daha önce de belirttiğim üzere ben ''bak hoca bu takım böyle oynar, bak hoca bu burada oynamaz'' tarzı entryleri eksiler geçerim. sadece burada değil, televizyonda da bu tarz yorum yapan adamlara güler geçerim. sanırım basketbolu çok sevdiğimden ve kaan kural, murat kosova gibi kendisini çok iyi ifade edebilen ve mesleklerini para kazanmaktan daha çok gerçekten sevdikleri için yaptıklarına inandığım adamları dinleyerek büyüdüğümden hangi spor dalı olursa olsun hocaya akıl veren değil de hocanın aklındakileri yorumlamaya çalışan insanları sevdim hep ve onlardan biri olmak istedim. maç sırasında o anki heyecanla olmak istediğim kişinin çok uzağında bir profil çiziyorum ama sonrasında, tıpkı şu an olduğu gibi sakinleşiyor ve kendi üslubumla yorumluyorum bir maçı.
24 ağustos 2015 galatasaray osmanlıspor maçı kaybedildiği için kızgın değilim. spor bu, elbete kaybedeceğiz, kötü oynayacağız, belki fark yiyeceğiz. hatta bu maçı kazanabilirdik de üstelik. yeteri akdar pozisyon bulduk. bunlar bilinçli bir organizasyonun değil, can havliyle saldırmanın sonucuydu ama olsun. gelelim benim sıkıntımın olduğu yere. hamza hoca, sene başından beri kendisine yönelik yorumlarımda bahsettiğim eksileri yok edebilecek en ufak bir emare ortaya koyamadı. bakın çok basit bir kriter koyuyorum ortaya;
osmanlıspor alanları kapatıp bizi sürekli iki stoperimiz arasında ve onların yanına gelen selçuk, sneijder, rodriguez arasında paslaşmaya zorlarken biz neden aynısını osmanlıspor' a yapamadık da adamlar, üstelik bizden çok daha yeteneksiz oyunculardan kurulu olmalarına rağmen, bizim ceza sahamız önünde rahat rahat pas yaptılar? ben bununla ilgileniyorum yoksa skorla değil. chedjou ve hakan topu sürekli birbirlerine veriyorlar çünkü geri kalan herkes(bvu ikili arasına giren defansif orta sahalardan biri ve zaman zaman mecburen top almaya gelen sneijder hariç) rakip sahada kendi bölgesinde sabit duruyor. bir tek burak gerçek anlamda koşu gösterip top istiyor ve en azından topu rakip sahaya uzun oynamamız için bir neden veriyor. bana göre bunun nedeni beklerin oyuna katılıp oyunu açamaması ve defansif orta sahalarımızın topla çıkamamaları. selçuk top süremiyor, adam eksiltemiyor, oyunun yönünü hızlı değiştiremiyor, ikiye birle mesafe kat edemiyor... selçuk topu alıyor ileride boşluk arıyor, bulursa iyi bir pas atıyor, bulamazsa aldığı adama geri veriyor. eğer galatasaray çok hareketli bir takım olsa selçuk iyi oynar çünkü adamın mücadelesinde, temposunda, isteğinde inanın bir sorun yok. ama adamın yeteneği bu, adamın özelliği pas atmak, pasa atacak birini göremezse bir hiç selçuk. hocaya akıl veremem, kendi futbol mantaliteme göre bir çözüm sunuyorum; ya takımı birbirine çok yakın ve hareketli oynatırsın ya da selçuk' u oynatmaz ve topla gidebilen, sırtı dönüp top aldığında dönebilen bir adam oynatırsın orada. nitekim hazır olmayan, bazı taraftarların savunmada hiçbir şey yapmadı dedikleri melo bile hücumda selçuk' tan daha etkili oldu. çünkü topu daha hızlı çeviriyor ve uzun ters topları selçuk' tan çok daha çabuk ve iyi atabiliyor. tüm bu kötü oyunu selçuk' a bağlamıyorum sakın yanlış anlaşılmasın. galatasaray takım haklinde çok kötü bence. geçen senenin başından beri söylüyorum; op rakipteyken galatasaray çok sıradan bir takım. topu nasıl kazanacağı ya da kalesini nasıl savunacağı konusunda bir fikri yok. elbette vardır, elbette çalışılıyordur ama işe yaramadığı çok açık. senijder, burak, yasin, podolski, selçuk... bu beşli kesinlikle iyi niyetle pres yapıyor fakat çok çabuk geçiliyorlar ve top kapma meziyetleri yok bu adamların. bakın şu entryde bunu çok net ortaya koyduğumu düşünüyorum;
#1789863hocanın çözmesi gereken bence ilk sorun savunma. galatasaray hiçbir şekilde etkili savunma yapamıyor. rakip kim olursa olsun galatasaray ceza sahasının önüne kadar paslaşarak gelip bireysel bir hata yapmadıktan sonra rahatça atağı sonlandırabiliyor. galatasaray rakibi hataya zorlayamıyor ama aynı galatasaray rakipleri tarafından sürekli hataya zorlanıyor hücum ederken. sneijder' e sürekli sıkı bir baskı var örneğin ve buna rağmen topu sneijder' in alması isteniyor. sneijder zaten hazır değil o tamam ama bir de üzerine bu şekilde oynayınca iyice yıpranıyor. topu rakip sahaya götürüp kaosu yarattığında rakip ne kadar kapalı olursa olsun sneijder o kilidi açabilecek, en doğru pası atabilecek bir adam ama galatasaray o kaosu sneijder' in yaratmasını istiyor. hagi bunu yapardı. çünkü enfes bilek hareketleriyle(ronaldinho, ronaldo) gibi olmadığından pek hatırlanmasa da hagi müthiş adam eksiltebilen bir adamdı. topla gidebilen bir adamdı. biz bunu, hiç böyle bir özelliği ve tarzı olmayan sneijder' den bekliyor gibi oynuyoruz. yani elbette bunu beklemiyoruzdur belki ama lütfen bir düşünün hakan balta' dan topu bizim yarı sahamızın ortasında alan bir sneijder o topla ne yapabilir ki en fazla, üstelik rakip de kendi sahasına yerleşmiş beklerken. galatasaray' da herkes bu kadar sabit oynarken rakibe çalım atmaya çalışıp top kaybeden melo ve chedjou' ya hiçbir şey diyemem ben zira ikisi de doğrusunu denedi.
galatasaray, eğer bu oyun anlayışından vazgeçmeyecekse(dizilişten filan bahsetmiyor bu stabil ve oyuncuların birbirinden çok uzakta durduğu oyundan bahsediyorum) beklerin mutlaka oyuna, hazırlık paslarına katılması gerekir bana göre ve elbette forvetin sırtı dönük top alıp yakındaki adama doğru şekilde verebilmesi gerekir o topu. ya da bana göre ikinci bir alternatif ise selçuk ya da yasin' den vazgeçip emre çolak' ı takıma bir şekilde monte etmektir. 18.08.2015 tarihindeki real madrid maçında tiki taka diye sosyal medyada paylaşılan o malum pozisyon sadece emre' nin hareketli oyununun bir sonucudur. podolski' ye verdi aldı, sonda da sneijder' e verdi aldı ve sola oynadı. çünkü hem emre topa gidebilen bir adam hem de o pozisyonda sneijder ve podolski çok yakındırlar kendisine. bu atla deve değil, eğer yakınında adam varsa ve ayağı da iyiyse ona verdiğin topu alır, boşa çıkarsan sana geri verir. burak ve umut maalesef o topları alamıyorlar ve alsalar da geri veremiyorlar ama dahası top zaten oraya kadar gelemiyor. gelse galatasaray podolski, sneijder, selçuk ile orada fena oynamaz ama topun oraya nasıl geleceği konusunda ciddi sıkıntı var galataaray' da ve topun galatasaray ceza sahasına nasıl gelmeyeceği konusunda. hocanın bir an evvel bu iki genel sorunu çözmesi lazım
bir büyük sorun da umut bulut. yani yazının girişinde belirttiğim üzere o orada oynamaz, bu burada oynamaz demek tarzım değil ama umut bulut bir istisna. umut bulut sadece bu takımda değil, şu haliyle herhangi bir profesyonel futbol takımında oynayamaz(1. lig de dahil) bana göre.
aslında çok büyük sorun yok bence. çünkü bu galatasaray osmanlıspor kadar pas yapamayacak bir takım değil, demek ki sorun takım değil. hocanın ya oyun planında bir sorun var ya da oyuncuları mental olarak hazırlamasında. umarım çabuk çözer.