• 226
    (bkz: #373568) nolu entry'de en mukemmel tanımını bulduğumuz maç. galatasaray ve bursaspor oynadı, fenerbahçe kazandı! futbolcu kardeşlerimiz saolsunlar, bütün sezon bekleyip bu maçta ölümüne oynamayı nihayet hatırlamışlardır! allah bundan sonrası için unutturmasın. başka ne diyebilirimki sizlere. futbolcu kardeşlerim, bize yaşattıklarınızın iki katını allah sizlere versin! ne kadar sacma bir istikrarınız olduğunu haftaya oynanacak istanbul büyükşehir belediyespor maçında hep beraber göreceğiz.
  • 229
    kim ne yaparsa yapsın, nasıl mücadele ederse etsin sadece adı süper olan ligimizde sonucun değiştirilemeyeceğini bizlere gösteren maçtır. elbette sadece bu maç değil, geçtiğimiz haftalarda oynanan birçok maçı da aynı kategoride değerlendirebiliriz. bunları takımımızın yarıştan kopması nedeniyle ağlayan bir taraftar olarak yazmıyorum. aksine bugün galatasaray'ın oynadığı futbol beni ziyadesiyle memnun etti. rakip de çok iyi oynadı, kaldı ki ben kendi adıma zaten bu sezondan pek fazla birşey beklemiyordum. bu dönemi geçiş dönemi olarak görmekteyim ve benim esas düşüncem bundan sonraki senelerde takımın bu ligin çok fazla üstünde futbol oynayacağı yönündedir. neyse en başta dediğim gibi sahada istediğiniz kadar mücadele edin, maalesef ligimizde bunların karşılığını alabilmeniz için saha içindekinden daha fazla saha dışında da oynamanız gerekmekte. bugünkü maçta hakemin plânlandığı şekilde maçı oynattığı çok açıktır. maçı dikkatle izleyenler görecektir ki, hakem her iki takımın da sonucu değiştirebileceği birçok pozisyonda kendi bildiğini okumuştur ve bunları o kadar ustalıkla yapmıştır ki zaten kaliteli ve bol gol pozisyonlu olan maçın içinde hepsi harcanıp gitmiştir. en bariz olanı da bursalı oyuncuya gösterdiği kırmızı karttır. sarı kartla zerre alâkası olmayan pozisyonda sarı kartını kullanmıştır ve aynı pozisyonda keita'nın yaptığı kart işaretlerini ve itirazlarını da kırmızı kart göstermemek için geçiştirmiştir. nedeni elbette ki oyunu dengede tutmak ve kendisine emir verenlerin işine gelebilecek yegâne sonucu aldırmaktır. bunda da başarılı olmuştur zaten. bu iş burada da bitmedi, önümüzdeki hafta bursa-kayseri maçı dikkatle izlenmelidir. çünkü henüz görev tamamlanmamıştır. lig lideri ankara deplasmanına rahat gitmelidir ve gidecektir de. uzun lafın kısası ligde şampiyon bellidir. bundan sonraki üç hafta sadece ve sadece futbolumuzdaki kirliliği biraz daha ön plâna çıkaracak ama yine herkesin yaptığı yanına kâr kalacak ve çifte kupalı bir şampiyonumuz olacaktır. çünkü onlar bu ülkede nasıl şampiyon olunacağını bilen büyük(?) bir başkana sahiptirler. vatana ve millete hayırlı uğurlu olsun.
  • 230
    $ampiyon olamasakta, $ampiyonlar ligine belkide katilamasakta, oynanan futbol dan son derece mutlu oldugum ve hep böyle oynayin, isterseniz her maç berabere bitsin, dedigim kar$ila$ma dir. bu sezon seyrettigim ender çeki$meli mücadeleler den biri idi. 2 takim da açik oynadi, zira ikisininde 3 puan a ihtiyaci vardi ve oynadiklari futbol ile $üphesiz ki tüm futbolseverleri mest ettiler.

    kaçan belkide bir $ampiyonluk ve hatta belkide $ampiyonlar ligi oldu ama en azindan aykut * u kazandik. $imdi bizi cok zor bir karar bekliyor. kalemizi gercekten bu cocuga emanet edebilirmiyiz yoksa performansi sadece birkac mac ile mi sinirli?
  • 231
    maçın son dakikasında- tekrar ediyorum son dakikasında- hem bursaspor'un hem de galatasaray'ın ataklarında tribünlerden "of nasıl kaçtı be" sesleri yükseldi. ne derece doğrudur, değildir bilmiyorum; ama sanırım maçı tribünde izleyen insanların yüreği de bu maçın berabere bitmesine elvermiyordu, zira 90 dakika 22 topçu başka bir takım için koşmuş oldu.

    bu sezon da boynumuz bükük ayrılıyoruz lig sahnesinden, üstelik şampiyonlar ligi de hayal, öyle ki üstümüzdeki iki takım ikili averajda da bizden önde (mucizelere inanalım diyeceğim de).

    bu maçta gösterdiğimiz direnci çok değil 2 maçta daha gösterip son dakikalarda gol yemesek, şimdi gerçekten şampiyonluk nağmeleri sami yen'i inletiyor olacaktı.

    kulüp bu maçın son düdüğü ile bir sürü paraya da veda etti elbette, belki seneye çok iyi transferler izleyemeyeceğiz. ama en elimizdeki takımın çok rahat şampiyonluğa oynayacağına inanıyorum. umarım aslantepe'deki ilk senemiz bir avrupa şampiyonluğu getirir. polyannalık ise yapıyorum, umut olmasa taraftarlığın bir anlamı kalmaz. belki cl yoluna girsek ilk maçta elenecektik de, o yüzden uefa'ya gidiyoruz, belki uefa'da final oynacağız seneye, kim bilir?

    şimdi umutları tazeleyip, planları baştan yapma zamanı, zira yapacak başka bir şey de yok!
  • 232
    sezonun en iyi koşan, basan, mücadele eden, oynayan galatasaraylarından biri, malesef gol atamayınca beraberlikle bitirdi maçı. son haftaların aksine, sezon başını anımsatan bir tempodaydı takımımız. en çok bu nedenle belki de buruk bir heyecanla izledik maçı. ah dedik, neredeydi aklınız fener maçında, sivas maçında?

    aykuttaki ilerleme, sonunda valdesimizi yaratıyoruz inancı verdi bana. ufuk'tan beklediğimiz çıkış, yıllar sonra aykut'tan geliyor sanırım. topu oyuna çok daha iyi sokarken, maç deneyimi kazandıkça çabuklaşan refleksleri, artan özgüveni onu daha iyi bir kaleci yapıyor.

    geri dörtlü, önümüzdeki sezonun bir provası olsa gerek, hücumcu, hızlı, seri bekler; sağlam, oyun kurabilen, ayağı top yapan stoperler. bu bölgede yapılacak revizyon sonrası bu formatın daha kalitelisi olan bir defans hattına sahip olacağız umarım seneye.

    orta sahada topal vasattı yine. vasat derken, oyunun savunma yönünde hep var, hatta belki gereğinden fazla bile var, rakip hücumlarda sürekli savunmanın arasına kadar gerilemesinden çıkarıyorum bunu. ama hücumda yine risksiz, sürekli yana oynuyor. izleyenler hatırlayacaktır, ilk yarıda soldan bomboş bindiren caner'e atmadığı bir top var, bu durumun doruğa çıktığı anlardan biriydi. sanırım valencia söylentileri, onu baskı altına almış ve hata yapmamak için riske girip dikine atmak yerine en yakındaki arkadaşına oynamayı tercih ediyor sürekli. keita hareketli, sürekli top arayan, deneyen kimliğini yine koydu ortaya. bir de o çizgiden çıkan top gol olsa, bugün maçın yıldızı olarak o konuşuluyor olurdu yine. dos santos son haftalarda ender ayakta kalan oyunculardan biri olmasına rağmen, dün bir türlü tam olarak veremedi kendini maça. olsun sevgi pıtırcığım benim, olur öyle arada. sen kal nolur seneye de, çok sevdik biz seni.

    hücumda baros yine çok hareketli, çok istekliydi. iddia ediyorum, ki zaten bu sene de açık açık görüldü bu, baros neill ile birlikte bu takımın en önemli adamıdır. bugün takımdan ayrılsa, yeri en zor doldurulacak adamdır. onun yaşında, hızlı, teknik, adam geçebilen, pas verebilen, hava toplarına hakim bir santrafor bulmak imkansızdır gibidir şu şartlarda. umarım yönetim elini çabuk tutup seneye bitecek olan sözleşmesini yeniler bir an önce. bu adam futbolu bizde bıraksın.

    velhasıl, olmayınca olmuyor bazen, şampiyonlar ligine bir yıl daha hasretiz. ama büyük devrimler, büyük atılımlar kolay kolay olmuyor. bu sene kuruldu bu takım, her hat ilk kez oynuyor birlikte. elbette olacak ufak tefek aksamalar. ama önümüz açık, seneye çok daha iyi bir galatasaray olacak. yeter ki çabuk harcamayalım elimizdeki değerleri. unutmayalım sezon başı ettiğimiz sabır yeminlerini.
  • 234
    maç sonunda takımımla gurur duyarken göz yaşlarımın aktığı ender maçlardan bir tanesidir 25 nisan 2010 galatasaray bursaspor maci.

    bütün hafta "yok o satacak, yok bu verecek" sözlerine inat takımımın onuru ve şerefi için terinin son damlasına kadar nasıl savaştığını, nasıl gol aradığını ve nasıl sezonun başındaki futbola döndüğünü gururla izlediğim maçtır.. evet şampiyon olamadık, evet şl'ye gidemedik ama varsın olsun, bu takım böyle mücadele etsin bizde gururlanalım. armamızla, takımımızla, şerefi ve onurumuzla mücadele ettiğimiz şu lige biz çok ama çok şerefliyiz dediğim maçtır aynı zamanda..

    sonuna kadar arda turan, sonuna kadar frank rijkaard, sonuna kadar haldun üstünel, sonuna kadar lucas edward neill ve sonuna kadar sarı kırmızı arma dediğim maçtır 25 nisan 2010 galatasaray bursaspor maci.

    evet, ağladım lan. vallaha da ağladım billaha da.. n'apayım, yukarıda da dediğim gibi biz bu lig için çok şerefliyiz!
  • 236
    tribünden çok net anlayamamıştım ama şöyle bir özeti izleyip pozisyonlara tekrar bakınca gördüm ki; takımın tek eksiği tam anlamıyla takım olamamış olmasıdır. evet belki dünyanın en yüzeysel adamı tadında bir tespit ama bu kadronun da komplike sorunlara sahip olması beklenemez. tek yapmamız gereken takım olmak, takım olmak ve takım olmak. bunun için de istikrar, istikrar, istikrar...*
  • 239
    maçın seyredebildiğim kadarından*anladığım kadarıyla, bursaspor gol yememek için çıkmıştı sahaya. arada kontradan da bir gol sıkıştırırsam ne ala diye düşünmüş ertuğrul sağlam. mustafa kemal atatürk'ün, "hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır" cümlesinin devamını değiştirip, bu maçın taktiğini oluşturmuş sağlam hoca. cümlenin devamı ise şöyle geliyor sanırım; "o satıh ceza sahasıdır." ceza sahasında topla buluşan ve kaleye şut çekme ihtimali olan her galatasaray futbolcusunun önüne en az iki bursaspor futbolcusu atladı. attılar kendilerini resmen, vücutlarını siper yaptılar topa.

    galatasarayımın ise aklı başına geç gelmiş anlaşılan. eskişehirspor*, trabzonspor* ve dahi sivasspor*maçlarında bu oyunun yarısını oynayabilsek şimdi şampiyonluk türküleri çığırıyor olabilirdik. olmadı olamadı. fenerbahçe*maçını bunların dışında bırakıyorum çünkü o maçlar her zaman olağandışıdır.

    bir sezonun hikayesini sona erdiren maçtı neticede. 2010 - 2011 sezonunda uefa avrupa liginde final hedefleyerek başlayacağız ve neler olacak hep beraber göreceğiz.

    son bir söz aykut erçetin için. sezon başından beri atıp tuttuğum tüm entrylerimi bana yedirmeye ant içmiş sanırım, kaleyi devraldığından beri inanılmaz kurtarışlar yapıyor. helal olsun diyor, başarılarının devamını diliyorum.
  • 241
    hakkında yapılan tüm yorumlara öyle veya böyle bir şekilde katıldığım maç. yanlız anlayamadığım bir şey var;
    iyi mücadele ettik, güzel ataklar geliştirdik, neill - oyun dışı kalana dek- savunmayı toparladı, keita, baros
    topu güzel taşıdı, hakan balta da oldukça iyiydi. aykut neredeyse hatasız oynadı.

    ama son vuruşlarda neden bu kadar etkisiz kaldık?

    her şey iyi güzel, seyir zevki hat safadaydı. ama o top bir türlü girmiyor arkadaş!
    çok rahat 3-0 alacağımız maç 0-0 bitti!

    bir de sadece milan baros için şunu diyeceğim; çok güzel forvetsin, cansın, balsın bir tanesin
    ama çok kolay top kaptırıyorsun adamım!
    forvet dediğin çalımı, aradan sıyrılmayı bilmeli. ama en ufak bir ikili, üçlü mücadelede yerdesin.
    kalıbın da iyi maaşalah ama az adam geçmeyi becermen lazım.
    hazır topun golcüsü olma, sen de pozisyon yaratmaya bak. öle asist gelsinde tık atayım deme gözünü seveyim. öptm, kib.

    he ne diyordum; takımın bol bol kaleye şut çalışması lazım.
  • 242
    kapalı tribünde tam arkamda olan olay:

    istiklal marşı okunur ve üzeride sarı kırmızı hiç birşey olmayan güneş gözlüklü bir arkadaş kartal pençelerini kaldırır. hemen sağ tarafında girişin tepesinden zılgıtı yer ve indirir. marş bitince dövülmesine ramak kalmıştı ki etraftakiler araya girdi ve zılgıtı atan arkadaş uyarmakla yetindi. devre arasında beşiktaşlı genç başka yere geçti.

    o arkadaş biraz daha kontrolsüz olsa yine kavga çıkacaktı kapalı da. yine biri dayak yiyecek tribünden atılacaktı. karar veremiyorum bir türlü suçlu kim sözlük? bursaya sövmeye gelen beşiktaşlı mı , yoksa bunu farkettiği an çığrından çıkan galatasaraylı mı?
  • 244
    çok uzun bi aradan sonra ali sami yen de, tribünde, gerçekten izlediğim maç. maça bi kaç saat kala metrobüste formalarını giymiş maça giden insanlara özenip ''yine kimse götürmedi beni maça, söz verdiler ama yine götürmüyolar işte'' diyerek anneme yakınmakla meşgul olmamdan sadece bi kaç dakika sonra önümüzden geçen dört beş kişilik formalı gruba bakıp '' ne güzel yaa insanlar sami yen'e gidiyorlar'' dememle babamın ''hadi bizde gidelim belki girebiliriz içeri'' dediği maç. çok beklenmedik bi anda beklenmedik bi şekilde vardığımız ali sami yenden de mutlaka galibiyetle çıkacağımıza inandığımız maç. ve gol attıktan sonra milan diyen abiden sonra avaz avaz baroooos diye bağırmaya kesin gözüyle baktığım, her dakikasını kaçırmamaya çalışırken gözümün illa başka yerlere takıldığı maç. ne de olsa sami yen'e en son gittiğimde 10 yaşında bi çocuktum ve şans eseri o zaman izlediğimiz şampiyonluk maçında olduğumuz tribündeydik biz yine. o anları hatırlamakla zamanımıza dönmek arasında geçirdiğim vakitte aslanlarımızın ne zaman çıkacaklarını gözüm tünelde, galatasarayımla ilgili bilgileri ve de yapılan tezahuratları babama anlatırken buldum kendimi. dile kolay 10 yıl önce girmiştik o kapıdan içeri ve 10 yaşında bi çocuğun gördükleri, o heyecanı, mutluluğu ve sevinci... aynılarını hissetmek çok da uzak değildi. maçın başlamasına uzun bi süre kala oturduğumuz yerimizde aslanlarımızı ne zaman göreceğimizi ve onlara gerçek anlamda ne zaman bağıracağımı beklerken vakit de gelmişti zaten. değişik bi gülümseme vardı. ne de olsa 10 yaşındaki aynı çocuk, aynı tribündeydi ve her şey aynıydı ona göre. ne yenilirse iyice kaçacak olan şampiyonluk umrundaydı ne de başka bişey. aslanlarımız ısınırken, teker teker tribüne gelirken çağrıldıklarında, hani arda abisiyle maç başlamadan takımlar sahaya çıkarken elinden tutarak çıktığı miniğin beklerken paslaştıkları andaki heyecanı ve mutluluğuna hak verdim işte. arda'nın o anki gülümsemesine... maç esnasında yaşananları, pozisyonları, hakem hatalarını ya da kaçırdıklarımızı defalarca anlattım. sonucu ne olursa olsun galatasarayımın yanında olduğumuz için staddan çıkarken gülümseyebildiğimi gördüm ya. o kalabalığa karışıp eve kadar gidebilirdim diyim.
  • 248
    2009 2010 sezonunun ikinci devresinde bursasporun 7 haftalik liderlik serisini sona erdirerek kendi ellerimizle fenerbahce diye ifade edilen kallesligin tarihini lider yaptigimiz karsilasmadir. bursasporla berabere kalmis olmamiz degil ama takimimizin gozlerini hirs burumus fener medyasinin ve antu.com larin gazina gelip sezonun icerisinde oynamadigi futbolu bu macta da oynamalarina bir turlu akil sir erdirememistim. simdi kalkip da 10 nisan 2011 tarihinde* bize tarihimizin en rezil sezonunu yasatan takimimiz yine bazi cigeri bes para etmezlerin gazina gelip sezon boyunca oynamadigi futbolu mu oynayacak, yoksa baska ne tur gariplikler sergileyecek dusunemiyorum bile. dusunecek kafa mi biraktiniz mnskym !!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın