250
başıma bir şey gelmeyecekse takımı beğendiğim maç. tabii bunu yalnızca 5 dakikalık özeti izlemiş olarak söyleyebiliyorum. pozisyon sıkıntımız yok, özellikle podolski şimdiden takıma alışmış. bunlar artılar. futbolda cidden bazen saçma sapan kayıplar olabiliyor, top bile oynatmadığınız rakipten saçma sapan goller yiyebiliyorsunuz. mesela beşiktaş - trabzon maçında quaresma'nın şansının da yardımıyla direğe çarpıp giren gol, mesela torje'nin attığı gol gibi.
ki gördüğüm kadarıyla 2. yarı tek kale oynayan ve net pozisyonlara girip atamayan bir galatasaray var. mesela selçuk'un çok müsait pozisyonda topu kafayla yere sektirerek vurmak yerine kalecinin üstüne vurarak atamadığı gol, mesela sneijder'in ara pasında hareketlenen podolski'nin kaleciyi geçemediği pozisyon, sneijder ve podolski'nin kaleyi bulmayan etkili şutları vsvs. şanslı olsak 3-1 veya 4-1 kazanabileceğimiz maçı 2-1 kaybedince ben söylemlerin 180 derece değişmesinin mantıklı olduğunu düşünmüyorum. henüz lig başı, telafisi olan kayıplar.
son olarak hamza hoca'nın kadroyu kafasında oturtamaması hususu ile ilgili olarak, sivas deplasmanına selçuk-bilal ile başladı, bu maça selçuk-jose. melo'yu takıma halen adapte edemedi. futbolda orta sahan kadar konuşursun. orta sahanda düzenli bir ikili oluşturamazsan, 4 senedir birlikte oynayan selçuk-melo'yu tercih etmek yerine başka arayışlara girersen bu tür kayıplar yaşaman da kaçınılmaz oluyor. maçı 90 dakika izlemediğim için jose'nin veya oyuna girdikten sonra melo'nun performansı nedir bilemiyorum ama düzenli olarak oynayacak 11 oluşturulması, başarıyı da beraberinde getiriyor. bir de top sürmekten aciz, teknik özürlü umut'tan sağ kanat olmayacağını anlamak için daha neler yaşamalıyız, merak konusu.
sözün özü ben takıma güveniyorum. 1 forvet, yasin'e yedek olarak bir sağ açık (veya oraya sinan'ı monte etmek) ve 1 sağ bek transferi ile doğru kadro planlamasına erişmiş oluruz. tek handikapımız bunlar transfer sezonu açılır açılmaz yapılması gereken hamleler olmasına rağmen transfer sezonunun bitmesine 1 hafta kalmışken hala yerimizde sayıyor olmamız.
ki gördüğüm kadarıyla 2. yarı tek kale oynayan ve net pozisyonlara girip atamayan bir galatasaray var. mesela selçuk'un çok müsait pozisyonda topu kafayla yere sektirerek vurmak yerine kalecinin üstüne vurarak atamadığı gol, mesela sneijder'in ara pasında hareketlenen podolski'nin kaleciyi geçemediği pozisyon, sneijder ve podolski'nin kaleyi bulmayan etkili şutları vsvs. şanslı olsak 3-1 veya 4-1 kazanabileceğimiz maçı 2-1 kaybedince ben söylemlerin 180 derece değişmesinin mantıklı olduğunu düşünmüyorum. henüz lig başı, telafisi olan kayıplar.
son olarak hamza hoca'nın kadroyu kafasında oturtamaması hususu ile ilgili olarak, sivas deplasmanına selçuk-bilal ile başladı, bu maça selçuk-jose. melo'yu takıma halen adapte edemedi. futbolda orta sahan kadar konuşursun. orta sahanda düzenli bir ikili oluşturamazsan, 4 senedir birlikte oynayan selçuk-melo'yu tercih etmek yerine başka arayışlara girersen bu tür kayıplar yaşaman da kaçınılmaz oluyor. maçı 90 dakika izlemediğim için jose'nin veya oyuna girdikten sonra melo'nun performansı nedir bilemiyorum ama düzenli olarak oynayacak 11 oluşturulması, başarıyı da beraberinde getiriyor. bir de top sürmekten aciz, teknik özürlü umut'tan sağ kanat olmayacağını anlamak için daha neler yaşamalıyız, merak konusu.
sözün özü ben takıma güveniyorum. 1 forvet, yasin'e yedek olarak bir sağ açık (veya oraya sinan'ı monte etmek) ve 1 sağ bek transferi ile doğru kadro planlamasına erişmiş oluruz. tek handikapımız bunlar transfer sezonu açılır açılmaz yapılması gereken hamleler olmasına rağmen transfer sezonunun bitmesine 1 hafta kalmışken hala yerimizde sayıyor olmamız.