hafızalardaki yerini halen korumaktadır. ben, çalıştığım firmanın katıldığı fuarda görevli olmam sebebi ile maçta olamamayı geçtim, maçı canlı takip etmem bile çok zor olmuştu. maçın ilk düdüğünün çaldığı anlarda ben fuar alanından ayrılmış ve eve doğru gidiyordum. o anlarda maçtan son haberleri de arkadaşımdan mesaj yolu ile alıyordum. kendisinden gelen fenerbahçe golü haberine inanmam biraz zaman aldı; çünkü gerek ev sahibi olma avantajımız, seyircimizin desteği ile takımımızın fenerbahçe üzerinde kuracağı baskı, gerekse fenerbahçe ile aramızda olan kalite farkından herkesin gecenin sonuna dair iyi tahminleri vardı. bu maç ile ilgili olarak kimsenin aklında "ya kazanamazsak?" endişesi veya bir soru işareti yoktu. ilk yarı sonunda kendisi ile telefonda konuştuğumda "yok böyle bir maç, tek kale oynuyoruz ve 1-0 gerideyiz" bilgisini almıştım. ama o rahattı; "kazanırız, bu maç 2-1 bizim".
eve girdiğimde hemen maçı açtım, 65. dakika civarıydı. yaşanan bir pozisyon sonrası selçuk topun başına geçmişti ve milyonlarca galatasaray taraftarı gibi ben de golün geleceğinden emindim. nitekim selçuk bizi yanıltmamıştı ve topu direk dibinden ağlarla buluştururken aradığımız, beklediğimiz, istediğimiz gole de kavuşmamızı sağlamıştı. bu pozisyonun hemen sonrasında yaşanan an da aslında maçın özeti niteliğindeydi; tribünler golümüzü atan selçuk'un adını haykırırken aydın ile yüzde yüzlük bir fırsattan yararlanamıyorduk. bunun hemen akabinde aydın bu sefer topu ıskalamak yerine güzel bir şut çıkarmıştı, ama o da volkan'ın hamlesi ile kornere çıkmıştı. o kısacık anlarda yakaladığımız sayısız fırsatlardan bir tanesi gol olsa, oyundaki üstünlüğümüzü skora da yansıtacaktık, fenerbahçe'nin de direnci kırılacaktı. fakat bize beraberlik bile yetecekken, 5 puanlık farkı koruyacakken yenilgi hiçbirimizin aklından geçen sonuç değildi. beraberlik halinde bile büyün avantajımız sürecekti, en geç 5. hafta sonunda şampiyonluğumuzu ilan edecektik. ama bazı güçler, buna izin vermemişti ve şampiyonun belirlenmesi kadıköy'e kalmıştı. 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi ve sonrasında da, 22 nisan akşamı tribünlerde yapılan koreografi ve açılan pankart daha bir anlamlı hale gelecekti.
(bkz:
saraçoğlu'nu yakın şampiyonluk daha yakın)
bana göre, şampiyon olarak tamamladığımız 2011-2012 sezonunun en iyi özeti ise bu maçın 89. dakikasında yapılan engin - sabri değişikliğidir. bugünlerde kadro genişliği oluşturmamızın avantajı ile yedek kulübesinden burak yılmaz, nordin amrabat gibi skora direk etki edebilecek oyuncularımız girerken, geride bıraktığımız sezonda kadromuzun dar olması sebebi ile böyle hamleler yapma şansımız olmuyordu. kazandığımız şampiyonluk da bana göre bu açıdan çok değerli ve ulaşılması zordur.
teşekkürler imparator!
teşekkürler galatasaray!