galatasaray – osmanlıspor : 1-2 vay arkadaş
aslında maç sırasında twitter takip ederek maç yazısı yazmak kötü. hayatında sahaya çıkmamış adamların saçma sapan yorumları yüzünden gerilip çok atarlı bir yazı yazmaya sebep olma potansiyeli var. tam burada meditatif pozisyona geçip sakin kalmam gerekiyor. evet, sakinim.
lig iyi başladı. galatasaray için iyi olmayabilir ama süper lig tempo ve kalite olarak iyi başladı. 2 haftada elimden geldiğince maçları izledim. en güzel maç kayseri-konya maçıydı.
galatasaray yenildi. e, ne olmuş yani? bazılarının dünyası karardı. çok da umurumdaydı. maç yazımı yazarım benim için bu hafta biter, önüme bakarım. size de öneririm, yazmak büyük deşarj sağlıyor. tribünde küfür etmekten çok daha iyi, görevini yerine getirmenin verdiği huzur gibisi yok.
4. paragrafta faturayı keseyim, çok uzatmadan. baş sorumlu elbette hamza hamzaoğlu. kazanınca övgüler onaysa, kaybedince de fatura ona çıkar. kabullenecektir, fatih terim de öyleydi. kazanınca oyuncuların, kaybedince benim derdi.
neden? öncelikle, umut bulut’la maça başlaması yüzünden. maç başında söylediğim gibi (twit attım yav), sağ tarafın savunmasına destek olmak için düşünmüş olabilir. gelgelelim umut hiç sağ öndeki adam gibi oynamadı ki. demek ki hocanın hesabı başkaymış. futbol mantığı olarak hiçbir yere oturmuyor, açıklaması gereken bir durum. belki ben bu satırları yazarken sen çok uzaklarda…..yok, hamza hoca konuyu açıklamış olabilir. yanlış yaptım demediyse, kıymeti yok.
devamı da var. 2-1 gerideyken burak yılmaz’ı çıkarmak (sakatlığı falan yoksa) ve umut bulut’u oyunda tutmak ve de ayrıca jose rodriguez’i oyundan almak büyük hata. yasin öztekin’in girmesi doğru. melo şüpheli. doğrusu umut çıkar yasin girer, başka değişikliğe gerek yok.
hamza hocaya iki fatura çıkardım, yetmez ama evet. yetmez kısmına geliyorum. takipçilerimin en sevmeyeceği kısım burası, kalıbımı basarım. ama faturayı hamza hocaya çıkardığım için üstlerine alınmadan hayatlarına devam edebilirler. yorumlarınızda sevdiklerinize-sevmediklerinize göre davranıyorsanız kendinize bir bakın. çok insani bir şey bu, ayıp bir şey de değil, yeter ki farkına varın, çifte standartlı olmayın.
muslera çok formsuz. son iki maçta büyük hatalar yaptı. bu hataları eray işcan ya da sinan bolat ya da aykut erçetin yapsaydı yıkılırdı ortalık. kimsenin gözü hamza hocayı görmezdi. yalan mı?
sneijder çok formsuz. hala form tutmuş değil. kişisel tarihini inkar edecek şekilde şutları hedefi bulamıyor. mental olarak da sıkıntıları var gibi, eşi hamile onu düşünüyor olabilir. gayet insani bir durum. kızacak halimiz yok. para alıyor amk oynayacak lan diyen de yok zaten, sneijder olduğu için. bunu diyecek adam bu yazıyı okumuyor zaten, isim verip küfür etsem haberi olmaz. o derece.
melo. her yaz döneminde ilk kampı hep kaçırdı. ilk sezonu gibi değil, yaşı ilerledi, önemli bir ameliyat geçirdi. oyuna girdikten sonra hamle zamanlamaları konusunda ciddi hatalar yaptığını gördük. kızarsanız kızın, gerçek bu.
chedjou’nun ilk yediğimiz golde ne yaptığını anlayan var mı? city’den adam alacakmışız da chedjou’ya (olum umarım adamın adını doğru yazıyorumdur, her defasında farklı da yazıyor olabilirim) yardımcı olacakmış. hakan balta’yı anında sildiniz yani. ayıptır ya. balta süper alan kapatıyor, doğru yer tutuyor ama bazen yavaşlığı sebebiyle kaçırıyor. chedjou yanlış yer tutuyor ama hızıyla yetişiyor. balta’yı silmeyin, chedjou’ya bakın. neden balta’yı siliyorsun biliyorsun di mi? çünkü sigara içiyor haberleri fotoğraflı çıktı. sanıyorsun ki futbolcular sigara içmiyor. ama sneijder’in puro içerken fotoğrafını paylaşırken zevkten dört köşe oluyorsun. türkçede bir laf vardır, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye.
neyse, yine ayar verme konusuna girdik ama stoperden devam edelim, yeni topçu jason denayer’in takıma yararlı olacağını, rakiplere ayar vereceğini umalım.
galatasaray’ın ne yapacağı belli. içerde saldıracak, oyunu koparmaya çalışacak ve koparacak.
taraftar maça gelmiyor, ürün almıyor falan filan çok çetrefilli konular. passolig, gs store yönetimi gibi bambaşka konular var. hepsiyle ilgili bilgim ve fikrim var çok şükür ama sürekli iyileştirme çalışmalarını da görüp fevri yorumlar yapmamayı seçiyorum.
son söz: daha bu köprünün altından çok sular geçer. tercih meselesi, ya çok sevdiğini iddia ettiğin armanın altındakilere küfür edersin ya da destek olursun. kişisel gelişimin en meşhur sözlerinden biridir: ya çözümün bir parçasısındır ya da sorunun. sana kalmış.
*