• 276
    imparator fatih terim'in oyun içi hamleleri maçı kazandırmıştır. arda, feghouli ve falcao yerine oyuna giren diagne, babel ve etebo nokta atışlardır.

    etebo, orta sahayı en azından sayı olarak rahatlattı. babel, diagne ise 70. dakikada oyuna girdiklerinde hem seyirciye hem lige net mesaj olmuştur. 1-0 önde olduğum maçı kazanmış saymıyorum, 2-0 kazanıp net bitirmek istiyorum demektir.

    etebo, en çok belhanda'nın ve taylan'ın işine yaramıştır. akabinde gol de gelmiştir.

    1-0 önde iken takım savunması nasıl yapılır dersi verildi bu akşam.

    yürüyedur cimbom.
  • 277
    2020-2021 sezonundaki istekli ve doğru oyunumuza devam ettiğimiz maç. takım ne oynamak istediğini biliyor ve herkes elinden geldiğince katkı veriyor. ben en son galatasaray'ı böyle 2011-2012 sezonunda görmüştüm. o sezonu da sekiz puan farkla lider tamamlamıştık. bir kanat bir orta saha ile daha iyi oluruz. ayrıca bu takıma daha muslera ve emre akbaba da gelecek. son olarak ikinci gol hayatımda gördüğüm en güzel gollerden biriydi. hafızalardan silinmeyecek bir goldü.
  • 281
    yaptığım hiçbir maçın kritiği skor odaklı değildir. çünkü türk futbol medyasının (ülkemizde spor medyası yoktur) en büyük hastalığı skor odaklı olmasıdır ve yorumdan çok bilinenleri, futbol seyircisinin gördüklerini tekrardan ibarettir.

    galatasaray sezon başında kurduğu ve hazırlık maçları dahil tüm resmi maçlarda kullandığı ilk onbirle çıktı sahaya. bunun oyun alışkanlığı, maç hafızası ve pozisyon üstünlüğü gibi getirileri vardır ve meyvelerini de topladı fatih hoca.

    başakşehir, okan buruk’un geldiği ilk günden beri uyguladığı çift santrafor kurgusundan vaz geçip, orta sahayı eksik bırakmamak için berkay’ı monte etmişti oraya. berkay sol kanat gözüküyordu ama sadece kağıt üstünde asıl orta solda oynadı. bunda geçen sezonun son maçında galatasaray’ın orta sahada başakşehir’e karşı kurduğu mutlak üstünlüğün payı vardı.

    evet galatasaray 2-0 kazandı, evet oyun olarak, istek ve motivasyon olarak iyiydi ancak ilk hafta hatay maçını kaybeden başakşehir de ikinci kaybı yaşamamak için oldukça diri ve kazanmak için çıkmıştı sahaya. dolayısıyla öyle kolay maç değildi.

    galatasaray’ın kazanmasının nedenlerini saymak gerekirse;

    -başakşehir’in bütün takımları çökerttiği sağ kanattaki visca-çaicara varyasyonlarını saracci ile önledi ama bu maçın 60. dakikasında saracci’nin sakatlanmasına yol açtı. sırası gelmişken söyleyeyim saracci fizik olarak kısa kaslara sahip bir futbolcu. bu nedenle üst-üste maçları kaldırması zor. belki 8-10 hafta sakatlanmadan gidebilseydi sonrasında yürüyebilirdi ama olmadı işte lifi attı. kısa kaslı futbolcuların sakatlıktan korunmak için açma-germe denilen fiziksel aktiviteyi (tabi diğer bazı aktiviteleri) diğer futbolcuların iki katı kadar yapması gerektiğini hatırlatmak isterim. scott piri’nin bunu hatırlatmaması ilginçti. saracci hazırlık maçları ve neftçi bakü dahil tüm maçlarda 90 dakika oynamıştı ve bu tehlikeliydi. en azından neftçi maçında son 30 dakika dinlenseydi bu sakatlığı yaşamazdı diye düşünüyorum.

    -başakşehir bir yıldır uyguladığı çift santrafordan vaz geçince hücumda ezberi bozuldu ve etkili tek pozisyonları, mahmut’un luyindama’dan (aşırı güvenden kaynaklı hareketi sonucu) kaptığı top sonucu oluştu.

    -ikinci yarıya crivelli değişikliği ile başlayıp aslına dönünce tehlikeli ataklar da yapmaya başladı başakşehir ama son hareketleri yapamayınca skoru değiştiremedi.

    galatasaray’ın 45-71. dakikalar arasındaki mahkum oyununu izlemesi fatih hoca’nın bir taktiği miydi bilmiyorum ama taktik de olsa bence uzun ve tehlikeli bir süreydi. taktik derken şunu kasdediyorum; ikinci yarının 71. dakikasına kadar başakşehir’in oyunu domine etmesine izin vererek risk aldı. başakşehir bu arada golü bulsaydı maç farklı bir atmosfere bürünebilirdi. 71. dakikada yaptığı üç değişiklik ile oyunun kontrolünü yeniden ele aldı ve dört beş pozisyon daha buldu. peki bu değişikliği daha erken yapıp oyunu tutamaz mıydı? bence tutardı ama nedense bekledi.

    fatih hoca eski kurt. alışkanlıklarını kolay kolay değiştiremez bu nedenle yardımcılarının kendisini uygun bir şekilde uyarması gerekir. özellikle beş değişiklik hakkının olduğu bu maçlarda daha erken değişikliğin hiçbir mahsuru yok. çünkü değişiklik hakkını erken kullanırsam, sakatlık falan sıkıntı yaşarın derdi de yok. örneğin ben dünkü maçta 60. dakikadan önce saracci’yi linnes ile değiştirseydi maçın sonucunun daha farklı olacağını düşünüyorum. çünkü yukarıda da izah ettiğim gibi hazırlık aşaması dahil saracci bütün maçlarda 90 dakika oynamıştı ve buna uzun bakü yolculuğunu da eklersek sıkıntı çıkabileceği açıktı.

    galatasaray’ın yedek kulübesi çok mükemmel. en az beş futbolcu oyuna sokabilirsin ve bunlar çok ciddi oyuncular. örneğin dünkü maçta oyuna alınan, linnes, babel, diagne ve etebo ilk onbir futbolculardı. ömer bayram yine yetersiz kaldı ben olsam öner bayramın yerine m.kerem aktürkoğlu’nu kadroya alır ömer bayram’ın yerine 70. dakikada sahaya sürerdim. çünkü ömer bayram’ın bire-bir yakaladığı bir pozisyonda nispeten ağır skirtel’e topu kaptırması can sıktı. o pozisyonda kerem aktürkoğlu olsaydı skirtel ya kırmızı kart yerdi ya da kerem, mert günok ile karşı karşıya kalırdı. ömer bayram ve j. durmaz galatasaray’ın yedek kulübesinde bile yetersizler. tabi sadece lig için söylemiyorum avrupa kupalarını da düşünerek söylüyorum.

    galatasaray maçı net bir skorla kazanmasına rağmen zaafları vardı. ilk ve öncelikli zaafı, gol vuruşlarını plase yapması ve çok gol kaçırmasıydı. galatasaray gollerini genellikle plase şutlarla buluyor. dünkü maçta da belhanda’nın golü dahil tüm şutları plaseydi. sanki birisi emir vermiş sert şut atılmayacak diye. diagne’nin iki tane, belhanda’nın iki tane, feghouli’nin bir tane olmak üzere tam beş gol pozisyonunda plase şut denemesi garipti. halbuki çok daha sert şutlar deneyebilirlerdi. tabi bunun çalışmasını yaparlarsa. bu zaaf ligde bize çok zarar vermeyebilir ama avrupa’da başarı isteniyorsa bundan kurtulmak zorundayız. kısa mesafede de sert şut çıkarabilmeli futbolcularımız. neftçi ve gaziantep maçlarında da goller plase vuruşlardan geldiği gibi gaziantep kalecisi bu plaselerin dört tanesini de kurtardı. ceza alanı dışından sert şut atamıyoruzu geçtim ceza alanı içinden de sert şut atamıyoruz. çok garip bir hal.

    galatasaray’ın ikinci zaafı, kenar ortaları. saracci, omar ve emre kılınç’ın varlığına rağmen şöyle usturuplu bir kenar ortası göremedik maçlarda. duran toplar haricinde şöyle falcao’nun ya da diagne’nin yükselip çaktığı sert bir orta yoktu. neftçi maçında linnes’in diagne’ye attırdığı bir gol vardı ama o bile istediğim sertlikte bir orta değildi.

    galatasaray bu zaaflarını giderebilir çünkü çalışmakla giderilebilecek zaaflar. ancak avrupa maçları geldi çattı. bundan sonraki rakiplerimiz neftçi gibi olmayacak. çok daha sert ve çok daha hızlı oynayan takımlarla karşılaşacağız. bu nedenle bizim de hızımızı ve sertliğimizi artırmamız gerek. temaslı oyunu oynamamız gerek. şu anda orta sahada temaslı oyunu oynayabilen tek futbolcumuz taylan. etebo da oynayabiliceğini gösterdi dünkü maçta. ancak orta sahada belhanda ve arda’dan vaz geçmezsek etebo’yu kimin yerine monte edeceğiz. bence arda turan’ı özellikle avrupa kupası maçlarında kenara çekmek ve etebo ile oynamak zorundayız. arda son otuz dakikalarda süre alırsa yaratıcı paslar yapabilir. aksi halde çok koşan ve sert oynayan avrupalı takımlara karşı orta sahamız çok yumuşak kalır ve taylan’ın üzerine çok yük biner. bu da allah korusun taylan’ın kas sakatlığı yaşamasına neden olabilir. yani etebo’yu avrupa için hazırlayıp ilk onbire monte etmek zorundayız bana göre.

    özetlersek, sert şutlar, orta sahada temaslı ve sert oyun, sert kenar ortalarını da menümüze eklersek çok daha mükemmel bir futbol çıkacak ortaya.
  • 282
    zorlu deplasmanda nasıl oynanır gösterdiğimiz maçtır. son 10 dakikaki rehavet ve bir kaç bireysel hata dışında pozisyon vermedik ve oyunu istediğimiz gibi yönlendirdik. bu yönlendirmeyi de illa topu ayağımızda tutarak yapmadık. başakşehir'e verdik topu hatları sıkı tuttuk ve bekledik. açıkçası çok fazla yorulduğumuzu da düşünmüyorum. çünkü top rakipte iken alan kapatarak güzel aktif dinlenmeler yaptık.

    tüm aslanlara helal olsun en baştada da imparator fatih term'e. mükemmel bir galibiyet ile deplasmandan döndüler. aslanlarım benim.
  • 283
    maçtaki penaltıya penaltı değil diyen herkes damgalı galatasaray düşmanıdır, ayhan akman da dahil. ulan adamın eli 90 derece açık, luyindama topu içeriye kesiyor ve gol pozisyonu oluşacakken adamın eline çarpıyor ve top yön değiştiriyor.

    üstelik aynı maçtaki bir pozisyonda skrtel falcao'nun üzerine dirseğini koyarak topa yükselmesini engelliyor. bunu konuşan tek bir yorumcu görmedim, geçen hafta fenerbahçe'nin penaltı pozisyonu benim için doğru karardı ama falcao'nun pozisyonu çok daha net bir penaltıydı.

    belli oldu ki bu yıl medya ile işimiz her zamankinden daha zor.
  • 284
    galatasaray‘i çok beğendiğim maç. son dakikalar da dahil.

    - galatasaray takım olmuş. gerçekten iyi oyuncu topluluğu ötesinde takımdaşlık duygusu ilk defa göze çarpıyor. hatayı kim yaparsa yapsın öbürü topu kovalıyor, adamını tutuyor vs. marcao, henüz toparlanan luyindama’nın arkasını kolluyor. falcao gibi bir marka, taylan’dan sıyrılan adamı omuzuna alıp sıkıştırıyor deparla. yahu diagne sıfıra inip asistin pasını yoktan çıkardı, diagne! yıllardır bu takımda isyan eden adam yok diyorduk. şu an belhanda dahil isyan eden, isteyen tavırdalar. mobil uygulamada da görüyoruz dostluk ortamını. bası dostlarımız belki bu cümlede bana kızacak; ama bu atmosferde arda turan’ın etkisi olduğuna inanıyorum. takımın ihtiyacı olan camia menşeili ve kariyerli lider tavrına bürünmüş gibi. fatih terim boşa ısrar etmemiş. sadece arda değil; görünen o ki falcao da ağır abi haline gelmiş. sahada sürekli birilerine komut verirken ve dert anlatırken görüyoruz. eskiden topsuz alanda kadraja girince daha ziyade maçı takip ederken görüyorduk.
    - marcao alev almış durumda. geçen sene sezona müthiş konsantresiz başlamıştı. bu sene kaleci konsantrasyonuyla giriyor pozisyonlara. 0 hata lüksü varmışçasına oynuyor. ceza sahası içini özellikle hava toplarında sahiplenmiş. sağ / sol stoper gibi değil de luyindama’nın arkasında libero gibi poziyon aldı çok pozisyonda. luyindama’nın hala hafiften aksaması ve kalede garanti bir muslera’nın olmaması defansif konsantrasyonu ekstra arttırmış takımda. ofans anlamında emre kılınç biraz daha oyuna ısınıp pas kalitesini arttırdığında, emre akbaba döndüğünde, etebo ısındığında ve arda turan maç eksiğini giderdiğinde transfersiz bile daha da yüksek tempo izleriz.
    - transfer demişken; taylan 8 numarayı harika oynuyor. ama 6 numara şart. futbolcuların şahsi patlama ve hırsları yorgunluğa döndükçe orta sahayı başakşehir hızlı geçmeye başladı. etebo ve diagne girdikten sonra dirildik ve 2’yi bulunca zaten topu onlara bıraktık. ama 90 dakika sertlik katacak birisi olursa hem diğerleri daha az yorulur hem de bu oyundan düşmeler azalır. 5 değişiklik düşünülürse de tempoyu 90 dakika istediğimiz gibi ayarlarız.

    fatih terim’in dediği gibi; gurur duyulacak bir takım geliyor.

    gidişat o ki bu sezon galatasaray maçlarında kırmızı kart ve penaltı bol olur. bu tempoya sadece lig başı değil, diğer dönemlerinde de cevap verecek kalitede takım yok ligde. o yüzden sertliğe başvuracaklar. elbette yenildiğimiz, formsuz olduğumuz, hakem katliamı yaşadığımız maçlar da olacak. ama yolun sonu aydınlık. yeter ki sakatlık ve huzursuzluk olmasın. kaosa lafım yok, kaos bizim habitatımız. kaossuz galatasaray başarısı azdır.*
  • 287
    sistem ve taktiksel yapı bir yana, fizik ve kondisyon olarak dövdük herifleri. mahmut'un oyundan çıkarken yüz ifadesi her şeyi özetliyordu aslında. çocuk bembeyaz olmuş, beynine kan gitmemiş koşmaktan. bu erken yükleme sezona çok güçlü girmemizi sağladı. ancak erken yüklemelerde en büyük endişem yaşanan ani kondisyon düşümü. umuyorum bu sezon o sorunu yaşamayız. koşan mücadele eden galatasaray'ı ne çok özlemişiz.
  • 288
    "galatasaray bir his takımıdır. renklerine aşık, birbirlerini seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır."

    gündüz kılıç

    dakikalar 59'u gösterirken maçı yayınlayan kanalın kameraları falcao'nun saha kenarına oyuncu değişikliği işaretine odaklanmıştı. oyunun galatasaray adına en iyilerinden olan sarrachi rakibiyle girdiği mücadelede yerde kalmış ve baldırını acıyla tutuyordu. fatih terim de kenarda açma-germe yapan oyunculardan linnes hemen yanına çağırmış ve hazırlanma talimati vermişti. norveçli apar topar oyuna girerken, uzak köşeden arjantinli takım arkadaşı yüzünde acı, seke seke oyunu terk etmekteydi. iyi oynarken maçtan ayrılmak kimsenin arzu etmeyeceği bir durumken, bir de sakatlık ihtimali daha da can yakıyordu.

    on üç dakika sonra ise fatih terim, oyunu kontrol etmek için "diri ve enerjik" diagne, babel ve etobo'yu sahaya sürerken, arda, falcao ve feghouli kenara doğru ağır ve yorgun adımlarla yol almaktaydı. işte o an baba gündüz'ün sözü aklıma geliverdi, zira kaptan arda hocasının tebriğini aldıktan sonra doğrudan yedek kulübesine hareket etmiş ve sakatlanan marcelo sarrachi'nin başını geçmiş olsun diyerek öpmüştü... hep birlikte sevinen, hep birlikte üzülenlerin takımı olmuştu galatasaray...

    bu noktada kaptan arda turan'a da bir özür borcumuz olsun; ismi galatasaray ile anıldığında transferine karşı çıkanlardan biriydim, beraber takıldığı arkadaşlarını düşündükçe galatasaray'ın havasını bozacağını zannediyordum ama yanıldım, zira arda takım içinde gruplaşma yapmadı, tam tersi birlik beraberliği sağlamak için tecrübesini kullandı...

    zorlu ve yorucu olması beklenen fikstürün ilk üç maçından galatasaray alnının akıyla çıkmasını bildi. 7 gün evvel gaziantep fk'yı, 3 gün önce de neftçi'yi mağlup ederken, bu pazar da son şampiyon başakşehir'i yendi, hem de bolca alkış toplayan bir mücadele sonrası... darısı diğer maçlara diyelim...

    sezon başı tam takım çalışmanın etkisiyle fatih terim kafasındaki ideal kadroyu kurmuş ve iki lig maçında da aynı oyuncuları sürmüştü ilk devre oyuna. topçular da nasıl ki antep maçında, arzulu ve istekli başladılarsa, başakşehir karşısında da misafirden ziyade ev sahibi havasıyla giriştiler mücadeleye ve çok zaman geçmeden de aradığı golü falcao'nun penaltısı ile buldu galatasaray. belhanda'nın bir serbest vuruş sonrası yaptığı ortada hava topuna yükselen luyindama'nın kafası demba ba'nın iki koluna çarpmış, hakem atilla karaoğlan net gördüğü pozisyonda topu var'a atmıştı. ilk dakika taylan'ın kafasına tekme atan demba ba'ya sarı kart çıkarmak nasıl zoruna gittiyse, galatasaray lehine erken bir penaltı da içine sinmemişti ama pozisyon açık ve netti: penaltı çalınacaktı...

    golün rahatlığı ile daha da özgüvenli oynayan galatasaray, tüm oyuncularıyla maç öncesi hocasının verdiği talimatları harfiyen yerine getiriyordu. emre kılınç ve arda kanatta ve orta sahada bir birine yardım edip, pozisyon değiştirerek oynuyor, marcao luyindama'nın kaptırdığı topa vücüdunu siper edip, arkadaşının hatasını telafi ediyor, belhanda taylan'ın kademesine girip, yatarak savunmadan top çıkarıyor, sarrachi ve omar rakibin iki kanadını etkisiz hale getiriyordu. herkes görevini yapıyor, pozisyonlarını kaybetmiyor ve hal böyleken de ev sahibi istediği kadar oyunu galatasaray yarı sahasına yıkmaya çalışsın, topu ayağında tutsun, fatih'i tedirgin edecek pozisyon bulamıyordu. fatih terim sahadaki topçularının da gayretiyle ilk devre eski öğrencisi okan buruk'u "satranç tahtasında" zor durumda bırakmıştı...

    ikinci devre, okan buruk crivelli ve mbombo'yu oyuna alarak galatasaray savunmacıları arasında ezilen demba ba'nın yanına fransız forveti de ekleyerek ikili hücüm hattı oluşturdu. geçen sezon yine iç sahada 1-1 biten maçta da aynı stratejiyi geliştirmiş ve golü bulmuştu. oyun planını değiştirmek ev sahibinin etkinliğini arttırdı ve pozisyonlar da buldular ama sarı-kırmızılılar oldukça konsantreydi, kolay gol yemeyecekleri belliydi. özellikle 51. dakikada gelişen ani başakşehir atağında topla buluşup hızla kaleye doğru ilerleyen visca'yı taylan kolayca bırakmadı, omuz omuza mücadele edip, kötü bir "al da at" pası atmasını sağladı ve fatih de demba ba'dan erken davranıp mutlak bir golü önledi. mücadele demişken, maç eksiği olduğu gözlenen arda'nın "tecrübesiyle" o çok meşhur kayarak, rakipten top çaldığı bir pozisyonda, feghouli'nin şutunu mert zorlukla çıkarmış, dönen topta falcao pozisyondan yararlanamamıştı.

    ve fatih terim'in rakibi "şah" yaptığı hamle 72. dakikada sahaya sürdüğü enerjik oyuncularla oldu. pandemi sonrası fifa'nın devreye soktuğu 5 oyuncu değişikliği en fazla kulübesi güçlü takımların faydasınaydı ve bayern münih bu sene şampiyonlar ligini kazanırken bunu çok kullanmıştı. ilk devre ve ikinci yarının 10-15 dakikası var gücüyle savaşan alman topçular yorulduktan sonra hans-dieter flick, 4-5 oyuncuyu kenara aynı anda alıp, yerlerine taze kanı sürüyor ve baskı ve pres aynı seviyede devam ediyordu. fatih hoca da oyundan düşmeye başlayan oyuncularını kulübeye alıp, fiziki yönden güçlüleri oyuna dahil edince tekrar oyunda ipleri eline aldı ve çok geçmeden belhanda'nın harika golüyle okan buruk'u "mat" etti. faslı orta saha alkışlanacak bir vuruşla skoru değiştirdi ama golde diagne'den başlayıp emre kılınç'a, ondan babel'e, galatasaraylı futbolcular "aynı halatı birlikte çektiler"...

    farkın ikiye çıkması ve bitime sayılı dakikaların kalması başaksehir'i "duygusallığa" itip, eldeki bütün forvetleri sahaya sürmeye neden olmuş, turunculular savunma güvenliğini ikinci plana atınca maç da orta sahaların kolayca geçilip iki kalede pozisyonların izlendiği bir mücadeleye dönüşüverdi. galatasaray babel ve belhanda'nın geliştirdiği ataklarda diagne ile yararlanamazken, ev sahibi turunculular ise kerim frei ile galatasaray savunmasını zorladılar. önce kerim'in kafa vuruşunu yakın mesafeden çelen fatih öztürk, daha sonra kerim frei'n ortalarında demba ba ve crivelli'nin kafa vuruşlarını da çelerek, "halatın" bir ucundan o da tuttu deplasmanda üç puan kazanılırken...

    gol atan manşetlere çıkar, asist yapan oyuncu golcüden tebrik alır, kurtarış yapan kaleci kale arkasındaki foto muhabirlerine poz verir, topu çizgiden çıkaran savunmacı penaltı atmış kadar konuşulur da, takımın bütün "ağır işlerini" yapan ön liberolar pek fark edilmez. arabanın kaporta parlıyordur, jantlar çeliktir, camlar siyah film kaplıdır da motoru kimse görmez, konuşmaz. taylan antalyalı da başakşehir karşısında takımın "dinamosuydu", savunmayı organize etti, takımı atağa kaldırdı ve haklı olarak maç sonu fatih terim'den hak ettiği övgüyü aldı. yolu daha uzun genç oyuncunun ama arkasında fatih terim varken, aynı tempoyla çalışıp, saha içinde de elinden geleni yaptıkça çok daha iyi yerlere gelecektir...

    maçın hakemi atilla karaoğlan'ı maç sonu yayıncı kuruluşla verdiği demeçte fatih terim tebrik etti ama bana göre çok daha başarılı değildi, özellikle skirtel'in falcao'ya yaptığı harekette penaltıyı kaçırması, marcao'nun dirseğinde sarı kartı vermemesi ve demba ba'yı oyunda tutması gözlemciler tarafından hanesine eksi puan olarak yazılacaklar anlardı...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...r0-2galatasaray.html
  • 290
    bu sene elimden geldiğince tüm galatasaray maçlarını yorumlamaya çalışıyorum. uzun bir taktiksel analiz olacak, sıkıcı olmasın diye görsellerle ve verilerle desteklemeye çalıştım.

    bu maçı ben 2 evrede yorumlamayı uygun gördüm. geçmiş ve bugün olarak kabaca iki başlık altına toplayabiliriz.

    geçmiş:
    okan buruk ve başakşehir fk birlikteliği galatasaray ile 2 maç yaptı. birincisi 22 kasım 2019 galatasaray başakşehir maçıydı. maç 1-0 başakşehir üstünlüğü ile tamamlandı ve galatasaray'ın uzun süreli evinde yenilmeme serisi sona erdi. şimdi o maçta okan buruk'un çıkardığı kadroya bakıyoruz.

    https://gss.gs/0eR.jpg

    okan buruk bu maça 3 merkez orta sahanın yanında, merkez orta saha özellikli irfan can'ı kanada çekerek, hem orada bir oyun aklı yaratmaya, hem mariano-feghouli ikilisine daha dirençli bir defans hattı kurmaya, hem de irfan'la topu tutmaya çalıştı. irfanın merkeze kayan oyun stili, arkasında top tekniği ve oyun bilgisi iyi olan clichy'nin önünü rahatlattı, 2.yarı da ise guldbrandsen ile fişi çekti.

    ikinci maçta ise yani 28 haziran 2020 başakşehir galatasaray maçında ise başakşehir eksik galatasaray karşısına ideal düzeniyle çıktı. ancak galatasaray tarafından oynanan oyunun başakşehir'i sürklase etmesi nedeniyle, okan buruk hemen 2. yarı başında, ligin ikinci yarısında çokça denediği 4-4-2 düzenine döndü ve belki de maçtaki en dominant 15 dakikasını oynadı. 51. dakikada aleksicin golü bulması verim verse de, galatasaray'ın forvetsiz çıktığı maçta ilginç efektif oyunu skoru 1-1 yapmıştı. maçın ilk 11'lerini burdan görebilirsiniz.

    https://gss.gs/jKG.jpg

    bugün:
    bu bilgiler ışığında maçın 11'leri sistemlere düştü ve bu 11'leri şöyle yorumlayabiliriz. öncelikle başakşehir 11'ine bakarsak

    https://gss.gs/40A.png

    okan buruk, geçen sene kendisine 1-0 deplasman galibiyeti getiren sisteme benzer bir şekilde oyuna çıkmak istedi. sol kenar oyuncusu chadli henüz hazır değildi. elinde hazır olan merkez orta sahalardan irfan can yerine bu sefer aleksic'i kenara kaydırmayı tercih etti ki belki de aleksic'in kariyerinde bu mevki neredeyse en az oynadığı yerlerden biri. ancak burada bazı hataları oldu.

    1) geçen sene kendisine galibiyeti getiren düzende merkez üçlüsü, azuibuke-mahmut tekdemir ve mehmet topal'dı. bu üçlü bu hafta sahaya berkay-irfan-mahmut üçlüsüne göre defansif açıdan daha kompakt, maç tecrübesi açısından daha tecrübeli, fizik açısından daha güçlü ve kondisyon açısından daha diriydi. azuibuke-mahmut ve mehmet rakibi oynatmamak üzerine daha başarılı bir üçlü şüphesiz.
    2) clichy-hasan ali kaldırım farkı. 14 eylül 2020 atakaş hatayspor başakşehir maçında görmüştük ki, visca'nın kontrol altına alınıp, tüm atak yükünün hasan ali kaldırım tarafına yıkılması başakşehir'in yaratıcılığını önemli derecede etkilemişti. fatih terim'in kayıtsız şartsız her maçta edin visca'yı çok iyi sindirdiği düşünülünce, atak yönünün başakşehir soluna kaymaması imkansızdı. ancak burada da bir farklılık vardı, ne aleksic sol merkeze dönük kenar oynamayı irfan kadar iyi biliyor, ne de hasan ali clichy kadar başarılı bir şekilde oyun kurulumu ve yönlendirimi yapabiliyordu. hele bi de bu sene denklemde, defansif zaafları olan mariano yerine galatasaray sağ bekinde bir lokomotif edasıyla oynayan omar olunca başakşehir'in 2 kanadı da kesilmiş oldu.

    bugün için ön bilgi açısından galatasaray teknik yönetimi:
    1)fatih terim belli ki bu sene aşırı hırslı ve odaklanmış bir şekilde çalışıyor. kampın açılmasından beri, olası orta saha transfelerinin gecikeceğinin farkında olsa gerek ki, taylan ve jimmy durmaz'ı hazırlık maçlarında 6 numara oynarken gördük. seneye de taylan'la başladı ki şuan tüm spor camiası taylan'ın farkını konuşuyor.
    2)fatih terim geçen sene bi türlü hızlanamıyor, topun dolaşım hızını galatasaray istediği kadar yükseltemiyordu. geçen sene hız sorunu çözümü için ömer bayram'ı merkez orta saha rolüne çekti ve kısıtlı yetenekli, kısıtlı teknikli, yüksek hızlı ve yüksek azimli bir oyuncudan ligin en çok asist yapan ikinci oyuncusunu yarattı.
    3)bence kesinlikle fatih hoca, guardiola'nın david silva, de bruyne, bernardo silva gibi 10 numara özellikli kanat oyuncularından 8 numara yaratması olayından etkilenmiş (bunu taaaa 1.5 sene önce bir entrymde belirtmiştim ancak fiziksel olarak bir entry'e bkz veremiyoruz diyebiliyorum, isteyene özelden mesaj atarım) ve acaba sağda mı solda mı oynar denen emre kılınç'ı merkez orta saha rolüne yetiştirmiş. bunda yine geçen sene ömer bayram'dan aldığı verimin kendisini pozitif etkilediğini düşünüyorum.

    galatasaray ise maça şu 11 ile başladı.

    https://gss.gs/7Rj.png

    fatih terim, bu maça kazanan kadroyu korudu ondan böyle çıktı demek işin biraz kolayına kaçmak olur. şimdi asıl galatasaray ne yaptı ona bakalım.

    https://gss.gs/JeI.jpg (görsel matchstudytr.com adresinden alınmıştır.)

    1)terim visca tehdidine karşı daha çok önlem alıp başakşehir'i yeteneksiz sol kanadına hapsetmek istedi, buna bağlı olarak da saracchi'yi orta saha çizgisinin biraz daha gerisinde gördük.
    2) saracchi'nin daha geride kalması takımın genişlemesine engel olacağı için arda'yı daha kenarda, omar'ı daha çizgilere basan, feghouli'yi daha içerden konumlanan bir pozisyonda gördük.
    3)arda'nın kenar oynaması takıma oyun aklı getirirken, başakşehir sağ kanadına gerçekleştirilecek half space koşu eksikliğini emre kılınç ile gerçekleştirdiğini izledik.
    4)takımın ana pas istasyonları da arda-saracchi ve belhanda-omar oldu ki ikisinde de amaç emre kılınç ve feghouli'yi kaçırmaktı.

    ikinci yarıya 1-0 önde giren galatasaray'a karşı okan buruk'un hamlesi hasan ali'yi değiştirip felç olan sol kanadı kurtarmak (fenerbahçe'nin 7 sene tahammül ettiği hasan ali'ye okan hoca 135 dakika anca tahammül edebildi.) ve geçen sezon 2.maçında kendisine gol getiren 4-4-2'ye dönmek oldu ve bu dönüş ile birlikte 45-60 arası başakşehir, galatasaray oyun sistemini ve pas kanallarını çözene kadar oyuna hükmetti. açıkcası ben başakşehir'in bu periyotta karşı bir hamle gelmez ise gol bulacağını düşündüm çünkü visca'yı tutmakla görevli marcao-saracchi ikilisi, çiftlenen forvet ikilisi ile adam paylaşımında hata yapmaya başladı ve pozisyon verdik. bu sırada hiç istemeyerek söylüyorum bunu gerçekten özür dilerim, bu maç özelinde "hayırlı bir sakatlık" oldu ve saracchi-linnes değişikliğini gördük. linnes defansif açıdan hem daha kuvvetliydi, hem de kenardan adam paylaşımı hakkında direktif alarak girdiği için anında sol kanadı toparladı. saracchi'ye çok geçmiş olsun ancak bu maça devam etse gol yeme ihtimalimizin olduğunu düşünüyorum. gol bulamadıkça direnci hem fiziksel hem de mental açıdan düşen başakşehir, 60 sonrası galatasaray kulübesinden gelen kaliteli ayakların top tutumu ve hızlı atağa çıkımı ile birlikte darmadağın oldu ve hem 2'yi yedi hem de 3 ve 4ü yiyecek pozisyonlar verdi ve maçı galatasaray 2-0 kazandı.

    maçın adamı: favori younes belhanda, plase fatih öztürk, sürpriz mbaye diagne.marcao da çok sağlamdı
    maçın hayal kırıklığı: edin visca ve aleksic.

    uzun oldu, okuyan herkese teşekkür ederim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın