• 926
    yıllarca bize uygulanan tarifeyi uyguladık, kötü oynayarak kazandık.

    yıllar içerisinde neler neler görmedik ki…

    10 dakikada elimizden kayan hamburg maçı.
    caner erkin yüzünden elimizden kaçan atletico madrid.
    rövanşta çeyrek finalde ezim ezim ezdiğimiz, saçma ofsayt gollerle elimizden kaçan real madrid.

    96-00 yıllarına gidersek, süper oynayıp, iç sahada 2 dakikada 2 gol yiyip geri dönemediğimiz 99 yılı hertha berlin maçı.
    yine o yıllarda leonardo’dan 2 dakikada 2 gol yiyerek elimizden kaçırdığımız milan.
    deplasmanda fatih akyel hatasıyla iyi oynarken puan alamadığımız bilbao maçı
    2001’de yine deplasmanda 2-0 öne geçip elimizden kaçırdığımız milan.
    10 kişi kalan juve’ye hakan şükür ve ümit davala’yla iki tane sallamışken duran toptan dandik bir gol yediğimiz maç.
    yine bir ön eleme olarak, iyi oynasak da aykut erçetin hatasıyla turu verdiğimiz steau bükreş.

    ulan ne listeymiş. yazarken gönlüm yoruldu resmen.

    biraz da molde elden kaçırdığına yansın.
  • 929
    fizksel olarak değil, taktiksel olarak ezildiğimiz maç. fiziksel olarak ezildiğimizi düşünen varsa futbolcularımızın ikili mücadele istatistiklerine bakabilir. tam tersi adamları her ikili mücadeleye girdiğimizde ezmişiz. tempo olarak karşı koymamamız gayet normal, hem suni çim hem de adamlar 19. haftayı oynuyor. ancak şu takıma bile taktiksel olarak ezilmenin bir açıklaması yok. bu 4-2-4 sevdasından ivedilikle vaz geçmeli ve birazcık oyunu sete döndürmeyi de denemeliyiz. evet bu şekilde ligde daha kolay sonuç alıyoruz belki ama avrupada büyük hüsran olur bu.
  • 930
    özellikle aşırı baskı yediğimiz dakikalarda baskıyı kırıp oyuna yön vermekte baya zorlandığımız maçtır.
    çok iyi değildik ancak bireysel yetenekle fark yaratan oyuncular sonuca gitmeyi bildiğimiz bir sonuç aldık.
    oyun adına okan hocanın ve ekibinin tuttuğu notlar vardır. sezon başında bazı uyarı sinyallerini almak açısından önemliydi.
    çok iyi değildik kötüde değildik. böyleyken kazanmak önemliydi.
  • 931
    savunma anlayışı langırttaki adamlar gibi blok halinde dizilmek, hücumdaki tek seçeneği taç çizgilerine diyagonal uzun top yollamak olan bir rakibe karşı çok daha iyi oynamamız gerekirdi. bununla beraber zeminin oyuna etkisini de somut olarak görmüş olduk. bireysel yeteneklerin ekstra oyunuyla galip gelmiş olmak çok önemli, umarım özellikle avrupa maçlarında rakibe daha iyi çalışırız.
  • 932
    çok kötü oynadığımız ve üzerine çok ciddi düşünmemiz gereken bir maç yaşadık dün akşam. "nankörlük etmeyin. mertens atsa veya yunus'un golü sayılsa farka giderdik" diyenler peşin hükümlü ve konuyu tamamen galatasaray'ın lehine okuyup yorumlamaya ve maalesef galatasaraylılık dersi vermeye çalışıyorlar. bu mantıkla gidersek 1-0'dan sonra muslera'nın parmaklarının ucundan sıyrılıp giden top var, başka pozisyonlar var, 2-0 molde üstünlüğüne ramak kalmıştı oyunda. "ne zaman 2'yi yiyeceğiz" diye beklerken oliveira'nın şans golü geldi. "o atsa şu sayılsa" diyoruz ama oyunun serbest vuruş golümüze kadar olan döneminin hakkı 2-0, 3-0'dı. 2-2'den sonraki kısmı konuşmaya dahi gerek yok; 4/5-2 kaybetmemiz gereken bir maçtan 2-3 galip ayrıldık. "şu olsaydı bu olsaydı" gibi konulara yoğunlaşmak yerine dün akşam çok şanslı olduğumuzu kabul edip, şansın bizden yana olmayacağı onlarca maça yönelik çok daha ciddi ve doğru bir planlama yapmamız lazım. tabelada yazan 2-3'ün bir önemi yok, sahadakinin karşılığı 4-2 molde galibiyetiydi. tabelayı biz, oyunu rakip kazandı. önemli olan tabela ama bizim molde'ye karşı oyunu bu kadar kolay ve net kaybetmemiz geleceğe dair güzel bir sinyal değil. dikkatli olmamız ve önlem almamız gerekir.
  • 934
    u19 youth liginden esintiler sunduk adeta. adamlar fizik olarak ezdiler bizi. 5 km daha fazla kosmuslar. 2. golde oliveira, 3. golde ise boey geri dönemedi. böyle geri dönememeleri 90 dakika ve 11 futbolcuya vurdugunda o 5 km'lik fark ortaya çikiyor. boey'i zaten hayatindan bezdirdiler, dalagi çikti 90 dakikada. evet torreira yoktu ama sen galatasaray isen bir futbolcuya bu kadar bel baglamaman gerekir. çok yazildi burada. adamlarin bir tane adam gibi ayagi iyi bir forveti olsa 5lik olmustuk.

    rakip hazirmis ligi yarilamis bilmem ne. mazeret degil. sen de hazir olacaksin. ucunda 15 miyon var (katilim parasi) ve paradan daha da fazlasi. 4 yildir hasret kaldigin bir sampiyonlar ligi var. bir zahmet hazir olacaksin.

    tete'nin akil dolu pasi ile baris'in fizigi birlesince icardi de firsatçiligini konusturdu ve sonucunda norveç'den galibiyet ile döndük. kuzey takimlari ters geliyor. sebebi fizige dayali bir oyun yapilarinin olmasi ve ligi erken açmalari. isveç ve norveç liglerinde 19 ve 20. haftalar geride birakilmis. danimarka ve finlanda bile 5. haftayi oynamis. biz daha yeni 2 hafta maç yapmisiz ve oyun tecrübesi kazanmamiz gereken yerde maç erteliyoruz.

    bilemiyorum altan. sampiyonlar ligi kapisini araladik ama tur çantada keklik degil. rehavete kapilmamiz gerekiyor. takima ve okan hoca'ya güveniyorum. seyircinin de destegi ve torreira'nin geri dönüsü ile allah'in izni ile turu geçecegiz.
  • 935
    maçın en iyisi icardi ve sergio oldu bana göre. sonrasında muslera ve boey gelir. ancak geleceğe dair çok net mesajlar aldığımız maç oldu. kalite ile maçı kopardık, turun kapısını açtık. sadece adım atmak kaldı geriye.
    ligimizde bu kadar tempo yapabilecek bir rakibimiz yok ancak dışarda on takımdan dokuzu bu tempoyu yapacak bize. defansif anlamda error verdik maç boyunca. her an gol yeme potansiyelimiz vardı. bunun da kendimce sebeplerini yazacağım.
    icardi
    kerem mertens yunus
    sergio berkan
    bu oyuncu grubunun bu oyun düzeninde gol yememe şansı yok bu mecralarda.

    icardi ve mertens'i saymazsak defansif anlamda meziyetleri en yüksek olan adam sergio geri kalan dörtlünün içinde. berkan safi pres yapabilecek güçte ve pozisyon alması çok sıkıntılı. berkan tamamen bir hamle oyuncusu bizim için. katiyen güvenilip yola çıkılamaz. kerem ve yunus zaten hayalet gibi takip ediyor rakiplerini. savunmaya koşu atmak iyi defans yapmak değildir. nitekim yediğimiz ikinci gol bunun net göstergesi.
    maçın ilk 20 dakikası adamların kurduğu baskının ana nedeni berkan ve nelsson'un uyumsuzluğundan oldu.
    adamlar defalarca topu kanada hızlı atıp orta saha hiç yokmuşçasına 4 e 5, 4 e 6 geldiler. her pozisyonda ilerde kaldı berkan. bu sefer ne oldu? nelsson ve abdül pozisyonlarını kaybettiler. ters kademeye giren boey arkasını boşalttı ve yunus'un hayalet savunması yetersiz kaldı.
    yunus hücum anlamında mükemmele yakın oynasa da takım savunması adına çok vasat. işte bu yüzden bu maçların seviye olarak altında kalıyor. kerem hala sezon öncesi yorgunluğunu atamadı. bu gidişle salı günü kesik yemesi yüksek ihtimal.
    bizim ne yapmamız lazımdı? bir kere ben olsam maç ilk yarı 1-2 bitiminde mertens-midtsjo değişikliği çakardım. tam da defans önüne çekerdim berkan'ı. o zaman hem hareket hem tempon getirip üstüne alan dolumu yapardım.
    tutar mıydı bilemem ancak bir önlemdi bana göre.
    bu tempoya ayak uyduracak torreira var bizde ve net bir torreira daha almamız şart. gördük ki her dinamik takım 2 ters top ile bizi şalamaya çevirecek. tabi burada tete'nin defansif olarak ne katkı vereceği de önemli. yani sadece geri geleyim, bekimi kovalamış gibi görüneyim derse avrupa ne yazık ki hüsrana döner.
    şu maçtan icardi'yi al eve mağlup dönüyorduk. büyük dersler çıkarması lazım galip ve lider hocamızın.
    güvenim tam.
  • 936
    molde takımı savunmada 5-3-2, hücumda 3-5-2 oynamasına rağmen adamların beklerini bir kez bile ikiye bir yakalayamadık. bunun en büyük nedeni beklerin, hem orta sahadaki 3'lüden hem de ileri 2'liden müthiş destek almaları oldu. atağa çıktıklarında da savunmada kaldıklarında da asla yalnız değillerdi. attıkları 2.gol tam bir 3-5-2 golüydü mesela.. en sağdaki adam ortaladı en soldaki vurdu. oyunu müthiş genişletiller. oyun alışkanlığı ve fiziksel olarak %100'e çok yakındılar.

    biz de hem oyunumuzu oturtamadan hem de 11'i netleştiremeden çıktık maça. oynayanların da size'ı düşük veya hantal ağırlıklı olması maçı ciddi şekilde krize soktu. bütün bu dezavantaja rağmen bırakın kaybetmeyi berabere bile kalmadan maçı kazanmamız büyük mucize.
  • 937
    maçtaki kötü oyunun fizyolojik ve psikolojik şartlardan bağımsız değerlendirilmesini yanlış buluyorum. eminim birkaç büyük avrupa takımı hariç, dün molde deplasmanında kim olsa zorlanırdı. adamlar zemini yalamış yutmuş, denedikleri çoğu dikine pas başarılı oldu. top ayaklarına yapıştı resmen. liglerinin çok uzun süre önce başlamış olması da önemli bir etken.

    sen ben bile sürekli aynı halı sahada oynayıp bir maçlığına başka bir sahaya gittiğimizde zorlanıyoruz. futbolcular da insan, o yüzden oyun olarak ezilmemizi çok anormal karşılamadım. muhtemelen ikinci maçta biz ezeceğiz, vurup geçeceğiz molde'ye. sabırsızlıkla bekliyorum.
  • 939
    https://twitter.com/...605340325663160?s=20

    galatasaray molde maç yazımı amatör oluşumumuz risultato ımportante'de yayımladık. biraz uzun oldu ama ilgilisini merak edeni linkten ulaşabilir. burada yer veremediğim pek çok gif vb detayla orada renklendirmeye çalıştım. :)

    okumak isteyene buraya da amme hizmeti;

    dün galatasaray için sezonun en önemli maçlarından birisi oynandı. şampiyonlar ligi play-off turu’nda molde’ye konuk olan takımımız sezonun geri kalanında hem transfer hedeflerini, hem oyuncu motivasyonunu hem de avrupa’da başarı hedefini bu maçta gelecek sonuca göre gözden geçirecekti. hatta alınacak bir mağlubiyet homurtuları da arttıracaktı. ama öyle olmadı. kuzeyden haber geldi, kalite konuştu 2-3.

    okan buruk ve ekibi maça taktiksel olarak ve oyuncu tercihlerinde biraz hazırlanmış, biraz ise sınıf kalmış olarak başladı. ilk 11 kurgusunda en önemli değişiklik olarak yunus akgün göze çarpıyordu. yunus ve kerem kanatlardan içeri kat eden iki kanat oyuncusu olarak hücumun ana planındaydı. zira savunmada 5’li duran molde’nin kapattığı yan çizgilerde oyuncular kaybolma riski taşırken içeri doğru kat ederek oyun parselizasyonunu rakibine göre biraz daha farklı yapmaya çalıştılar. yunus’ta nitekim bunda biraz daha başarılı oldu. galatasaray adına son gol hariç tüm oyun aksiyonlarının içinde de kendisi vardı. ilk golde alınan frikik, ikinci golde asist, verilmeyen var kontrolüne takılan penaltı vb…

    öte yandan işin savunma boyutunda bekleriyle önde oynamaya alışkın galatasaray bunun orta sahadan demarke şekilde bindirerek gelen kanat beklerin varlığının mevcut oyun planına en büyük tehditlerden biri olduğunu da görmüş oldu. özellikle sascha boey alışık olunmadığı kadar kademe hatası yaparken, ilk golde duran topta alanını savunamadı, ikinci golde ise demarke şekilde koşuyla içeri sızan haugen’i engelleyemeyerek 2 gol yenmesine katkı sundu. bir farklı pozisyonda ise yine soldan bindirerek gelen kanat oyuncusunun topunu küçücük bir temas sayesinde bloklayarak kornere attı ve mutlak bir üçüncü golü engelledi.

    mücadelede asıl değişiklik galatasaray’ında aslında 3’lü savunmaya dönüşüyle başladı. kaan ayhan’ın girişi hem oyun temposunun kontrolü hemde demarke gelen kanat bekleri aynı şekilde karşılık verilmesiyle savunma zaafiyeti görece hafifledi. herkes maçın 2-2 biteceğin düşünürken oyunu ileri taşımaya hevesli ve istekli tete’nin uzun pası, barış alper’in indirişi, ıcardi’nin yıkılmayışı ve midstjo’nun pek çok zaman yaptığı akıllı half space koşuları tabelayı 3-2 lehimize çevirmeye yetti.
    maç boyu aslında kalitesinin altında kalan ve rakibin üstünlüğüyle mücadele eden galatasaray kaliteli ayaklarıyla sakin kalarak skoru almasını bildi.

    şüphesiz ıcardi’nin attığı ilk gol psikolojik bir etki bıraktı molde üstünde. başka bir gezegenden gelmiş gibi kilo fazlası olmasına ve suni zeminde denge sorunları yaşamasına rağmen müthiş bir bitiricilik örneğiyle esnedi ve golü attı. farklı bir ismin sakatlanması işten bile değildi. yakalan momentumda mertens’in ıcardi’nin nefis pasında kaçırdığı gol ise tamamen suni zemine bağlanması gereken bir durum. zira tekrarlarında da görüldüğü üzere mertens topa çok temiz dokunmuşken zemine değdikten sonra hızlanan ve kavis alan bir durum söz konusu.

    şimdi önümüzdeki hafta salı günü (29 ağustos 2023 salı) galatasaray molde’yi rams park’ta ağırlayacak. kendi evinde, kendi zemininde, kendi taraftarlarının desteğiyle ve savunmanın önünde little general lucas torreira’sı ile iyi bir momentum yakalayarak bir süredir özlediği şampiyonlar ligi gruplarına katılım hakkı elde edeceklerini düşünüyorum. bir ihtimal olarak 3’lü savunma ile başlaması dahilinde turu çok daha erkende kopartabilecek bir yapıya sahip galatasaray.

    son parantez olarak ise tete’den bahsedelim. brezilyalı oyuncu yaklaşık 15 dakikalık mücadelesinde oldukça iyi sinyaller verdi. pek çok kişi tarafından beklenenin aksine sadece tipik içe kat eden sağ kanat forvet olmadığını, oyun kuracak görüşünün olduğunu ve gerektiğinde savunmaya kadar gelerek sorumluluk alıp top çıkarabileceğini de ispatladı. artan antrenman sayıları ve maç tecrübeleriyle galatasaray’ın oyununa daha fazla uyum sağlayacağını düşünüyorum.

    şimdi molde rövanşına kadar gündem galatasaray’da sergio ramos, salih özcan ve çilek bir 8 numara. çilek 8’in türkiye’ye inişi eylül’ün ilk bir iki gününü bulacaktır. ancak diğer iki isim konusunda hareketli günler yakın görünüyor. hatta belki de kuzey’in yanı sıra gurbetten de bir haber vardır!
  • 940
    kalite farkının sonuca ulaştığı maç. biraz daha pozisyon üretebilsek çok daha fazla gol atardık fakat maçı çok sıkıntılı hale getiren takımın savunma performansıydı. inanılmaz sayıda pozisyon verdik, rakipte 1-2 iyi ayak olsa çok farklı sonuç çıkabilirdi. şampiyonlar liginde mücadele edecek takım ortasahayı bu kadar kötü savunamaz. okan hoca berkan ve oliveira'nın savunma yetersizliklerinin üstüne mertens'i koyunca 15-20 dakika kabus gibi çöktüler üzerimize. 1-1'den sonra biraz durulsalar da yine pozisyonlara girmeye devam etti molde. kenar oyuncularının pozisyon takibinde zayıf kaldığını da eklemek lazım.
    ikinci yarı oyunun sıkıntılı olduğunu görmeyip 2-1'lik üstünlüğe güvenerek değişiklik yapılmaması çok yanlıştı. 2-2'den sonra apar topar hamleler yaptık. molde'nin hızının düşeceğini düşünüyordum ama yine gelmeye devam ettiler. sonlara doğru 3'lü savunmaya geçince topla daha iyi çıkmaya başladık.
    rakip çok nitelikli baskı yapmamasına rağmen geriden oyun kuramadığımız için sürekli uzun vuruyoruz. bu iş yetenekle açıklanacak bir durum değil sadece. bizim adımıza şanslı bir skor oldu avantaj bizde olsa da biten bir durum yok ikinci maçta ayaklarımız yere sağlam basmalı.
  • 942
    şüphesiz ki istanbul'daki maç bizim için daha iyi geçecektir. onların başlarda kurduğu baskıyı bizim kurmamız çok muhtemel. üstelik o baskıdan kaliteli ayaklar ile gol çıkartmamız çok olası. molde'nin en büyük şanssızlığı son vuruşları berbat yapması. yoksa çok pozisyon buldular. aldığımız galibiyet öyle böyle bir şey değil. resmen bizi ipten aldı.

    ayrıca takımımız ilk defa dişli bir rakiple oynadı ve defolar görüldü.

    burdan mertens'e parantez açmadan gidemeyeceğim. abi sen niye her topa 3 yaşındaki bebekler gibi vuruyorsun? yahu iyisin, güzelsin, lidersin ve çok iyi bir profesyonelsin. ama senin yaptıklarını bazen altyapı oyuncuları yapmaz.
    beyin çok acayip şeyler yapmak istiyor ama vücut resmen "uslan be halil ibrahim" modunda.
  • 944
    taktiksel olarak galatasaray'ın ve okan buruk'un sınıfta kaldığı bir maç oldu.

    papaz her gün pilav yemiyor. ve her gördüğümüz 3'lü savunmaya 4-2-4 atlamak fayda etmiyor.
    maçtan önce burada yaptığım analizi şöyle yerleştireyim (bkz: #3696930)
    gs molde'yi nasıl yenebilir bunları tek tek anlattık, okan hocanın asla maç planı olarak denemeyeceğini bile bile yazdım. maç zora düşünce, molde 75 dakikada 25 şut attıktan sonra nihayet galatasaray söylediğimiz noktaya geldi.
    kaan ayhan'ı oyuna alan ve stoperle arasına sokan kimse rezilliği önleyen adam olarak onu tebrik ediyorum. bu hamleyi yapan kişi yaklaşık 25-30 m€'yu kurtarmış olabilir.

    sanıyorum herkese göre rakip bizi fiziksel olarak birebirde yok etti;
    eriksen 9'da 0 ikili mücadele
    breveik 10'da 3 ikili mücadele
    haugen 6'da 2 ikili mücadele
    diğer haugan 3'te 0 ikili mücadele
    brynhildsen 6'da 1 ikili mücadele
    knutzon 10'da 6 ikili mücadele
    magnus ekrem 2'de 1 ikili mücadele

    ama istatistiklere bakınca pek öyle demiyor sanki :)

    boey 10'da 10 ikili kazanma ve nelsson da girdiği tüm ikili mücadeleleri kazanmış, angelino ve apokerim de 10'da 7 ikili mücadele kazandılar.
    fakat boey'in karşısındaki sol bek 4 gol atabilirdi.

    öncelikle taktiksel olarak kaybettiğimizi kabul etmemiz lazım, dünyanın en iyi satranç oyuncusu da norveçli zaten.
    biz hatamızı kabul edelim, teşhisimiz doğru olsun ki tedaviyi de doğru yapalım.

    maça; yunus, mertens, angelino, kerem, sergio gibi yumuşak oyuncularla başladık. oysa fb derbilerinde barış, zaniolo, berkan, torreira, kazımcan gibi sert ve uzun oyuncularla oynamıştık. zaten kadroyu görünce duran toptan yiyeceğimizi anlamıştım.
    okan hoca rakibi ciddiye almamış sanırım, koskoca galatasaray'ın tek planı 5'li oynayan takıma karşı kanatta ters ayaklı yunus'u oynatmak olmamalıydı.
    yunus bir bize bir onlara çalıştı zaten maç boyunca.

    rakip 3+1 oyun kuruyor, gs 2 kişiyle baskıya gidiyor, bazen orta sahadan biri de baskıya gidiyor, rakip bu baskıyı kırdıktan sonra sahanın her yerinden 2'ye 1 ve 3'e 1'ler yakalıyor. o duruma geldikten sonra dünyanın en iyi savunmacısı da olsan rakip doğru oynadığı zaman seni ekarte eder zaten. boey'i birebirde kimse yenemedi ama 2'ye 1 ve 3'e 1'lerle paramparça ettiler orayı. nelsson'u yenemediler ama arkaya sarka sarka ceza sahasına gire gire hacamat ettiler orayı.

    rakibin soldan geliştirdiği bir atak çeşidini ele alalım 3-5-2 oynuyorlar; sol stoperleri oyuna katılıyor, 1 tane sola kırık mezzela var, 1 tane kanat bek var ve sola devrilen bir santrafor var. 4 adam ediyor ve sağda bu adamları karşılayan boey+ nelsson var. yunus'un savunma yardımı yok, orta sahamız pasla geçilmiş pasifize edilmiş. stoperin kademesine girecek dm yok çünkü dm baskıya gidip kırılmış.
    maalesef korktuğum başımıza geldi, bizim takımı rakip td çıkarsa bu kadar olurdu herhalde.

    icardi onlarda olsa icardi'ye 25 tane top getirseler ne olurdu düşünmek dâhi istemiyorum. her maçı kaliteyle çözmeye çalışmak bilmiyorum yani ne diyeyim. biraz rakibi ciddiye almak lazım, rakibi biraz analiz etmek lazım. maç planı yanlış kim ne derse desin yanlış. galatasaray fenerbahçe'yi 3-0 yendiği maçta bile burada gelip 4-2-4'ün sıkıntılı olduğundan bahsetmiştim.
    ne geriden oyun kurabiliyoruz, ne oyunu rölantide tutabiliyoruz. derbinin aksine sahada bir sürü küçük ebatlı ve yumuşak gs oyuncusu var, sertlik yok, hava hakimiyeti yok.
    maçı izlerken çok büyük acı çektim, elden bir şey gelmemesi daha acı verdi.
    rakibin nasıl alt edileceğini biliyorum, bu rakibi cl'ye göndesek averaj takımı yapacaklarını biliyorum.
    neyseki kaan, barış ve tete'nin oyuna girmesi serum etkisi yarattı da takımı rahatlattı.

    kaan oyuna girince ne oldu ona bir bakalım. kaan oyuna ilk girdiğinde manssverk'e baskıya gidiyordu, neredeyse intihar. ama maçın son 15 dakikası stoperler arasına girdi ve savunmayı üçledi. bu hamle sonrası gs'nin önde baskı şekli de değişti, kanat oyuncularımız rakip stoperlere baskıya başladı, rakibin savunma arkasına attığı toplar azaldı ve galatasaray topa sahip olmaya başladı.
    maç analizini neden buna göre yapmadık mesela?
    illa böyle tadımızın kaçması mı gerekiyordu?

    maç genelinde 39 defa galatasaray ceza sahasına giren molde vardı, geriye yaslanıp beklenmedik ha, adamlar bizim baskımızı kıra kıra geldiler. durumun vehametini buradan anlamak lazım.
    molde takımından 1 tane adamı almayız gs takımına, manssverk'i alıp orta saha transferini kapatalım desek ne olur?
    elingseni apokerim yerine alsak, haugeni nelson yerine alsak, linnes'in yedeğini boey yerine alsak... bu örnekler artabilir.
    gs'nin yaka paça gönderdiği midjso rakipte olsa oranın tartışmasız yıldızı olur.

    bu arada golde midjso rahat rahat rakip ceza sahasına koşu atıyorsa, merkeze atılan kaan'ın geride olmasının verdiği konfor yüzünden yani. midjsto'yu da hep yanlış kullandık maalesef, üçlü orta sahada torreira ve sergio yanında kullansak çok farklı bir gs kariyeri olabilirdi, col daha verimli olabileceği mevkiler vardı ama olmadı.

    turun ikinci ayağında torreira oynarsa zaten kimseye çaktırmadan takımı üçlü orta sahaya çeviriyor, umarım oynar da turu geçebiliriz. yoksa tur bitmedi daha. norveç ekibi deplasmanda bu kadar rahat oynayamaz, zemin alışkanlıklarına vs katılıyorum zaten bu bir gerçekti.

    ikinci maç için birinci maçta söylediğim şeylerin aynısını yine tekrar ediyorum.
    top rakipteyken sol stoper ellingsen ile barış birebir oynamalı, icardi merkez stoper ile mansverk bağlantısını kesmeli, kerem sağ stoper haugeni almalı ve berkan da mansverk ile direkt birebir oynamalı. boey ve angelino direkt rakip beklerin üstüne binmeli. zaten bu baskıyı yaptığımız an rakip uzun vuracak ve bu sefer torreira gibi bir süpürücümüz olacak stoperlerin önünde. gerekirse rakip mezzelalar ile bizim orta sahalarımız da kafa kafaya kırışmalı. birebir oynayalım ya, her mevkide zaten daha iyiyiz, ikili mücadelelerde daha iyiyiz, sadece 3'e 1 ve 2'ye 1 yakalarlarsa geçebiliyorlar. markajda birebir verdiğimiz adamlar da bir zahmet geçilirse kademeye geri gelsinler 2'ye 2 ya da 3'e 3 oynayalım.
    zaten içerde taraftar desteği ile bunlara 2-3 tane atarız.

    zaten maçın 75. dakikasında durumun farkına varan bir teknik heyet vardı, madem farkettiniz ikinci maçın şifresi çözüldü işte. umarım gereksiz inatlar peşine düşmeyiz ve rahatça geçeriz turu.
  • 946
    stadda canlı canlı izlediğim maçtır.
    maç öncesi, taraftar kortej halinde stada doğru ilerlerken, ömrü hayatlarında böyle aksiyonu 1 bilemedin 2 kez gören moldeliler de tezahüratlara eşlik edip video çektiler *. otelde icardiden üçlü isteyen taraftarın falında kerem demirbay çıktı.

    gelelim maça.

    (bkz: #3676042) ve (bkz: #3688306) yazılarımda ne dediysem neredeyse birebir çıktı. torreiranın olmadığı bir orta saha kurgusunda, berkan/oli/mertens ile çıkmak direkt intihar nedeni. ancak, okan buruk düzen bozulmasın diye mi düşündü, yoksa kafada başka bir şey mi vardı bilmek mümkün değil ama. maçın neredeyse tamamında sürklase edildik. 25-40 arası atılan iki gol ve o dönemki baskının dışında, ortalama bir forvet ile 3 golü ilk yarıda yemememiz mümkün değildi. 1-0'dan sonra musleranın çıkardığı top, gerçekten maçın onlar açısından dönüm noktası olurdu.

    ilk yarı galatasarayda ortalama üstü oynayan tek adam yunus'tu. en azından tabelaya katkı açısından bunu söylemek mümkün. bizim açımızdan ilk yarıda oyunu koparabileceğimiz nokta, 2-1 öne geçtikten sonra, icardinin topuk pasıyla mertensin atamadığı gol oldu. onu atsaydık hakikaten maçı rahat koparabilirdik.

    ilk yarıdaki iptal olan golde açıkçası ben maçtayken de, sonradan izlediğimde de golün verilmesi gerektiğini düşündüm, zira, moldeli oyuncunun topa hamle şansı yoktu, ancak mertensin embelsilce faul yapması da işin ayrı bir boyutu.

    ikinci yarı başında da penaltımız verilmeyince molde bir şekilde ateşlendi ve norveç liginde de sıklıkla yaptıkları arka koşulardan pozisyonları buldular. yunusun düşmesiyle boey/nelson tarfını sürekli kullanan molde 2-2'ye durumu getirdi.

    aslında bundan sonra kime sorsan 2-2'ye tav olurdu. ancak icardi geçen sene de olduğu gibi bu sene de cendereden bizi çekti çıkardı.

    zaten herkes üç aşağı beş yukarı benzer yorumları yapmıştır. ben daha çok saha içinden gördüklerimi anlatmaya çalışayım.

    tribün televizyondan nasıldı bilmiyorum, ama daha koordine olunabilirdi. normalde bize tek bir yer tahsis edilmiş. ancak molde tarafından ben de dahil çoğu kişi bilet alınca, moldeliler deplasman tribünün yanını da bize açtılar, bizim biletleri oraya aktardılar. bu nedenle iki ayrı tribün gibi yerleştik. ilk tribün daha çok tribünlerden gelen ekipti, bizim tribün onlara ayak uydurmada güçlük yaşadı.

    molde'nin zaten tek tribünde sürekli tezahürat yapan ekibi var, diğerleri alkış tutturmaca. ama baskıyı iyi yaptıkları zamanlar da oldu.

    takımda geçen seneden farklı olarak kanatların birbirleriyle uyumu fecaat. kerem-angelino'nun normal şartlarda uyum göstermesi maalesef mümkün değil. sahadan uyumsuzlukları çok net belli oluyor. aynı durum bu maç özelinde yunus-boey için de geçerli. hatta boey'i bir kaç pozisyonda sürklase etti moldeliler. nelson da bu maçta ciddi biçimde savruk oynadı.

    yukarıda da yazdım. moldenin iki maçını izleyen herhangi bir teknik direktör, maça mertens-oli-berkan ile çıkmazdı. büyük skandalın eşiğinden döndük. bu zeminde, zeballah gibi fizikli moldeli oyuncuların arasında, kırıkkalesporun oyuncusundan omuz yediğinde bile düşen oli ve 37 yaşındaki mertensin bir şey yapamayacağı 2+2=4 kadar kesin. neyi amaçladık, neyi düşündük, anlamak mümkün değil. bunun üzerine berkanın 10 metreye doğru top atamaması da eklenince, durumun endişe verici olduğu ortaya çıktı. kerem demirbay/midsjö/kaan ayhan değişiklikleri tamamen orta sahanın direncini arttırmaya yönelikti. orta saha için en azından oli'nin yerine net bir transfer gerekiyor. ancak olinin kontratından nasıl çıkılabilir, o da zor bir denklem.

    kerem yerine barış alperi düşünebilirdi hoca, kerem/yunus fiziksel olarak çok ezildiler. 3/5/2 haliyle 5/3/2'ye de dönebildiğinden keremin etkinliği minimuma indi. zaten klasik el kol hareketleri malum*.

    molde'nin nasıl oynadığını en azından bilen birisi olarak beni oynadıkları oyun şaşırtmadı. herkes brevik diye sayıklarken (bkz: #3676042) işin kitabını yazdık *. fofanayı satıp, aldıkları berisha balon çıkınca moldenin hücum gücü minimuma indi. eikrem de dağlara taşlara vurunca, işi burada bitiremediler.

    her ne kadar beklediğimden bir tık kötü oynamış olsa da benim adamım (bkz: #3507579) ola brynhildsen angelinoyu da bir kaç pozisyonda sashayı da çok zorladı. eikrem çıkıp, kitolano girince de en azından net bir pozisyon yapamadan maçı bitirdiler.

    istanbul'da ne olur? moldenin turu geçebilmesi için bizi 2 farklı yenmesi gerekiyor. bu da çok kolay değil onlar adına. benzer taktikle, benzer oyunla oynayacaklar. ancak torreiranın takıma dönüşü burada çok çok önemli olacak. orta saha direncimizi çok arttıran bir oyuncu. mertensin yerine atabileceğimiz bir 10 numara işleri çok rahatlatır bizim adımıza. zaten maçı izleyenler görmüştür, evlere şenlik bir defansları var. bizim gol atmamamız neredeyse mucize, ancak erken golü yersek o sıkıntı.

    ıcardi, baba sen neymişsin *. bu arada ciddi kilo fazlası var, ama adam forvet be!

    bugün işe ses kısık gittim, galatasaray tribününde olduğumu bildiklerinden önce tebrik ettiler, sonra da kıskançlık içeren bir tonla maç bizim hakkımızdı dediler*. ıcardisi olan kazandı dedik tabii.
  • 949
    uzun yıllardır gerçekten bir galatasaray maçında bu kadar aciz hissettim. sanırsın karşıda barça var. her pasları isabetli, her oyuncularının içinden bir xavi, iniesta çıkmış, her ileri atılan topu bizim savunmadan çok daha süratli bir şekilde kovalayıp kapan hücumcu ve kanat oyuncuları... çok iyi alan kapayarak yapılan ön alan baskısı... gerçekten bize çok iyi çalışmışlar bu çok net. biraz futbol şansı, biraz da tabii ki oyuncu kalitesi ile gerçekten ucuz kurtulduk. ikinci maçın daha kolay geçeceğine eminim ama benim kalbim bir süreliğine bir tane daha böyle maçı kaldırmaz onu söyleyeyim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın