• 119
    galatasaray – manisaspor : 1-0

    özlediğimiz görüntülerle başladı maç, yani başlamış. captano standardı olarak istiklal marşı’ndan sonra tribüne giriş yaptım. beni bekleyen dostlara rağmen, kusura bakmasınlar.
    dostlardan özür diliyorum tabii ki ama cevad prekazi’yi görememek de üzücü aslında. hoş bu ülkede prekazi’yi en çok izleyenlerden biriyimdir, yine de görmek isterdim asy arenada. keşke kulüp prekazi’ye istanbul’da görev verse. fatih hoca ile birlikte oynadılar, aynı takımda galatasaray’da. sadece 15 dakika, fatih hocanın jübilesinde. fatih hocanın futbolu bıraktığı gün türkiye prekazi’yi tanıdı.
    benim ne kadar sevdiğimi size şöyle anlatayım. hagi mi, prekazi mi dediklerinde duralıyorum ve asla “net” cevap verdiğim görülmemiştir, hep lafı dolandırırım, aynen şimdi olduğu gibi:)

    özlediğimiz görüntü bu sezon başından beri sahnede aslında, özlemek önceki yıllara ait. rakibin oyunu kendi sahasında hatta kendi 18’i civarında kabul etmesi, özlenen. işin güzel tarafı, bunu bir kontratak taktiği olarak değil de, mecburen tercih etmesi. kontra yapamadıklarından belli. asy arenaya gelenler içinde fenerbahçe dahil bu tanıma. gerçi fenerbahçe’yi niye özel olarak andıysam, belki bilinçaltımda rıdvan dilmen’e çakma isteğim olduğundandır. şikayetçi olan varsa, hemen unfollow edebilir.

    galatasaray takımı, artık iyice eskilerde kalan büyük takım gibi oynamaya başladı. rakibi kendi sahasına itiyor. bakın itiyor diyorum, rakip çekiliyor demiyorum. çünkü rakibin kontra gibi bir düşüncesi yok, gençliğimde olduğu gibi asy arenaya 1 puana geliyorlar. yemezsek 1 puan alırız.
    net söylüyorum, çok yanlış bir düşünce. oğlum ne yapsan atıyor galatasaray, üstüne gitsen belki şansın olur. daha bu gaza gelen hoca görülmedi. açılıp 5 yemek de var ki çok daha olası.

    maça dönelim, bazılarının sonradan arakladığı şekilde “saha içine”. galatasaray her şeyi deniyor maç içinde. sağ-sol-orta. bazen olmuyor, frekans tutmuyor falan filan. işi çözmek için uzaktan şut ve duran toplar kalıyor.

    artık galatasaray duran toplarla da gol buluyor. gerek korner (kendi küçük işlevi büyük) melo’nun fenerbahçe’ye ve selçuk inan’ın trabzonspor’a attıkları gollerden sonra bugün inan’ın şahane frikik golü. frikik golü mü, yine mi, galatasaray mı? lan git !
    ama öyle usta, işine gelirse.

    o öyle oynadı bu böyle oynadı pek sevmem. ama söylemek şart, servet çetin bu akşam semih kaya’yı aratmadı. lan adam kaptan çıktı, kim kimi aratmadı diyenler illa ki vardır ama servet ismini duyunca küfürü basanların sayısı daha fazladır. beni ilgilendirmez, ben bu işlerle ilgilenmem. tıpkı transferle ilgilenmediğim gibi.

    eğri oturup doğru konuşalım diye bir laf var ya, ille eğri oturmak şart değil bence. nitekim ben masada laptopumun başında oturmuş, ayaklarımı iki sandalyeye uzatmış bir şekilde yazıyorum bu yazıyı, mesela kızım olsa masada hayatta ayaklarımı böyle uzatamazdım, çünkü kendisi uzatıyor, babalar ne yapar ayaklarını yere koyar. neyse, nasıl oturursan otur, hatta istersen oturma doğru konuşmak şart, bunu unutma yeter.
    bu takım bu hale fenerbahçe maçıyla geldi. sezon başından itibaren eksiklerini tamamlayarak geldi fener maçında noktayı koydu. koydu deyince yanlış anlaşılmasın, nokta bağlamında diyorum:)

    takımın en büyük eksiği özgüveniydi, futbolcu kalitesinden öncelikli olarak, bak yanlış anlamaya meyilli arkadaş, “öncelikli olarak” diyorum, futbolcu kalitesi iyiydi demiyorum. fenerbahçe maçındaki galibiyetle birlikte takım 4. vitesten 5. vitese attı.
    bakın bu güzel örnektir, sıklıkla anlatırım. umarım daha önce anlatmamışımdır. bir abimiz var bursa’da şöför. derler ki, erol abinin arabasında kahve içersin. bir de derler ki erol abi biriyle yarışıyorsa rakibi 4.vitesteyken (eskiden maksimum 4 vites vardı) kendi 3 ile yetişmeye çalışırmış. yetişince de 4’e atınca tutabilene aşk olsun.
    galatasaray da fenerbahçe maçına kadar böyle yaptı sanki. düşük viteste yetişti, yetişince vitesi attı, yürü be oğlum kim tutar seni.

    detaylara bakalım. frikik, duran top dedik. unutulmaması gerekenlerden bir de, takım kontra yapıyor artık. oyunu kontra üzerine kurmuyor ki nefret ederim ama yakaladığında şahane kontra yapıyor. ligin ikinci devresinde bunu muhtemelen daha sık göreceğiz. niye mi? rakipler kapanmanın çözüm olmadığını anladıkları için. yumurta mı tavuk tavuk mu yumurtadan?

    bir özür borcum var. sağ beklere o kadar salladım, eboue beni utandırdı. bana kalsa herkes sağbek oynar. sağlak ol yeter. ama eboue “yok ya” dedi. umarım yazılarımı ilk kez okumuyorsunuzdur, çok yanlış fikirler edinebilirsiniz site hakkında.

    gecenin güzel şeylerinden biri de nejat yavaşoğulları’nı maç çıkışı görmemdi. çok eskiden ticari bir ilişkimiz olmuştu kendisiyle, bu gece elbette tanımadı, olsun. sözlerimi geri alamam tabii ki.

    devre bitti. galatasaray lider. sanırım şikeciler ikinci. planlar böyle değildi halbuki. fenerbahçe devreyi lider bitirecek fenerbahçe taraftarı şikeeeee….şikeee…. , ya da bu da mı şike şeklinde ultrasonik fikirler üretecekti, olmadı.

    devre arası eskisi gibi 6 hafta değil. makul olduğu şekilde 2 hafta kadar. yalnız bu durumda en çok zararı antalyalı turizmciler görüyor. niye sesleri çıkmıyor ki? ben olsam ortalığı yıkardım. bana ne ya, belki şikecilerden aldıkları 1 puana seviniyorlardır.

    *
  • 111
    ulan gol sevinci apayrı bir tantana: http://www.youtube.com/watch?v=QkkTy1Fpa6Y

    -8. saniye: selçuk inan hasan şaş'ın üzerine zıplar.
    -10. saniye: melo pompalamasyona başlar.
    -13. saniye: eboue uçarak sevinç yumağına katılır.
    -13. saniye: ujfa, pompalamasyondaki meloya arkadan dolanır.
    -15. saniye: kazım da hava yoluyla sevince katılır. hemen inip yarı pompalamasyona geçer.
    -17. saniye: önce elmander onun üstüne de baroş uçar fakat ikisi de boşluğa düşer. (lan forvetlerimiz sakatlanıyordu.)

    ekleme: -15. saniyede kazım hava yoluyla sevince katılırken kulübedekilerden birini kasa yerine koyuyor, bacaklarını açıp adamın üstünden uçuyor. o adam kim mi?: http://imageshack.us/...ages/856/adasdv.jpg/
  • 109
    (gbkz: ----------kutuphanede mac izlemek nasil birseydir bilir misin sozluk?----------)

    finalimin baslamasi ile mac arasinda 20 dakika var. final 2 saat 40 dakika. sinavi 40 dakikada bitiriyorum. siniftan cikip kutuphaneye gidiyorum, pardon ucuyorum. kutuphane okulda internete erisebilecegim tek yer. bilgisayar odasina girip digiturkwebtv'yi aciyorum. dakikalar 59'u gosteriyor. en az 2-0 olmustur diye tahmin ettigimden biraz dus kirikligina ugruyorum. ama eminim gol atacagimiza, icim rahat. sonra frikik oluyor. golden de eminim. 63. dakika ve 1-0 ondeyiz. o kadar cok seviniyorum ki. ama sevinemiyorum, bagiramiyorum. o an arenayi ne kadar ozledigimi anliyorum. gozlerimden yas damliyor. millet bana bakiyor, icimde kopan firtinalari kimse anlayamiyor.

    (gbkz: ----------kutuphanede mac izlemek nasil birseydir bilir misin sozluk?----------)
  • 120
    galatasaray takımının galibiyet serisini 6 ya çıkardığı maç olmuştur.
    maçla ilgili notlarım şöyle.
    a. fener maçından sonra takımı özlemiştik. seyirci sayısı sanırım 40.000 leri biraz geçti.
    b. maç öncesi efsanelerde prekazihepimizi mutlu etti.
    c. ilk 45 dakikada sadece bıdık emre'nin depar atıp kale önünde kafa ile kaçırdığı bir pozisyon vardı.
    d. manisa özellikle defans olarak iyi bir takım, baroş sıkı pres sebebiyle ayağında maç boyunca top tutamadı.
    e. hakem yine bildiğiniz türk hakemi. ilk yarı melo bu ne diyince faul çaldı, bir ara manisa hocası bu ne diyince çalmayacağı faülü 5 saniye sonra çaldı. oyuncular bu hakemi maç içinde nasıl dövmedi anlamış değilim.
    f. selçuk kritik bir anda golü attı. sonra hakem ikinci sarıdan manisalı yiğit isimli oyuncuyu attı eminim oyun 0-0 olsa atmazdı.
    g. melo enterasan işler yaptı. ilk yarı bir oyuncu geçişi var ki inanılmaz, ikinci yarı doğu önünde yaptığı şovla hepimizi güldürdü. ali sami yen arena'ya gelmeyenler gerçekten inanılmaz olaylar kaçırmakta. melo'nun bonservisi mutlaka alınmalı. takımda yaptığı defans ve hücum işlerinde ve sıkıntılı anlarda vitesi birden yükseltmekte net takımın en büyük yıldızı.
    h. gol pozisyonuna girmek konusunda bu sezonun en kısır maçı oldu diyebilirim. takımın maalesef ciddi eksiklikleri var ve ara transfer dönemi geldi. sorun çözen yönetimi istiyoruz. umarız bizleri üzmezler.
    ı. pegasus anlamadığım yeni bir tezahürata bu maçta başladı. doğuda ultraslan sanırım yoktu. yani bir hareket filan olmadı üst taraftan zaman zaman rerere yapılmaya çalışıldı.
    i. şikecileri saymayın ilk yarı en yakın rakibe şu anda 7 (beşiktaş kazanırsa 5) puan fark attık.
    j. ilk yarıda 17 maç itibariyle fener ve trabzon maçlarındaki oyun hepimizi sevindirdi. takım defansif sorunlarını çözdü. tek sorunumuz 2 maç hariç
    gol pozisyonuna girmek.
    k. liderlik konusunda emeği geçen herkese teşekkürler. umarız sezon sonu play off larda 6'ta 6 yapar ve şampiyonlar ligini kasıp kavuracak bir takım oluruz. biz bunu hak ettik. yürüyedurun aslan parçaları.
App Store'dan indirin Google Play'den alın