• 5
    http://i1204.photobucket.com/...dem/261120111154.jpg
    http://i1204.photobucket.com/...dem/261120111153.jpg
    http://i1204.photobucket.com/...dem/261120111152.jpg
    açıkcası beklediğimden daha kötü oynadığımız maç olmuştur. ligin başında herşey daha bir farklıydı gözümde ama artık giderek tükeniyor umutlarım. her hafta biraz daha üzerine koyacak bir takım olduk beklentisiyle kasım ayınında sonunu gördük. 3 puanı aldık sonuçta ama kimse doğru düzgün tatmin olmadı; ne stadyumda ne de forum ve sözlükteki girdilerde gördüm bunu. baros ve elmander ile başlamamız büyük sürpriz oldu benim için. herkesin istediği fakat terim'in nedense geri düştükten sonra uyguladığı bu sistem bana göre kesinlikle uygulamamız gereken sistemdir. ha bu 4-4-2 olur, 3-5-2 olur yada 5-3-2 olur orasını bilmem ama derbiler dışında her takıma çift forvet oynamalıyız. oyuncuları tek tek ele alırsak çok kötü oynadı diyebileceğim birisi yok ama takım olarak hala bir bütün olamamışız. top bizdeyken kendi yarı sahamızda güzel güzel top çevirirken, rakip sahaya geçtiğimizde sanki herkes iskambilde dost kazığı oynar gibi topu birbirine atıyor. ilk yarı tam bir hayalkırıklığıydı. gol bir nebze sevindirdiyse bile kimsenin içi rahat değildi en başta tabiki benim. sivasspor biraz daha presli oynasaydı, bir gaziantep kazası daha yaşayabilirdik. herşey olumsuzmu, tabiki hayır. birden başlayalım... muslera yediği golde hatasızdı. artık kalemize gelen her atakta kalp krizi geçirme riskimi biraz daha azalttı sağolsun... eboue sahadaki en beğendiğim oyuncuydu. sağ kanat artık daha fazla güven veriyor. 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı'nda yaşanan kötü olaylardan sonra bugün kendisine yapılan tezahüratlar ve açılan pankartlar eminimki pozitif futboluna çok katkı sağladı... semih içinse iyiki varsın dedim yine. her ne kadar golde hatası olsa ve bir iki saçma top kaptırsa da hala kendisini kazandığımız için şanslı olduğumuzu düşünüyorum. zira böyle oyuncular kolay yetişmiyor ya da kolay kolay böyle genç yetenekleri transfer edemiyorsunuz. servet gibi oyuncularla yıllarca oynayabilirsiniz, hatta bugün ve geçen hafta 90 dakika oynasaydı eminim maç sonlarında topu vermişlerdi koltuk altımıza... ujfalusi hem defansı toparlıyor hem de semih'e eğitim veriyor sanki. bazen çok sık paslaşıyorlar. yan yana gelip muhabbet edecekler zor tutuyorlar kendilerini. melo'nun olmamasıyla birlikte selçuk dışındaki oyunculara top atmakta biraz sıkıntı yaşadı. melo'nun yokluğu çok belliydi fakat geçen hafta noluyo yav dedirtti ki neyse oralar derin mevzular. oldu bitti kapandı. melo eskisi gibi devam edecek umarım... hakan balta defansta gözüme çok batmadı ama eski beşiktaşlı oyuncu takoz recepi çok anımsattı bugün bana. o orta saha çizgisini geçtimi zaten zayıf olduğunu düşündüğüm oyun bilgisi bir kaç kat daha azalıyor resmen... selçuk ise ofansif orta saha olarak oynasa daha iyi olacak gibi. ilk yarı sezonu bittiğinde gerçekten yetenekli bir orta saha gelmezse bunu kendisini kullanarak kapatmamız lazım. lincoln adam olmuyorsa, mevcut bir adamı lincoln yaparız olur biter. en başta abdullah ercan gelmedi diye hakan ünsal'a kafasını kaldırmasını nasıl öğrettiysek o da öğrenir. sahi bu hakan ünsal çimleri sayarak koşardı, ne adamdı yav... engin baytar kırmızı kartı görene kadar tek kelimeyle harikaydı. ama o hareketi yapmayacaktı. milyon eurolar alıp, milyonlarca kişi tarafından sevilerek takip ediliyorsa kendisine çeki düzen vermek zorunda. umarım kısa zamanda bu konu hallolur. zira melo,baros,ayhan ve kendisi kırmızı kart görmeye çok müsaitler. son üç maçın ikisinde 4 kırmızı kart gördük. artık herkesin daha dikkatli olması gerekiyor... riera belkide geldiğinden beri en iyi topunu oynadı. geçen bir maçta daha bunu demiştik. sanırım üstüne koyan birisini buldum sonunda. biraz daha konsantre olup fiziksel açıdan kendisini tekmelerse belki de herşey değişecek sol kanatta. kazım geçen seneki formundan çok uzak. adam geçemiyor, düzgün orta kesemiyor. bence maçın en kötüsüydü. elmander kırmızı kart gördüğü pozisyonda kesinlikle kasıtlı davranmadı. yinede hangi hakem olsa kırmızı kartı verirdi. bunun dışında çok iyiydi. tek eksiği ise gol atamamasıydı. azmi, toplu ve topsuz koşuları ve defansa yardımı gerçekten çok başarılıydı... baros bu hafta çok silikti. gerçi sık sık sakatlanan ya da yedek tutulan bir oyuncudan bahsediyorum. hangi oyucuyu böyle oynatsanız bu kadar olur... fatih hocanın ise oyuncu değişiklik kavramını anlayamıyorum. gerçi oyuncuların ruh ve fiziksel halini ve rakibin oyun anlayışını en iyi o görüyor ama bugün sanki biraz saçmaladı gibi... hakem çaldığı penaltı sonrası kaleciye kırmızı kart göstermeliydi. bir de maç sonuna doğru biraz eyyamcılık sezdim. diğer kritik noktları izleyemedim, sahadan gördüklerimle eleştirmem biraz yanlış olabilir... stadın yine beşte üçü dolmuştu. seri galibiyetler gelmeden derbiler haricinde dolmayacağını anlamış bulunuyorum. stada gidiş için tepeüstünde belediye otobüsünü kullanayım dedim. 17:15 de kalkan otobüsü sigara içmek için es geçtim. bir sonraki için 18:00 dediler, bende riske girmeyip levent otobüsüne atladım. gidişte nedense şoför bey boğaz köprüsünü kullandı, dönüşte ise bizi trafiğin içine sokan başka bir şoför beye denk geldim. kendileri ve iett hakkında içerde besteler falan söylendi ama tam hatırlamıyorum...
  • 7
    2 haftalık galibiyet özlemini dindirmek için çıktı galatasaray sahaya.

    sabri'siz ve melo'suz bir ilk 11 gördük. herkes melo'nun yerine ceyhun veya ayhan'ı beklerken, imparator sahaya çift forvet sürdü ve rakibine gözdağı verdi.

    çift forvet olunca, bu iki forvet de yerinde durmayan, pres yapan, koşular yapan forvetler olunca fizik gücü yükselen bir galatasaray gördük hücumda. defansta ise selçuk'un yalnız kalması sorun yaratabilir mi diye düşünürken sivasspor'un dirençsiz hücumuyla bu düşünce de yok olmuştu.

    ilk yarının sonlarına doğru tam beraberliğe alışmışken, elmander'in bitmek bilmeyen inadıyla kazandırdığı topu, hakan aslında baros'u düşündü ama engin girdi devreye aldı topu gördü kaleyi, 1-0.

    ikinci yarı baros aldı topu yine kaleciyi avladı aldı penaltıyı, penaltının sonucu zaten belliydi ve olması gereken oldu, 2-0.

    sivasspor bir anlık atakla golü buldu ve durumu 2-1'e getirdi. devamında maç boyunca sürekli bir kazık yemişlik düşüncesinde bulunan kaleci milan borjan yine bir çakallıkla engin'in bileğine bastı engin'i attırdı, engin de bu oyuna kolay geldi ve alışılagelmiş hareketlerinden biriyle bıraktı takımını...

    devamında bir kırmızı kart da elmander'e geldi. hareket kırmızı karttı evet ama bir kişi bile elmander'in bunu kasti olarak yaptığını söyleyemez.

    galatasaray maçı kazandı, hak etti. zor değildi, olmadı da zaten. takımın eksik kalması dışında bir eksiklik yoktu.

    haftaya gençlerbirliği deplasmanı...

    http://ask-ifutbol.blogspot.com/...-kirmizi-koyduk.html
  • 8
    galibiyet geldi gelmesine, hatta "fenerbahçe puan kaybedince galatasaray'ın da puan kaybetme" alışkanlığı da bu maçta etkili olamadı fakat bu 3 puandan ziyade şu kırmızı kartlar baya can sıktı. tribünlerde, galibiyete sevinenden çok kırmızı kartlara üzülenler vardı haliyle. akıllar fener maçında..

    maçtan önce, tribünlere ilk çağrılan isim, 'aslan parçası' semih bugün yine fena değildi. golde hatası var. az kalsın bir pozisyonda penaltı yaptırıyordu derken 3 puana mani olacak bir hata yapmadan bitirdi maçı. daha genç, önünde ciddi anlamda uzun bir yol var. şöyle de bir şey var ki, hata yapacaksa da semih yapsın. gayet de iyi gidiyor genel olarak. nazar değmesin, aman.

    stada giderken bomboş metroları görünce, "acaba maç yarın mıydı ki?!" diye düşündüm ciddi ciddi. ilk defa bu kadar boş gördüm maç günü metroyu. kimsecikler yoktu, baya baya tek başıma indim koskoca taksim metrosu'ndan. keza stada girdiğimde de maça 1 saat civarında bir zaman vardı, 1000 bile kişi yoktu statta. "i was at the asy tt arena with less than 1000 others" foursquare hesabı. keza maç başladıktan sonra da 25 bin kişi civarındaydı tribünler, fazlası yoktur. iyi gün taraftarları her zamanki gibi ortalıkta yoktu. kimisi de daha 70. dakikalardan stattan çıkmaya başladı. "ama hava soğuk, dönüş eziyetli yeaağğ!" en çok konuşan da bu taraftarlar olur zaten bu dünyada, hangi haklaysa..

    he bir de "pis, çirkef bir takım" tanımı yapılıyor bazı galatasaraylı kişilerce şu takım için. o bambaşka bir boyut zaten.

    engin ile elmander'in - 100% haklı - kırmızı kartlarından sonra oyuna sonradan giren sercan'ı alıp servet'i soktu fatih terim ve defansı 5'leyip, skorun üstüne yattı. fakat burada sercan'ın oyundan alınması olmadı gibi. riera alınabilirdi mesela ne bileyim. sercan daha yeni girmiş. hepsini geçtim, onuru kırılır insanın.

    riera demişken dün fena değildi. dileyelim ki şu performansını iyice bi' arttırsın. fener maçında çok iş düşecek. he ben hala bu adamdan bir cacık olmayacak diyorum, o başka. rıdvan gibi yorum yaparsam, "bi' heinz olur en fazla".

    ilk yarıda gözler çılgını (melo) aramadı değil. takımın direncinin sallandığı dakikalarda ondan iyi kimse ateşleyemezdi bu takımı. gerçi bu kadar etkisiz 2 kanatla, nereye kadar? dediğim gibi riera fena değildi dün belki ama bu sefer de kazım yokları oynadı. devre arasında acilen 2 kanat oyuncusu takviye edilmeli bu takıma. bütün takımı sekteye uğratıyor resmen kanatlar..

    böylesine kötü oynadığımız bir ilk yarının, tam da istenilen dakikasında gol atmayalı da uzun zaman olmuş be..

    eboue de günün en iyilerindendi. maçtan önce ve sonra kendisine verilen desteğe maç sonrasında tüm tribünlere tek tek giderek selam vererek karşıladı. eboue de melo gibi fener maçının bir başka kilit adamı.

    artık öyle bir hale gelmişiz ki orkun, aykut, ufuk, sanctis, franco sağ olsun, 40 metreden kaleye gelen toplarda bile çekiniyoruz. ama artık, kalede 'kedi' var, kalede muslera var.

    aklıma gelmişken, arena'da nevizade'yi söylemeyi özledim. baya oldu arena'da söylemeyeli.

    doğu üst'te de yeni bir grup oluşmuş sanırım, pegasus'a yakın köşesinde. umarım arena'daki şu rezalet tribünleri bir nebze olsun toparlayabilecek bir tribun grubu olur..

    gelelim şu kırmızı kartlar meselesine..

    engin'in de elmander'in de (elmander kesinlikle kasten basmıyor da olsa) kartları yüzde yüz doğru, eyvallah. fakat bu kartlar galatasaray'a karşı bu kadar rahatça çıkabiliyorken, anadolu yakasına neden çıkmıyor? en basitinden, geçen sene lugano'nun o kasten bastığı hareketi falan geçtim, diğer tüm kararları da, bu sezon emre'nin yaptıklarına rağmen gördüğü kart sayısı? çok komik bir rakam, 7 maç, 2 sarı kart. meğer amma da uslu biriymiş emre di mi? ahh ah, içimiz fesat bizim(!).

    bu saçma bahanelerin altına sığınmaktan nefret ediyorum ama fenerbahçe'nin bir galatasaray maçına bir futbolcusunun kırmızı kart görmesi sebebiyle çıkmadığını hiç hatırlamıyorum. var mı hatırlayan? ben galatasaray'ı, engin'i kollasınlar demiyorum kesinlikle, yaptıysa görecekler, sadece, herkese eşit göstersinler şu kartları, fauller, penaltıları. tabi senelerdir böyle bir şey olmadığını biliyoruz, benimki de laf işte, polyanacılık oynuyorum n'aparsın..

    yalnız n'olursa olsun, engin'in yaptığı takıma ihanetten başka bir şey değil. 2 hafta sonraki fener maçında sahanın adamı olmasını beklediğimiz adam, gidiyor saçma sapan bir kırmızı kart görüyor. her ne kadar o pozisyonun öncesinde kaleci engin'in ayağına kasten basmış da olsa, o kafa o kadar gereksizdi ki.. he baros'un verilmeyen penaltısı, kalecinin çıkmayan 2 kırmızı kartı falan da var ama, açıkçası bu yönetimin şu saçma sapan 'fair play' kafasına az bile yapıyorlar. hiç bir şeye adam akıllı tepki gösterilmiyor ki, tribünler için de geçerli bu. küfür yasakmış. ne yasağı arkadaşım, gördük inönü'yü? görüyoruz saraçoğlu'nu? yasak falan yok. adam gibi tepki gösterilmedikten sonra böyle gelmiş, böyle de gider bu sene de. tamam iyi, hoş yönetimimiz var ama, takımını korumaktan aciz bir yönetim oldukları da aşikar. beşiktaş maçındaki hatalarından sonra ali aydın'a hakemliğini bıraktıran rahmetli canaydın'ı özledim ben. fair play diyorsan da, kralı vardı.

    önümüzdeki 3 maç çok ama çok zorlu. önce gençler deplasmanı, ardından hafta içi fenerbahçe gelecek arena'ya, bir kaç gün sonra da trabzonspor deplasmanına gidecek takım. ujfa da gençler deplasmanında oynayamacaklar arasında bu arada. gençlerbirliği fenerbahçe karşısında çok iyi oynamış sanırım, izlemedim fakat tüm eksiklere rağmen kazanılması gereken bir maç. fenerbahçe maçı için sağlam bir moral lazım takıma. hele hele şu 3'lü seriden gelecek 9 puan, inanılmaz bir motive katar takıma..

    arena'daki maçlardan sonra bir klasik haline gelen, mecidiyeköy metro'da 'those were the days'i çalan arkadaş, bu nasıl bir enerjidir her maç her maç.. bir maşallah da sana gelsin. normalde aşağı inmesi gereken merdivenlerin durmasını fırsat bilip çıkmaya çalışmayın bu arada, merdivenin çalışmaya başlamasıyla ufak(!) çaplı bir ter atabilirsiniz, aman diyeyim denemeyin. tecrübeyle sabit. sağı solu belli olmuyor o merdivenlerin.

    dün rüyama bile girdi mehmet ali aydınlar. sorularımla boğdum adamı resmen. şu pislik sezonu sadece galatasaray maçlarını izleyerek geçirmek istiyorum, bir an önce. zaten yeterince soğuttular futboldan da..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...yi-fakat-gerisi.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın