476
22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı
-
-
477sol frame'de görünce yeniden ve yeniden üzen maç. ikinci golü yedikten sonraki müthiş üzüntü, kahveden eve dönerken dizlerimde derman kalmaması, sonrasındaki iki üç gün resmen bunalıma girmem falan hala hatırımda... aman yarabbi.
-
478askerde izlediğim ve kahrolduğum maçtır. hele o stoch'un abidik golünden sonra, son yarım saattir gıkı çıkmayan fenerbahçelilerin birbirlerinin üzerine çıkması falan gözümün önünden gitmiyor.
ama hani derler ya "allah bir kulunu sevindirmek isterse, önce eşşeğini kaybettirir sonra da buldurturmuş" diye. belki de bu maçı kazansaydık, kadıköy'de kupa töreni rakibin içine bu kadar oturmayacaktı. -
479o sezon kombine sahibi bir taraftar olarak kendi sahamızda oynadığımız lig + süper final toplam 20 maçın 2 tanesini kaçırmıştım. statta izlediğim 18 maçın 17'sinin sonrasında ise eve gelip ilk iş olarak lig tv'nin internet sitesini açmış ve maçların geniş özetini baştan izlemiştim. işte bu maç o sezon açıp özetini dahi izlemediğim tek maçtı.
-
480içimde kocaman bir yaradır. değil kadıköy'de alınan süper lig şampiyonluğu kupası, kadıköy'de alınan şampiyonlar ligi kupası olsa da bu yara kapanmayacaktır. evet, acısı dinmiştir hatta son 2 sezonda alınan kupalar ile tamamen yok olmuştur ama yaranın izi kalmıştır. maç sonu can yoldaşım (bkz: outta control) ile kafası kesik tavuk gibi dolaştığımızı hatırlıyorum ve eve giderken dolan gözlerimin eve girdiğimde kendini bırakması. çok canların bu arma uğruna sonsuzluğa gidişine sebep oldunuz belki ama akıttığınız yaşların hesabını er ya da geç elbet vereceksiniz.. (bkz: süper final)
-
48122 nisan tarihinin bize yaramadigini gosteren maçlar serisinin bir halkasi.
(bkz: 22 nisan 1992 fenerbahçe galatasaray maçı)
(bkz: 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçı) -
482iki sene önce tam bu saatlerde yüzbinlerce galatasaraylıyı çok üzen, binlerce galatasaraylının ciddi bir bunalıma girmesine sebep olan maçtı. oynadığımız mükemmel futbol ve girdiğimiz onlarca gol pozisyonuna rağmen bir puan dahi alamamamız önce allahın sonra da futbolun bir mucizesiydi sanırım.
-
483hayatımda ilk defa istanbul'a gittiğim ve ilk defa maça gittiğim maçtı. kafayı yediğim maç oldu. o kadar atak o kadar pozisyon. fakat olmadı. olmayınca olmuyor. neyse sonu güzel bitti. işin garibi kazanamasak da mutlu etti galatasaray. 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçıyla da noktayı koyduk.
-
484uzulmedigim tek fenerbahçe mağlubiyeti. yenileceksen de öyle yenileceksin.
-
485sonrasında 1 saat boyunca koltuktan kalkamadığım maçtır.
bir hamburg maçı bir de bu maç. sinirden çıldırtmıştır. -
486ansızın aklıma gelip gece gece canımı sıkan maç. şimdi özeti izledim, saç baş yoldum o günkü heyecana sahip gibi. necati'nin kale dibinden kaçırdığı bir pozisyon var, aydın'ın bir şutu var, yani bu pozisyonların gol olmaması mucize gibi bir olayken, topun oyunda kaldığı 60 dakikada 29 şut çeken bir galatasaray varken, 3 şutta 2 gol atıp maçı kazanan bir rakip var karşında.
futbol yeteri kadar adaletli bir oyun mu diye düşünüp durmuştum maç sonunda, kesinlikle öyle olmadığına kanaat getirmiştim açıkçası. emrah serbes, herkesi sevecek biri bulunur, budur dünyada kalan tek adalet kırıntısı diyor son romanında, aynı hayat gibi, futbolda da kalan adalet kırıntısı olduğunu düşünüyorum bu maçın. sezon sonunda aşağıdaki videodaki duyguları yaşatan da aynı spordu en nihayetinde. olmayabilirdi de, 12 mayıstaki maçı fenerbahçe de kazanabilirdi, normal sezonu 10 puan önünde bitirdiğin, playoffta 29 şut çekip yenildiğin rakibin şampiyon da olabilirdi, olmadı. sanki her şey bu sonla tamamlanmak için devam etti 22 nisan ile 12 mayıs arasında, bilmiyorum, bana öyle geliyor, belki de kuruntu yapıyorum, belki de tamamen tesadüfen gerçekleşti olan biten. ama ben ilk ihtimale inanmaya devam edeceğim.
http://www.youtube.com/watch?v=WhLUYi3ohnU
bu da tekrar saç baş yolmak isteyenlere gelsin. *http://www.dailymotion.com/...uponyatmaz-com_sport -
487ileride burak yılmaz olmadığından dolayı bu kadar baskılı futbol oynadığımız maçtır.
-
488izlediğim akşam ve sonrasında şampiyonluğa kadar beni kahreden maçtı. açtım öyle bir özetini izleyeyim dedim. ilk günkü kadar kahroldum ve çıldırdım. lig tarihindeki en fantastik derbiydi. kamyon dolusu gol kaçtı. adamlar 3 pozisyonun ikisini attılar. o gece maçı arkadaşımın taa ebesinin nikahındaki evinde izledim. geri dönüş ayrı bir zulümdü. maçtan sonra içimize oturanlar ayrı. maç sırasındaki tansiyon, kalp atışları ayrı hikaye.
ulan farka gidecek maçı kaybettiğimize mi üzülelim, seneler sona anamızın ak sütü gibi helal olan şampiyonluğumuzu kaptırma aşamasına geldiğimize mi üzülelim, aslında hiç oynanmaması gereken bu lig maçını oynamak zorunda kaldığımıza mı üzülelim....
maçın üzüntüsü 3 hafta sonra bizim açımızdan dağılsa da 2.5 yıl geçmesine rağmen acısı dinmeyenler hala var.
(bkz: fatih çalışkan) -
489ben hayatımda bu maça üzüldüğüm kadar hiç bir şeye üzülmedim. aklıma geldikçe canım sıkılıyor, şimdi gs tv'de dünden bugüne derbi gollerimizi gösteriyor. kale içine girmeyen toplarımıza kafam girsin, nasıl yenemedik ya bu maçı. allah'tan intikamı mükemmel oldu (bkz:12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı). lanet maç, uğursuz maç, insanları öldüren maç.
-
490
-
491"galatasaray dünyaları kaçırıyooor :)))"
hay sıçayım arkadaş, anasını sattığımın şeylerini bir biz kaçırırız zaten... bir maça bu kadar mı uyuz olunur? değil altı sıfır, on sıfır olacak maçtı ama sidik zoruyla bir tane ancak atabilmiştik. hatırladıkça hala sinirden köpürürüm. zaten süper final, değil benim heyecanım, kalpten gidenler olmuş, olacak iş değil yani kafayı yemiştim, hala da yiyorum. -
492(bkz: tarihte bugün)
hayatımda en çok üzüldüğüm maç. 3. senesini devireceğiz, ne kadar çabuk geçiyor zaman. -
493kadıköy çarşıda sağ ayağımı burktuktan 1-2 gün sonra seyrettiğim maç. onun acısını selçuk'un frikiği dindirir gibi olduysa da stoch'un golü efsane koymuştu bünyeye. anadan doğma fener çocuğu ağlak ziegler'in golünü de arabada radyoda duymuştum.
-
494(bkz: anma o vefasızın adını)
-
4952011-2012 sezonunun bendeki tek kötü anısı. her lafı geçtiğinde bu maç aklıma gelir ve yine stoch'un golünden sonraki yıkıntım. bu maçın dengi yaşanana dek acısı içimde kalacak ne yalan söyleyeyim. yanlış olmasın yenildiğimize değil fark atamadığımıza çok üzüldüm. elmander'e kızdığım tek pozisyon da bu maçta yaşanmıştır. selçuk'un beraberlik golünden sonra yobo'dan topu kapıp aydın'a boş kaleye golü attıracaktı ki heyecandan sanırım absürt bir pas atmıştı. o gol olsaydı çok samimi söylüyorum 4'e 5'e giderdi. gerçi aydın'ın gol atmaya pek niyeti yoktu 3 dakika sonra boş topu volkan'a nişanlayınca anlamıştık.
-
496
-
497acısı anca şampiyonluğu kadıköy'de ilan etmekle çıkardı. çıktı...
-
498arena'da izlediğim ilk maç.benim için en unutulmaz anısı selçuk'un attığı frikik golünden sonra yanımdaki tanımadığım amcanın bana tekme tokat girmesiydi. bir de maç çıkışı bir taraftarın stat çıkışında asfaltın üzerine üstü çıplak uzanıp gökyüzüne bakarak sigara içmesi.
-
499fatih çalışkan kardeşimizi kaybettiğimiz maç olmuştur.birilerinin popolarını kurtarmak için rant için play off getirenler katildir.katilin kim olduğunu hepimiz biliyoruz.
rantınız batsın olimpiyat çocukları! -
500takımın "olgunlaşmadığı için" kaybettiği maçtır. taraftar baskısıyla gereğinden fazla saldırıp kaybettik.
o sene hakan balta hariç ilk onbir yeniden kurulmuştu, önceki sezon sekizinci bitirilmiş, yeni takım 4 yıl sonra fb'yi yenmiş, içeride dışarıda nefis maçlar çıkarılmıştı. aslında maça çıkmadan önce beraberlik yetiyordu, buna uygun bir takım kurulabilir, mutlaka yenmek için sahaya çıkılmayabilir, hadi çıkıldı atak yapacağım derken orta saha o kadar boş bırakılmayabilirdi. ama taraftar aç, fb'yi yenebilecek durumdayız, zaten saraçoğlu'nda da 2-0'dan 2-2'ye getirip son saniye baroş'un topu direkte patlamış, her şey ama her şey galibiyet için çıkmaya çok uygundu.
olmayacak bir pozisyonla 0-1 geriye düşüldü, net biçimde bütün maç daha iyi oynadık, selçuk 1-1'e getirince taraftar delirdi, takımı da delirtti; beraberliği yakalamıştık ve maçın bitmesine az kalmıştı, oyunu soğutabilir, soğukkanlı davranabilirdik, olmadı.. galip gelmek zorunda olan fb daha soğukkanlıydı, bizim durumumuzu bildikleri için sadece kontratak oynamak onlara yetti..
neyse boşverelim, öyle olmasaydı kupayı o sahada kaldır(a)mazdık belki de, saraçoğlu'na şampiyon giderdik, tff de bir hafta sonra törenle filan verirdi..
