• 703
    herkesin uzlaştığı gerçekler;
    1 ilk yarıyı çok iyi oynadık, yediğimiz ilk gol de talihsizlikti, city bile yiyor en nihayetinde golü.
    2 okan buruk 45-57 arasında çok geç kaldı. bunu daha önce molde maçında da yaptı ama şanslıydıl. bu sefer olmadı golü yedik.
    3 zaha ve ndombele hazır değil.

    seneler sonra şampiyonlar liginde, tam hazır değilken, üstüne icardi kötü günündeyken öyle ya da böyle 2-0’dan beraberliği aldık ve hiçbir şey kaybetmedik.

    sözlük neden bu kadar olumsuz ve öldük bittik modunda anlayamıyorum.

    kerem aktürkoğlu’na çöp diyenler, okan buruk’la maç bitmeden yollar ayrılsın diyenler, erdem timur’a yüklenenler…

    sakin olalım, bu kadar çabuk tüketmeyelim rica ediyorum. sabır.
  • 705
    herkes maçın başında gol ya da goller bulsak yeneceğimizi düşünüyor da muhtemelen öyle bir durumda 70 dk savunma yapıp 2-2 ya da 2-3 bitirirdik. daha çok canımız sıkılırdı. inanın böylesi daha iyi oldu.

    okan buruk gereken dersleri çıkardıysa hayırlı bir puan kaybı yaşadık. yok çıkarmadıysa hepimize geçmiş olsun. görüp görebileceğimiz tek puan bu olabilir.

    mesela geçen sene ali palabıyık'ın katlettiği 23 ekim 2022 galatasaray alanyaspor maçından sonra rezil kırmızı karta kadar tıpkı bugünkü gibi harika oynamıştık. puan kaybı zerre üzmemişti. çünkü o oyunun şampiyon yapacağına inanıyorduk. peki bugün 10 kişi de kalmadık neden olmadı.

    10 sene önce de bir kopenhag maçı vardı. mest olmuştuk. (bkz: 23 ekim 2013 galatasaray fc kopenhag maçı) geçen seneki okan buruk takımı gibi 90 dk müthiş bir pres vardı. adamlar nefes alamamıştı.

    evet ilk 30 dakika çok iyi oynadık da maçlar 90 hatta 100 dakika. 1/3'de iyi olup kalan 2/3'de rakibe cevap veremeyeceksek işimiz var.

    kazanan takım bozulmaz mantığı çok saçma. iyi oynamıyorduk. böyle olacağı belliydi. ucuz kurtulduk bence. yenilsek çok daha moral bozucu olacaktı.
  • 707
    (bkz: #3729696)

    maçın tek olumsuz tarafının zararını görmüş olduk. ilk yarı golleri kaçırdık, üstüne golü de yiyince çöktük. çünkü üstümüzde saçma sapan bir baskı vardı. kazanamazsak dünyanın sonu gibi bir hava oluştu grup fikstüründen dolayı. böyle olunca da 0-1 skoru görür görmez ''kazanamayacağız galiba'' hissi hem tribünü hem takımı düşürdü.

    unutmamak lazım bu takım uefa kupasını alırken de şampiyonlar ligi gruplarından çıkamadı. öyle kolay değil bu işler. topa basmak lazım. beklentiyi yüksek tutup baskı unsurunu arttırdıkça yıkıntımız da büyük oluyor. merdivenleri teker teker çıkacağız. henüz yıldız diye tabir ettiğimiz adamlar optimum kilosuna bile gelememişken biz hemen uzay takımı olmayı bekliyoruz. kolay değil.
  • 708
    2023-2024 sezonu ilk şampiyonlar ligi maçımız. ilk yarı ve ikinci yarıya tamamen farklı yaklaştığım maç aynı zamanda.

    ilk yarı özelinde oyun planımızı neredeyse tamamen sahaya yansıttığımızı düşünüyorum. ilk 20 dakika yüksek hatta baskı planladık. enerjimizin tavan olduğu bu aralıkta kaliteyi de sahaya boca ettik. teknik heyet burda gol beklentisindeydi. ziyech tercihi de bunu doğrular nitelikte. plan tuttu ama skor gelmedi. kerem ve icardi topu içeri bırakamadı. sezon başında olduğumuz düşünüldüğünde ilk 20 dakika yaptığımız baskıyı sürdürebilmemiz olası değildi. 20-30 arası aktif dinlenmeye geçtik. bu bölümün hemen ardından muslera ile başlayan zincirleme hatalar kalemizde golü görmemize neden oldu. muslera bu pozisyonda net hatalı olsa da gol direkt gelmedi. kendi ceza sahamızda üst üste dört defa kopenhag’lı topçuların topa dokunmasına izin verdik. bu seviyede bu zaafiyet golü getirdi. 35-45 arası oyunun kontrolü bizde ancak üretkenlik düşüktü.

    genel olarak skor olarak geride olsakta oyun olarak kötü geçmeyen ilk yarı okan hocayı bir karara itti. ikinci yarıya da aynı 11 ile başladık. ancak 50. dakikadan itibaren dağılmaya başladık. kopenhag cesur şekilde öne çıkarak top yapmaya başladı. bu reaksiyona yanıt veremedik. topun ayağımıza geçtiği anlarda da acele ettikçe hata yaptık. geçen yıl beşiktaş deplasmanında yaşadığımıza benzer bir mental kırılım içerisine girdik. tamamen dağıldık. bu tablo kalemize ikinci golü getirdi.

    hemen ardından gelen değişiklikler ve kopenhag’ın skoru koruma içgüdüsü oyunu tekrar dengeledi. ancak tribün ve oyuncularımız psikolojik olarak yıkım yaşıyordu. bu esnada rakibin gördüğü kırmızı kart bir kırılım yarattı. savrukta olsa bir baskı kurduk ve boey’un golü herkesi hareketlendirdi. birkaç dakika sonra gelen tete’nin golü ise kalan serüvenimiz için tünelin ucunda ışık anlamına geliyordu…
  • 709
    ilk yarı torreira, mertens, demirbay ve boey dışında herkes kötü oynadı. icardi bazı pozisyonlarda çok ağır kaldı. kerem çok gol kaçırıp çok fazla pas hatası yaptı. ziyech çok tutuktu. okan hocanın ziyech i ikinci yarı başında çıkarması gerekirdi. angelinho da bekleneni veremedi. ikinci yarı sadece tete dinamizm getirdi ve onunla birlikte goller de geldi. ilk yarı bu kadar çok pozisyon bulup atamazsan galip gelmek çok zor hale geliyor.
    kaybedilen bişey yok. biz ilk yarıdaki futbolumuzu oynayalım bu takımı danimarka’da güle oynaya yeneriz.
  • 710
    maçın belli dakikalarında hiçbir şey yapamasak da totalde muslera’yı doğru düzgün yere yatıramamış bir rakibe karşı kazanmayı daha fazla hakettik. bence takımlar arası asıl fark sahaya dizilim ve atletizim oldu. adamlar bizim tüm ataklarımızda yerleşiktikler, hiç boş bırakmadılar. biz ise birinde savunma arkasına atılan top ve muslera kararsızlığı, birinde takım ilerideyken muslera’nın yakın mesafeye hatalı pası ile golleri yedik. bundan sonraki maçlarımız daha zor maalesef. 3lü orta saha ile çıkmak farz oldu. bu maç 2 puan kaybettik ama en azından pes etmeme yönümüzü hatırladık.
  • 712
    galatasaray taraftarını rüyadan uyandıran maçtır. tam 1.5 yıldır bu maçı bekliyor taraftar. sonuç kocaman bir hayal kırıklığı. şapkadan tavşan çıkartan iki golümüz olmasa bugün farklı gelişmeler de olabilirdi. hatta kırmızı kart olmasa 0-3 biterdi. çok şanslı bir sonuç. dillerde tüy bitti aynı şeyleri söylemekten, o yüzden tekrar etmeyeceğim. berkan-taylan ortasahası ile kopenhag’dan çok daha güçlü ekipleri yenmemizin sebebi o günkü takıma göre haddimizi bilen bir oyun planını uygulamamızdı. bu sene kaç maç oldu, 10 mu 12 mi, oyun planımız takımın dinamiklerine göre değil, taktiksel sıkıntılar arşa erdi, b planı yok, yanlış ilk 11, yanlış oyuncu değişiklikleri, yanlış zamanlama, ezbere oyun, ezbere oyuncular, çizgiye inersem ayağım kırılır anlayışı…hep icardi kurtarıyordu, dün de zaha-boey ve tete… fakat oyunumuz, taktiğimiz değil dün kazandıran.

    okan hocam köprüden önce son çıkıştasın, bir metre daha gideyim öyle karar vereyim şansın yok. ya kendinle beraber takımı değiştireceksin, ya da sen değişeceksin. ister kızın ister küsün gerçekler bunlar. gönüller ilk ihtimalden yana.
  • 714
    başlangıç planı iyiydi. önde baskı ve savunma arkasına atılan yüksek topların kovalanması. ancak o plandan gol çıkaramadığımız durumda ikinci bir planımız olmalı. bunun olmadığını gördük. beni en çok üzen 46-60 arası verdiğimiz amatör görüntü oldu. şampiyonlar ligi'ndeki 32 takımın hiçbiri o görüntüyü vermez, vermiyordur.

    ligde bize keyif veriyor, vurup geçiyoruz belki ancak şampiyonlar ligi farklı bir platform. daha oturaklı bir oyun oynamamız lazım. kalan 5 maçta daha sakin, biraz geride bekleyerek oynarsak şansımız var. hatta kopenhag'ı önde basmadığımız bir oyun ile deplasmanda yeneriz. o maskesine tükürdüğüm kaleciye de lafını yedirmiş oluruz. hem de bok çukuru dediği yerde değil, uefa kupası kaldırdığımız efsane stadyumda.
  • 715
    öncelikle 1 puan 0 puandan her zaman iyidir diyerek başlamak isterim. schalke'yi eleyip çeyrek yaptığımız dönem manu mağlubiyeti ile başlayıp yine içerde braga mağlubiyeti görüp sonra bir de cluj ile berabere kalarak ilk üç maçı 1 puan ile bitirmiştik. sonrası malum. takım gelişti, var olsa yarı final garantiydi.
    gelelim günümüze. zaten maç başında herkes kendi kadrosunu açıklarken ben artık 4231 sisteminin bu seviyede yetersiz kalacağını söyleyip 433 ve çift sekizli bir sistem önermiştim. oyunun ilk 30 dakikası her istediğimizi yapsak bile bir anlık dalgınlık ile geri dönülmez yerlere gidiliyor. burası süper lig değil. rakiplerin hepsi ne kadar vasat olsa da tam konsantreler. evet kopenhag bence çok vasat bir takım. maçın başı 3 gol atsaydık bile biz 2 gol yerdik. çünkü enerjimizi kaliteli harcamadık. kaliteli harcanmayan enerji başta mertens olmak üzere sonrasında ziyech ile devam eden oyundan düşüşler gösterdi. okan hoca bunu sezemiyor. aslında en başta çıkan kadro zaten defoluydu. sanırım okan hoca skoru almayı hedefledi direkt ancak olmadı. kerem demirbay ne kadar bir 8 gibi oynasa da bence daha çok 10 numaraya yakın bir oyuncu. ona rağmen top kapıyor, koşu yapıyor. ancak bir sergio kadar değil bana göre. maç içinde yanlış olarak hamleleri sayacak olursak en başta ilk yarı bitiminde hemen oyuncu değişiklikleri ile girmemiz gerekirdi sahaya. hem tete hem sergio direkt içeri atılmalıydı. yine 433 yaparak devam edilmeliydi. maç içinde her şeyi yaparken dahi şunu düşündüm. beklerimiz neden çizgiye inmiyor? iki golü de çizgiye basan kanatlar sayesinde attık. geçen sezon bittiğinden beri bir baba stoper şart diyordum. bu maçta da görüldü ki stoper ikilimiz yetersiz kaldı. bireysel olarak abülkerim iyiydi ancak nelsson bana istediğim oyunu veremedi. bazı oyuncular vardır seviyesi lig ve uefadır. işte nelsson o sınırda kaldı maçta. rakibin bizi zorladığı anı hatırlamıyorum. bir aşure vardı sürekli bir şeyler yapmaya çalışan başka da bir numaraları yoktu. önümüze bakmalıyız ve en önemlisi alternatif bir sisteme geçiş yapmalıyız. bir dortmund bir newcastle maçlarını izledim mesela adamlar merkezi kapatarak oynadı. biz de aynı şekilde oynamalıyız. kısır olur ancak münih ve manu için garanti oyun şart. 4231 ve bitik mertens ile ilk yarıdan 4 atar giderler.
  • 716
    maçtan dönünce yazacaktım ama sıcağı sıcağına değil sabah yazarım dedim. burada herkes kendi subjektif yorumunu yapıyor. hakarete varmadıkça bence hiç sorun yok. galatasaray tribünü, tıpkı diğer tribünlerin de olduğu gibi konsantre hale gelmiş bir türkiye özeti. her sisyasi görüşten her dinden her milletten tipleme var, ortak olan tek alan galatasaray. bu sebeple kitlesel olarak oyuncu/takım sahiplenme ya da kitlesel olarak oyuncu/takım yuhalama aslında olmuyor. yanyana oturanlardan biri ıslıklarken biri alkışlıyor. bu tabii ki galatasaray için geçerli. konu karşı takım veya hakemler olunca yine birleşip ortak haereket ediliyor. yani istediğinizi yazın çizin, anlatmaya çalışın bu gerçek değişmeyecek. hangi kampta olursanız olun karşı kampta ya da size belli mesafede olan birileri olacak. şahsen belhanda olayı özelinde taraftarın yaptığını çok anlamsız buluyorum. formanı giyen oyuncunu ıslıklamak,yuhalamak aşırı saçma geliyor ama başkasıan demek ki mantıklı geliyor.

    ayrıca bir maçta taraftarın sahadaki oyuna olan etkisini çok abarttığımızı düşünüyorum. ana sorumlu asla taraftar değil, takımı hazırlayan ekip ve tabii ki futbolcular. bazen hakemler de kararlarıyla etken oluyorlar ama dün akşamki maç için bu geçerli değil. öncelikle futbolcuların tercihleri sonrasında ise teknik ekibin tercihleriyle şekillendi maç. ayrıca bu oyunda şans daönemli bir faktör. ilk 30dk. da yakalanan pozisyonları bir daha yakalasak yine 0 çekme ihtimali çok düşük. bu maçta bütün kaçırmamız gerekenleri kaçırdığımızı umut ediyorum.keşke tüm oyuncularımız tamamen hazır olsaydı, bunu ben de istiyorum elbette ancak bazı gerçekler var işte, olamıyor. bunu da benim ayrıca yazmama gerek yok eerden timur açık yüreklilikle anlattı hepsini, videosu youtube vs. var açıp dinleyebilirsiniz.

    benim maçla ilgili tek yorumum var o da sergio. yani bu adam sağlıklı ve oynayabilir durumdaysa sahada olmalı. yavaş yaptığımız pas dağıtımını hızlandırıyor ve takımı mutlaka bir şekilde öne taşıyor. torreira'nın etkinliği de bu sayade çok artıyor.

    umarın diğer maçlarda çok daha şanslı oluruz.
  • 717
    maçı canlı izlemedim. gece sakin bir şekilde boş boş tv'ye bakıp tekrarını izleyen biri olarak söyleyeceğim tek şey ilk 25 dakika maç çok rahat 3-0 olurdu. 3-0 olan bir maç sonucunda da kerem kahraman, icardi aşk adamı, okan avrupa fatihi, muslera clean sheet man olacaktı. goller gelmeyince taraftar dahil herkes mental olarak çökmüş.

    bence yüksek tansiyonla herkes heyecanlı yorum yapıyor. sonuç üzücü ama tamamen şanssızlık.
  • 719
    açikçasi bunu tahmin etmistim.

    (bkz: uefa şampiyonlar ligi 2023-2024 sezonu a grubu/@loewenherz)

    kopenhag'i 2. maçta kopenhag'da da, dünya her hangi bir yerinde de yeneriz. suni çim degil, isterlerse parkede oynayalim. herkes müsterih olsun.

    sampiyonlar ligi ilk maçinda iyi oynamasina ragmen berabere kalmak bir galatasaray klasigidir. galatasaray dizel motor gibi sonradan açilir.
  • 720
    geçen sene hazırlık maçlarında okan hocanın istifası isteniyordu şimdi şampiyonlar ligi, iyi kariyeri açısından gelişme var.
    bizim takım hazır değil, yeni transferler hazır değil. fiziksel bir oyun oynuyoruz, hazır olmayan oyuncular çok sırıtıyor. o yüzden koy oynasın bizde yemiyor.
    dün akşam içinse plan çok önceden belliydi; yoğun pres, gol atarsan geçiş kovala.
    yaptık presi, bir dünya pozisyon bulduk atamadık. sonra nefesi bitti takımın. sonuç olarak plan tutmadı ama alternatifler içinde en doğru plan olduğu gerçeğini değiştirmeyecek.

    şu maç 1 ay sonra oynansa nefesimiz daha çok giderdi, ilk yarıdaki oyunu daha uzun oynayabilirdik. fikstür de aleyhimize oldu.

    ben taraftar olarak takımın gidişatından memnunum, bazı sorunlar görünüyor ama takım içinde çözülür diye bekliyorum. yeter ki şampiyonlar ligi çok yıpratmasın bizi. o yüzden yenilmemeye daha çok sevindim dün gece.

    bir eleştirim olacak ama okan hocaya; takımın ritmi olmayınca direkt oyunda çok top kaybı yaşıyoruz ve takım çok yoruluyor. 96-2000 arası çok modaydı "aktif dinlenme" lafı, bizim takımın da arada topu kontrol ederek dinlenmesi lazım sanki.
  • 721
    rakı-kavun-yoğurt üçlüsü ve kaçak yayın yapan tu kaka siteler eşliğinde başlayıp gstv'de maçı anlatan çocuğun "ya sana hakem diyenin ben" serzenişiyle bitirdiğimiz fantastik müsabaka.

    izleyebildiğim ilk bölümde hatırlayabildiğim kadarı ile set hücumu olmasa da ona çok yakın olan üçten fazla bilinçli pozisyonumuz vardı. bunlardan yararlanamayıp sapan sapan olaylar zinciri sonrası golü yiyince bir anda rüzgar döndü. bizim evde "refresh" ile geçilen ikinci yarının ilk dakikalarında sakin kalıp ayağa kalkmaya çalışırken muslera'nın uzaklaştıramadığı topla yine geçiş pozisyonundayken yakalanıp ikinci golü yedik.

    ondan sonra takip edebildiğim kadarı ile kırmızı karta kadar aslında gereksiz denebilecek bir yılgınlık ve panik havası oluşmuş. hem kenardan yapılan hamleler hem de kırmızı kart sonrası dönen rüzgarla birlikte maçın sonlarında hakikaten arka arkaya gelen 2 golle hem o dakikalarda sosyal medyanın hem fikir olduğu "sıfır çekme" olayından kurtulmuş, hem de grupta birebir rakip gördüğümüz takımla aynı puanda kalabilmiş olduk.

    taraftarlık adına zor bir gece olduğu kesin. ıslıklar, tepkiler, internet ortamında yazılan/çizilen/konuşulan şeyler gerçekten taraftarlık açısından zorlayıcı şeyler. umarım bu cendereden bir şeyler kazanarak çıkabiliriz her anlamda...

    bu arada sözlüğün yayın yaptığı ülkede suç olmasına rağmen kaçak yayından takip ettiğimi belirtmekte bir sakınca görmedim. eğer bir takımın maçını ezeli rakibine kasa kolaylığı başta olmak üzere çeşitli maddi destekleri ayan beyan yapan bir patronun sahibi olduğu şirkete verirseniz, taraftarım diyene ne yazık ki başka bir seçenek bırakmamış oluyorsunuz...
  • 722
    ben dün akşam ki oyundan, baskıdan gayet memnunum.
    bizim taraftar 2 3 yıldız alınca bir anda kendini zirvede konumlandırıp, birlikte oynamak kültürü, takım olgusu, fiziki yeterlilik, takımdaşlık, oyuncuların birbirini tanıması ve tamamlaması gibi bir çok önemli etkeni göz ardı edip sadece kağıt üzerindeki isimlere odaklanıp, benim babam senin babanı döver gibi bir argümanla 3 5 atarız moduna girişiyorlar.
    beyler kendinize gelin lütfen.
    takım ilk 20 25 dakika gayet iyi oynadı.
    icardi topu dürtmeyip tekte vursa belki de gol olacaktı ya da gününde olsa gol olurdu.
    kerem'in sol taraftan kestiği pozisyon var normalde pek kaçırmaz ama olmadı.
    ha keza sol ayağıyla vurduğu var az farkla çıktı dışarı.
    direkten dönen topumuz var.
    ayrıca biz de angelinho, demirbay yeni yeni takıma alışıyor.
    icardi hala fazla kiloları var.
    ziyech yaz boyunca adam akıllı idman yapmadı zaten kamp görmedi.
    zaha geldiğinden beri ne yazık ki şansızlıklar var.
    ndombele keza fazla kiloları var.
    bir anda bu gibi yüksek isimleri alınca takım olunmaz. bu işler yavaş yavaş, zamanla, tekrar yaparak açıklar kapatılır.
    idman sayısı artar, oyuncu özgüvenleri yükselir, oyun ezberi gelişir ve enfes işler ortaya çıkmaya başlar.
    sistemler bugünden yarına olmaz.
    geçenlerde tete sosyal medya da eleştirildi bugün övülmekte.
    aynı şekilde sacha boey ilk yılında eleştirildi şu an bulunduğu yer belli.
    angelinho yine aynı şekilde eleştirilmekte zamanla o da ritmini bulacaktır.
    96 - 00 sezonları arasında biz çok kere düştük. her düşüşten sonra kalkmayı bildiğimiz için uefa kupasını aldık. bu sezon iyi bir deneyim elde edip yine şampiyon olup, şampiyonlar ligi biletini almalıyız. yapabilirsek 2. olursa bu sene cl'de ne ala. olursa 3.luk gayet güzel olmazsa da sorun değil.
  • 723
    36. dakikada lucas torreira'nın ceza sahası içine doğru yaptığı ortada topa vurmaya çalışan dries mertens değil de mauro icardi olsa, molde maçındaki* golün benzerini görebileceğimiz bir maçtı.

    grupta, kağıt üzerinde direkt rakibimiz olarak görebileceğimiz takımı evimizde yenememek, üstelik maça hem oyun hem atmosfer anlamında harika başlamışken tabii ki olmadı. ancak puansız ayrılıp ilk maçtan avrupa'ya mental olarak havlu atmaktan gerçekten iyidir.
  • 724
    esasen iyi başladık ancak yakalamış olduğumuz net pozisyonları bitiremeyince ve rakipte disiplinden kopmadan oyununa devam edince, birden 2-0 geride bulmuş olduk kendimizi. derli toplu oturmuş takımlara karşı defolarımız ortaya çıkıyor bu sene, bu maç da onlardan biri oldu. ilk golde hatanın büyük kısmı muslera'nın topu oraya şişirmiş olmasından gelse de, önce torreira'nın sonra mertens'in kafa topularını alaması sonucunda gol geldi. açıkcası bu iki oyuncunun kafa toplarını almasını beklemiyoruz ama kademeye girdiklerinde ister istemez bu şekilde bir zaafiyet oluşuyor. okan hocanın buna bir çözüm bulması gerekiyor. ikinci gol içinse çok söylenecek birşey yok. muslera kaleden hiç çıkmasa ne olur bilinmez ama bu kadar kolay bir gol yemezdik orası kesin. zaten istatistiklere göre de ( https://www.uefa.com/...penhagen/statistics/ ) kaleye 3 top gelmiş, 2si malum. son dakikalarda gelen beraberliğe sevinsek de herkes bu maçtan çok rahat bir şekilde 3 puan alabileceğimizi biliyordu, gördü de. neyse sağlık olsun, umarım hatalardan ders çıkarır ve iyi bir takım izlemeye başlarız artık.
  • 725
    maçta yediğimiz golleri kendimce kare kare işlemek istiyorum, katılırsınız katılmazsınız, benim futbol görüşüme göre yediğimiz gollerde hatalar bu şekilde. suçu tek bir oyuncuya atan taraftarımıza bunun bir takım oyunu olduğunu ve bu takımın bizim takımımız olduğunu, içinde yer alan herkesin iyi niyetli futbolcular olduğunu hatırlatmak isterim. takımımız toparlanacaktır ve gerekli dersleri alıp bizleri mutlu etmeye devam edecektir.

    -1. gol-
    ilk hata :nelsson
    https://gss.gs/hpE.png
    bu pozisyonda nelsson bomboş durumdaki boey'e topu yuvarlayarak oyunu ikinci bölgeye taşımaktansa gereksiz şekilde muslera'ya dönüyor. çok kolay bir pas ile topu boş konumdaki sağ beke taşıyacakken, muslera'yı zor bir pas atarak sol beki bulmak durumunda bırakıyor. muslera'ya çok dönüyoruz ve bu bir problem.

    ikinci hata : muslera
    https://gss.gs/8Q7.png
    bu pozisyonda muslera bariz bir şekilde angelino'yu bulmaya çalışıyor ve ona bakarak pasını gönderiyor. fantezi peşinde koştuğu, torreira'ya hava topu atmaya çalıştığı falan yok. zaten maç içerisinde birçok kez yaptığı gibi angelino'yu görmeye çalışıyor. muslera bu maçta pas kalitesi olarak çok iyiydi ve bu hatası olmasa bu yönünden çok övgü alacaktı.

    üçüncü hata : torreira
    https://gss.gs/KHR.png
    bu bir hava topu mücadelesi bile değil çünkü rakip yükselmiyor. torreira tamamen zamanlama hatası yaptığı için bu topa dokunamıyor ve daha kötüsü boşa düşüyor. zamanlama hatası yapmamış olsaydı bu topa çok rahat bir şekilde kafa vurabilirdi, çünkü tekrar ediyorum bu bir hava topu mücadelesi değil. ya da kafa topuna çıkmak zorunda bile değildi, kademesini alıp adamın karşısında dursaydı hiçbir tehlike yaşamayacaktık muhtemelen.

    dördüncü hata : nelsson
    https://gss.gs/zEV.png
    nelsson burda abdülkerim'in çizgisini kaçırıyor ve ofsaytı bozuyor. doğru çizgide durmuş olsa golü yemeyecektik.

    beşinci hata : angelino
    https://gss.gs/COt.png
    burda angelino'dan çok mantıksız bir savunma görüyoruz. bir bek oyuncusunun savunma yaparken stoper kadar içeri kapanması çok mantıksız geliyor bana. içeride savunduğu hiçbir adam ve hiçbir alan yok. sahada angelino hariç herkes boşta olan oyuncunun farkında ve eliyle boştaki oyuncuyu işaret ediyorlar. böylece boştaki oyuncu elini kolunu sallayarak ceza sahasından orta yapma şansı buluyor.

    altıncı hata: mertens
    https://gss.gs/EYC.png
    bu çok büyük bir hata değil bence. mertens topa kafa vuramıyor, belki kademe almaya çalışıp adamın önünde kalmayı tercih etse gol olmayabilirdi. ama topu ıska geçince rakibe bomboş vurma şansı gelmiş oluyor. sonrası zaten gol.

    -2. gol-
    ilk hata: okan buruk
    https://gss.gs/uHY.png
    şampiyonlar ligi seviyesinde 2 orta sahayla oynamak pek mantıklı değil çünkü sayısal üstünlüğü tamamen rakibe bırakmış oluyorsunuz. bu bir plan dahilinde ilk yarıda tuttu ve mertens'in kazandığı toplarla birçok gol pozisyonu yakaladık, ama böyle devam etmeyeceği barizdi. hoca ikinci yarıya oyuncu değişiklikleri ile başlayıp orta sahayı üçlemeliydi. değişiklikler hazırlanırken takımın ne kadar durağan olduğu görselden bile belli oluyor. özette olmadığı için koyamadım ama bu pozisyondan önce tek bir pasla 4 oyuncumuz oyundan düştü, gerisi çorap söküğü.

    ikinci hata: ziyech
    https://gss.gs/t9O.png
    ilk hata'nın görselinde ziyech'in yanındaki sol bek oyuncusu ok gibi fırlamış gidiyor, top ayağında olan oyuncu nelsson'u orta sahaya kadar sürerek alanı açmış. ziyech eliyle birilerine bir şeyler anlatmaya çalışıyor, kerem demirbay ise tüm olan biteni görüyor ama koşan oyuncu gözünün önünden koşuya devam ediyor. burda hatayı demirbay'a da yazabiliriz ama bek oyuncusu olduğu için ben ziyech'in kovalaması gerektiğini düşünüyorum.

    pozisyonun devamı 1 : https://gss.gs/Qak.png
    çok çok net bir pozisyon, rakip artık 2'ye 1 kaldı ve çok rahat bir şekilde gol atacaklar. burda muslera'nın çıkmaktan başka çaresi yok ve o da öyle yapıyor.

    pozisyonun devamı 2 : https://gss.gs/MvF.png
    muslera kalesini terk ederek rakip sol bek meling'i geciktiriyor. takım arkadaşlarının gelmesi için tek yapabileceği bu.

    üçüncü hata : muslera
    https://gss.gs/Qko.png
    burda abdülkerim ve angelino içerdeki oyuncuları kapatmayı tercih ediyorlar. muslera kalesine doğru gidebilir ama bu sefer rakip de üzerine gelip golü atabilir. abdülkerim veya angelino'dan birinin top ayağında olan adama basması gerekirdi. muslera burda bir hata yapıyor ve kaleye dönmekten vazgeçip adama doğru açılıyor. ama zaten pozisyonda 1 kişi eksiğiz ve yapılabilecek çok fazla bir şey de yok.

    bu golde en çok muslera'yı suçlayanlar ne yaşıyor anlamıyorum, 2'ye 1 pozisyonda kaleciyi suçlayan tek taraftar topluluğu biziz muhtemelen.

    pozisyonun devamı 3 : https://gss.gs/Rsd.png
    meling en doğru pası buluyor ve gerisi gol.

    gördüğümüz gibi iki golde de "falanca suçlu onu atalım takımdan bizi yaktı yoksa süperiz" demelik bir durum yok. gollerde çoğu oyuncumuzun hatası var ve bu çok doğaldır. anlık pozisyonlar ve anlık kararlar yüzünden hiçbirini linç etmemeli/ettirmemeliyiz. bazı arkadaşlar eleştiri ile linç durumunu ayırt edemiyor. linç etmek eleştirmek demek değildir. linç etmeden de eleştiri yapılabilir. benim yukarda saydığım hataların her biri eleştiridir ama linç içermezler. bu kadar çabuk adam tüketmek galatasaray taraftarının yapacağı iş değildir. futbolcularımıza, hocamıza destek olmalıyız ve gidebileceğimiz yere kadar gitmeliyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın