düzensiz, belli bir sistemi olmayan ve 'ulusal' niteliği sadece isimlerinde olan, fiiliyatta olup olmadığı bir hayli tartışmalı olan organizasyonların, günümüz lig şampiyonluğuyla eşit tutularak şampiyonluk sayısında ve yıldız kriterlerinde kullanılmaya çalışılması zorbalığıdır.
en başta fenerbahçe camiası'nın bu olaya ilişkin tutumu çok tutarsız. bir 4 yıldız yükleniyor diye paylaşım yapıyorlar sonra siliyorlar, bir mevcut başkanları aziz yıldırım'a karşı ilk defa gs'nin 2 şampiyonluk gerisine düştük bu kabul edilebilir bir durum değil diyor, yani şu anki tabloyu onaylıyor ama sonradan şampiyon olamayınca müflis tüccarların eski defterleri karıştırdığı gibi 59 öncesi bilmemne diyor bir böyle diyor falan yani müflis tüccarların eski defterleri karıştırması durumunu birebir yansıtıyor fenerbahçe camiası'nın bu olaya karşı tutumu rahmetli başkanımız mustafa cengiz'in de dediği gibi.
bir defa bu işin hukuki boyutu da oldukça sıkıntılı. fenerbahçe kulübü bu başvuruyu yıllar önce tff'ye yapmış ve tahkim kurulu tarafından reddedilmiş kesinleşmiş kapanmış bir olay bu 1959 öncesi mevzusu. ortada yeni bir delil yok, bu organizasyonların da lig şampiyonluğu hesabına dahil edilmesini gerektirir bir bulgu yok, hiçbir şey yok sadece fb'nin soyut iddiaları var ve yeniden bu mevzu gündeme getirilmek isteniyor. bir kere bu meselenin hukuki olarak bu haliyle yeniden gündeme getirilmesi imkansız yani. geçmişte incelenmiş ve karara bağlanarak kapanmış bir olay. tahkim kurulu kararları kesindir ve yeniden değerlendirme yapmayı gerektirecek bir bulgu yoksa, aynı konu hakkında yeni bir değerlendirme yapılması sözkonusu olamaz. bu birincisi.
ikincisi ise, 1959'da süper lig yani o dönemki adıyla milli lig kurulurken, fenerbahçe ya benim de milli küme şampiyonluklarım türkiye futbol şampiyonası birinciliklerim var bunları da sayalım dememiş. kabul etmiş yeni bir lig kurulduğunu. beşiktaş'ın olayı dersek de, konjonktürel bir karar olduğunu kabul etmekle beraber (2000'de yıldız kriterleri geldiğinde gs'nin 14, fb'nin 13, bjk'nin 9 şampiyonluğu vardı, bjk 1 yıldızlı kalmasın diye de kabul edildi bunun da etkisi var.) hukuki dayanak olarak tff, şampiyonlar ligi'ne yani o dönemki adıyla şampiyon kulüpler kupası'na takım göndermek için federasyon kupası düzenlemiş ve bjk 2 kere bu kupanın şampiyonu olarak, türkiye şampiyonu sıfatıyla şampiyon kulüpler kupası'na gitmiş. hukuki dayanağı da var yani konjonktürel bir karar olmasının yanında.
bu ön bilgilerden ve notlardan sonra asıl konuya giriş yapmaya başlarsak, lig şampiyonluğu olarak sayılmasını istediği organizasyonlar hakkında çok fazla soru işaretleri var. ilk ismi 1937 yılında milli küme olarak başlamış, daha sonradan amaçlanan ilgiye ulaşamayınca 1943 yılında ismi maarif mükafatı olarak değiştirilmiş. ikincisi, düzenli bir organizasyon değil. mesela 1942 yılında düzenlenmemiş, 1948 yılında yaz olimpiyatları, 1949 yılında akdeniz kupası hasebiyle düzenlenmemiş. 1950 yılında da son kez oynanmış ve kaldırılmış. mesela dünya kupası da 2. dünya savaşı esnasında düzenlenmedi, böyle mücbir bir sebep olur anlarım da yaz olimpiyatları, akdeniz kupası sebebiyle 2 sene üst üste lig şampiyonluğuna sayılmasını istediğin organizasyonun düzenlenmemesi nedir? lig şampiyonluğuna sayılacak ciddiyeti taşıyan bir organizasyon olmadığı bariz yani. türkiye futbol şampiyonası olarak düzenlenen organizasyonda da bu ciddiyet yok, eleminasyon usulü lig sistemiyle hiç alakası olmayan, türkiye kupası formatındaki bir organizasyon. bu organizasyonun lig şampiyonluğuyla eşdeğer tutulması bile uzun uzun tartışılıp konuşulacak bir şey değil aslında. ismine bakınca 'nasıl sayılmaz' diyorsun ama 1928 yılında yaz olimpiyatları, 1936-1939 yılları arasında milli küme'nin düzenlenmiş olması sebebiyle, 1948 yılında yaz olimpiyatları sebebiyle düzenlenmemiş. üçüncüsü, fb'nin şampiyonluk hesabına dahil edilmesini istediği türkiye futbol şampiyonası ile bu organizasyonun çakıştığı birçok yıl var. yani mesela 1940 yılının milli küme şampiyonu fenerbahçe ve 1940 türkiye futbol şampiyonası kazananı eskişehir demirspor. hangisi bu yılın şampiyonu mesela? fb burada amiyane tabirle şark kurnazlığı yapıp, her ikisi birden sayılsın bunun uygulandığı ülkeler var diyor. bütün ülkelerin uyguladığı sistemleri bir araya getirmiş fb, hepsinden kendi lehine olan kısımlarını almış, ortaya bir teori atıyor ve bunu türk futbolu'na dayatıyor.
asıl meselenin bir başka yönü ise, mesela milli küme oynanmaya devam ederken, aynı anda bölgesel ligler de 1. seviye lig olarak oynanmaya devam ediyor. ama 1959'daki milli lig kurulurken, federasyon bu ligleri lağvederek amatör seviyesine getiriyor ve milli lig'in kuruluşundan birkaç yıl için de düzenli bir sistem haline geliyor küme düşmeler çıkmalar 2. 3. ligler, türkiye kupası'nın oluşturulması falan. milli küme'de bunların hiçbiri yok.
https://tr.wikipedia.org/...7ukurova_Futbol_Ligihttps://tr.wikipedia.org/wiki/Trabzon_Futbol_Ligimesela örnek olarak attığım bu iki ligin de milli küme ile aynı yıllarda oynandığını ama 1959'da milli ligin kurulmasıyla beraber lağvedildiğini görüyoruz. bu iki ligden herhangi bir takımı da milli küme isimli organizasyonda mücadele etmişliği sözkonusu değil. 1959'daki milli lig'i kuran sportif iradeyle milli küme'yi kuran sportif iradenin birbiriyle pratikte hiç alakası yoktur. 1959'daki organizasyonla ulusallık ve bütünsellik sağlanarak bölgesel ligler amatör seviyeye çekilmişken, milli küme'de böyle bir şey sözkonusu değildir.