zayıf bir rakibe kaybetmenin o ilk üzüntüsü geçtiğine göre mantıklı yorum yapmanın zamanı gelmiştir. öncelikle bu maçı kaybetmemizin en önemli sebeplerinden biri özellikle de defansta sakat futbolcularımızın oluşuydu. semih kaya ve koray günter'in yokluğunu felipe melo ile doldurmaya çalışınca hem defans, hem de orta saha olarak çöktük ki
hamza hamzaoğlu burada ve diğer noktalarda hatalarını gayet iyi anlamış ve özeleştirisini de maçtan sonra güzelce yapmış, bunları tek tek vurgulamak gereksiz. belli ki pandev'den bolca yararlanmak, emre can'ı bir şekilde monte etmek ve orta saha direncini de her zaman yüksek tutmayı en az bizim kadar istiyor.
bu maçta yaptığı değişiklikler yanlıştı ama gördük ki
hamza hoca bu maçı kazanmak için takımı çok da zorlamak istemedi çünkü kupada zaten büyük ihtimalle bir üst tura, hem de lider olarak çıkma şansımız bu yenilgiye rağmen oldukça fazla. bu yüzden de hamza hoca hataları maç içerisinde fark edip, ligde önümüzdeki ilk maç olan rize sınavını da hesaba katarak kondisyon eksiğkliği yaşayan pandev'i dinlendirmek, melo'yu orta sahaya çekip emre can'ı defansta şöyle bir görmek istedi. bu maçı kafada sildi aslında çünkü çok da 2-0'lık yenilgi biz taraftarlar için üzücü olsa da etki ettiği şey olarak o kadar da mühim değil, tek kaybettiğimiz şey prestij oldu, yeter ki ligdeki maçımız için bir takım dersler çıkaralım ki %100 eminim hamza hoca bunları gayet iyi analiz etti, basın toplantısında bize de aktardı. yani hamza hoca'ya gözlem ve eylem açısından ilerisi için güveniyorum ama elbette ki dönem dönem eksikleri, hataları olacaktır, mesela dün öyle biraz sert çıktım diye kendisinden desteği asla çekmedim çünkü bilindik laflarla değil gerçekten çok yerinde tespitler ile maçı değerlendirdi ve "ders aldığını" gösterdi. bu bir teknik direktör aşırı önemi bir şey. hele ki papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayan
cesare prandelli'den sonra çok çok daha mühim... hamza hocanın hataları olsa da maç sonu demeçleriyle benim için aklanmıştır, önümüzdeki maçlara bakalım hocam sen yeter ki gördüğün, aldığın dersleri icraata dök, o kadar da önemli bir maç değildi, taraftarız biz, hazırlık maçlarını bile kafaya takarız.
tabi buna ek olarak daha maçın başında gerçekten hatalı bir gol yiyen
sinan bolat da yenilgide baş sorumludur. keza bok gibi bir maç yöneten hakem
volkan bayarslan da... hadi hakemler hep dandik zaten onu geçelim de sinan o golü yememeliydi, jeneriklik falan da değil bildiğin yanlış pozisyon almadan kaynaklanan öylesine bir gol. ikinci golde de emre can'ın bir hatası var ama dakika olmuş 90+4, takım geride ve moraller sıfır, çok da önemli değil.
en başta sakatlıklardan dem vurdum ama arada kaynamasın, bu maçı kaybetmemizde adına
international royal cup denen
sikik turnuva ve düzenlenmesinde emeği geçen futbol cahili yelloz karı arka plandaki baş sorumludur. o sakatları biz antrenmanda veya lig maçında vermedik, kasap mıdır, manav mıdır belli olmayan topçulara karşı leş gibi bir patates tarlasında oynarken verdik. o "castro" var ya hani semih'in bacağı üzerinde manda gibi devrilen, onu oraya koyan allah'ından bulsun.
işte bu sebeplerden kaybettiğimiz gerekli veya gereksiz her puanda o leş turnuvayı ve baş düzenleyicisi olan, futboldan da "ama gs de çok agresifti :)))" diyecek kadar anlayan karıyı bu ortamda zikredeceğim. galatasaray'a karşı ha baytar oynamış ha seyis, ne fark eder değil mi? oradan oraya koşuşturun, bir şeyler yapmaya çalışın, maksat turnuva gibi gözüksün. allah'ından bul futbol cahili...
inşallah rize maçında çok daha iyi bir galatasaray izleriz, hemen sonrasındaki kupa maçında eskişehir'e karşı da puan veya puanlar alıp grup liderliğini garantileriz.
yelloz karıya öfkem hala geçmedi dönüp dolaşım sövesim geliyor.
"
ama gisi di çik igrisif iynidi :))))"
senin ben...