saat tam 12'de kuyrukta idik. ilk önce bir liste yapıldı, gerçi bu fikir kimin aklına gelmiş kim uyguluyo diye hiçbir bilgimiz yoktu ama yine de yazdırdık ismimizi. sonra yavaş yavaş demlenip gişelerin önünde takılmaya başladık. muhabbet, sohbet falan derken her kafadan bir ses çıkmaya başladı. kimisi tek bir gişeden satış yapılacağını kimisi ise 3 gişeden satış yapılacağını söylüyordu. bu sırada inanın zaman geçmek bilmiyor, tabir-i caizse ebemiz şey oluyordu. can sıkıntısı ve yorgunluk baş göstermeye başlamıştı. saat 02:30 civarı tezahürat yapmaya başladık. yaklaşık 20 dakika falan öyle takıldık. akabinde yavaş yavaş uyku bastırmaya başladı ve zamanın geçmek bilmeyişi bizi içten içe delirtti. bir de bunun üstüne sadece tek bir gişeden satış yapılacağının söylenmesi o söylenen gişede yığınlaşmaya neden oldu zira bende bunun kurbanlarından biriyim, halbuki babalar gibi kendi gişemizde konuşlanmıştık ve kıçımızı dayayabileceğimiz bir yer vardı ama bu söylenti yüzünden ortaya geçince resmen kazık gibi ayakta kaldık. tabii bunu birisi sallamış çünkü 3 gişeden de satış yapıldı. neyse, her geçen dakika hem sayının artması hem de karaborsacı ve kaynakçıların yaptıkları sayesinde sinirlerimiz iyice yıprandı. bir kısım arkadaşımız hint dilencileri gibi olduğu yere çökmüş uyumaya çalışırken bir kısım da bizim gibi ne yaptığını bilmeden takılıyordu. zaman böyle akıp giderken saat 6:30 civarı havanın aydınlanması sebebiyle kalabalık daha bir arttı ve bazı kişiler gişelerin önünden sağa sola ''
geri çekilin oluuum , bak çevik kuvvet hepimizi öper '' gibi çağrılarda bulunmaya başladı. artık millet delirme noktasına ulaşmış ve herkes birbirini itmeye başlamıştı. nefes alamayanlar bir tarafta, nefes aldırtmayanlar bir tarafta. bizde önlerde bir yerdeyken bu arbede de baya bir geriye düştük. aslında çirkeflik yapmayı çok iyi biliriz ve hakkımızı kimseye yedirmeyiz ama artık öyle bir hale geldik ki tepki bile veremeyecek durumdaydık. okul ve bilet kuyruğu bizi resmen etkisiz eleman yaptı. bu sırada en sonunda güvenlik ve çevik kuvvet bizi doğru düzgün bir sıraya soktu ama gelin görün ki biz bitmiş bir haldeydik ve orda bulunan 1-2 saatlik elemanlar çok çok önümüze geçmişti ama en kötüsü de bir kişiye sadece 1 bilet verilmesiydi zira bir çoğumuz akrbasına, arkadaşına da bilet alacaktı. o yüzden bir gol daha yedik. ayrıca fotokopi olayı yüzünden bir ara kuyruktan bile çıkmak zorunda kaldık.
sonunda biletler dağıtılmaya başlandı ama gişede çalışanlar işi o kadar ağırdan alıyorlardı ki ilk 45 dakika'da sadece 10 kişi bilet aldı. ben bir ara herhalde öğlen 4'ü görürürüz dedim. artık anlayın halimizi. bitkin, umutsuz ve sinirler ölmüş. ama her şeye rağmen tüm tezahüratları bağıra bağıra söyledik. hele gişeye ulaştığımızda resmen çığlık çığlığa tezahürat yapıyorduk. işte böyle bir şey yaşadık bugün. doğrusu hayatımın en önemli derslerinden birini almış sayıyorum kendimi. belki de polyannacılık oynuyorum.
bu arada haldun üstünel ile beraber murak yalçındağ'da bir ara kuyruğua uğradı.