189
galibiyet geldi gelmesine, hatta "fenerbahçe puan kaybedince galatasaray'ın da puan kaybetme" alışkanlığı da bu maçta etkili olamadı fakat bu 3 puandan ziyade şu kırmızı kartlar baya can sıktı. tribünlerde, galibiyete sevinenden çok kırmızı kartlara üzülenler vardı haliyle. akıllar fener maçında..
maçtan önce, tribünlere ilk çağrılan isim, 'aslan parçası' semih bugün yine fena değildi. golde hatası var. az kalsın bir pozisyonda penaltı yaptırıyordu derken 3 puana mani olacak bir hata yapmadan bitirdi maçı. daha genç, önünde ciddi anlamda uzun bir yol var. şöyle de bir şey var ki, hata yapacaksa da semih yapsın. gayet de iyi gidiyor genel olarak. nazar değmesin, aman.
stada giderken bomboş metroları görünce, "acaba maç yarın mıydı ki?!" diye düşündüm ciddi ciddi. ilk defa bu kadar boş gördüm maç günü metroyu. kimsecikler yoktu, baya baya tek başıma indim koskoca taksim metrosu'ndan. keza stada girdiğimde de maça 1 saat civarında bir zaman vardı, 1000 bile kişi yoktu statta. "i was at the asy tt arena with less than 1000 others" foursquare hesabı. keza maç başladıktan sonra da 25 bin kişi civarındaydı tribünler, fazlası yoktur. iyi gün taraftarları her zamanki gibi ortalıkta yoktu. kimisi de daha 70. dakikalardan stattan çıkmaya başladı. "ama hava soğuk, dönüş eziyetli yeaağğ!" en çok konuşan da bu taraftarlar olur zaten bu dünyada, hangi haklaysa..
he bir de "pis, çirkef bir takım" tanımı yapılıyor bazı galatasaraylı kişilerce şu takım için. o bambaşka bir boyut zaten.
engin ile elmander'in - 100% haklı - kırmızı kartlarından sonra oyuna sonradan giren sercan'ı alıp servet'i soktu fatih terim ve defansı 5'leyip, skorun üstüne yattı. fakat burada sercan'ın oyundan alınması olmadı gibi. riera alınabilirdi mesela ne bileyim. sercan daha yeni girmiş. hepsini geçtim, onuru kırılır insanın.
riera demişken dün fena değildi. dileyelim ki şu performansını iyice bi' arttırsın. fener maçında çok iş düşecek. he ben hala bu adamdan bir cacık olmayacak diyorum, o başka. rıdvan gibi yorum yaparsam, "bi' heinz olur en fazla".
ilk yarıda gözler çılgını (melo) aramadı değil. takımın direncinin sallandığı dakikalarda ondan iyi kimse ateşleyemezdi bu takımı. gerçi bu kadar etkisiz 2 kanatla, nereye kadar? dediğim gibi riera fena değildi dün belki ama bu sefer de kazım yokları oynadı. devre arasında acilen 2 kanat oyuncusu takviye edilmeli bu takıma. bütün takımı sekteye uğratıyor resmen kanatlar..
böylesine kötü oynadığımız bir ilk yarının, tam da istenilen dakikasında gol atmayalı da uzun zaman olmuş be..
eboue de günün en iyilerindendi. maçtan önce ve sonra kendisine verilen desteğe maç sonrasında tüm tribünlere tek tek giderek selam vererek karşıladı. eboue de melo gibi fener maçının bir başka kilit adamı.
artık öyle bir hale gelmişiz ki orkun, aykut, ufuk, sanctis, franco sağ olsun, 40 metreden kaleye gelen toplarda bile çekiniyoruz. ama artık, kalede 'kedi' var, kalede muslera var.
aklıma gelmişken, arena'da nevizade'yi söylemeyi özledim. baya oldu arena'da söylemeyeli.
doğu üst'te de yeni bir grup oluşmuş sanırım, pegasus'a yakın köşesinde. umarım arena'daki şu rezalet tribünleri bir nebze olsun toparlayabilecek bir tribun grubu olur..
gelelim şu kırmızı kartlar meselesine..
engin'in de elmander'in de (elmander kesinlikle kasten basmıyor da olsa) kartları yüzde yüz doğru, eyvallah. fakat bu kartlar galatasaray'a karşı bu kadar rahatça çıkabiliyorken, anadolu yakasına neden çıkmıyor? en basitinden, geçen sene lugano'nun o kasten bastığı hareketi falan geçtim, diğer tüm kararları da, bu sezon emre'nin yaptıklarına rağmen gördüğü kart sayısı? çok komik bir rakam, 7 maç, 2 sarı kart. meğer amma da uslu biriymiş emre di mi? ahh ah, içimiz fesat bizim(!).
bu saçma bahanelerin altına sığınmaktan nefret ediyorum ama fenerbahçe'nin bir galatasaray maçına bir futbolcusunun kırmızı kart görmesi sebebiyle çıkmadığını hiç hatırlamıyorum. var mı hatırlayan? ben galatasaray'ı, engin'i kollasınlar demiyorum kesinlikle, yaptıysa görecekler, sadece, herkese eşit göstersinler şu kartları, fauller, penaltıları. tabi senelerdir böyle bir şey olmadığını biliyoruz, benimki de laf işte, polyanacılık oynuyorum n'aparsın..
yalnız n'olursa olsun, engin'in yaptığı takıma ihanetten başka bir şey değil. 2 hafta sonraki fener maçında sahanın adamı olmasını beklediğimiz adam, gidiyor saçma sapan bir kırmızı kart görüyor. her ne kadar o pozisyonun öncesinde kaleci engin'in ayağına kasten basmış da olsa, o kafa o kadar gereksizdi ki.. he baros'un verilmeyen penaltısı, kalecinin çıkmayan 2 kırmızı kartı falan da var ama, açıkçası bu yönetimin şu saçma sapan 'fair play' kafasına az bile yapıyorlar. hiç bir şeye adam akıllı tepki gösterilmiyor ki, tribünler için de geçerli bu. küfür yasakmış. ne yasağı arkadaşım, gördük inönü'yü? görüyoruz saraçoğlu'nu? yasak falan yok. adam gibi tepki gösterilmedikten sonra böyle gelmiş, böyle de gider bu sene de. tamam iyi, hoş yönetimimiz var ama, takımını korumaktan aciz bir yönetim oldukları da aşikar. beşiktaş maçındaki hatalarından sonra ali aydın'a hakemliğini bıraktıran rahmetli canaydın'ı özledim ben. fair play diyorsan da, kralı vardı.
önümüzdeki 3 maç çok ama çok zorlu. önce gençler deplasmanı, ardından hafta içi fenerbahçe gelecek arena'ya, bir kaç gün sonra da trabzonspor deplasmanına gidecek takım. ujfa da gençler deplasmanında oynayamacaklar arasında bu arada. gençlerbirliği fenerbahçe karşısında çok iyi oynamış sanırım, izlemedim fakat tüm eksiklere rağmen kazanılması gereken bir maç. fenerbahçe maçı için sağlam bir moral lazım takıma. hele hele şu 3'lü seriden gelecek 9 puan, inanılmaz bir motive katar takıma..
arena'daki maçlardan sonra bir klasik haline gelen, mecidiyeköy metro'da 'those were the days'i çalan arkadaş, bu nasıl bir enerjidir her maç her maç.. bir maşallah da sana gelsin. normalde aşağı inmesi gereken merdivenlerin durmasını fırsat bilip çıkmaya çalışmayın bu arada, merdivenin çalışmaya başlamasıyla ufak(!) çaplı bir ter atabilirsiniz, aman diyeyim denemeyin. tecrübeyle sabit. sağı solu belli olmuyor o merdivenlerin.
dün rüyama bile girdi mehmet ali aydınlar. sorularımla boğdum adamı resmen. şu pislik sezonu sadece galatasaray maçlarını izleyerek geçirmek istiyorum, bir an önce. zaten yeterince soğuttular futboldan da..
http://jaimelesport.blogspot.com/...yi-fakat-gerisi.html
maçtan önce, tribünlere ilk çağrılan isim, 'aslan parçası' semih bugün yine fena değildi. golde hatası var. az kalsın bir pozisyonda penaltı yaptırıyordu derken 3 puana mani olacak bir hata yapmadan bitirdi maçı. daha genç, önünde ciddi anlamda uzun bir yol var. şöyle de bir şey var ki, hata yapacaksa da semih yapsın. gayet de iyi gidiyor genel olarak. nazar değmesin, aman.
stada giderken bomboş metroları görünce, "acaba maç yarın mıydı ki?!" diye düşündüm ciddi ciddi. ilk defa bu kadar boş gördüm maç günü metroyu. kimsecikler yoktu, baya baya tek başıma indim koskoca taksim metrosu'ndan. keza stada girdiğimde de maça 1 saat civarında bir zaman vardı, 1000 bile kişi yoktu statta. "i was at the asy tt arena with less than 1000 others" foursquare hesabı. keza maç başladıktan sonra da 25 bin kişi civarındaydı tribünler, fazlası yoktur. iyi gün taraftarları her zamanki gibi ortalıkta yoktu. kimisi de daha 70. dakikalardan stattan çıkmaya başladı. "ama hava soğuk, dönüş eziyetli yeaağğ!" en çok konuşan da bu taraftarlar olur zaten bu dünyada, hangi haklaysa..
he bir de "pis, çirkef bir takım" tanımı yapılıyor bazı galatasaraylı kişilerce şu takım için. o bambaşka bir boyut zaten.
engin ile elmander'in - 100% haklı - kırmızı kartlarından sonra oyuna sonradan giren sercan'ı alıp servet'i soktu fatih terim ve defansı 5'leyip, skorun üstüne yattı. fakat burada sercan'ın oyundan alınması olmadı gibi. riera alınabilirdi mesela ne bileyim. sercan daha yeni girmiş. hepsini geçtim, onuru kırılır insanın.
riera demişken dün fena değildi. dileyelim ki şu performansını iyice bi' arttırsın. fener maçında çok iş düşecek. he ben hala bu adamdan bir cacık olmayacak diyorum, o başka. rıdvan gibi yorum yaparsam, "bi' heinz olur en fazla".
ilk yarıda gözler çılgını (melo) aramadı değil. takımın direncinin sallandığı dakikalarda ondan iyi kimse ateşleyemezdi bu takımı. gerçi bu kadar etkisiz 2 kanatla, nereye kadar? dediğim gibi riera fena değildi dün belki ama bu sefer de kazım yokları oynadı. devre arasında acilen 2 kanat oyuncusu takviye edilmeli bu takıma. bütün takımı sekteye uğratıyor resmen kanatlar..
böylesine kötü oynadığımız bir ilk yarının, tam da istenilen dakikasında gol atmayalı da uzun zaman olmuş be..
eboue de günün en iyilerindendi. maçtan önce ve sonra kendisine verilen desteğe maç sonrasında tüm tribünlere tek tek giderek selam vererek karşıladı. eboue de melo gibi fener maçının bir başka kilit adamı.
artık öyle bir hale gelmişiz ki orkun, aykut, ufuk, sanctis, franco sağ olsun, 40 metreden kaleye gelen toplarda bile çekiniyoruz. ama artık, kalede 'kedi' var, kalede muslera var.
aklıma gelmişken, arena'da nevizade'yi söylemeyi özledim. baya oldu arena'da söylemeyeli.
doğu üst'te de yeni bir grup oluşmuş sanırım, pegasus'a yakın köşesinde. umarım arena'daki şu rezalet tribünleri bir nebze olsun toparlayabilecek bir tribun grubu olur..
gelelim şu kırmızı kartlar meselesine..
engin'in de elmander'in de (elmander kesinlikle kasten basmıyor da olsa) kartları yüzde yüz doğru, eyvallah. fakat bu kartlar galatasaray'a karşı bu kadar rahatça çıkabiliyorken, anadolu yakasına neden çıkmıyor? en basitinden, geçen sene lugano'nun o kasten bastığı hareketi falan geçtim, diğer tüm kararları da, bu sezon emre'nin yaptıklarına rağmen gördüğü kart sayısı? çok komik bir rakam, 7 maç, 2 sarı kart. meğer amma da uslu biriymiş emre di mi? ahh ah, içimiz fesat bizim(!).
bu saçma bahanelerin altına sığınmaktan nefret ediyorum ama fenerbahçe'nin bir galatasaray maçına bir futbolcusunun kırmızı kart görmesi sebebiyle çıkmadığını hiç hatırlamıyorum. var mı hatırlayan? ben galatasaray'ı, engin'i kollasınlar demiyorum kesinlikle, yaptıysa görecekler, sadece, herkese eşit göstersinler şu kartları, fauller, penaltıları. tabi senelerdir böyle bir şey olmadığını biliyoruz, benimki de laf işte, polyanacılık oynuyorum n'aparsın..
yalnız n'olursa olsun, engin'in yaptığı takıma ihanetten başka bir şey değil. 2 hafta sonraki fener maçında sahanın adamı olmasını beklediğimiz adam, gidiyor saçma sapan bir kırmızı kart görüyor. her ne kadar o pozisyonun öncesinde kaleci engin'in ayağına kasten basmış da olsa, o kafa o kadar gereksizdi ki.. he baros'un verilmeyen penaltısı, kalecinin çıkmayan 2 kırmızı kartı falan da var ama, açıkçası bu yönetimin şu saçma sapan 'fair play' kafasına az bile yapıyorlar. hiç bir şeye adam akıllı tepki gösterilmiyor ki, tribünler için de geçerli bu. küfür yasakmış. ne yasağı arkadaşım, gördük inönü'yü? görüyoruz saraçoğlu'nu? yasak falan yok. adam gibi tepki gösterilmedikten sonra böyle gelmiş, böyle de gider bu sene de. tamam iyi, hoş yönetimimiz var ama, takımını korumaktan aciz bir yönetim oldukları da aşikar. beşiktaş maçındaki hatalarından sonra ali aydın'a hakemliğini bıraktıran rahmetli canaydın'ı özledim ben. fair play diyorsan da, kralı vardı.
önümüzdeki 3 maç çok ama çok zorlu. önce gençler deplasmanı, ardından hafta içi fenerbahçe gelecek arena'ya, bir kaç gün sonra da trabzonspor deplasmanına gidecek takım. ujfa da gençler deplasmanında oynayamacaklar arasında bu arada. gençlerbirliği fenerbahçe karşısında çok iyi oynamış sanırım, izlemedim fakat tüm eksiklere rağmen kazanılması gereken bir maç. fenerbahçe maçı için sağlam bir moral lazım takıma. hele hele şu 3'lü seriden gelecek 9 puan, inanılmaz bir motive katar takıma..
arena'daki maçlardan sonra bir klasik haline gelen, mecidiyeköy metro'da 'those were the days'i çalan arkadaş, bu nasıl bir enerjidir her maç her maç.. bir maşallah da sana gelsin. normalde aşağı inmesi gereken merdivenlerin durmasını fırsat bilip çıkmaya çalışmayın bu arada, merdivenin çalışmaya başlamasıyla ufak(!) çaplı bir ter atabilirsiniz, aman diyeyim denemeyin. tecrübeyle sabit. sağı solu belli olmuyor o merdivenlerin.
dün rüyama bile girdi mehmet ali aydınlar. sorularımla boğdum adamı resmen. şu pislik sezonu sadece galatasaray maçlarını izleyerek geçirmek istiyorum, bir an önce. zaten yeterince soğuttular futboldan da..
http://jaimelesport.blogspot.com/...yi-fakat-gerisi.html