• 951
    molde oyuncuları topa gerekmediği sürece ikinci kez dokunmadan çok hızlı oynadılar. sezon başı olması nedeniyle bu tempoya karşılık dahi veremedik.

    rövanş maçında aşağıdaki gibi bir 11 ile büyük üstünlük kuracağımızı düşünüyorum.

    -------------muslera------------
    boey--nelsson--apo--kazımcan
    -------toreira----oliveira-------
    tete------barış alper----kerem
    -----------ıcardı------------
  • 952
    maç sonunda kısırlaştırma ameliyatı geçirmiş baygın baygın bakan kedimle çılgınlar gibi sevindiğim maç.

    fakat, büyük bir fakat... bu maçın sonucunda galatasaray taraftarının bir kısmı beni derin üzüntüye ve hayal kırıklığına uğrattı. git gide aynı şeyleri hissedemediğimizi bir kez daha fark ettim.

    galatasaray beklenenin aksine taş gibi çıkan bir takım karşısında, suni çimde, liglerinde 20. haftaları oynayan yorulmak bilmez, her topu ileri atan ve biraz da şansla sürekli dönen topları toplayan ve de çok erken bir golle öne geçen bir kuzey takımını büyük takım refleksi göstererek kötü oyuna rağmen yendi. bir kez daha söylüyorum 1 farklı mağlubiyeti kabul edeceğim bu müsabakayı kazandık...

    yani gerek sözlükte, gerek twitter'da sanki galatasaraylılığa 1 yıldır başlamış gibi davranan garip bir taraftar kitlesi türedi. zaten transfer döneminde sanki erden timur ve okan buruk her stratejisini açıklamak zorundaymış gibi bütün transferleri eleştirenler bu sefer de şu güzel galibiyeti eleştirir oldu. eleştirmekten kastım da yıkıcı eleştiri yani, full yangın. oysaki kötü bir oyun vardı sahada ama nedenleri de ortadaydı.

    bakın dostlar, normal bir galatasaray'ın böyle bir deplasmanda 2-0 falan yenilip dönmesi gerekirdi. galatasaray en kötü gününde en kötü şartlarda bile kalitesini gösterebiliyorsa bundan 3-4 ay sonraki takımı düşünüp heyecanlanmak istiyorum ben.

    rövanşa gelirsek... galatasaray grupları yüzde 55-60 garantiledi. içerideki maçta molde'ye çok fazla şans tanımıyorum. zorlu deplasmanda bile galatasaray kalitesini gösterebildiyse iç sahada oyun + kalite + taraftar ve atmosfere molde hiç dayanamayacaktır...
  • 953
    şampiyonlar ligi gruplarına son bir adım kala galatasaray, deplasmanda molde'ye konuk oldu... gruplara daha iki maç vardı ama molde stadında takımlar sahaya çıkıp, şeref tribünü önüne dizildiğinde "o mahur beste çalmaya" başlayınca özlemle "ağlaşmayan" galatasaraylı var mıydı acaba?

    bizler ait olduğumuz lige yeniden dönmek istiyorduk ama norveçli ev sahipleri de sadece bir kez boy gösterdikleri devler ligi sahnesine tekrar ayak basmak niyetindeydiler, ki bunu hem sahadaki topçuları hem de taraftarları "fena halde" arzuluyordu.

    takımla sene başı kamplarda yer alan, hafta içi antrenmanları titizlikle takip eden teknik adamlardır, onların tercihlerini sorgulamayı "ukalalık" olarak görenlerden olduğum için, torreira'nın yokluğunda sahaya berkan'ın çıkmasını da, yunus'un ilk onbirde başlaması da hiç ama hiç umurumda olmadı, zira her futbolcunun hayali olan bu arenaya son adım kalmışken, herkesin formasını ıslatacağına inanırım... lakin, galatasaray geçen sene dahil, en kötü oyun başlangıcını molde karşısında yaptı. neydi bunun sebebi?
    öncelikle zalgiris'ten sonra bir kez daha suni çimde mücadele etmek zorunda kaldı sarı-kırmızılı topçular. biraz top koşturmuş herkes halı sahada oynamak ile çimenlikte oynamanın farkını çok iyi bilir. mertens'in zalgiris maçında attığı ve puşkas'a aday olan golden sonra da yapılışı itibarı ile ikinci kere yılın golü için podyuma çıkmasını engelleyen etmen sahanın sentetik çim olmasıydı. bu "plastik" yeşilliğin üzerine bir de yağmur yağmış, zorluğunu siz düşünün. ev sahibi buralara alışıktı, üstelik galatasaray daha ligde ikinci haftayı oynamışken, onlar kendi liginde sona yaklaşmaktaydı. daha da ötesi, 7 yıldır aynı teknik ekiple yoluna devam, 2 danimarkalı ve takımın geri kalanının norveçli yerlilerden oluşan "komple" bir takımdı...

    bu şartlar altında molde, karşısında "şaşkın" bir takım bulunca "baskın basanındır" dedi, sağlı sollu kanat ataklarıyla geldi ve kornerden bir golle muslera'nın gol orucunu bitirdi. peşinden "fişi çekmek" içinde pozisyonlar buldu da galatasaray savunması daha dikkatli, muslera gününde olunca, ikinci defa gol sevinci yaşatamadılar tribündeki taraftarlarına.

    ilk 20 dakika içinde sahayı, ortamı, rakibi tanıyan galatasaray, en avantajlı tarafı olan "kalitesi ve tecrübesini" sahaya yansıtmaya başladı ve oyuna ortak da oldu. yunus'un düşürülmesi sonrası kazanılan serbest atışta, geçen yıl direkleri döven sergio oliviera, bu kez moldeli oyuncuyu "dövdü", ondan seken top filelerle buluştu. sonrasında kerem'e ceza sahası köşesinde yapılan faulu es geçen ingiliz hakem belki de sergio'nun ikinci golünü engelledi ama okan buruk'un lecester transferi öncesi "son maçı"nda forma verdiği yunus, ıcardi'ye "al da at" dedi, arjantinli "sihir yaptı", galatasaray öne geçti...

    angelino'nun ara pasında ıcardi'nin topukla dokunuşu, mertens'in aşırtması direği sıyırırken, ah vah çektik de, yunus'un asisti sonrası bir de hanesine gol yazdırmasını var engelledi.
    ikinci yarı başında ıcardi'nin pasında yunus'un rakibiyle mücadelesinde var hakemi penaltı için çağırdı ama ingiliz hakem aleyhimizde karar vererek, bizleri şaşırttı.

    ve sonrasında yine ev sahibi beraberlik için "tüm hatlarıyla" asılırken, kadrolarında bir ıcardi yoktu muslera'yı mağlup etsin, hucumcuları dagları taşları dövdü de, sağ kanattan yapılan orta sol kanada gidip, haugen boş kalınca, onun şutunu ne muslera ne de abdülkerim çıkarabildi.
    eşitlik sonrası okan buruk, mertens, oliviera, kerem'i yanına alıp kerem demirbay, kaan ayhan ve barış alper'i oyuna dahil ederek maça tekrar tutunmak istedi, kaan'la savunmayı üçledi ve rakibin kanatlardan "haldır huldur" gelmesini durdurmak istedi, başarılı da oldu.

    son 10 dakika kala yunus'un yerine tete'nin siftah yapması, berkan'la molde'nin ezeli rakibinde forma giymiş midtsjö'nün değişmesi ile galatasaray dengeyi sağlamakla kalmadı, biraz daha yaratıcı oldu ki, tete'nin kendi yarı sahasının ortasından attığı uzun pasta barış kafayla ıcardi'ye indirdi, "sihirbaz" bu defa "şapkadan başka tavşan çıkardı" göğüsü ile topu önüne alıp, savunmacısını geçti, gol denemek yerine boşta olan midtsjö'ye yuvarladı ve o da moldelilerin belki de sahada en sevmediği kişiden gol yemek onurunu onlara yaşattı.

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...e2-3galatasaray.html
  • 954
    neredeyse hiç beğenmedim bizi. bazı küçük planlamalar hoşuma gitse de parsellemede ve hareketlilikte hem savunmada hem hücumda yaşadığımız sıkıntı çok canımı sıktı. özellikle her pozisyonda merkezde bizi itip peşine ekstra oyuncu soktular. bu sebepten 3-2'lik avantajımıza çok güvenmememiz gerektiğini düşünüyorum. adamlar çok net pozisyon buldular ve çok uzun süreler ya ensemizdeydiler y ada kritik anlarda sayısal üstünlüğü alabildiler.

    itiraf edeyim ben molde gibi kurgulandıktan sonra yavaş yavaş kaliteyi parayla artırılması gerektiğini düşünen biriyim. molde takımını değiştirebilirsiniz. burada bahsettiğim isimlerden bağımsız bir makine işlesin sonra oradaki parçaları kaliteli hale getirirsiniz. hem makine herkesi geliştirir gibi bir yerden bakıyorum. bu tabi ki de bizim düsturumuza uymuyor. o yüzden benim bakışım biraz daha depresif gelebilir. veya ben şu anki organizasyonla uyuşamadığım için daha karanlık bakıyor olabilirim. neyse zaten bu sebepten daha çok sadece okuyucuyum.

    ancak geçenlerde bizim trabzonspor maçımızın güzel bir analizini paylaştım. baktım aynı kanal molde maçını da analiz etmiş. analizi çok beğendiğim için bu maç için de paylaşmak istiyorum. insanların ilgisini çekebilir.

    https://www.youtube.com/watch?v=y5mIspAvqPY
  • 955
    fizik gücü ve temposu yüksek bir rakibe karşı, üstelik erken yenilen golle de geri düşmemize rağmen, kalitemizi, klasımızı, tecrübemizi ortaya koyabildiğimiz ve geriden gelerek kazandığımız maç, şampiyonlar ligi sahnesinden önceki son engel.

    herkes yunus'u kadroda görünce "ne oluyor ya?" dedi ve barış alper'in fizik gücü ile fark yaratabileceğini düşündü. fakat yunus ilk yarıdaki muhteşem oyunu ile galibiyette aslan payının sahibi oldu. sergio'nun frikikten attığı gol öncesi faulu alan isim de yunus'tu, icardi'nin akıllara kazınan usta işi golünde ona servisi yapan da. fakat şunu da belirtmek lazım, yunus 2. yarı sahada neredeyse yoktu, rakibini sürekli kaçırdı. 2. yarının başında baskı yediğimiz ve golle sonuçlanan ilk 10-11 dakikada geri yardım edemedi.

    istatistik ve pozisyon olarak molde'nin bariz üstünlüğü olsa da icardi'nin "ben buradayım" dercesine ortaya koyduğu 1 gol 1 asistlik performansı ve galatasaray karakteri, molde'ye karşı galibiyet için yetti de arttı.

    fakat okan hocamın gerekli dersleri çıkardığını ve bu playoff mücadelesinin bize iyi bir test olduğunu düşünüyorum, özellikle de molde'den 5 km az koşmuş olmamız konusu üzerine düşülmeli...

    hepsinin ayağına sağlık.
    ben bu takımı şampiyonlar ligi'nde izlemek için sabırsızlanıyorum.
  • 956
    rus ruleti gibi bir maçtı, son sıkım bize geldi ve kazandık.

    bu sezon oynadığımız tüm maçlar içerisinde en zorlandığımız maç bu oldu. molde gibi takımlar grup aşamasında en fazla 1-2 puan alabilir.

    oynanan oyun hem takıma hem de bize ders olmuştur umarım. şahsen bana "yavaş ol" dedirtti. ancak gerekli dersleri alacağımıza, çok daha ciddi ekiplere karşı daha dirençli ve ne yaptığını bilen bir yapıya döneceğimize inanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın