246
maç taktiği; muso topu tut, sino topu at, tutamazsanız, atamazsanız yandık.
beşiktaş'ın yenildiği, fenerin yenemediği hafta da ligin en kötü ve küme düşmesi garanti takımıyla arena'da oynanan ilk lig maçından önce, 3 puan olsun bizim olsun, kötü oynasak da önemli değil, diyeniniz varsa, okumayı burada bıraksın. gitsin küçük boy bir takım taraftarı olsun. ben ancak, maçın sonunda kupa varsa, kötü oyunla alınacak 3 puana razı olurum. büyük takım taraftarı kolayına olunmuyor.
geçen sezon son düzlükte, kan işeyerek alınan 3 puanlarla gelen şampiyonluğa galatasaraylılar sevinirken, biz küçük beyinli hocamızın maskesini düşürmeye çalışıyorduk. 2 lig maçı oynandı, muslera tutamadı, sneijder atamadı, 1 puanla kaldık. başka maç izlemediğimden kıyaslama yapamayacağım, şunu net söyleyebilirim ki, şampiyon olduğumuz sezon oynadığımız futbolla, son 3 resmi maçta oynadığımız futbol arasında fark yok. şampiyon da olabiliriz, 10 uncu da.
galatasaray şovu, büyük galatasaray taraftarı içindir. istemediği bir oyuncuyu oynatmak, istediği bir oyuncuyu oynatmamak hainliktir. kalleşliktir. kadro gurubu içerisinde ilk 11 i en çok halk eden sinan gümüş'ü kadroya bile almamak ise suçtur. onun yerine maç başı para alan umut bulut'a verilen para hırsızlıktır, dolandırıcılıktır. ne yazık ki bu suçun cezası yoktur, hatta ödülü vardır ki, 5. sınıf bir küçük takım hocası, koskoca sneijder'in, podolski'nin hocasıdır. deseleksiyondur, haksızlıktır.
haklı olduğu tek konu takım içi dengeyi korumak istemesidir. ironi yapmıyorum, umut bulut'un ilk 11 oynadığı takıma podolski'yi transfer etmek büyük aptallıktır. ben olsam ben de almamaya çalışırdım. 2 aydır ibrahimoviç rüyası görüyoruz. burak'la umut bulut'u kadro dışı bırakmadan, ibra'yı alırsan senede 5 gol atamaz, atmaz. atarsa dayak yer. bu gidişle podolski'den pek fazla bir şey beklemek fazla iyimserlik olur.
aklı sıra real maçında takım pas trafiğine oynadı, aynısını yaparız canım elimize mi yapışacak. zaten rakip ankaraspor (osmanlıspor diye bir takım olaması lazım bu arada), ofsaytta durup, kaval kemiğiyle golü kaçıran umut bulut'a da bir attırdık mı tamam podolski'yi kesebiliriz dilinden de anlamıyorum zaten, hadi koçum olacak olacak diye de bağıramıyorum.
sabri gol attırdı be yaaa, diyen çıkar. golü yedirdiğine bakan yok tabi. 100 lerce maç oynamış topla kale arasına vücudunu koyup hedefi küçültse günaha girecek. nitekim maçın sonlarına doğru daha zor pozisyonda ters kademede yatarak mutlak bir golü önledi, nasıl olduysa.
rodrigez'i,ben hiç beğenmedim. gerçi takım ne oynadı da o ne oynayacak, üstelik isabetli pas yüzdesi yüksek diyen bile çıkar. mustafa sarp'ın bir başka versiyonu, fazla koşanlar listesinde kafaya gir yana geriye risk almadan oyna yürür gidersin. transferine onay veren akıl, bu aklı da vermiştir. mehmet güven 5 basar. melo'nun turşusunu çıkarmayı başarmış. morali sıfırın altında. bıraktığı noktaya dönmesi için bir büyük maça ihtiyacı var.
muslera'ya kem söz söyleyeyim diyorum, yedek kalecimiz ismail çipe, resmini bile görmedim. eray işcan'ın real'e karşı oynadığı korku filminin devamı olur. ancak futbol dışı bir şey kesin var. muslera oyunda değil. bağırmıyor, konuşmuyor, kokusu çıkar yakında.
sneijder'in çakar almazın bu gece gezi gözü arpacığı şirazesinden kaymıştı. atışları hedefi bulmadı. bulsa zaten, homze morinhooğlu önemli olan 3 puandı, geriden gelip almasını bildik gibisinden burnundan konuşurdu. ne dedi onu da bilmiyorum.
bu yenilgiye ben üzülmedim. yenseydik daha ağır yazardım, tabela yazıyorum sanmayın diye bu kadar yazabildim. yol yakınken, daha doğrusu yola bile çıkmamışken bu hocadan kurtulmamız lazım. yetmez, sabri, olcan, umut bulut'tan da kurtulmamız lazım. o da yetmez, burak'ı odunla dövüp kovmamız lazım. koray'ı, sinan'ı ilk 11 e yerleştirmemiz lazım. yoksa,
yoksa 10. haftayı göremeyiz, hele ki şampiyonlar ligi kafa takımlarından hezimet yediğimiz haftaya denk gelirsek bizi kadıköy'de maymuna çeviriler.
maçın başında bir ara tuna üzerinden estergon'a sefer çıktı sandım. bu gidişle bu takım sezon sonunda işid spora devşirilir. tamamı sakal bırakır, taraftarı da varsa tekbir tezahüratı yapar, ne alakası varsa.