2014-15 Türkiye Kupası G Grubu 4.Hafta Maçı
20:30
0 - 2
  • 85
    çok iyi kapanıp takım savunmasını çok iyi yapan diyarbakır'ın kazandığı maç olmuştur. galatasaray bu oyunda aslında yapması gereken her şeyi yaptı ancak o son toplarda o kadar kötü kararlar verdiler ki her geçen dakika diyarbakır'ın direnci arttı.

    bireysel performans olarak olcan adın o kadar kötüydü ki tek başına takımın bütün dengesini bozmayı başardı. kalite farkının bu kadar fazla olduğu bir karşılaşmada hakem hatasından çok bahsedilmez ama arkadaş bir hakem hem çizgiyi geçen topu, hem de elle çıkarılımış bir topu göremiyorsa neyi görecek o da ayrı bir tartışma konusu.

    galatasaray'ın en iyisi: http://www.soruyorum.com.tr/ka/xubawSts/
    galatasaray'ın en kötüsü: http://www.soruyorum.com.tr/ka/NE5EScPt/
  • 89
    ikinci yarısını keşke hiç oynamasaydık dedirten maç. öncelikle gole ihtiyaç varken ve oyuncu iyi de oynuyorken hamza hoca'nın pandev'i neden oyundan çıkardığını anlamak güç. illa umut'u alacaksa golü bulamama durumunda pandev'in yanına alıp çift forvete de dönebilirdi. pandev çıkınca ceza sahasına 1 tane top indiremedik. ilk yarıda 2-3 gol poziyonu olan takımın ikinci yarı pozisyon sayısı 0. bu arada olcan tam 90+4 dakika sahada kaldı,belirtmeden geçmeyelim.
    asıl korkutucu olan ise ikinci yarı takım disiplini denen bir olgu yoktu sahada. gol aramak demek 4 adamla rakip ceza sahasında beklemek demek değil. oyuncular o kadar birbirinden uzak ve kopuktu ki sahada, takım görünütüsü vermekten bile çok uzaktılar. topu alan plansızca canı ne istiyorsa onu yaptı. dileyen şut çekti, dileyen antrenmanda yapılmayacak hareketleri yaptı. bu çok büyük bir tehlike. umarım hamza hoca bu maçtan gerekli dersleri çıkarır.
  • 90
    özet:
    galatasaray yeniliyordu,
    dakikalar 80'i gösteriyordu,
    galatasaray ataktaydı,
    bir tribünden yine "ölüm varmış korku varmış" sesleri yükseliyordu...

    başından sonuna kadar galatasaray açısından saçma ve anlamsız bir maçtı.
    olcan geldiğinden beri takıma zarar vermeye devam ediyor, space jam filmindeki gibi yeteneğini alsalardı yine iyi olurdu aslında ama beynini almışlar haberi yok.
    sinan bolat'ın son gol yemediği maç kayserispor maçı, onda da kayserispor'un kalecisiymiş. başka söz gerek yok.

    hamza hoca'nın da kafası karışıktı. maça yanlış 11'le başladı, maç içerisinde yanlış değişiklikler yaptı. kenarda stoperin varken kupa maçında oynatman gerekirdi. sanırım ligde oynatacağı defans dörtlüsünü denemek istedi ama sıkıntılı. orta sahamız melo olmadan çok kırılgan. ortada koşan tek adam olan yekta da çıkınca yan paslarla atak rakip ceza sahası önüne gidip kanatlara top attık. bu bir organizasyon değil zorunluluktu. pandev çıktıktan sonra ileride top tutacak adam kalmadı. umut bulut o tarz bir oyuncu değil bunu herkes biliyor. umut girecekse pandev'in de oyunda kalması gerekirdi.

    genel olarak takım isteksizdi, erken yenilen gol ve hakemin yanlış kararları o kadar önemli değil böyle maçlarda. kendi evinde böyle küçük takımları yenemiyorsan bahane bulmayacaksın.

    ek olarak, evet ölüm var, korku var, bu dünyanın sonu da var. ama siz gelmeyin aq.
  • 91
    iyi oldu bana kalırsa kaybetmemiz. belli ki havaya girmişiz. dilerim hamza hoca bu maçtan gerekli dersleri çıkarır, felipe melo stoper oynamaz. emre can en azından o mevkinin oyuncusu, pozisyon bilgisi var. her ne kadar 2. golde adamını kaçırsa da maça ısınamadı olur öyle. olcan adın da ısrar etmesine gerek yok. selçuk'la burak'ın kankası diye torpile girerse sıkıntı olur, şu olcan'ı yasin de sinan da rahat keser.

    neyse herkes bir silkelensin, konsantrasyonunu yukarı çeksin. bedava şampiyonluk yok. havaya girdin mi galatasaray çakar sana :(
  • 93
    hakemlerin arenada oynanan sikik bir türkiye kupası maçında bile 1 net golü ve 1 penaltıyı iç ettikleri maç. kaybedilmesi çok da sikimde değil lakin federasyonla iyi ilişkiler kurmak için bir yerlerini yırtan, saraylara ziyaretler yapan yönetim iyi görsün bunları. ligin 2. yarısında kan gövdeyi götürecek. böyle hakem hataları lig maçlarında da olursa ki olacaktır, ne yapacak acaba yönetim merak ediyorum.

    millet bedava penaltılarla liderliğe otururken sen bu yüzden maçlarda puan kaybedersen çek git yönetim diyeceğim de zaten mayıs'da yolcu olduğunuzu kendiniz söylediniz. kulüp allaha emanet gidiyor, sonumuz hayrolsun.
  • 94
    şampiyonluk stresini erkenden yaşamaya başladığımızı gösteren maç. hayırdır beyler bu ne gerginlik ? saha içinde tartışmalar, uyumsuzluk, rakiple didişme diz boyu. maçın önem derecesi yok denecek seviyede. bu sene atıyorum 50 maç yapacaksak belki de en önemsizi. ama gel gelelim 90 dakika boyunca yaşanan gerginlik yüzlere yansıyordu anlamsızca. işin kötüsü, bu maçı çok isteme arzulama gerginliği veya tartışması falan da değil. çünkü bir o kadar laubali oynadık. ceza sahası ve çevresine aptal saptal hareketler. defansta gevelemeler falan.

    neyse her şeyin güllük gülistanlık olmadığını görmemiz açısından hayırlı bir mağlubiyet oldu.
  • 95
    öncelikle diyarbakırspor'u tebrik ediyorum. hak ederek maçı kazandılar.
    sert yazmayayım diyorum ama cidden çileden çıkartıyorsunuz ve "azalarak bitin lan" demek geliyor içimden, teknik heyetin oyuncu ve alternatifleri denediği siktiri boktan bir maçı kaybettik, sanırsın mahvolduk bittik ligden düştük ona buna laf sokmalar başladı.
    peki ne kazandın ? orta saha kurgusunun böyle olmayacağını anladın, olcan'dan olmayacağını ve devre arası tüm oyuncularının yattığını anladın falan filan diye uzar gider ama anlamanız için basitleştireyim
    bu maçta denediğin şeyin süper lig'de olmayacağını anladın, bunu telafisi olmayan bir maçta mı deneseydik hoşunuza giderdi acaba...
    diğer taraftan,
    o girseymiş bu çıksaymış ciddi ciddi yazıyorlar bunları ona yanıyorum ulan karşında 3. lig takımı var, sneijder stoper, melo kale, selçuk sağ bek, yekta tüm maçı amuda kalkarak oynasa bile bu maçı alacaksın, alamıyorsan suç futbolculardan başka kimsede değildir.
    selçuk efendi sahada dolanacak, sneijder ota boka trip yapacak, telles 10 ortanın 9 unu dağa taşa kesecek, sabri kendine çalım atmaya devam edecek ama suç teknik direktör onu soktu bunu çıkardı, hemde rakip 3. lig takımı :) bugün sahaya gireni çıkanı toplasan 10 üzerinden 2 oynamıştır rakip kaleye 2 şut göndermiş ve kalecin o topları da yemişse ve sen ısrarla teknik direktör bikbik diyorsan... yav he he
  • 96
    international royal cup'taki river plate rezaletinden sonra galatasaray'ımızın beni üzdüğü bir başka maç. yakışmıyor gerçekten, diğer takımlarla dalga geçmeye yüzüm kalmıyor resmen. boynum bükülüyor.

    diyarbakır bşb kim allasen? gözün kapalı yeneceksin bunları koyup geçeceksin. allah'ım yalvarıyorum n'olur dandik takımlara yenilmemiz ile sınama bizleri.
  • 97
    şu siktiri boktan maç için ödeyeceğimiz maç başı ücretlerin toplamını bilen biri yazsa ne güzel olur. muhtemelen türkiye kupası şampiyonluk primi dahil bütün kazançları, sadece bu maçta oynayıp yenildikleri için futbolculara verilecek maç başı bonuslar alıp götürmüştür.

    hayır hamza hoca'nın bu türkiye kupası grup maçlarındaki kadro tercihleri sayesinde harcanan maç başı ücretleri duygun başkan'ın kalbine indirecek ondan korkuyorum.
  • 99
    saçma sapan bir maç oldu.

    öncelikle hamza hoca'nın ideale yakın bir 11'le sahaya çıkmasını yadırgamadım. her ne kadar pazar günü lig maçı olsa da zayıf bir rakibe karşı devre arasının son provasını yapmak istemesi son derece normal. fakat sistem içindeki tercihleri bana kalırsa yanlıştı. chedjou'nun afrika uluslar kupası'nda* oluşu, semih kaya ve koray günter'in sakatlıkları defansın göbeğinde ciddi bir problemi ortaya çıkardı. halihazırda kadromuzda stoper orijinli tek isim 20 yaşında emre can coşkun. fakat o da galatasaray formasını sadece kupa maçlarında sırtına geçirmiş ve oynadığı rakipler de ciddi rakipler değil.

    defansın göbeğindeki kıtlık sorununun ilkini hakan balta ile kapatmaya çalışacağız. burası kesin. her ne kadar ağır da olsa tecrübesi ve hamle yeteneği var. bunun dışında zaten başka hiçbir alternatifimiz de yok. asıl problem hakan balta'nın yanında kimin oynayacağı.

    hamza hamzaoğlu galatasaray'ın başına geçtikten sonra herkesin fikir birliğine vardığı bir konu vardı; "hamza hoca galatasaray'ı ligin başından beri yakından takip edip iyi analiz etmiş". zaten geldikten sonra yaptığı ilk hamleler de defoları kapamaya yönelikti. fakat galatasaray'ı bu kadar yakından takip eden hamza hamzaoğlu'nun melo'nun stoperde oynayamayacağını da rahatlıkla öngörmesi gerekirdi. melo'yu geride oynatmanın iki tane maliyeti var; birincisi orta sahadaki en iyi oyuncundan o bölgede mahrum kalmak, ikincisi defansı asıl mevkisi defans olmayan bir oyuncuyla savunmak. hamza hoca bu maçta elbette rakipten çekindindiği için değil tamamen hakan balta-melo uyumunu görmek için melo'yu geride oynattı. fakat bunu bizzat yaşayarak tecrübe etmesine hiç gerek yoktu. ayrıca karşısında süper lig kalbresinin çok altında bir ekip olduğu için bana kalırsa bu test çok da sağlıklı olmadı. buna rağmen maçı 2-0 kaybettiğimizin de altını çizmek gerekiyor.

    bana kalırsa maça kesinlikle emre can coşkun'la başlamamız gerekiyordu. defansın göbeğinde gerçek mevkisi stoper olmayan iki oyuncuyla beraber oynayıp aynı zamanda melo'nun orta sahadaki gücünden vazgeçmek yerine, genç ve tecrübesiz olsa da asıl mevkisi stoper olan emre can'la oynamak ve aynı zamanda melo'nun orta sahadaki gücünden yararlanmak çok daha tercih edilebilir bir ihitmal olarak duruyor önümüzde. ayrıca genç bir çocuğu kazanma ihtimalimiz de var.

    emre can'ı geçen sezondan beri dikkatlice izliyoruz. bu sezon da devre arası kampında hazırlık maçlarına iyi bir görüntü çizdi. sert ve soğukkanlı bir yapısı var. bu maça 11'de başlamak aslında kendisi için çok iyi bir prova olurdu. ayrıca yükleyeceği özgüven ve arena taraftarıyla tanışması da önemliydi. sıradan bir kupa maçında en kötü senaryo kendisinin hatasıyla maçı kaybetmek olurdu ki bu da o kadar dert edilmezdi. oysa şimdi pazar günü rize maçına emre can'la başlamak büyük bir risk olacak. dahası emre can'ın olası bir hatası sadece puan kaybına değil kendi kariyerine de mâl olabilir. ayrıca hakan balta ve melo'nun da sakatlanma ihtimalleri olduğunu düşünürsek bu 3 haftalık dönemde özellikle bursa ve eskişehir gibi kritik maçlarda emre can'a ihtiyaç duyma ihtimalimiz de var. kısacası melo-hakan balta provasından daha önce emre can'ı o bölge için ısındırmak çok daha isabetli bir karar olurdu. hatta bu maçta sergileyeceği iyi bir oyunla rizespor maçında adını 11'e yazdırabilir; böylelikle biz de melo'yu geride oynatmanın maliyetlerine katlanmak zorunda kalmazdık. muhtemelen hamza hoca melo'yu geride oynatmanın doğru bir karar olmadığını gördü. hatta bana kalırsa maçın son 20 dakikasını sneijder - emre can değişikliğiyle oynamasının sebebi de melo'yu ileri atmak değil, emre can'a hazır ol mesajı vermekti.

    kısaca özetlemek gerekirse; yekta gibi galatasaray'a artık hiçbir şey veremeyeceği dünden belli olan bir isimle maça başlamak yerine, emre can'la maça başlayıp rizespor maçı öncesi çok daha iyi bir prova yapabilirdik.

    gelelim hamza hoca'nın maç içindeki tercihlerine. ikinci yarıdaki pandev - umut değişikliğini aklım almadı. geldiği günden beri tüm lig maçlarına iki forvetle çıkan hamza hoca'nın bu prova maçında pandev'i çıkarıp umut'u oyuna almasının aklıma gelen tek sebebi pandev'i pazar gününkü maç için fazla yormak istememesi. yoksa burak yılmaz'ın yokluğunda, maça ne pandev'le ne de umut bulut'la tek forvet başlamanın akılcı hiçbir tarafı yok. 4. sınıf rakip arasında bile kayboldu bugün forvetlerimiz.

    futboldaki hatalar çoğu zaman domino taşları gibidir. sürekli birbirini tetikler. maça başlarken yapılan tek yanlış, olcan adın'a tam tamına 90 dakika sabredilmesine mâl olduğu gibi hem oyunculara gereksiz bir sinir harbi yaşattı hem de maçın kaybedilmesine neden oldu.

    maçın hakemine hiç gelmeyeceğim; ilk yarıdaki skandal hataları olmasa maç zaten bu noktaya gelmeyecekti ama işte futbol bu. bazen her şey üstüstte biniyor.

    son olarak sinan bolat için birkaç şey söylemek istiyorum. kendisini ilk kez geçen sene içerde oynadığımız kayserispor maçında çıplak gözle izlemiştim. maçı 1-0 kaybetmemize rağmen arkadaşlarıma arena'da son yıllarda izlediğim en kötü kalecinin sinan bolat olduğunu söylediğimi dün gibi hatırlıyorum. zaten o gün maçı sinan iyi olduğu için değil, biz çok kötü olduğumuz için kaybetmiştik. sinan'ın duruşu kaleyi doldurmuyor kesinlikle. sezon başından beri süregelen güzel goller yemesinin sebebi de bu sanırım. bir büyük takım kalecisi her seferinden güzel goller yiyorsa bu kaleci şansızlığı değil, net olarak kaleci yetersizliğidir. maçın başında yediği gol net olarak kendi hatasıdır, vuruşun güzelliğinden değil.

    sonuç olarak bu maç bende oldukça negatif bir elektirik bıraktı. rize, bursa ve eskişehir gibi önemli maçlar öncesi bu maçta alınan sonucun hayırlı bir mağlubiyet olmasını temenni etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.
  • 100
    maçin 50-55 dakikasini izledim. gassaray geçen yil ki bayern-real mücadelesindeki bayern gibi oynadi. top sürekli bizde idi ve ceza sahasinin önünde dönüp dolandik. istatistiklere bakmadim ama, rahat bir %65-70 topa sahip olma orani vardi. diyarbakir ise 1 kere ceza sahasina girdi, o da gol oldu. diger gol de, sinan bolat in dikkatsizliginden geldi. hakemler! 1 golümüz yedi, vs. vs.

    diyarbakir daha istekli idi. golden sonra tamami ile kanpandilar. orta saha da gassaray i 5 oyuncu ile kar$iladilar. lakin buna ragmen gassaraya o bölgeyi pas yaparak çok rahat geçti. atilacak bir gol belki diyar i biraz daha açik oynmaya zorlayacakti ama olmadi. forvetsiz oynadik diyebilirim. pandev ve umut çok etkisizlerdi. bu da uzun bir süre tek forvet oynamamizdan kaynaklaniyor. önümüzdeki rize maçi* farkli olmayacak.

    ha belki oyuncular maça daha konsantre çikacaklar ama golü kim atacak? gassaray futbol takimi bu kaliteli isimleri ile diyarbakir kar$isinda en az 1 gol bulmasi gerekiyor. tatil pek yaramami$ bizimkilere. umarim rize maçi ile tekrardan lige dönerler ve 4. yildizin kö$elerine çift elle asilip, koparana kadar sallarlar.

    maçin olumlu detaylari:
    emre çolak: çok istekli idi
    alex telles: oynadikça kendini buluyor
    olcan: en azindan kilo vermi$ ama kilo ile ruhu da gitmi$ sanki, toparlanmasi lazim
    bruma: sakatlanmamak için daha temkinli oynuyor, biraz özgüvenini kaybetmi$ gibi, zamanla düzelir
    sabri: mücadeleyi birakmadi
    emre can: rize de balta ile görev senin koçum, allah utandirmasin
    sneijder: o da hirsli idi
    balta: yillandikça daha mi iyi oluyor, bana mi öyle geldi

    olumsuz detaylar:
    sinan bolat: ne diyem, mahmut mu diyem
    hamza hamzaoglu: hocam, melo, stoper falan, gerek yok böyle fantastik i$lere ama eminim sende gördün

    son olarak. bu takima inancim sonsuz! 4. yildiz bizimdir!!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın