• 451
    tek sorun çok kapanmamızdaydı. daha önce böyle şampiyonluklar bile geldi ama hep bir riski var. al işte adamın ayağın çarpıp gide gide önünde kaldı. dünkü maçta da visca neler kaçırıp maçı verdi. böyle şeyler futbolda oluyor ama davetiye çıkaran da bunları yaşayanlar.

    ileri top taşıyacak bir linnes hamlesi gelebilirdi. emre 11 oynamasa emre hamlesi gelebilirdi. 4 -4- 2 ye dönünce ne güzel olmuştu. bence bu takım 4-4-2 oynamalı.

    at sola belhanda'yı, forvete de babel - diagne koy. bir denemek lazım. bu arada diagne'nin performansı ve falcao olayı daha çok su kaldırır.
  • 452
    25 ağustos tottenham newcastle united maçını iyi ki izlemişim diyorum. izleyen arkadaşlar da hak verecektir. tottenham 1-0 yenikken maçı tek kaleye çevirdi ama bir türlü newcastle united savunmasını aşamadı. sağdan moussa sissoko ortaladı, soldan danny rose ortaladı, ortadan eriksen, lo celso, son ile gelmeye çalıştılar ama bir türlü o katı savunmayı aşamadılar. aşamadıkları savunma da küme düşme adaylarının başında gelen, ilk 2 haftada 0 puan almış newcastle united. bizim maç da bu maçın bir benzeri oldu biz tottenham gibi konyaspor newcastle united gibi oynadı. tek fark her ne kadar koruyamasak da aradığımız golü bulmuş olmamız. nzonzi'nin, luyindama'nın, feghouli'nin iyi; seri'nin, mariano'nun kötü diğer oyuncuların ise ortalama performans ile oynadıklarını düşünüyorum. kenardan gelen adem büyük iyi katkı verdi. selçuk inan'ın oyuna girmesi yerine ahmet çalık'ın oyuna girip donk'un ön libero pozisyonuna geçip nzonzi'nin de donk'un önünde oynaması gerektiği düşüncesine hakimim. yediğimiz golde ryan babel korner direğinin oralarda topu eğer uzaklaştırsaydı o şanssız golü de yemeyecektik ama yapacak bir şey yok attığımız golde de rakip savunmaya çarpması sayesinde gol oldu. al-sat dengesinde eksideyiz ve 1 forvet 1 yedek, kaliteli orta saha* ihtiyacımız çok elzem nasıl çıkacağız işin içinden hiç bilmiyorum hocaya ve yönetime allah kolaylık versin. şimdi yapmamız gereken; transferi, ilk 2 haftayı bir kenara bırakıp 30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçını mutlaka ama mutlaka "10 kişi kalmadan" kazanmaktır. artık ayaklarımız yere bassın çünkü rakiplerimiz bizden daha aç, daha istekli durumda.
  • 454
    maçın skorunu hala atlatamadım. hala, bu takım gol attıktan sonra neden geri çekildiyi ve seri'nin neden hasta gibi oynadığını düşünüyorum. hoca neden oyuncu değişikliklerinde ürkek davranıyor?
    diagne neden bu kadar geriye gitti? muslera neden
    1-0'dan sonra zaman geçirmeye oynamaya başladı? ve en önemlisi hoca neden ilk haftalarda formsuz görüntü çiziyor? bu sorular aklımdan çıkmıyor. kötüyüm sözlük kötüyüm. dün gece az bir şey uyumuş birisi olarak bu gece gözüme uyku girmiyor. umarım galatasaray'ımız için hayırlı bir beraberlik olmuştur.
  • 455
    maça dair tek iyi şey ikinci yarıda golü bulana kadar gösterdiğimiz efordu.hocanın dediğine göre de bu efordan sonra yorulduk ve geri çekildik.sezonun ikinci haftası o oyunu devam ettirebilmek zormuş. takım hazır değil kadro uyumu yok.futbol şansınızda olmayınca beraberlikle yetindik.

    karamsarlığa gerek yok lig uzun ve takım ritmini bulacak.asıl sıkıntı aşırı tepkimiz çok kırılgan duruyoruz.
    falcao olayı bizleri fazla etkilemiş.

    biz taraftara düşen ise, konsantrasyonun sadece sezonun son haftaları değil sezon başında da önemli olduğunu unutmamız gerek.
  • 457
    futbol düşmanı bir teknik direktöre ve takımına yine 1 puan verdiğimiz maçtır. bu maçta iyi şeyler de vardı bence ama maçta bakılması gereken tek bölüm, golü attığımız an ile 10 kişi kaldığımız an arasında olan kısım.

    biz o ara ne yaptık? kendi evimizde geri mi çekildik konya’ya karşı? yoksa konya 3 kişiyle baskı yaptı diye çıkamadık mı? anlam veremiyorum gerçekten.
  • 458
    23 kasım 2018 galatasaray konyaspor maçının tekrarı niteliğinde olan maç.

    geçen sezon içeride oynadığımız konya maçında da 1-0 öne geçmiş, son dakikalarda da serdar aziz'in penaltı olmayan pozisyonuna yalandan penaltı çalınıp kırmızı verilmiş, var'da izlenmeyen pozisyon sonrası da 90'da gol yiyip 1-1 berabere kalmıştık.

    bir zamanlar 3-4 atıp rahat yendiğimiz konyaspor'u son 3 karşılaşmada da yenemedik (3 beraberlik).
  • 459
    maça iyi ba$ladik. seri atilana kadar oyunun kontrolü elimizdeyi. otobüsü çeken konyaspor'u elbette lastigi patlayacakti ve nitekim nzonzi'nin derin pasinda babel'in akilli vuru$u ile aykut'un planlari suya dü$tü. taa ki seri atilana kadar. seri, bana sorarsaniz hakli atildi. 20 santimle sariyi kaçirdi. ayak, kaval kemigine degil de, rakibini ayagina gelse sari ile geçi$tirilebilecek bir hareketti. bu vesile ile galatasaray evinde çok kolay kirmizi kart görebilme adetini devam ettirdi. darisi diger rakiplerinin de ba$ina!!!

    galatasaray geçen yildan farkli oynuyor. onyekuru'nun eksikligini hissedecegiz gibime geliyor. babel'in farkli meziyetleri var, ikisi de farkli tipte oyuncular. bu babel'in onyekuru'dan daha kötü anlamina gelmez. aksine, babel'i daha çok begeniyorum.

    yeni transferleri ile takimin biraz zamana ihtiyaci var. seri henüz kendisini bulamadi. videolarda izledigim seri ile sari kirmizi forma ile izledigim seri arasinda daglar fark var. ancak nzonzi'yi begendim. emre'de bu maçta olumlu $eyler yapti ancak mücadeleyi birakmamasi gerekiyor. rakip ataga kalktiginda hücum oyunculari geri gelmiyor. ligde degil fakat bu disiplin ile oynamaya devam edersek avrupada çok canimiz yanar.

    puan kaybinin sebebi ise kesinlikle seri'nin atilip, galatasaray'in son 15 dk. defans yapmasidir. aykut anti futbol parolasi ile 1 puan almaya gelmi$. gol tüm beceriksizligimize ragmen bir $ekilde gelecekti ve öyle de oldu zaten. fakat 10 ki$i kalmamiz kendilerini cesaretlendirdi ve kapanarak ekmeklerine yag sürmü$ olduk.

    takim oturacak. $u an kimse nerde duracagini bilmiyor. bir planimiz yok. herkes toptan kaçiyor ve en önemlisi geri gelen yok.

    son olarak da belhanda deyip, entry'yi bitirelim. belhanda'nin eksikligini oynamadigi her maç hissedecekmi$iz gibime geliyor.

    enseyi karartmaya gerek yok. falcao gelir veya gelmez. bizim bir an önce takim hüvviyeti kazanmamiz gerekiyor. art arda 2 $ampiyonluk takimi bir rehavete sokmu$. ligi kolay lokma görüyorlar sanirim. derhal bu rüyadan uyanmalarini tavsiye ediyorum. o forma kutsaldir, nasip olmaz herkese. giyenler de kiymetini bilerek oynamali.
  • 460
    26 ağustos pazartesi sabahı; bizi “allah ıslah etsin bu pazartesi gününü” diyerek uyandıran maçtır.

    ligin ilk haftalarında bu tarz maçların yaşanması iyidir. 1999-2000 sezonun ilk maçı olan gaziantep maçını bi hatırlamak gerek. son dakikada top taffarel in yanından geçip, sağ ve sol direğe çarparak gol olmuştu.

    enseyi karartmadan, takıma ve hocaya güvenerek devam etmek şart.
  • 461
    son saniye golünden sonra gece uyuyamadım doğru düzgün ve berbat bir hafta başlangıcı. biran önce maç kazanmamız gerekiyor. acilen bu maçı ve bu haftayı unutmamız gerekiyor. geçen sezon aynı durum erzurum deplasmanındaki maçtan sonra oluşmuştu ama bu sezon çok erken tabi bazı şeyler için. kredilerimizi çok erken tükettik gibi. umarım önümüzdeki maçı kazanırız ve bu psikolojiden bir an önce uzaklaşırız.
  • 462
    bireysel olarak futbolculara baktığımız zaman hepsi kaliteli isimler ve ingiltere ligi temposuna ayak uydurabilen futbolcular. feghouli, babel, nzonzi, seri beklerimiz seria ve la liga dan fakat sorun şu ki mücadele gücü yüksek, temposu düşmeyen bu liglerde futbol oynamış isimler takımımızda inanılmaz düşük tempoyla oynuyorlar. takımın yaş ortalaması yüksek, form tutması biraz daha zaman alacak ve tabiki de uyum sorunu var. diagne ile orta sahanın uyumsuzluğu en çok göze batan detay. orta saha sürekli defans arkasına paslarla rakibin direncini kırmak istedi fakat diagne daha çakılı oyun stiline sahip olduğu için konyasporun da işine geldi. fatih terim in formsuzluğu da dikkatlerden kaçmamalı bence.
  • 463
    totemi bozup bu sezon iki maçı da izledim vallahi sonuç hüsran. ben en iyisi bir süre daha ara vereyim.

    yediğimiz şans* golü bir yana gol yedikten sonra dağılma defomuzun çok ama çok sırıttığı maç oldu.
    ben mi yanlış gördüm ama ikinci yarı adem'le birlikte 4-4-2 formasyonuna döndük ve art arda inanılmaz pozisyonlar gelmeye başladı.
    kaldı ki çok geçmeden gol de geldi çünkü sağdan soldan baskı uygulayınca konyaspor resmen afalladı.
    tek pozitif çıkarımım ikinci yarı başındaki oyunumuz oldu. o 15 dakikayı en azından 60 dakikaya yayabilirsek rahatlarız.
  • 464
    oynadığımız futbolu bir tek ben beğendim sanırım. gol atana kadar gayet iyi oynadık. ilk 5 dakika haricinde rakibe top göstermedik. hele 2. yarı 1 dakikada 2 gol kaçırdık resmen.

    golden sonra takım fiziksel yorgunluğun etkisi, konya'nın reaksiyonu derken biraz çekildi üstüne kırmızı kart geldi. bu dakikadan sonra da kapandık mecburen. selçuk'un girmesinde de ne sorun var anlamadım gol yememizin sebebi selçuk mu sanki. bence de gençler oynasın selçuk futbolu bıraksın artık da bu maç bence genç oyuncu sokulacak bir maç değildi. kapandıktan sonra da doğru düzgün pozisyon vermedik adamlar birbirine çarptı top sekti gol oldu.

    ilk 60 dakikayı izleyip oyun planı yok diyenler neye göre yok diyo onu da anlamadım. bu maçla ortalığı yangın yerine çevirenler sene sonu yeniden şampiyonluğa sevinecek. hem de benim gibi inancını hiçbir zaman kaybetmeyenlerden daha çok.
  • 465
    ilk 45 dakika topa sahip olduğumuz ama hareketli oynayamadığımız bir maç oldu. aslında net pozisyonlar bulabilirdik ama son tercihler hatalıydı. karşımızda kapanan bir takım vardı açıkçası ilk yarının böyle geçeceği az çok belli gibiydi. ikinci yarı adem büyük-emre mor değişikliği faydalı oldu. emre mor'un bana göre zamanı var zamanla daha iyiye gidecektir bu maç özelinde fena oynamadı ama epey kendini geliştirmesi lazım bazı yerlerde gereksiz çalım denemesi yapabiliyor. ikinci yarıya çok iyi başladık baskılı ve hareketli bir oyun sergiledik. yapacağımız her şeyi yaptık orta açtık kanatlardan geldik pozisyonlar bulduk, ve golü de bulduk sonunda. açıkçası golden sonra oyun biraz duraksadı kırmızı karttan sonra çok geriye yaslandık. ve şanssız bir şekilde gol yedik. 10 kişi oynamak gerçekten zor 2 haftadır 10 kişi kalıyoruz. oyuncuları puanlamak gerekirse şöyle puanlardım.

    muslera: 10/4 kalede çok iş düşmedi son pozisyonda yapacak bir şeyi yoktu zaten. muslera senelerdir kalemizi koruyor kötü özelliklerini de iyi özelliklerini de biliyoruz.
    mariano:10/6 ortalama bir performanstı
    donk:10/5 klasik donk performansıydı.
    luyindama:10/8 müdahaleleri gayet yerindeydi.
    nagatomo:10/5 babel ile daha uyumlu olması lazım kalacaksa tabi babel de sürekli içeriye gidiyor pozisyonlarda ama gene de sol kanattan daha verimli hücum yapabiliriz.
    nzonzi:10/8 iyi performans sergiledi nerede pozisyon alacağını müdahaleleri gayet yerindeydi.
    seri:10/4 kırmızı karttan dolayı maç bu hale geldi biraz da çok gereksiz bir müdahale yaptı kırmızı kart kesinlikle doğru karardı.
    feghouli:10/7 güzel performans sergiledi daha da geliştirecektir.
    emre mor:10/5 emre de daha gelişecektir.
    diagne:10/5 mücadele etti koştu ama bir forvetin yapması gereken asıl işi yapamadı. ıslıklanması gene de yanlıştı bana göre formaya kulübe saygısızlık yapmamış bir oyuncu sonuçta.
    selçuk:10/1 kısa bir süre oynadı onda da olumlu bir hareketi yoktu. selçuk'tan iyi performans beklememek lazım artık .uzun süre oynasaydı da muhtemelen en fazla 10/3 olabilirdi bana göre.
    jimmy:10/1 son dakikada oyuna girdi.
    adem:10/7 ikinci yarı oyuna girdikten sonra epey etkiliydi bana göre en azından hareketli oyuna katkısı oldu karşı takımın defansını yıprattı.
    babel:10/7.5 babel bence attığı golün dışında da fena oynamadı sadece nagatomo ile uyumsuzluğu var gibi bu düzeltilebilir nagatomo kalacaksa tabi. nagatomo'nun gideceğini varsayarsak açıkçası yeni gelen sol bek ile nasıl anlaşacak göreceğiz. dalbert konuşuluyor bence güzel bir ikili olabilir.

    açıkçası ne puan kaybetti ne de şampiyonluk gitti diye galatasaray'ı imparator'u desteklemekten vazgeçerim. isterse 100 bin defa şampiyonluk gitsin gene de destekliyorum hocayı da. fatih terim galatasaray efsanesidir ve isterse bundan sonra hiç şampiyon olamasın isterse başarısız olalım bu efsaneliğinden de bir şey kaybetmez. maç özelinde görüşlerim bunlardı. 10 kişi olsak bile bu kadar defansa gömülmememiz lazımdı golü attıktan sonra ikinciyi bulmak için çabalamamız lazımdı ama olmadı sağlık olsun son dakika şanssız bir gol ve beraberlik yapacak bir şey yok. ben elbette üzülüyorum puan kaybettiğimizde başarısız olduğumuzda ama başarı için sevmedim açıkçası. başarısız olsa da sonuna kadar galatasaray. galatasaray bir his takımıdır.
  • 466
    biraz da güzel şeylerden bahsetmek gerekirse, bireysel performansların geçen haftaya göre bir tık iyileştiğini söylemek lazım. luyindama, mariano, nagatomo, ve hatta diagne geçen haftaya göre daha iyilerdi, umut verdiler. üstüne nzonzi bence ışıl ışıl parladı. çok katkı sağlayacak, bana tam aradığımız adam gibi geldi. enseyi karartmaya gerek yok, 8 de kapanır, 18 de kapanır, 32 maç kala 5 puan farktan bahsetmenin hiç anlamı yok.
  • 468
    bir takım, kendi sahasında, kendinden daha güçsüz rakibine 1 gol atınca bu kadar savunmaya çekilmemeli ve 1 kişi eksik kaldı diye sahadan silinmemeli.

    https://twitter.com/.../1165987772290781185

    ---alıntı---

    1 - galatasaray ve konyaspor'un dün akşamki maçtaki topla oynama ve isabetli pas sayısı verileri. kırılım.

    ---alıntı---

    https://gss.gs/DxJ.png
  • 469
    maça dair gördüklerim;

    1. içerde oynadığımız maçlarda zaten kalesine kapanarak oynayan rakiplere karşı hala göz kanatan yavaşlıkta, ve de ekseriyetle geriye doğru top oynuyoruz. böylelikle rakiplerin ekmeğine yağ sürmekle kalmıyoruz, tere yağı sürüyor, hatta balını da ekliyoruz. "pas oyunu pas oyunu" diyoruz ama bizimki karşıda bir kale olduğunun, ve topu en hızlı şekilde o kaleye yönlendirme bilincinin uzağında bir pas oyunu.

    2. skoru alana kadar deli baskı, gol geliyorum diyor, geliyor da ancak ne oluyorsa o baskı, isteyen, arzulayan oyun orada bitiyor ve biz yiyeceğimiz golü beklemeye başlıyoruz.

    3. gamsız mamsız herneyse ancak flu olan falcao transferi söz konusuyken, üstelik an itibarıyla takımdaki tek forvetken, üstelik (kare) bu maç özelinde fena da mücadele etmiyorken, üstelik (küp) maçın 86. dakikasında hem sahada 10 kişiyken hem de oyun 1-0 lehimize gidiyorken kenara geldiğinde ciddi bir ıslıklama sesinin çıkması neyle izah edilebilir inanın bilemiyorum. beğenelim beğenmeyelim, 20 küsür kişilik kadromuzdaki en net forvetimiz şu an kendisi. ona destek olmamak dolaylı olarak takıma destek olmamak olmuyor mu..

    4. maalesef 10 kişi kaldığında bunu sahada en çok hissettiten takımların başında geliyoruz. takım sahada biz tribünde kuzu kuzu yiyeceğimiz golleri bekliyoruz. sene 92-93, bir trabzon maçımız vardır samiyen'de (bkz: 4 ekim 1992 galatasaray trabzonspor maçı), bu gözler 25. ve 27. dakikalarda tugay ve uğur'un arka arkaya gördüğü kırmızı kartlarla sahada 9 kişi kalan takımının o dönemler istim üzerindeki rakibine sahayı nasıl dar ettiğini, 75.dkda şükür'ün golü, ve kaçan 2-3 tane çok net pozisyondan sonra son snlerde cyzio nun golü gelmiş ve maç 1-1 bitmişti. o mücadeleye yenilseydik de şapka çıkarılırdı, ancak o zamanki takım 23-25 yaş ortalaması ile zımba gibiydi, şimdi maalesef 30ün üstünde olduğunu düşündüğüm bir yaş ortalamamız var ve bırakın eksik kalmayı 11e 11de bile son dklarda sıkıntı yaşayacağımız aşikar, hele şampiyonlar ligi de başlayınca iş daha zorlaşacak.

    4. daha ligin başında şu zemin nedir allah aşkına!

    5. maç öncesi seramonide kamera tek tek oyunculara zoomlarken dikkatimi çeken detay, lyundama, diagne, donk ve nzonzi gibi 4 adet 1,90 üzeri oyuncumuz olup da duran topları bu kadar etkisiz kullanmak bize özel olsa gerek, umarım şimdiliktir bu durum. normal şartlarda bizim kornerlerin birçoğuna vurmamız lazım ama göremedik.

    umarım bir an önce toparlarız..
  • 471
    1-1 beraberlikle puan kaybetmemize rağmen gelecek adına umut vermiş karşılaşma. özellikle cl başlamamışken fenerbahçe'nin 5 puan gerisine düşmemiz, daha 2. haftadan elimizdeki kredilerin bir kısmını tükettiğimiz anlamına geliyor. evet, bizim adımıza kötü bir başlangıç oldu ve şampiyonluk yolunda gereksiz bir şekilde geriye düştük. zaten fener'in böyle kayıpsız başladığı bir sezonda farklı bir galatasaray başlangıcı da düşünemezdim.

    ilk 45 dakika aykut "the constipation" kocaman'ın o eşi benzeri zor bulunan(!) savunma takımına karşı zorlana zorlana hücum ettik. hatırı sayılır bir tane pozisyonumuz vardı onda da diagne bitiremedi. bu süre zarfında topa sahip olma konusunda son derece üstün olmamıza rağmen, pozisyon üretme sıkıntımız geçen senelerde olduğu gibi yine vardı.

    fakat uzun zaman sonra ilk defa, ikinci yarıya değişiklikle başlayıp emre mor yerine adem'i oyuna sokup, dizilişimizi değiştirdik. feghouli sağ içten sağ kanada geçerken adem'le forveti ikiledik. hocam belli ki gördü bu adamların çıkmaya niyeti yok; biz de baskıyı arttırıp doğru bir alan paylaşımıyla hem build-up işini kolaylaştıralım, hem top kazanmamız kolaylaşsın, hem de hücumda pozisyon üretme konusunda rahatlayalım diyerek 4-4-2 ye döndü.

    gole kadar izlediğim 15 dakika açıkçası bana ilerisi adına çok ümit verdi. sevgili kaideyi taciz eden istisna diyor ya futbol geometri işi, bunu o kadar net bir şekilde gördük ki o kısa sürede. yanlış anlaşılmasın, ileride bir adam daha fazla oynattık diye oyunumuz iyileşmedi. sahaya yayılma işini doğru yaptığımız için pas opsiyonumuz çoğaldı ve topu daha hızlı çevirmeye başladık. beklerin de doğru katılımıyla açılmak zorunda kalan konyaspor savunması doğal olarak alan daraltmakta sorun yaşamaya başladı.bu süre zarfında tamamen konyaspor'un ceza sahası çevresinde oynarken, 3-4 tane de güzel pozisyon bulduk. sonunda bunlardan birinde gol de geldi.

    benim için değerli olan şeylerden biri de nzonzi'nin 4 lü ortasahada rahatlıkla oynadığını görmek oldu. çoğu zaman seri'den fazla ceza sahasına girip, soğukkanlı bir şekilde top saklayıp, pas istasyonu oldu. bu 15 dakikalık süre haricinde de maç boyunca gayet iyi oynadı onu da not etmek gerek.

    gelelim doğru yapamadığımız işlere. bir kaç senedir olduğu gibi yine 10 kişi kaldığımız anda afalladık. seri'nin çok gereksiz olsa da kırmızı kart yemesi takımı bir anda pasifize etti. eyvallah golün o şekilde gelmesi çok büyük şanssızlıktı ama o şansı yaratmamak da bizim elimizde. 15-20 dakika boyunca topu neredeyse hiç konyaspor yarı sahasında tutamadık. bu süre içerisindeki tek pozisyonumuz ise geçiş hücumunda babel'in şutu oldu. ne kadar 10 kişi kalsak da galatasaray gibi bir takımın, özellikle iç sahada, tek planı 10 kişi kapanmak olmamalı. hoca selçuk girerse biraz top tutar belki bir iki faul alır rahatlarız diye düşünmüş olabilir. fakat ileride ne kadar pivot özelliği olmasa da diagne gibi sizelı oyuncuyu çıkartmak hem faul alma hem de uzaklaştırılan topları tutmada işimizi zorlaştırdı.

    binaenaleyh, yenilsek de, bazı yanlışlar da yapsak o 15 dakikalık kısa süre beni sezonun kalan kısmına dair ümitlendirdi. umarım bu maç özelinde kabız gibi kapanan savunmayı açmak için oynadığımız 4-4-2'yi ileride cl maçlarında kompakt bir şekilde geçiş oyunu oynama amaçlı kullanırız.

    he bu arada, bir günde kral olmadık bir günde tahttan inmeyiz.
  • 472
    maç çıkışı twitter ve sözlüğü okuyunca kendi kendime "acaba ben farklı maç mı izledim" diye sordum.
    ilk yarıda ve özellikle ikinci yarının başıyla gole kadar olan kısımda gayet iyi futbol oynadık.
    hatta 2018-2019 sezonunun önündeydik diyebilirim.
    bir kere takımın pas hızı geçen seneye göre baya artmış.
    diğer taraftan mariano yerine linnes ile başlasak veya linnes sol bekte oynasaydı golü ilk yarıda bulabilirdik.
    oyunu yuto'nun kanadından hiç akıtamadık ve yuto, seri ile hiç pas alışverişine girmedi veya giremedi.
    bide babel çok fazla diagne'nin dibine girdiği için oyun çok fazla sıkıştı.
    herkes haklı olarak seri'yi eleştiriyor ama bence bu maçın ilk yarısında yapabileceklerini bize net olarak gösterdi.
    oyunun akmasına çok fazla olmasa da yardımcı oldu.
    ki bence oynadıkça bunu daha fazla göreceğiz.
    golden sonra aslında oyuna yunus ve emre mor gibi oyuncuların girmesi lazımdı.
    emre mor başlagıçta değil ama golden sonra olsa daha iyi olurdu.
    bide şunu da söylemek istiyorum.
    diagne'ye destek olunmasını isteyen biriyim ama oynadığımız 2 maçta falcao olsaydı 6 puan cebimizde olurdu.
    bence fazlasıyla şanssız ve beceriksizdik.

    (bkz: 2019-2020 sezonu)
  • 473
    "sana maç kaybettiren oyunculardır. sana maçı kazandıran oyunculardır-
    teoriler değil. taktikler değil. şans değil. batıl inanç değil. tanrı değil. oyuncular-
    kadroyu sen seçersin ama oynayan onlardır. kazanan onlardır, kaybeden onlardır ya da berabere kalan onlardır-
    sen değil. menajer değil. onlar. oyuncular- "

    galatasaray, denizlispor mağlubiyetinden sonra geçen pazar yeni sezonun evindeki ilk maçında son saniye golü ile konyaspor'la puanla paylaşınca, "sosyal medya taraftarı" da birden karaları bağladı, yelkenleri suya indirdi, ağzındaki baklayı çıkardı. iki sezon arka arkaya şampiyon olmuş kadronun beceriksizliğinden tutun da bırakın imparatorluğu, "ilah" mertebesine konulmuş fatih terim'in futbol bilmezliğine kadar "klavyesi olan konuşmaya" başladı...yukarıdaki satırların sahibi brian clough'un da lanet takım (the damned united) ta dediği gibi "başarısız olmanı isteyen adamlar. kaybetmeni isteyen adamlar. ölmeni isteyen adamlar. fred wallace gibi adamlar var; tribünlerde, yedek kulübesinin arkasında, soyunma odasının dışında, koridorlarda, toplantı odalarında ve barlarda dikilen ve kaybetmeni isteyen adamlar..." evet, taraftar kisvesi altında, sarı-kırmızı forma içinde "sevdiğinin?!" kaybetmesini isteyen adamalar birden çıkıverdi ortaya... oysa çok değil, şimdi hocalığını tartıştıkları fatih terim'in daha iki ay evvel "sekiz de kapanır on sekiz de kapanır" sözünü ağızlarından düşürmeyen adamlar...

    ilk dakikalarda konyaspor'un peşi sıra attığı üç korner dışında muslera'nın kalede olup olmadığını göremediğimiz şekilde rakibi kendi yarı sahasına hapseden galatasaray, "tam takım" savunma yapan konyaspor karşısında gol bulmak için elinden geleni yaptı. belhanda'nın sakatlığında oyun kurma rolü feghouli'ye verilmiş ve kanada da emre mor görevlendirilmişti. feghouli-emre-mariano üçlüsü ile rakibin sol tarafından gelmeye çalışan galatasaray, feghouli'nin pasında diagne ile de pozisyon buldu ama kaleci serkan şanslıydı. dakikalar ilerleyip sağ kanattan aranan gol gelmeyince, galatasaray topu nagatomo'ya yollayarak sol kanatta gelmeye çalıştı ama ali sami yen'e beraberliğe gelmiş aykut kocaman'ın takımını açamadı. devre biterken de ortadan delmeye çalıştı rakibini ev sahibi oyuncular, özellikle 41. dakikada seri-yuto-feghouli paslaşmalarından üretilen tehlikeli atakta cezayirli oyuncu son vuruşu iyi yapamadı ve ilk yarı golsüz bitmek durumunda kaldı.

    ikinci kırk beş dakikaya emre mor'un yerine adem büyük değişikliği ile başladı galatasaray. maç öncesi röportajında emre'ye kendini göstermesi adına bir şans verdiğini belirtmişti fatih terim ama görüldü ki emre henüz kondisyon olarak 90 dakika çıkaracak güçte değil ve ilk devre yerine ikinci yarılarda yorulmuş rakip üzerinde daha etkili olabilir. maçta görülen bir başka sıkıntı ise feghouli'nin de kanatta oynamaya alışık olması sebebiyle sağ tarafta taç çizgisi kenarında emre ve feghouli bir çok kez birbirlerinin pozisyonunu bozdular, kendi kendilerine alan daralttılar. adem'in oyuna girmesiyle feghouli de rahatladı ve mariano ile birlikte daha rahat hareket edebildiler. bu arada adem büyük demişken, ligi bilen, türk hakemlerini tanıyan adem bu sezon galatasaray'a oldukça faydalı olacaktır.

    ikinci yarının başlamasıyla birlikte rakibe nefes aldırmayan galatasaray, sağlı sollu ataklarda adem'le, babel'le, diagne ile tabelayı değiştirecek pozisyonlar da buldu ama aranan gol ancak babel'in imzası olan ve beşiktaş formasıyla sıkça gördüğümüz ceza sahası dışından topla buluşup, bir hamle ile rakibi geçip sağ ayağı ile köşeye yolladığı "füze" ile geldi.
    öne geçen galatasaray ikinci golü ararken feghouli'nin orta sahada seri'ye attığı gereksiz ve orantısız pasta seri'nin rakibine yaptığı hareketle geçen haftadan sonra bu hafta da 10 kişi kalıyordu. denizli'de belhanda orta sahada gereksiz bir pas hatası yapmış ve dönüşünde marcao ikinci sarı karttan oyundan atılmıştı. "topun kıymetini bilmek" diye bir tabir var ya, o kadar anlamlı ki, futbol ciddiyetsizliğe hiç gelmiyor...

    seri'nin pozisyonuna önce sarı kart gösteren mete kalkavan, var'dan görüntüleri izleyip kararını düzeltti ve fil dişili oyuncu kariyerindeki ilk kırmızı kartı görmüş oldu. karar doğruydu, itirazımız yok ama lig daha yeni başlıyor ve bundan sonra başta mete kalkavan olmak üzere maç yöneten hakemlerin bu tür pozisyonlarda çıkaracakları kartları dikkatle izleyeceğim, bakalım bir standart olacak mı yoksa forma rengine göre mi karar verilecek. bunu niye mi yazıyorum, aynı hakem geçen sene oynanan ankaragücü-fenerbahçe maçında dirar'ın rakibinin ayağına bastığı pozisyonda sadece sarı kartla yetinmişti, üstelik var'da uygulanıyordu o sezon. mete kalkavan'ın beşiktaş-trabzonspor maçında quaresma'nın yusuf'un ayağını kırarcasına yaptığı hamleye sarı kart vermesini de unutmadık da, o günlerde var yoktu bahanesine sığınılabilir.

    kırmızı karta kadar rakibi boğan sarı-kırmızı formalı aynı oyuncular, birden savunmaya çekilip, 1-0a yatmaya çalıştılar. mehmet demirkol buna "lejyoner sendromu" adını verdi maç sonu yorumunda. "galatasaray formasının büyüklüğünü ve iç sahada oynamanın daha farkına varamayan oyuncular rakibin sayısal üstünlüğünden dolayı geri çekildiler" diyordu demirkol maçı yorumlarken. evet, doğru olabilir ama takımda çok yeni oyuncu yoktu, geçen sene şampiyon olmuş topçular çoğunluktaydı o dakikalarda. demirkol'a kısmen katılmakla birlikte, sezon başı olması, havanın oldukça sıcak ve nemli olması ve topçuların da fizik-kondisyon olarak daha lige tam manasıyla hazır olmamaları nedeniyle sarı-kırmızılı topçular "gayri ihtiyarı" savunmaya çekildiler. iyi de savundular kalelerini, pozisyon da vermediler konyaspor'a da, son saniyede bilardo topu misali oradan oraya giden top jonsson'un önünde kaldı ve o da başarılı bir plase ile muslera'yı mağlup etti.

    "sana maç kaybettiren oyunculardır. sana maçı kazandıran oyunculardır-" der ya clough, son saniye golü olmasa alkışlanacak olan da bu oyunculardı, o talihsiz gol sonrası puanları kaybeden de bu oyuncular oldu. belki de sezon sonu "üst sene üst üste şampiyon olduk" tezahüratları yaptıracak oyuncular da bunlar. t-shirt değil ki bunu beğenmedim, yenisini alalım diyelim, ya da yemek değil ki "berbat ben bunu yemem menüde başka ne var" diye soralım... formaya ihanet etmedikçe, bir taraftar olarak sonuna kadar topçuya sahip çıkarsak başarı gelir. şu an takımın golcüsü diagne'dir ve onu ıslıklamak galatasaray'a zarar verir, bereket maç sonu çıkarken başta ultraslan olmak üzere stadın büyük çoğunluğu kendisini alkışladı. gol atamadı tamam ama fena da oynamadı, üstelik yaz boyunca istenmeyen adam yaftası yemiş, her platformda kendisine küfürler edilmişken...

    maçta dikkatler diagne'nin gol atıp atamayacağı kadar, yeni transfer steven nzonzi'nin de üzerindeydi. fernando'nun takımdan ayrılmasından sonra onun boşluğu seri ve donk ile doldurulmaya çalışılmış ama istenilen verim alınmamıştı. fransız oyuncu takımla ilk maçına çıkmasına rağmen oldukça başarılıydı, hatta babel'in golünde de attığı pasla istatistik hanesine "asist" de yazdırmış oldu. oynadığı mevki itibarı ile fizik gücü ve oyun zekası üst düzey olursa başarılı olabilirdi nzonzi ve siftah için geçer not almış oldu.

    selçuk'la da bitirelim. denizlispor maçındaki performansı eleştirilecek boyuttaydı ama konyaspor karşısında kaybedilen iki puanı selçuk'a bağlamak "tanrılar kurban istiyor, o da sensin" demekle eş değer. selçuk 86. dakikada oyuna girdi ve sahada uzatmalar dahil sadece 10 dakika kaldı, o esnada ne yapması bekleniyordu, ki kendisi savunmadan ziyade oyun kurmaya yönelik bir oyuncu, takım geriye çekilmişken selçuk da aslı görevini yapmaktan uzaktı. marcao cezalı olmnyıp marcao-luyindama sahada oynuyor olsaydı, o dakikada selçuk değil de donk girebilirdi oyuna ama donk sahadaydı ve kenarda tecrübeli selçuk vardı, hoca da ona güvendi...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...ray1-1konyaspor.html
  • 475
    son dakika da bırakılan iki puan. galatasaray futbol takımının 2019-2020 sezonuna konsantre ve hazır olamayışının ilk işareti. galatasaray futbol takımı kendi taraftarı önünde son dakika golü ile puan bırakıyorsa o sezon kötü geçer. fatih terim'in bu sezona takımı hazırlayamayışının ilk işareti. bu arada 2. haftada 2. kırmızı kartımızı görüyoruz. hakemler de inceden mesajı veriyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın