• 926
    https://twitter.com/...605340325663160?s=20

    galatasaray molde maç yazımı amatör oluşumumuz risultato ımportante'de yayımladık. biraz uzun oldu ama ilgilisini merak edeni linkten ulaşabilir. burada yer veremediğim pek çok gif vb detayla orada renklendirmeye çalıştım. :)

    okumak isteyene buraya da amme hizmeti;

    dün galatasaray için sezonun en önemli maçlarından birisi oynandı. şampiyonlar ligi play-off turu’nda molde’ye konuk olan takımımız sezonun geri kalanında hem transfer hedeflerini, hem oyuncu motivasyonunu hem de avrupa’da başarı hedefini bu maçta gelecek sonuca göre gözden geçirecekti. hatta alınacak bir mağlubiyet homurtuları da arttıracaktı. ama öyle olmadı. kuzeyden haber geldi, kalite konuştu 2-3.

    okan buruk ve ekibi maça taktiksel olarak ve oyuncu tercihlerinde biraz hazırlanmış, biraz ise sınıf kalmış olarak başladı. ilk 11 kurgusunda en önemli değişiklik olarak yunus akgün göze çarpıyordu. yunus ve kerem kanatlardan içeri kat eden iki kanat oyuncusu olarak hücumun ana planındaydı. zira savunmada 5’li duran molde’nin kapattığı yan çizgilerde oyuncular kaybolma riski taşırken içeri doğru kat ederek oyun parselizasyonunu rakibine göre biraz daha farklı yapmaya çalıştılar. yunus’ta nitekim bunda biraz daha başarılı oldu. galatasaray adına son gol hariç tüm oyun aksiyonlarının içinde de kendisi vardı. ilk golde alınan frikik, ikinci golde asist, verilmeyen var kontrolüne takılan penaltı vb…

    öte yandan işin savunma boyutunda bekleriyle önde oynamaya alışkın galatasaray bunun orta sahadan demarke şekilde bindirerek gelen kanat beklerin varlığının mevcut oyun planına en büyük tehditlerden biri olduğunu da görmüş oldu. özellikle sascha boey alışık olunmadığı kadar kademe hatası yaparken, ilk golde duran topta alanını savunamadı, ikinci golde ise demarke şekilde koşuyla içeri sızan haugen’i engelleyemeyerek 2 gol yenmesine katkı sundu. bir farklı pozisyonda ise yine soldan bindirerek gelen kanat oyuncusunun topunu küçücük bir temas sayesinde bloklayarak kornere attı ve mutlak bir üçüncü golü engelledi.

    mücadelede asıl değişiklik galatasaray’ında aslında 3’lü savunmaya dönüşüyle başladı. kaan ayhan’ın girişi hem oyun temposunun kontrolü hemde demarke gelen kanat bekleri aynı şekilde karşılık verilmesiyle savunma zaafiyeti görece hafifledi. herkes maçın 2-2 biteceğin düşünürken oyunu ileri taşımaya hevesli ve istekli tete’nin uzun pası, barış alper’in indirişi, ıcardi’nin yıkılmayışı ve midstjo’nun pek çok zaman yaptığı akıllı half space koşuları tabelayı 3-2 lehimize çevirmeye yetti.
    maç boyu aslında kalitesinin altında kalan ve rakibin üstünlüğüyle mücadele eden galatasaray kaliteli ayaklarıyla sakin kalarak skoru almasını bildi.

    şüphesiz ıcardi’nin attığı ilk gol psikolojik bir etki bıraktı molde üstünde. başka bir gezegenden gelmiş gibi kilo fazlası olmasına ve suni zeminde denge sorunları yaşamasına rağmen müthiş bir bitiricilik örneğiyle esnedi ve golü attı. farklı bir ismin sakatlanması işten bile değildi. yakalan momentumda mertens’in ıcardi’nin nefis pasında kaçırdığı gol ise tamamen suni zemine bağlanması gereken bir durum. zira tekrarlarında da görüldüğü üzere mertens topa çok temiz dokunmuşken zemine değdikten sonra hızlanan ve kavis alan bir durum söz konusu.

    şimdi önümüzdeki hafta salı günü (29 ağustos 2023 salı) galatasaray molde’yi rams park’ta ağırlayacak. kendi evinde, kendi zemininde, kendi taraftarlarının desteğiyle ve savunmanın önünde little general lucas torreira’sı ile iyi bir momentum yakalayarak bir süredir özlediği şampiyonlar ligi gruplarına katılım hakkı elde edeceklerini düşünüyorum. bir ihtimal olarak 3’lü savunma ile başlaması dahilinde turu çok daha erkende kopartabilecek bir yapıya sahip galatasaray.

    son parantez olarak ise tete’den bahsedelim. brezilyalı oyuncu yaklaşık 15 dakikalık mücadelesinde oldukça iyi sinyaller verdi. pek çok kişi tarafından beklenenin aksine sadece tipik içe kat eden sağ kanat forvet olmadığını, oyun kuracak görüşünün olduğunu ve gerektiğinde savunmaya kadar gelerek sorumluluk alıp top çıkarabileceğini de ispatladı. artan antrenman sayıları ve maç tecrübeleriyle galatasaray’ın oyununa daha fazla uyum sağlayacağını düşünüyorum.

    şimdi molde rövanşına kadar gündem galatasaray’da sergio ramos, salih özcan ve çilek bir 8 numara. çilek 8’in türkiye’ye inişi eylül’ün ilk bir iki gününü bulacaktır. ancak diğer iki isim konusunda hareketli günler yakın görünüyor. hatta belki de kuzey’in yanı sıra gurbetten de bir haber vardır!
  • 927
    kalite farkının sonuca ulaştığı maç. biraz daha pozisyon üretebilsek çok daha fazla gol atardık fakat maçı çok sıkıntılı hale getiren takımın savunma performansıydı. inanılmaz sayıda pozisyon verdik, rakipte 1-2 iyi ayak olsa çok farklı sonuç çıkabilirdi. şampiyonlar liginde mücadele edecek takım ortasahayı bu kadar kötü savunamaz. okan hoca berkan ve oliveira'nın savunma yetersizliklerinin üstüne mertens'i koyunca 15-20 dakika kabus gibi çöktüler üzerimize. 1-1'den sonra biraz durulsalar da yine pozisyonlara girmeye devam etti molde. kenar oyuncularının pozisyon takibinde zayıf kaldığını da eklemek lazım.
    ikinci yarı oyunun sıkıntılı olduğunu görmeyip 2-1'lik üstünlüğe güvenerek değişiklik yapılmaması çok yanlıştı. 2-2'den sonra apar topar hamleler yaptık. molde'nin hızının düşeceğini düşünüyordum ama yine gelmeye devam ettiler. sonlara doğru 3'lü savunmaya geçince topla daha iyi çıkmaya başladık.
    rakip çok nitelikli baskı yapmamasına rağmen geriden oyun kuramadığımız için sürekli uzun vuruyoruz. bu iş yetenekle açıklanacak bir durum değil sadece. bizim adımıza şanslı bir skor oldu avantaj bizde olsa da biten bir durum yok ikinci maçta ayaklarımız yere sağlam basmalı.
  • 929
    şüphesiz ki istanbul'daki maç bizim için daha iyi geçecektir. onların başlarda kurduğu baskıyı bizim kurmamız çok muhtemel. üstelik o baskıdan kaliteli ayaklar ile gol çıkartmamız çok olası. molde'nin en büyük şanssızlığı son vuruşları berbat yapması. yoksa çok pozisyon buldular. aldığımız galibiyet öyle böyle bir şey değil. resmen bizi ipten aldı.

    ayrıca takımımız ilk defa dişli bir rakiple oynadı ve defolar görüldü.

    burdan mertens'e parantez açmadan gidemeyeceğim. abi sen niye her topa 3 yaşındaki bebekler gibi vuruyorsun? yahu iyisin, güzelsin, lidersin ve çok iyi bir profesyonelsin. ama senin yaptıklarını bazen altyapı oyuncuları yapmaz.
    beyin çok acayip şeyler yapmak istiyor ama vücut resmen "uslan be halil ibrahim" modunda.
  • 930
    taktiksel olarak galatasaray'ın ve okan buruk'un sınıfta kaldığı bir maç oldu.

    papaz her gün pilav yemiyor. ve her gördüğümüz 3'lü savunmaya 4-2-4 atlamak fayda etmiyor.
    maçtan önce burada yaptığım analizi şöyle yerleştireyim (bkz: #3696930)
    gs molde'yi nasıl yenebilir bunları tek tek anlattık, okan hocanın asla maç planı olarak denemeyeceğini bile bile yazdım. maç zora düşünce, molde 75 dakikada 25 şut attıktan sonra nihayet galatasaray söylediğimiz noktaya geldi.
    kaan ayhan'ı oyuna alan ve stoperle arasına sokan kimse rezilliği önleyen adam olarak onu tebrik ediyorum. bu hamleyi yapan kişi yaklaşık 25-30 m€'yu kurtarmış olabilir.

    sanıyorum herkese göre rakip bizi fiziksel olarak birebirde yok etti;
    eriksen 9'da 0 ikili mücadele
    breveik 10'da 3 ikili mücadele
    haugen 6'da 2 ikili mücadele
    diğer haugan 3'te 0 ikili mücadele
    brynhildsen 6'da 1 ikili mücadele
    knutzon 10'da 6 ikili mücadele
    magnus ekrem 2'de 1 ikili mücadele

    ama istatistiklere bakınca pek öyle demiyor sanki :)

    boey 10'da 10 ikili kazanma ve nelsson da girdiği tüm ikili mücadeleleri kazanmış, angelino ve apokerim de 10'da 7 ikili mücadele kazandılar.
    fakat boey'in karşısındaki sol bek 4 gol atabilirdi.

    öncelikle taktiksel olarak kaybettiğimizi kabul etmemiz lazım, dünyanın en iyi satranç oyuncusu da norveçli zaten.
    biz hatamızı kabul edelim, teşhisimiz doğru olsun ki tedaviyi de doğru yapalım.

    maça; yunus, mertens, angelino, kerem, sergio gibi yumuşak oyuncularla başladık. oysa fb derbilerinde barış, zaniolo, berkan, torreira, kazımcan gibi sert ve uzun oyuncularla oynamıştık. zaten kadroyu görünce duran toptan yiyeceğimizi anlamıştım.
    okan hoca rakibi ciddiye almamış sanırım, koskoca galatasaray'ın tek planı 5'li oynayan takıma karşı kanatta ters ayaklı yunus'u oynatmak olmamalıydı.
    yunus bir bize bir onlara çalıştı zaten maç boyunca.

    rakip 3+1 oyun kuruyor, gs 2 kişiyle baskıya gidiyor, bazen orta sahadan biri de baskıya gidiyor, rakip bu baskıyı kırdıktan sonra sahanın her yerinden 2'ye 1 ve 3'e 1'ler yakalıyor. o duruma geldikten sonra dünyanın en iyi savunmacısı da olsan rakip doğru oynadığı zaman seni ekarte eder zaten. boey'i birebirde kimse yenemedi ama 2'ye 1 ve 3'e 1'lerle paramparça ettiler orayı. nelsson'u yenemediler ama arkaya sarka sarka ceza sahasına gire gire hacamat ettiler orayı.

    rakibin soldan geliştirdiği bir atak çeşidini ele alalım 3-5-2 oynuyorlar; sol stoperleri oyuna katılıyor, 1 tane sola kırık mezzela var, 1 tane kanat bek var ve sola devrilen bir santrafor var. 4 adam ediyor ve sağda bu adamları karşılayan boey+ nelsson var. yunus'un savunma yardımı yok, orta sahamız pasla geçilmiş pasifize edilmiş. stoperin kademesine girecek dm yok çünkü dm baskıya gidip kırılmış.
    maalesef korktuğum başımıza geldi, bizim takımı rakip td çıkarsa bu kadar olurdu herhalde.

    icardi onlarda olsa icardi'ye 25 tane top getirseler ne olurdu düşünmek dâhi istemiyorum. her maçı kaliteyle çözmeye çalışmak bilmiyorum yani ne diyeyim. biraz rakibi ciddiye almak lazım, rakibi biraz analiz etmek lazım. maç planı yanlış kim ne derse desin yanlış. galatasaray fenerbahçe'yi 3-0 yendiği maçta bile burada gelip 4-2-4'ün sıkıntılı olduğundan bahsetmiştim.
    ne geriden oyun kurabiliyoruz, ne oyunu rölantide tutabiliyoruz. derbinin aksine sahada bir sürü küçük ebatlı ve yumuşak gs oyuncusu var, sertlik yok, hava hakimiyeti yok.
    maçı izlerken çok büyük acı çektim, elden bir şey gelmemesi daha acı verdi.
    rakibin nasıl alt edileceğini biliyorum, bu rakibi cl'ye göndesek averaj takımı yapacaklarını biliyorum.
    neyseki kaan, barış ve tete'nin oyuna girmesi serum etkisi yarattı da takımı rahatlattı.

    kaan oyuna girince ne oldu ona bir bakalım. kaan oyuna ilk girdiğinde manssverk'e baskıya gidiyordu, neredeyse intihar. ama maçın son 15 dakikası stoperler arasına girdi ve savunmayı üçledi. bu hamle sonrası gs'nin önde baskı şekli de değişti, kanat oyuncularımız rakip stoperlere baskıya başladı, rakibin savunma arkasına attığı toplar azaldı ve galatasaray topa sahip olmaya başladı.
    maç analizini neden buna göre yapmadık mesela?
    illa böyle tadımızın kaçması mı gerekiyordu?

    maç genelinde 39 defa galatasaray ceza sahasına giren molde vardı, geriye yaslanıp beklenmedik ha, adamlar bizim baskımızı kıra kıra geldiler. durumun vehametini buradan anlamak lazım.
    molde takımından 1 tane adamı almayız gs takımına, manssverk'i alıp orta saha transferini kapatalım desek ne olur?
    elingseni apokerim yerine alsak, haugeni nelson yerine alsak, linnes'in yedeğini boey yerine alsak... bu örnekler artabilir.
    gs'nin yaka paça gönderdiği midjso rakipte olsa oranın tartışmasız yıldızı olur.

    bu arada golde midjso rahat rahat rakip ceza sahasına koşu atıyorsa, merkeze atılan kaan'ın geride olmasının verdiği konfor yüzünden yani. midjsto'yu da hep yanlış kullandık maalesef, üçlü orta sahada torreira ve sergio yanında kullansak çok farklı bir gs kariyeri olabilirdi, col daha verimli olabileceği mevkiler vardı ama olmadı.

    turun ikinci ayağında torreira oynarsa zaten kimseye çaktırmadan takımı üçlü orta sahaya çeviriyor, umarım oynar da turu geçebiliriz. yoksa tur bitmedi daha. norveç ekibi deplasmanda bu kadar rahat oynayamaz, zemin alışkanlıklarına vs katılıyorum zaten bu bir gerçekti.

    ikinci maç için birinci maçta söylediğim şeylerin aynısını yine tekrar ediyorum.
    top rakipteyken sol stoper ellingsen ile barış birebir oynamalı, icardi merkez stoper ile mansverk bağlantısını kesmeli, kerem sağ stoper haugeni almalı ve berkan da mansverk ile direkt birebir oynamalı. boey ve angelino direkt rakip beklerin üstüne binmeli. zaten bu baskıyı yaptığımız an rakip uzun vuracak ve bu sefer torreira gibi bir süpürücümüz olacak stoperlerin önünde. gerekirse rakip mezzelalar ile bizim orta sahalarımız da kafa kafaya kırışmalı. birebir oynayalım ya, her mevkide zaten daha iyiyiz, ikili mücadelelerde daha iyiyiz, sadece 3'e 1 ve 2'ye 1 yakalarlarsa geçebiliyorlar. markajda birebir verdiğimiz adamlar da bir zahmet geçilirse kademeye geri gelsinler 2'ye 2 ya da 3'e 3 oynayalım.
    zaten içerde taraftar desteği ile bunlara 2-3 tane atarız.

    zaten maçın 75. dakikasında durumun farkına varan bir teknik heyet vardı, madem farkettiniz ikinci maçın şifresi çözüldü işte. umarım gereksiz inatlar peşine düşmeyiz ve rahatça geçeriz turu.
  • 932
    stadda canlı canlı izlediğim maçtır.
    maç öncesi, taraftar kortej halinde stada doğru ilerlerken, ömrü hayatlarında böyle aksiyonu 1 bilemedin 2 kez gören moldeliler de tezahüratlara eşlik edip video çektiler *. otelde icardiden üçlü isteyen taraftarın falında kerem demirbay çıktı.

    gelelim maça.

    (bkz: #3676042) ve (bkz: #3688306) yazılarımda ne dediysem neredeyse birebir çıktı. torreiranın olmadığı bir orta saha kurgusunda, berkan/oli/mertens ile çıkmak direkt intihar nedeni. ancak, okan buruk düzen bozulmasın diye mi düşündü, yoksa kafada başka bir şey mi vardı bilmek mümkün değil ama. maçın neredeyse tamamında sürklase edildik. 25-40 arası atılan iki gol ve o dönemki baskının dışında, ortalama bir forvet ile 3 golü ilk yarıda yemememiz mümkün değildi. 1-0'dan sonra musleranın çıkardığı top, gerçekten maçın onlar açısından dönüm noktası olurdu.

    ilk yarı galatasarayda ortalama üstü oynayan tek adam yunus'tu. en azından tabelaya katkı açısından bunu söylemek mümkün. bizim açımızdan ilk yarıda oyunu koparabileceğimiz nokta, 2-1 öne geçtikten sonra, icardinin topuk pasıyla mertensin atamadığı gol oldu. onu atsaydık hakikaten maçı rahat koparabilirdik.

    ilk yarıdaki iptal olan golde açıkçası ben maçtayken de, sonradan izlediğimde de golün verilmesi gerektiğini düşündüm, zira, moldeli oyuncunun topa hamle şansı yoktu, ancak mertensin embelsilce faul yapması da işin ayrı bir boyutu.

    ikinci yarı başında da penaltımız verilmeyince molde bir şekilde ateşlendi ve norveç liginde de sıklıkla yaptıkları arka koşulardan pozisyonları buldular. yunusun düşmesiyle boey/nelson tarfını sürekli kullanan molde 2-2'ye durumu getirdi.

    aslında bundan sonra kime sorsan 2-2'ye tav olurdu. ancak icardi geçen sene de olduğu gibi bu sene de cendereden bizi çekti çıkardı.

    zaten herkes üç aşağı beş yukarı benzer yorumları yapmıştır. ben daha çok saha içinden gördüklerimi anlatmaya çalışayım.

    tribün televizyondan nasıldı bilmiyorum, ama daha koordine olunabilirdi. normalde bize tek bir yer tahsis edilmiş. ancak molde tarafından ben de dahil çoğu kişi bilet alınca, moldeliler deplasman tribünün yanını da bize açtılar, bizim biletleri oraya aktardılar. bu nedenle iki ayrı tribün gibi yerleştik. ilk tribün daha çok tribünlerden gelen ekipti, bizim tribün onlara ayak uydurmada güçlük yaşadı.

    molde'nin zaten tek tribünde sürekli tezahürat yapan ekibi var, diğerleri alkış tutturmaca. ama baskıyı iyi yaptıkları zamanlar da oldu.

    takımda geçen seneden farklı olarak kanatların birbirleriyle uyumu fecaat. kerem-angelino'nun normal şartlarda uyum göstermesi maalesef mümkün değil. sahadan uyumsuzlukları çok net belli oluyor. aynı durum bu maç özelinde yunus-boey için de geçerli. hatta boey'i bir kaç pozisyonda sürklase etti moldeliler. nelson da bu maçta ciddi biçimde savruk oynadı.

    yukarıda da yazdım. moldenin iki maçını izleyen herhangi bir teknik direktör, maça mertens-oli-berkan ile çıkmazdı. büyük skandalın eşiğinden döndük. bu zeminde, zeballah gibi fizikli moldeli oyuncuların arasında, kırıkkalesporun oyuncusundan omuz yediğinde bile düşen oli ve 37 yaşındaki mertensin bir şey yapamayacağı 2+2=4 kadar kesin. neyi amaçladık, neyi düşündük, anlamak mümkün değil. bunun üzerine berkanın 10 metreye doğru top atamaması da eklenince, durumun endişe verici olduğu ortaya çıktı. kerem demirbay/midsjö/kaan ayhan değişiklikleri tamamen orta sahanın direncini arttırmaya yönelikti. orta saha için en azından oli'nin yerine net bir transfer gerekiyor. ancak olinin kontratından nasıl çıkılabilir, o da zor bir denklem.

    kerem yerine barış alperi düşünebilirdi hoca, kerem/yunus fiziksel olarak çok ezildiler. 3/5/2 haliyle 5/3/2'ye de dönebildiğinden keremin etkinliği minimuma indi. zaten klasik el kol hareketleri malum*.

    molde'nin nasıl oynadığını en azından bilen birisi olarak beni oynadıkları oyun şaşırtmadı. herkes brevik diye sayıklarken (bkz: #3676042) işin kitabını yazdık *. fofanayı satıp, aldıkları berisha balon çıkınca moldenin hücum gücü minimuma indi. eikrem de dağlara taşlara vurunca, işi burada bitiremediler.

    her ne kadar beklediğimden bir tık kötü oynamış olsa da benim adamım (bkz: #3507579) ola brynhildsen angelinoyu da bir kaç pozisyonda sashayı da çok zorladı. eikrem çıkıp, kitolano girince de en azından net bir pozisyon yapamadan maçı bitirdiler.

    istanbul'da ne olur? moldenin turu geçebilmesi için bizi 2 farklı yenmesi gerekiyor. bu da çok kolay değil onlar adına. benzer taktikle, benzer oyunla oynayacaklar. ancak torreiranın takıma dönüşü burada çok çok önemli olacak. orta saha direncimizi çok arttıran bir oyuncu. mertensin yerine atabileceğimiz bir 10 numara işleri çok rahatlatır bizim adımıza. zaten maçı izleyenler görmüştür, evlere şenlik bir defansları var. bizim gol atmamamız neredeyse mucize, ancak erken golü yersek o sıkıntı.

    ıcardi, baba sen neymişsin *. bu arada ciddi kilo fazlası var, ama adam forvet be!

    bugün işe ses kısık gittim, galatasaray tribününde olduğumu bildiklerinden önce tebrik ettiler, sonra da kıskançlık içeren bir tonla maç bizim hakkımızdı dediler*. ıcardisi olan kazandı dedik tabii.
  • 935
    uzun yıllardır gerçekten bir galatasaray maçında bu kadar aciz hissettim. sanırsın karşıda barça var. her pasları isabetli, her oyuncularının içinden bir xavi, iniesta çıkmış, her ileri atılan topu bizim savunmadan çok daha süratli bir şekilde kovalayıp kapan hücumcu ve kanat oyuncuları... çok iyi alan kapayarak yapılan ön alan baskısı... gerçekten bize çok iyi çalışmışlar bu çok net. biraz futbol şansı, biraz da tabii ki oyuncu kalitesi ile gerçekten ucuz kurtulduk. ikinci maçın daha kolay geçeceğine eminim ama benim kalbim bir süreliğine bir tane daha böyle maçı kaldırmaz onu söyleyeyim.
  • 937
    molde oyuncuları topa gerekmediği sürece ikinci kez dokunmadan çok hızlı oynadılar. sezon başı olması nedeniyle bu tempoya karşılık dahi veremedik.

    rövanş maçında aşağıdaki gibi bir 11 ile büyük üstünlük kuracağımızı düşünüyorum.

    -------------muslera------------
    boey--nelsson--apo--kazımcan
    -------toreira----oliveira-------
    tete------barış alper----kerem
    -----------ıcardı------------
  • 938
    maç sonunda kısırlaştırma ameliyatı geçirmiş baygın baygın bakan kedimle çılgınlar gibi sevindiğim maç.

    fakat, büyük bir fakat... bu maçın sonucunda galatasaray taraftarının bir kısmı beni derin üzüntüye ve hayal kırıklığına uğrattı. git gide aynı şeyleri hissedemediğimizi bir kez daha fark ettim.

    galatasaray beklenenin aksine taş gibi çıkan bir takım karşısında, suni çimde, liglerinde 20. haftaları oynayan yorulmak bilmez, her topu ileri atan ve biraz da şansla sürekli dönen topları toplayan ve de çok erken bir golle öne geçen bir kuzey takımını büyük takım refleksi göstererek kötü oyuna rağmen yendi. bir kez daha söylüyorum 1 farklı mağlubiyeti kabul edeceğim bu müsabakayı kazandık...

    yani gerek sözlükte, gerek twitter'da sanki galatasaraylılığa 1 yıldır başlamış gibi davranan garip bir taraftar kitlesi türedi. zaten transfer döneminde sanki erden timur ve okan buruk her stratejisini açıklamak zorundaymış gibi bütün transferleri eleştirenler bu sefer de şu güzel galibiyeti eleştirir oldu. eleştirmekten kastım da yıkıcı eleştiri yani, full yangın. oysaki kötü bir oyun vardı sahada ama nedenleri de ortadaydı.

    bakın dostlar, normal bir galatasaray'ın böyle bir deplasmanda 2-0 falan yenilip dönmesi gerekirdi. galatasaray en kötü gününde en kötü şartlarda bile kalitesini gösterebiliyorsa bundan 3-4 ay sonraki takımı düşünüp heyecanlanmak istiyorum ben.

    rövanşa gelirsek... galatasaray grupları yüzde 55-60 garantiledi. içerideki maçta molde'ye çok fazla şans tanımıyorum. zorlu deplasmanda bile galatasaray kalitesini gösterebildiyse iç sahada oyun + kalite + taraftar ve atmosfere molde hiç dayanamayacaktır...
  • 939
    şampiyonlar ligi gruplarına son bir adım kala galatasaray, deplasmanda molde'ye konuk oldu... gruplara daha iki maç vardı ama molde stadında takımlar sahaya çıkıp, şeref tribünü önüne dizildiğinde "o mahur beste çalmaya" başlayınca özlemle "ağlaşmayan" galatasaraylı var mıydı acaba?

    bizler ait olduğumuz lige yeniden dönmek istiyorduk ama norveçli ev sahipleri de sadece bir kez boy gösterdikleri devler ligi sahnesine tekrar ayak basmak niyetindeydiler, ki bunu hem sahadaki topçuları hem de taraftarları "fena halde" arzuluyordu.

    takımla sene başı kamplarda yer alan, hafta içi antrenmanları titizlikle takip eden teknik adamlardır, onların tercihlerini sorgulamayı "ukalalık" olarak görenlerden olduğum için, torreira'nın yokluğunda sahaya berkan'ın çıkmasını da, yunus'un ilk onbirde başlaması da hiç ama hiç umurumda olmadı, zira her futbolcunun hayali olan bu arenaya son adım kalmışken, herkesin formasını ıslatacağına inanırım... lakin, galatasaray geçen sene dahil, en kötü oyun başlangıcını molde karşısında yaptı. neydi bunun sebebi?
    öncelikle zalgiris'ten sonra bir kez daha suni çimde mücadele etmek zorunda kaldı sarı-kırmızılı topçular. biraz top koşturmuş herkes halı sahada oynamak ile çimenlikte oynamanın farkını çok iyi bilir. mertens'in zalgiris maçında attığı ve puşkas'a aday olan golden sonra da yapılışı itibarı ile ikinci kere yılın golü için podyuma çıkmasını engelleyen etmen sahanın sentetik çim olmasıydı. bu "plastik" yeşilliğin üzerine bir de yağmur yağmış, zorluğunu siz düşünün. ev sahibi buralara alışıktı, üstelik galatasaray daha ligde ikinci haftayı oynamışken, onlar kendi liginde sona yaklaşmaktaydı. daha da ötesi, 7 yıldır aynı teknik ekiple yoluna devam, 2 danimarkalı ve takımın geri kalanının norveçli yerlilerden oluşan "komple" bir takımdı...

    bu şartlar altında molde, karşısında "şaşkın" bir takım bulunca "baskın basanındır" dedi, sağlı sollu kanat ataklarıyla geldi ve kornerden bir golle muslera'nın gol orucunu bitirdi. peşinden "fişi çekmek" içinde pozisyonlar buldu da galatasaray savunması daha dikkatli, muslera gününde olunca, ikinci defa gol sevinci yaşatamadılar tribündeki taraftarlarına.

    ilk 20 dakika içinde sahayı, ortamı, rakibi tanıyan galatasaray, en avantajlı tarafı olan "kalitesi ve tecrübesini" sahaya yansıtmaya başladı ve oyuna ortak da oldu. yunus'un düşürülmesi sonrası kazanılan serbest atışta, geçen yıl direkleri döven sergio oliviera, bu kez moldeli oyuncuyu "dövdü", ondan seken top filelerle buluştu. sonrasında kerem'e ceza sahası köşesinde yapılan faulu es geçen ingiliz hakem belki de sergio'nun ikinci golünü engelledi ama okan buruk'un lecester transferi öncesi "son maçı"nda forma verdiği yunus, ıcardi'ye "al da at" dedi, arjantinli "sihir yaptı", galatasaray öne geçti...

    angelino'nun ara pasında ıcardi'nin topukla dokunuşu, mertens'in aşırtması direği sıyırırken, ah vah çektik de, yunus'un asisti sonrası bir de hanesine gol yazdırmasını var engelledi.
    ikinci yarı başında ıcardi'nin pasında yunus'un rakibiyle mücadelesinde var hakemi penaltı için çağırdı ama ingiliz hakem aleyhimizde karar vererek, bizleri şaşırttı.

    ve sonrasında yine ev sahibi beraberlik için "tüm hatlarıyla" asılırken, kadrolarında bir ıcardi yoktu muslera'yı mağlup etsin, hucumcuları dagları taşları dövdü de, sağ kanattan yapılan orta sol kanada gidip, haugen boş kalınca, onun şutunu ne muslera ne de abdülkerim çıkarabildi.
    eşitlik sonrası okan buruk, mertens, oliviera, kerem'i yanına alıp kerem demirbay, kaan ayhan ve barış alper'i oyuna dahil ederek maça tekrar tutunmak istedi, kaan'la savunmayı üçledi ve rakibin kanatlardan "haldır huldur" gelmesini durdurmak istedi, başarılı da oldu.

    son 10 dakika kala yunus'un yerine tete'nin siftah yapması, berkan'la molde'nin ezeli rakibinde forma giymiş midtsjö'nün değişmesi ile galatasaray dengeyi sağlamakla kalmadı, biraz daha yaratıcı oldu ki, tete'nin kendi yarı sahasının ortasından attığı uzun pasta barış kafayla ıcardi'ye indirdi, "sihirbaz" bu defa "şapkadan başka tavşan çıkardı" göğüsü ile topu önüne alıp, savunmacısını geçti, gol denemek yerine boşta olan midtsjö'ye yuvarladı ve o da moldelilerin belki de sahada en sevmediği kişiden gol yemek onurunu onlara yaşattı.

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...e2-3galatasaray.html
  • 940
    neredeyse hiç beğenmedim bizi. bazı küçük planlamalar hoşuma gitse de parsellemede ve hareketlilikte hem savunmada hem hücumda yaşadığımız sıkıntı çok canımı sıktı. özellikle her pozisyonda merkezde bizi itip peşine ekstra oyuncu soktular. bu sebepten 3-2'lik avantajımıza çok güvenmememiz gerektiğini düşünüyorum. adamlar çok net pozisyon buldular ve çok uzun süreler ya ensemizdeydiler y ada kritik anlarda sayısal üstünlüğü alabildiler.

    itiraf edeyim ben molde gibi kurgulandıktan sonra yavaş yavaş kaliteyi parayla artırılması gerektiğini düşünen biriyim. molde takımını değiştirebilirsiniz. burada bahsettiğim isimlerden bağımsız bir makine işlesin sonra oradaki parçaları kaliteli hale getirirsiniz. hem makine herkesi geliştirir gibi bir yerden bakıyorum. bu tabi ki de bizim düsturumuza uymuyor. o yüzden benim bakışım biraz daha depresif gelebilir. veya ben şu anki organizasyonla uyuşamadığım için daha karanlık bakıyor olabilirim. neyse zaten bu sebepten daha çok sadece okuyucuyum.

    ancak geçenlerde bizim trabzonspor maçımızın güzel bir analizini paylaştım. baktım aynı kanal molde maçını da analiz etmiş. analizi çok beğendiğim için bu maç için de paylaşmak istiyorum. insanların ilgisini çekebilir.

    https://www.youtube.com/watch?v=y5mIspAvqPY
  • 941
    fizik gücü ve temposu yüksek bir rakibe karşı, üstelik erken yenilen golle de geri düşmemize rağmen, kalitemizi, klasımızı, tecrübemizi ortaya koyabildiğimiz ve geriden gelerek kazandığımız maç, şampiyonlar ligi sahnesinden önceki son engel.

    herkes yunus'u kadroda görünce "ne oluyor ya?" dedi ve barış alper'in fizik gücü ile fark yaratabileceğini düşündü. fakat yunus ilk yarıdaki muhteşem oyunu ile galibiyette aslan payının sahibi oldu. sergio'nun frikikten attığı gol öncesi faulu alan isim de yunus'tu, icardi'nin akıllara kazınan usta işi golünde ona servisi yapan da. fakat şunu da belirtmek lazım, yunus 2. yarı sahada neredeyse yoktu, rakibini sürekli kaçırdı. 2. yarının başında baskı yediğimiz ve golle sonuçlanan ilk 10-11 dakikada geri yardım edemedi.

    istatistik ve pozisyon olarak molde'nin bariz üstünlüğü olsa da icardi'nin "ben buradayım" dercesine ortaya koyduğu 1 gol 1 asistlik performansı ve galatasaray karakteri, molde'ye karşı galibiyet için yetti de arttı.

    fakat okan hocamın gerekli dersleri çıkardığını ve bu playoff mücadelesinin bize iyi bir test olduğunu düşünüyorum, özellikle de molde'den 5 km az koşmuş olmamız konusu üzerine düşülmeli...

    hepsinin ayağına sağlık.
    ben bu takımı şampiyonlar ligi'nde izlemek için sabırsızlanıyorum.
  • 942
    rus ruleti gibi bir maçtı, son sıkım bize geldi ve kazandık.

    bu sezon oynadığımız tüm maçlar içerisinde en zorlandığımız maç bu oldu. molde gibi takımlar grup aşamasında en fazla 1-2 puan alabilir.

    oynanan oyun hem takıma hem de bize ders olmuştur umarım. şahsen bana "yavaş ol" dedirtti. ancak gerekli dersleri alacağımıza, çok daha ciddi ekiplere karşı daha dirençli ve ne yaptığını bilen bir yapıya döneceğimize inanıyorum.
  • 947
    bundan tam bir yıl önce oynanan ve 3 isabetli şutta 3 gol bulup 3-2 kazandığımız maç.
    maçın istatistiklerini malum yerlerden bulabilirsiniz.
    oyun olarak molde bizi ezmişti.
    biraz şans ve icardi’nin çıkardığı tavşanlar sayesinde maçı kazanmıştık.
    21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçında bu maça göre daha çok pozisyon bulup, şut atmamıza rağmen 3-2 mağlup olduk.
    tabii ki molde daha iyi bir takım ama anlatmak istediğim aslında o gün de çok kötüydük.
    birinde çok şanslı, birinde az şanslıydık.
    maç özelinde bakmaktansa neden elemelerde kötüyüzü tartışmak gerekiyor bence.
App Store'dan indirin Google Play'den alın