisinindir…

    ndombele çok uzaktan bile enine diğer futbolculara göre 2 kat büyüklükte görünüyor. ısrarla oynatılması oraya transfer gelmeyeceğini gösteriyor fakat takıma çok ayıp ediliyor.

    torreira net bir şekilde regista rolünde oynadı. sezon başından beri 2’linin biraz daha öne doğru giden 8 numara görevine daha yakın oynuyordu. fakat bu maçta 6’ya çalan bir şekilde oynadığında inanılmaz büyüdüğünü gördük. 100/107 pas tam bir maestro. aynı zamanda top kapması da harikaydı…

    ve zaha… sezon başında gelirken bu tarz pasif kapanan rakiplere karşı maçları çözebileceğini hayal etmiştim. çalım ve şut yeteneğiyle. canlı izlemek harikaydı.

    şampiyonluk yolunda çok kritik bir puan kaybının eşiğinden dönüldü. bunda takımın savunma kurgusunun sürekli değişmesi bence %100 etkili. duran toptan dönen atakta orta yapacak adama adam paylaşımı esnasında bir anlık tereddüt ve barış yerine nelsson’un adama çıkması, kerem demirbay’ın stoper ile bire bir kalarak kafayı vurdurması… bu tamamen birbirine alışık olmamakla alakalı bir andı. geri dörtlünün hem isim hem mevkii olarak sürekli değişmesi üzerine asla gelmeyen takımlardan gol yememize neden oluyor. yönetimin bir an önce sezonun geri kalanında kimlerin bekte oynayacağını çözmesi gerekiyor. ön alan ve orta alanda derma çatma enstrümanlarla götürebiliyoruz ancak savunmanın anahtarı net istikrardır. parayı çarçur etsinler demiyorum ancak ellerini çabuk tutmaları gerekiyor. okan hoca’ya biraz fazla yük biniyor. artık sineğin yağını sıkmatan yoruldu adam…
  • 611
    şampiyonluk alameti olan maç.

    ben hayatımda ilk defa bu kadar kapalı oynayan bir takımın defans yapmaktan yorgun bitap düştüğünü gördüm. öyle top çevirip, öyle dövdük ki rakibi anteplilerin koşacak hali kalmamıştı maç sonu.

    bu arada maç sonunu açın tekrar izleyin, 2-1'den sonra nasıl kabak gibi açıldı antep. verilmeyen penaltılar, fener lehine verilen penaltılar işte böyle oyunu etkiliyor. 2-3 fark olduğu an anadolu takımları şalter kapatır, bize bu fırsatı asla vermiyor hakemler.

    bu maç gösterdi ki bu takım istiyor, hakemi de rakibi de üst üste koymayı kafaya koymuşlar.

    helal olsun hepsine.
  • 612
    her dakikasında mükemmel oynadığımız, direklere takıldığımız, hakemlerin penaltılarımızı hüplettiği, oyuncularımızın gol atma noktasında basiretinin bağlandığı sayısız maçtan sadece birisiydi. bunların hepsi bir arada olunca kötü oynadığımız iddia ediliyor ama biz bu sezon hiç kötü oynamadık. puan kaybı yaşadığımız maçlar da dahil.
  • 613
    bu maçta;

    5 topumuz direkten döndü.
    2 golümüz ofsayt nedeniyle verilmedi.
    1 şutumuz çizgiden çıkarıldı,
    4'ten fazla net pozisyondan yararlanamadık,
    2 penaltımız verilmedi,
    ve 2 gol attık!

    ilk yarı istekliydik ama etkili değildik.
    ikinci yarıda ise sahayı dar ettik. ben uzun zamandır bu kadar dominant ve istekli oynayan bir galatasaray görmemiştim. hırs, azim, istek, mücadele vs. her şey vardı ama işte şans yoktu. zaten x bir takımın sezonda yaşayacağı şanssızlıkları, stresi falan biz sadece bu maçta yaşadık.
    yani her anlamda mükemmel bir maç oldu. takımın ortaya koyduğu bu karakterden ben sonuna kadar razıyım. zaten bu karakter bizi şampiyon yapacak.
  • 614
    şampiyonluk alameti olan bir galibiyetle geride bıraktığımız epik maç.
    boey gibi takımın en önemli parçalarından birini kaybetmek, sol bek olmayan bir sol bekle oynamak zorunda kalmak ve futbol sahalarında benzerine nadir rastlanacak bir şekilde aynı maç içinde topumuzun 5 kere direkten dönmesi gibi engellere rağmen kazandık, 3 puanı aldık, devam ediyoruz.

    direkten dönen pozisyonlarda işin asıl ilginç yanı da topların direğin iç kısmından dönmesi. mertens'in şutunda da zaha'nın şutunda da top direğin içine çarpmasına rağmen ilginç şekilde kaleye girmeyip geri dönüyor. burada tamamen şans faktörü engel oldu bize.

    gaziantep, mertens'in ikili mücadelesinde hakemin uydurma bir faul düdüğü olmasa gol atabilecek bir oyun sergilemedi. ciddi manada yetenekleri ve hücum gücü kısıtlı bir takım. o pozisyonda mertens'e gereksiz bir faul yaptı diye kızmak abes çünkü temas o kadar ufak ki hiçbir ligde faul çalınmaz o pozisyona.

    yine de buna rağmen, özellikle 2. yarıda artan baskımızla rakibi neredeyse 1. bölgelerine hapsettik. zaha attığı golün aynısını önce 60. dakikada denedi, yine aynı yerde sağ ayağına alıp yerden sert ve düzgün vurdu ama kaleyi bulmadı ve yan ağlara gitti. 10 dakika sonrasında ise bu sefer halil'in soğukkanlılığı ile verdiği pasta bu sefer antep kalecisinin sağından avladı. bu gol gecikseydi işimiz bir tık daha zor olabilirdi. golden sonra da aynı istek ve baskıyla devam ettik ama asıl beklediğimiz gol barış alper'in şapkadan tavşan çıkarması ile geldi. çok ekstra, çok zor ve 3 puandan çok daha fazla anlam taşıyan bir goldü bence. icardi'nin şutunda top rakibin bacağından dönüp yükseklik kazanmasa belki de 1-1 bitecekti maç ve 2 puan bırakacaktık. barış alper yükseklik kazanan topu iyi takip edip sol ayağıyla gelişine vurdu ve üstelik dar açı. gerçekten çok zor ve efsane bir goldü.

    maçın en iyi adamı tartışmasız torreira'ydı. bütün pasları pres kırıcı ve hücumu olgunlaştıran paslardı. ayağına sağlık atom karıncam.

    okan hocam'ı da kırdığı yeni bir rekor olan iç sahada 15 maç üst üste galibiyet alma rekorundan ötürü tebrik ediyorum. iyi ki bizimlesin hocam!
  • 616
    galatasaray'ın futbol adına yapılabilecek her şeyi eksiksiz yaptığı maçtır.

    ocak ayında sözleşmesinden çıkılması gereken (!) wilfred zaha galibiyet ateşini yakmış, yine maç zora girmişken skora etki etmiştir. sonsuz kredili istatistik kasmayı seven ama 2-0 öndeyken 2 gol 1 asist yapan arkadaşlar gibi değil, psikolojik savaşın sıkıştığı noktada -yine- maça ağırlığını koymuştur.

    kilodan beli dönmeyen (!) mauro icardi aslanlar gibi top oynamış, 2 golü sayılmamış, zaha'nın direkten dönen şutunda ve benzeri birkaç pozisyonda tehlikeli atağa mutlak etki etmiştir. adam iyi top oynuyor arkadaşlar bırakalım şu "eleştiri kültürü" kisvesi altında insanların hakkını yemeyi lütfen.

    barış alper yılmaz , lucas torreira , davinson sanchez , victor nelsson , ve tabii ki fernando muslera maçın en iyileri.

    berkan kutlu gibi değinilmesi gereken bir konu var. bu tip iç saha maçlarında beklerden beklentimiz sonuçlandırılamayan ataklarda ve oyun geçişlerinde;
    -topu geri kazanma süresini kısaltmak
    -atılan uzun toplarda hızı ile hemen kademe oluşturmak.
    bu adam bu tip iç saha maçlarında beklentilerimizi karşılayacağının sinyallerini verdi dün akşam, tebrikler.

    gelelim asıl konuya. entrylerime az çok bakanlar fark edecektir, bu takıma hakim ziyech 'in vereceği çok şey olduğunu düşünen nadir yazarlardanım. sebebi de şu. yanlış hatırlıyorsam düzeltebilirsiniz ama biz bu adamı bu tip oyunun rakip yarı sahada sıkıştığı maçlarda değerlendirebilmek için yeterince süre veremedik henüz. ziyech'i sorsalar hepimiz kritik maçlardaki (bkz: uecl) kritik hareketleri ile hatırlarız (ki çoğu çok önemli ve bu adamın nitelik olarak mükemmele yakın olduğunu kanıtlar nitelikte idi). onlarda da iyi işler yapmış olmasına rağmen tıpkı zaha'da olduğu gibi bir anda ligi darma duman etmesi beklentisi ile izlediğimiz için asla şans tanıyamıyoruz. beklenti hep aynı. oynamaya başlar başlamaz her maç 1g 2a istatistik istiyoruz. zaha nasıl dünkü maçta sonradan girip gerekeni yaptı ise, kendisi eğer dün 11 başlasa maçı belki ilk 45 dakikada çözebilirdi. tam onluk maçlar bu tip maçlar. umarım kendisi ile yollarımız ayırılmaz ve tıpkı zaha gibi yavaş yavaş yerini bulur bu takımda. benim bu 2 arkadaşa sabrım sonsuz.

    son olarak da kerem aktürkoğlu'na değineceğim. çok kötü oynadı. aldığı her topu ezdi. ne açık alanda iyi bir sprinter, ne de dar alanda çabuk bu çocuk. sadece topsuz koşuları ve verkaçları fark yaratıyor zaman zaman. bizim zaha'dan bağımsız olarak 10 numara pozisyonunda değerlendirme çabamız bundan diye düşünüyorum. adamın meziyetleri bir kanat oyuncusu ile örtüşmüyor. bu kadar top ezmeye devam ettikçe tepkiler de artacaktır. ya her şeyi geçtim, arkadaşım sen tek paslarda, verkaçlarda, topsuz koşularda iyisin; 10 tane dribling denemiş başarısız olmuşsun; hala 11'inciyi deniyorsun. neden? mentalim kuvvetli. kendi kendine ediyor maalesef, geçiniz. biz yine de değerlerimize ihanet etmemeli, maç içinde futbolcumuza sahip çıkmalıyız. umarım iyi olduğu konularda deneme yapmayı öğrenir.

    ayrıca teşekkürler okan buruk . seni analiz etme haddini kendimde göremiyorum hocam.

    edit:imla
  • 617
    baya baya şampiyonluk alametleri arasına girebilecek bir maç. her anlamıyla epik bir son. geriye düştüğün maçta, 5 defa topunun direkten döndüğü maçta, tam umutlar tükenirken 89. dakikada atılan golle mutlu sona ulaşıyorsun.

    ancak bu maçın alamete dönüşebilmesi için yönetiminde hocasına destek vermesi gerekiyor. yapabilirler mi, hep birlikte göreceğiz. yoksa bu maçı alamet olarak değil, hocanın şapkasından çıkardığı son 2-3 tavşandan biri olarak hatırlarız. şapkadan tavşan çıkarabilmek doğru tabirle sihirbaza tavşan vermeniz gerekiyor. 2023 yazından beri ne yaptığını bilmediğimiz bir yönetimi ve onların kararlarını sırtında taşıyan aslan gibi bir hocamız var.
  • 618
    uzun yıllardır tv'den 90 dk. maç izlemiyorum. sebebi:

    1. kalitesiz futbola tahammül edemiyorum
    2. kaybetmeye tahammülümün olmaması ve bununla birlikte yaşadığım sinir harpleri, gerginlik ve kalp çarpıntıları

    dün 0-1'ken dur lan dedim, dakika olmuş 70, direkleri sallıyoruz, n'oluyor, neden bu gol gelmiyor. arabadayız, büyük oğlan yanımda, tak yazdı zaha. baba dedi n'oluyo, galatasaray 70 dakikadır yenik mi oynuyor. ne diyeyim şimdi çocuğa. futbol bu oğlum dedim. neyse, bir 10 dk. izledik, son dakikalara giriyoruz, zaha'nın ve ardından halil'in aynı pozisyonda direkten dönen pozisyonundan sonra kapattım telefonu. dedim oğlum, bu maç dönmez. top sevmiyor bu akşam bizi. zaten eve de gelmiştik. baktım benden önce koşa koşa gidiyor, ben maçı izliycem diye. nasıl anlatayım şimdi çocuğa bana zevk vermek yerine ızdırap olduğunu? ee, tv'yi kapat da demek istemiyorum. neyse ki, içeri bir girdim üçü de oturmuş barış'ın golünü kutluyorlar.

    sonra dedim ki, iyi ki galatasaraylıyım.

    bu maç şampiyonluk alametidir ve fenerbahçe camiasının var olan tüm ümitlerini sona erdirmiştir zannımca.

    5 direkten dönen top
    2 ofsayt sebebi ile verilmeyen gol
    penaltı yok
    sayısız kaçan gol

    ve bir son dakika galibiyeti.

    hani bu şikeciler kollanmasa, çifte standart olmasa, ne sezon oluyor bee, diyeceğim ama gel gelelim çifte standardin dibine vurulduğu bir ligde 2 takımın kıyasıya çekiştiği bir şampiyonluk bile diyemiyoruz.

    gerçekten çok yazık.
  • 620
    sorunsuz geçti gibi görünen bu maçta bile verilmeyen iki penaltımız ve rakibe gösterilmeyen kırmızı kart var. ben söylemiyorum, dün gece trio’daki aslında taraflı olan ama “tarafsız” görünmeye çalışan hakem eskileri, ıkına sıkıla söylemek zorunda kaldılar. ilk yarı icardi’nin omzuna basarak yükselen defans oyuncusunun yaptığı harekete kesin penaltı dediler. ikinci yarı yine icardi’nin rakibin arkasından önüne geçip kafa vurduğu pozisyonda önce bir şey yok diyecek gibi olup sonra ayağa basmayı fark edince o pozisyona da penaltı dediler. kırmızı kart pozisyonu ise draguş’a verilmesi atlanan ikinci sarı kartla ilgili. net bir ayağa basma var, sarı kart olması gereken ve yardımcı hakemin gözünün önünde olan ama verilmeyen.

    şimdi bu hakem eskileri o kadar şark kurnazı ve kötü niyetliler ki bizim aleyhimize işleyen ve var’ın dahil olmadığı pozisyonlar için her seferinde var müdahale edemez diye bir algı yaratmaya ve sonuca tesir edecek bu denli önemli hakem hatalarını yumuşatmaya çalışıyorlar. ortada net bir penaltı varsa var çağırır, dünyanın her yerinde de çağırıyor, “hakem gördü vermediğine göre ben karışmam” flan demiyor. çünkü var ile %100 hata önlenmeye çalışılıyor. ortada verilmeyen net penaltı varsa ve bu karar maçın sonucuna doğrudan tesir edecek bir zaman ve skorda söz konusu olmuş ise %100 hata durumu var demektir ve video yardımcı hakem devreye girer. ancak bu bizim koç’tan mamalı hakem eskilerine göre hakemin görüp ama doğru süzemeyip yanlış karar verdiği pozisyonlarda, %100 hata ihtimaline rağmen de olsa var karışamıyor. bu adamlarda utanma duygusu ve vicdan kalmamış, hele o bahattin duran yok mu tetikçi desek yeridir.
  • 621
    --- alıntı ---

    burada özellikle zaha, kerem a. ve mertens kilit rolde. sol bek barış ve sağ bek kaan ile oyun kuramayız. ancak mertens'i aşağı indirip kerem demirbay'a ileri koşu attırırsak kerem a. soldan içeri geçer ve zaha da icardi ile forveti ikiler. hücum varyasyonu buna dayalı olacak büyük ihtimalle. orta kesmekten ziyade göbekten delici koşular atmalıyız.

    --- alıntı ---

    ne dediysem yaşadığımız maç oldu. tabi ki 2 kerem çok formsuzdu orası ayrı. ancak mertens'in derine inip forveti ikilediğimiz andan itibaren maç komple kendi aramızda oldu. biz ve direkler diye de ayırabiliriz bu maçı. maçın başından sonuna kadar bu ligin de efendisi biziz, maçında galibi biziz mesajı verildi.
    çok uzun zaman oldu böyle boğucu maç izlemeyeli. ben antep savunması olsam hoca kaç dakika kaldı diye sorardım sürekli.
    bizim 2012'den kronik kalmış bir gol yeme durumumuz var. maçı komple yığıyoruz, adamlar soluk alamıyor ancak bir ölü top defans uyuyor pat gol. sonra çıkarmak için 3 kat efor sarf ediyoruz.
    abdülkerim ile bunu bir nebze minimize ediyoruz. daha diri böyle durumlarda. ancak yediğimiz golün bir izahı yok. istanbul maçı da öyleydi bu maç da öyle.
    sonucunda galip geldik ancak bu takım transfer diye bağırıyor. sayın yetkililer uyumayın.
    uyursanız mayıs sizin için zor geçer. bize de acı düşer.
  • 622
    hiç futbol bilmeyen, istatistikten anlamayan herhangi bir vatandaşa anlatır gibi anlatmak istediğim maç.
    öyle paragraflarca da değil, sadece iki maçla ilgili basit bir bilgi paylaşacağım. yayıncı kuruluş bein sports'un websitesi üzerinden görebilirsiniz kolaylıkla.

    29 ocak 2024 galatasaray gaziantep fk maçı skoru: 2-1
    maç özetinin uzunluğu: 8 dakika 54 saniye
    link: https://beinsports.com.tr/...saray-gaziantep-fk-4

    10 ocak 2024 fenerbahçe konyaspor maçı skoru: 7-1
    maç özetinin uzunluğu: 7 dakika 42 saniye
    https://beinsports.com.tr/...-konyaspor-mac-ozeti

    anlatacağım diye başladım yazıma, ne gerek varsa*.
  • 623
    65 kere rakip ceza sahasına girdiğimiz, 33 şut atıp 5 kere direkleri dövdüğümüz, iki golümüzün ofsayta takıldığı, son dakikadaki barış'ın mermi gibi sol volesiyle kazandığımız müthiş maç. kasımpaşa deplasmanı gibi 23-24'ün kırılma maçlarından biridir. farkı, bu maçta ezici bir oyun vardı ve iki net penaltımız da verilmedi. hakem doğradı, rakip kaleci de tabii ki sezonun maçını oynadı.

    arda kardeşler yeni ali palabıyık artık. bizim maçlara verilmemesi için şimdiden bir şeyler yapılmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın