1-1 beraberlikle puan kaybetmemize rağmen gelecek adına umut vermiş karşılaşma. özellikle cl başlamamışken fenerbahçe'nin 5 puan gerisine düşmemiz, daha 2. haftadan elimizdeki kredilerin bir kısmını tükettiğimiz anlamına geliyor. evet, bizim adımıza kötü bir başlangıç oldu ve şampiyonluk yolunda gereksiz bir şekilde geriye düştük. zaten fener'in böyle kayıpsız başladığı bir sezonda farklı bir galatasaray başlangıcı da düşünemezdim.
ilk 45 dakika aykut "the constipation" kocaman'ın o eşi benzeri zor bulunan(!) savunma takımına karşı zorlana zorlana hücum ettik. hatırı sayılır bir tane pozisyonumuz vardı onda da diagne bitiremedi. bu süre zarfında topa sahip olma konusunda son derece üstün olmamıza rağmen, pozisyon üretme sıkıntımız geçen senelerde olduğu gibi yine vardı.
fakat uzun zaman sonra ilk defa, ikinci yarıya değişiklikle başlayıp emre mor yerine adem'i oyuna sokup, dizilişimizi değiştirdik. feghouli sağ içten sağ kanada geçerken adem'le forveti ikiledik. hocam belli ki gördü bu adamların çıkmaya niyeti yok; biz de baskıyı arttırıp doğru bir alan paylaşımıyla hem build-up işini kolaylaştıralım, hem top kazanmamız kolaylaşsın, hem de hücumda pozisyon üretme konusunda rahatlayalım diyerek 4-4-2 ye döndü.
gole kadar izlediğim 15 dakika açıkçası bana ilerisi adına çok ümit verdi. sevgili
kaideyi taciz eden istisna diyor ya futbol geometri işi, bunu o kadar net bir şekilde gördük ki o kısa sürede. yanlış anlaşılmasın, ileride bir adam daha fazla oynattık diye oyunumuz iyileşmedi. sahaya yayılma işini doğru yaptığımız için pas opsiyonumuz çoğaldı ve topu daha hızlı çevirmeye başladık. beklerin de doğru katılımıyla açılmak zorunda kalan konyaspor savunması doğal olarak alan daraltmakta sorun yaşamaya başladı.bu süre zarfında tamamen konyaspor'un ceza sahası çevresinde oynarken, 3-4 tane de güzel pozisyon bulduk. sonunda bunlardan birinde gol de geldi.
benim için değerli olan şeylerden biri de nzonzi'nin 4 lü ortasahada rahatlıkla oynadığını görmek oldu. çoğu zaman seri'den fazla ceza sahasına girip, soğukkanlı bir şekilde top saklayıp, pas istasyonu oldu. bu 15 dakikalık süre haricinde de maç boyunca gayet iyi oynadı onu da not etmek gerek.
gelelim doğru yapamadığımız işlere. bir kaç senedir olduğu gibi yine 10 kişi kaldığımız anda afalladık. seri'nin çok gereksiz olsa da kırmızı kart yemesi takımı bir anda pasifize etti. eyvallah golün o şekilde gelmesi çok büyük şanssızlıktı ama o şansı yaratmamak da bizim elimizde. 15-20 dakika boyunca topu neredeyse hiç konyaspor yarı sahasında tutamadık. bu süre içerisindeki tek pozisyonumuz ise geçiş hücumunda babel'in şutu oldu. ne kadar 10 kişi kalsak da galatasaray gibi bir takımın, özellikle iç sahada, tek planı 10 kişi kapanmak olmamalı. hoca selçuk girerse biraz top tutar belki bir iki faul alır rahatlarız diye düşünmüş olabilir. fakat ileride ne kadar pivot özelliği olmasa da diagne gibi sizelı oyuncuyu çıkartmak hem faul alma hem de uzaklaştırılan topları tutmada işimizi zorlaştırdı.
binaenaleyh, yenilsek de, bazı yanlışlar da yapsak o 15 dakikalık kısa süre beni sezonun kalan kısmına dair ümitlendirdi. umarım bu maç özelinde kabız gibi kapanan savunmayı açmak için oynadığımız 4-4-2'yi ileride cl maçlarında kompakt bir şekilde geçiş oyunu oynama amaçlı kullanırız.
he bu arada,
bir günde kral olmadık bir günde tahttan inmeyiz.