şu ahi ömrümde en çok koyan fenerbahçe derbisi. johnson emre'nin götüne çarptırıp attığında olayın vahametini anlayamayacak kadar çocuktum. 6-0'da ergenliğin zirvesindeydim, herşeye inatlaşabilir bir kulp takabilirdim. 2006'da yine 22 nisan'da oynanan 4-0'lık maçtan sonra içimde birşeyler vardı;o sezonun öyle bitmeyi haketmediğini biliyordum çünkü...
ama bu maçtan sonra belki de 4-5 gün hiçbirşey hissetmedim. o hali bir de rahmetli dedemi aniden kaybettiğimizde yaşamıştım. maçı dışarda bir yerde izlemiştim, eve dönerken arabayı nasıl kullandığmı hatırlamıyorum. hasta galatasaray'lı bir arkadaşım vardı, askerdeydi. normalde her derbi sonrası ya rakip, ya hakem birilerine takar söve söve hıncını almaya çalışırdı. sadece alo dedi, ben de ona alo dedim, bir iki cümleden sonra sustuk resmen, belki 10 dakika telefon açık kaldı öyle, ne o bişey söyleyebiliyor ne ben...
eve geldim babam öylece oturuyor olduğu yerde. benim taraftar halimle her daim dalga geçen kardeşim bile ağzı açık kalmış boş boş duvara bakıyor. artık yüzüm ne haldeyse üç kere sordular "iyi misin" diye. yatağa uzandım ama uyumak ne mümkün, hala gol kaçırıyoruz. ertesindeki 4-5 gün sadece bedenen varım olduğum yerlerde. sınıfa giriyorsun gol kaçıyor, kantinde birşeyler atıştırıyorsun gol kaçıyor, hoşlandığın kız dönüp gidiyor ziegler-stoch ikiye bir kalmış gidip golü atıyor falan... felaketti ya...
tabi
bu iş burda bitmezdi tabii ki bitmeyecekti...
(bkz:
12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)
o değil de yıllar sonra bugün itiraf etmek gerek
12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçında ben dahil birçok galatasaraylının totem yapmasının altında yatan asıl sebep bu acıyı bir defa daha yaşayacak gücü kendinde bulamamasıdır. ben şahsen maçı boyu kabristanlıkta mezar mezar gezip dua etmiştim, eve gidip ekran başına geçmeye cesaret edememiştim. son yarım saati falan annemi ikna edemeyip eve dönünce izlemek zorunda kaldım. totem bu birine de söyleyemezsin, totemi kaçar(!). aydın'dı galiba ortasahadan fırlayıp defansı da arkasına katıp rakip kaleye tek başına giderken salakça bir biçimde topu kaptırmıştı. o an dönüp şimdi yine atıp kazanacaklar dedim babama. iç çekip hıçkırıyorum ama gözümden yaş gelmiyor. ara ara hıçkırıyorum, bir terleme bir ter atma durumu... sonra maç bitti işte bir şekilde. elmander çıkıp o tarihi demecini verince kahkaha attım, o da bir nevi elektroşok oldu benim için...