• 12
    2012 - 2013 sezonu ilk yarı son maçı ve aynı zamanda sözlük ahalisinin pek umrunda olmayan maç.

    umrunda olmayan maç diyorum çünkü şurda maça kalmış iki gün ama kimse ne bir yazı yazıyor ne bir şey.
    anca transfer haberleri, anca birinin aldığı ceza. tamam onları da konuşalım ama öncelik galatasaray'ın değil mi?

    trabzon deplasmanı zor deplasman. trabzonspor bu sezon pek iyi gitmiyor ve mutlak 3 puan için çıkacaklar sahaya.
    trabzonspor taraftarı şu anda galatasaray'dan çok burak yılmaz'ı bekliyor.
    maçtan önce grande, burak'a gereken talimatları verecektir ve piskolojik olarak bu maça hazırlayacaktır kendisini.

    bu maçta alacağımız 3 puan ikinci yarıya en az 5 puan fark ile başlamamızı sağlayacaktır.
    o yüzden 16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'nda aldığımız 3 puanın değeri bu maçta alacağımız 3 puan ile birlikte daha da değerlenecektir.

    yolunuz açık, allah yardımcınız olsun aslanlar.
  • 174
    galatasaraylı skor taraftarı görmekten tiksiniyorum ya. bu özellik başka taraftarların olmalı, bizim değil.

    maç esnasında "schalke cikinca sevinenler bu maci bu oyunu goruyolardir heralde" şeklinde bir tweet okudum. allah allah ya, ne alaka? neden şl'de schalke çıktı diye sevinmeyelim, trabzon maçıyla bunun ne alakası var? barcelona çıksaydı daha mı makul olacaktı nedir şimdi burada laf sokulan olay? cidden anlamadım. kaldı ki her maç aynı mı? en basit örnek: karabük bize içerde fark attıktan sonra manchester'ı yendik lan, bir maç kötü oldu diye diğer maçta da aynı oynayacağımızı mı sanıyorsunuz? bilgisayar oyunlarındaki npc mi lan futbolcular, sürekli aynı şeyleri yapan? her maçın havasının ayrı olduğunu daha öğrenemediniz mi? ne boş taraftarlık yapıyorsunuz arkadaş.

    abi ben de tabii ki her maç muhteşem oynayalım, her maçı kazanalım istiyorum ama genele bakıyorum ben. şampiyonluğa bakıyorum. şampiyon olduktan sonra bu maçı hatırlamayacaksın bile. trabzon'daki maçı birisi sorduğunda "hakkaten kaç kaçtı ya?" diyeceksin. aklına tek karesinin bile gelmeyeceği bir maç için, zorlu bir deplasmandan puanla dönmüşken şöyle kötüyüz, böyle şl'den elenicez diye karalar bağlamak neden? neden olumlu yönden bakamıyorsun? neden beni negatif enerjinde darlıyorsun?

    takımın başında olsam ve bana deseler ki gelmene gerek yok her sene trabzon deplasmanından 1 puan alacaksın, o söz daha bitmeden nereye imza atıyorum derim. şu sahaya bomba bile atan salak trabzon taraftarının önüne çıktığımız maçlarda ne koparsak kardır yahu, bu beraberlik de şampiyonluk yolunda iyi sonuçtur. ulan iki sene önce küme düşme tehlikesi yaşadık biz, az tatminkar olun ya.
  • 26
    trabzonsporun kendi seyircisinin hışmına uğrayacağı maç olacaktır. bu adamlar kadar taraftarını baskı altına alan, elini kolunu bağlayan, beklenti yaratan taraftar görmedim. ve bu adamlar ne zaman bu tarz beklentilere girseler resmen ellerine yuzlerine bulastırıp bitiriyorlar o macı. şimdi traftar burak yılmazla selçuk inanla ugrasırken gaza gelip yine takımlarını yine feci bir baskıya sokucak, biz de o arada onur kıvrak yine acayip bi performans sergilemezse macı cok da zorlanmadan alacagız diye dusunuyorum.
  • 10
    fenerbahçe maçlarında yokları oynayıp galatasaray maçlarında xavi'ye bağlayan gustavo colman'ı iyi tutarsak rahat kazanacağımız maçtır. burak yılmaz aleyhine yapılacak protestolar kendisi için jet yakıtı etkisi gösterecektir, zira burak yılmaz üzerindeki baskı ne kadar çok olursa o kadar iyi hazırlanarak kendi kapasitesinin üzerine çıkan bir futbolcu.

    şimdilik formsuz olan umut bulut ve nordin amrabat ikilisinin yerine kim olacağı cidden farketmeyen bir yerli aslanımız ve johan elmander ikilisi oynatılırsa iyice garantileriz galibiyeti.

    zor fikstür ile bitiriyoruz devreyi ve ikinci devre de zor fikstür ile başlayacak. öyle bir 5 maçlık seri var ki önümüzde 11-12-13-15 puanla halletmemiz halinde şampiyonluk yolunda tek başımıza kalmamız bile mümkün. trabzonspor maçı, ucu şampiyonluğa çıkabilecek bu parkurun en uğraştırıcı etaplarından birisi olacak. bu bilinçle hazırlanmamız gerekiyor.
  • 186
    bir önceki akşam şampiyonluk yolunda en büyük rakibimiz olarak bellediğimiz takımın, kendi sahasında 3-1 yenilmesi sonrası, bu maçta galibiyet bekliyorduk. çünkü alacağımız 3 puan sayesinde hem takipçimiz ile puan farkını açacaktık, hem de devre arası tatiline moralli girecektik. üstelik bir önceki hafta da fenerbahçe'yi kendi sahamızda 2-1 mağlup etmiştik. artık vitesi yükselterek kendi yolumuza bakmamamız için hiçbir sebep yoktu. fakat biz bu beklentiler ile televizyon / bilgisayarın karşısına geçerken futbolcularımız tatil havasına çoktan girmişti bile. galatasaray taraftarı, takımının her maçını kazanmasını ister elbet, fakat kazanamadığında da takıma sırtını dönmez, desteğini çekmez. puan kaybı olacaktır fakat galatasaraylı futbolcuların kötü oynama, daha doğrusu 90 dakikayı top oynamadan geçirmek gibi bir lüksleri olmadığını düşünüyorum. tatil öncesi ilk devrenin son maçı olması, bu karşılaşmanın 34. haftalık maratondaki diğer engellerden biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    ilk yarıda %58, ikinci yarıda %55, toplamda %57 oranında topla oynamışız. toplam ve isabetli paslarda (444/389) trabzonspor'a (323/280) fark atmışız. buna rağmen kaleye attığımız tek şut ve umursamaz, bilinçsiz bir oyun var. attığımız paslar yeşil zemin üzerinde süzülerek diğer oyuncuya gidiyor. ben anlam veremiyorum bu kadar isteksiz, temposuz bir oyun oynamamıza. üstelik trabzonspor deplasmanı ligin en zor deplasmanlarından biriyken ve sen rakibini bu kadar zayıf, güçsüz yakalamışken laubali, tempodan yoksun bir oyun oynayarak galibiyete burun kıvırman çok anlamsız. çektiğim eziyete katlanarak 90 dakika maçı izledim; tek söyleyebileceğim 10 dakika, yalnızca 10 dakika bile bildiğimiz saldırgan, atak, ısıran, basan galatasaray gibi oynasaydık çok rahat alırdık bu maçı. fakat işkence gibi geçen, hayatımızdan 90 dakika çalan maçı bu beklentiyle izleyenler de umduklarını bulamadı. karabükspor, braga, mersin idman yurdu üçgenine bir yenisi daha eklendi.

    karşılaşmada ortaya koyduğumuz oyunu ve maç sonrası hanemize yazılan +1 puanı düşününce iyi açıdan bakmaya çalışsam da karşımızdaki rakibi görünce kazanamadığımıza üzülüyorum. beklediğimiz üzere yalnızca 10 dakika "kazanma düşüncesi" ile oynayabilseydik, trabzonspor'un bize karşı koymaya direnci olmadığından maç sonunda puan farkını açmış ve devre arasına da hem takım hem de taraftar olarak daha pozitif girmiş olabilirdik. maça dair aklımda kalan bazı noktalar da şunlar; eboue ilk yarıda tek bir düzgün pas bile alamadı. ya çok hızlı, ya çok sert, ya da isabetsiz toplar atıldı. eboue'nin performans düşüklüğünden bahsederken bunların da dikkate alınması gerekmekte. bunun dışında hazırlık pasları, semih-dany-selçuk-melo arasında paslaşmalar ilk yarı boyunca oynadığımız 20 küsür maçtaki görüntümüzün tamamen aynısıydı fakat 3. bölgede yaptığımız tek bir doğru iş yok. bize karşı koyabilecek kapasitede olmayan bir rakip orta sahası bulmuşken daha arzulu, daha istekli oynayabilseydik, şu an aldığımız rahat galibiyetten söz ediyor olacaktık. gol pozisyonundan sayabileceğimiz 2 pozisyon geliyor aklıma, onlar da ilk yarı ve ikinci yarı olmak üzere burak'ın çok müsait durumlarda bulunan umut ve hamit'e pas atmak yerine kaleyi düşünerek heba ettiğimiz pozisyonlardı. hiçbir şey ortaya koyamadığımız bu maçta bile açıkçası kazanma şansını yakalamıştık. tek sorun yakaladığımız pozisyonlarda yapmamız gerekenleri doğru şekilde yapamamak oldu.

    ilk yarı boyunca günleri, haftaları takımın iyiye gideceği beklentisi ile geçirdik. şimdi belki de bunun için bize en çok fayda sağlayacak olan döneme, devre arasına girdik. gerek şampiyonlar ligi'nde üst tura çıkarak üzerimizdeki stresi atmış olmamız, gerekse mental ve fiziken dinlenme fırsatı yakaladığımız bu ara sonrası, ikinci devrede çok daha iyi bir galatasaray beklemek hakkımız. ayrıca fenerbahçe ile aramızda olan 5 puan farktan bahsetmek yanlış olur, antalyaspor akhisar ile erteleme maçını kazanması durumunda puan eşitliği olacak. tüm bunlara rağmen ligin zirvesinde bulunmamız tatmin edici; fakat ligin, rakiplerin durumları ortadayken mevcut performansımızın çok daha iyisini yapamamamız için de hiçbir neden yok. çünkü bu sene de şampiyonluk lazım ve bizim bildiğimiz galatasaray, 34 hafta sonunda arkasındaki takımın minimum 10 puan önünde bu başarıyı yakalayacaktır, yakalamalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın