• 101
    athletico madrid'in geriye kapanık bir oyun kuracağını sanmıyorum anadolu takımları gibi. onlarda galatasaray gibi hücüm futbolunu seviyorlar. tahminimce eğlenceli bir karşılaşma olacak. bol gol pozisyonları izleyebilecez. sakatlarımız çok olduğu için bir beraberlik umuyorum en azından. inşallah yanılırım ve takımımız galip gelir, ama çok zor be sözlük... simao sabrosa'nın attığı frikik golünden sonra*, atletico oturmuş olduktan sonra bir mucizeye ihtiyacımız var.

    --- alıntı ---

    http://fanatik.ekolay.net/...Detail_27_164393.htm

    --- alıntı ---
  • 104
    galatasarayın ofsayttan atılan golle yenilip elendiği steaua bükreş maçından beri deplasman maçlarında yenilmediğini (en son formalite icabı oynadığımız, paf takımıyla çıktığımız strum graz maçını saymıyorum) hesaba katarsak ümidimizin biraz daha arttığı karşılaşmadır. hatta bunlar içerisinde bordeaux, panatinaikos, benfica,hamburg gibi deplasman maçları da var. tabi atletico madrid, kendilerine kötü ve formsuz diyenlere inat, son zamanlarda formunu arttırdı ve en son nağmalup barcelonayı yendiler calderon'da. birçok yıldızı var kadrosunda, simao, aguero vb. ama bunlara rağmen, benim düşüncem, galatasaray avrupada her zaman farklı oynar. bu yüzden de bu maçta yenilsek bile 1 farklı yenilginin bizim için iyi olacağını düşüyorum ve yüksek ihtimalle berabere biteceğini düşünüyorum. bu maçta takım halinde savunma yapıp, takım halinde hücum etmeliyiz. artı olarak keita ve elano gibi oyuncularımız iyi oynarsa, yenmememiz için hiçbir sebep yok.
  • 107
    bugünden itibaren inanılmaz derecede havasına girdiğim ve perşembeyi sabırsızlıkla beklediğim maçtır.. kuralar ilk çekildiğinde herkesin hemfikir olduğu ortak görüş atletico madrid'in çok iyi oyunculara sahip olduğu ancak takım oyununu bir türlü oturtamadığıydı.. hatırlanacağı gibi o zamanlar atletico madrid ligde çok kötü günler geçiriyordu ve teknik direktör değişikliğine gitmişti.. bizim korkumuz 2 ay içerisinde, zaten iyi oyunculara sahip olan bu takımın toparlanacağı ve bize karşı oynayacağı dönemde gerçek formunu yakalayacağıydı ve maalesef korktuğumuz başımıza geldi.. ligde alınan iyi sonuçlar, ispanya kupasında gelen final ve en son namağlup barca'yı mağlup etmek.. kısaca şu anda gerçekten çok formda bir atletico madrid'le karşı karşıyayız.. diğer yandan sakatlıklarla boğuşan, 2. yarıya futbol olarak çok iyi başlayamamış ve elinde hedef santraforu olmayan bir galatasaray.. özellikle de bizim ağır defansımız karşısında şu aralar çok formda olan reyes, simao, agüero ve forlan'dan oluşan rakip hücum 4'lüsünü düşünürsek korkularımız biraz daha artıyor.. şimdi gelelim madalyonun ikinci yüzüne.. belki çok klasik olacak ama, biz bir avrupa takımıyız.. yıllardır en kötü olduğu zamanlarda bile, avrupa'da çok farklı oynayan bir galatasaray gerçeği var.. daha da önemlisi galatasaray kendisi gibi futbol oynatmamaktan çok, futbol oynamak isteyen atletico madrid gibi takımlara karşı her zaman başarılı olmuştur bu arenada.. buradan yola çıkarak, barcelona karşısında izlediğimiz atletico madrid'den farklı bir takım izleyeceğimizi düşünüyorum perşembe akşamı.. çünkü barcelona karşısında kendisinden daha güçlü bir rakibe karşı oynadığı için önce durdurup, hızlı adamlarıyla kontraya çıkan bir atletico madrid vardı sahada.. ancak perşembe akşamı bizim daha kontrollü bir futbol oynayacağımızı düşünürsek, rakibe çok fazla geniş alan vermeyeceğimizi umuyorum.. maçın kilit noktası arkamıza atılan toplarda defansımızın nasıl bir reaksiyon göstereceği.. burda neill ve servet ikilisinin birazcık ağır olduğunu düşünürsek, oynarsa emre'nin ve özellikle de sağ ve sol beklerimizin çok çabuk kademeye girip rakibin hızlı hücumcularına boş alan yaratmamaları gerekiyor.. şahsen bu maçın kaderini takım savunması performansımızın çizeceğini düşünüyorum, araya da bir gol sıkıştırabilirsek keyfinden yenmez..
  • 117
    kadroyu net bilemiyoruz; ama basında yer aldığı gibi kader keita santrfor oynarsa, barış'ın kadroda olması halinde görece daha defansif, deplasmana daha uygun bir orta sahamızın olacağı karşılaşma. öncelikle ortadan derinlemesine oynayan madrid'i çift ön liberolu sistem ile karşılayıp -ki burada mustafa-mehmet ikilisi durdurma ve rakibin oyununu bozma görevini barış'ın da hırsı ve katkısıyla eksiksiz yerine getirebilir- caner-elano-arda üçlüsüyle de atak organizayonunu hızlıca gerçekleştirebiliriz. hızlıca diyorum, çünkü yine basında yer alan "rijkaard'ın 20 saniyede gole ulaşma" temalı antrenmanından bunu anlıyoruz. sol kenarda zaten caner-hakan balta ile uyumlu görünüyor, umarız ikisi de gününde olur. sağ kenarda sabri olmadığından denge açısından uğur-barış ikilisinin uyumu bence skora direkt etki edecektir. arda'nın serbest kaldığında sol tarafı daha çok kullanışını dikkate alarak, barış-elano ve barış-mustafa paslaşmaları efektif biçimde, gole yönelik olursa, zafer sarhoşu ve yorgun madrid'i deplasmanda ilk 30 dakika içinde sürklase edebiliriz. gönül isterdi ki topu ileride tutacak bir baroş'umuz olsun; ama keita'da kolay kolay top kaptırmayan ve arkası dönük top alabilen ve üstelik hızla golü düşünen bir oyuncu olduğundan bu maç yeni bir destanın yazılmasında öncü olabilir. ayrıca, maç oynamadan geçirdiğimiz süre ve avrupa'da oynuyor oluşumuzun, konsantrasyonumuzu en üst seviyeye çıkartacağını umarak, içimden geçen 3-0'lık galibiyet skorunun gerçekleşmesini diliyorum.
  • 119
    forvetsiz galatasaray diyoruz. evet belimiz bükük haftalardır bu yüzden.
    ama ben bu maçta uç forvet sıkıntısını o kadar çekeceğimizi düşünmüyorum.

    şöyle ki biz süper ligimizde genelde oyunu rakip alana yıkmaya çalıştığımız için orada topu tutan, topla oyalanabilen birine ihtiyaç duyuyoruz.

    ama bu maç öle değil.
    oyunu rakip sahaya yıkmak zorunda değiliz.
    geriden oyunu başlatıp elano'nun nokta pasları ile keita ve caner'i kaçırabilirsek bir umut görüyorum ben.

    ha baros olsa daha iyi olmaz mı, elbette olur ama o kadar sıkıntı çekmeyiz sanki...
  • 121
    galatasaray'ın madrid'i hallaç pamuğu gibi fırlatıp böylelikle türkiye'de üzerinde spekülasyon yapan pezolara hadlerini bildirmesini istediğim maç. en büyük pezoların adını reklamlardan sonra açıklamayacağım, hemen şimdi açıklıyorum. nahmet çakık, nahcıl kuluç, kerhat suluveren gibi pezolar avuçlarını ovuşturmuşlar bakıyorlar. işte bu maç avuçlarını ovuşturup bakan bu pezolara kutudan çıkıp eliyle hareket çeken palyaço olacaktır.

    not: pezo, pezovengistan memleketi uyruğu kişiler için sarfedilir.

    (bkz: götümüze girmez artık)
  • 122
    bütün bu başımıza gelenlerin bizi çok olumlu yönde motive edeceğini düşünüyorum. atletico madrid kişisel yetenekleri yüksek, çok hızlı atağa çıkabilen fakat bizim gibi (iyi oynadığımız zaman) seri pas yapamayan, oyunu kontrolüne alamayan bir takım. saldırıyorlar, ama dönemiyorlar. dönüyorlar ama topu kendilerinde tutamıyorlar.

    bütün bunlar bir yana, atletico'nun barcelona'yı yenmesi de bizim için büyük avantaj. kesinlikle şu anda çok mutlu ve havaya girmiş durumdalar. bu bizim için, onların maçımıza konsantrasyonu açısından büyük avantaj doğurabilir. bu avantajı da kullanarak, topa sahip olarak maçı götüreceğimizi düşünüyorum. kafamdan bir skor da geçiyor. aha yazayim onu da buraya.

    2-1 yeneriz.

    (bkz: at yalanı seveyim inananı)
  • 123
    herkesin hakkında olumlu olumsuz bir şeyler yazıp çizdiği, başkanlık seçimlerine bile etki edeceğinin konuşulduğu, çeşitli senaryoların üretilmeye başlandığı avrupa ligi maçıdır. efendim bizde birşeyler yazmadan geçmeyelim bari....

    kağıt üzerinde atletico madrid takımı daha değerli ve kaliteli gibi görünse de bunu su ana kadar sahaya yansıtamadıkları da aşikardır. zira bu durumu, şampiyonlar ligi ve la liga'da aldıkları sonuçlardan görebilmekteyiz. kaliteli ve teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu bir ekipler fakat şu ana kadar takım olabilme yolunda pek mesafe katedemedikleride gün gibi aşikardır. bu da onların en büyük dezavantajı olurken bu durum bizimde atletico madrid galatasaray macindaki beklentilerimizi biraz daha üst noktalara çekmemizi sağlayan dayanağımızı olmuşturmuştur.

    hafta sonu oynadıkları bir barcelona maçı var ki bence galatasaray için bir avantaj oluşturma durumu ortaya çıktı bu maçın sonunda. nasıl mı? şöyle ki; ispanya'nın 6 kupalı namağlup takımı barcelona’yı yendiler ve bu zaferin yansıması olarakta adeta tüm dünyanın ilgi odağı haline geldiler. medya ise atletico'yu yere göğe sığdıramıyor. atletico’da futbolculardan teknik ekipe, malzemecisinden başkanına kadar herkes galibiyet sonrası rehavete kapılıp, kutlama üstüne kutlama yapmaktalar. futbolcuların iki gecedir, teknik direktörlerinin de izniyle alemlere aktığı, basınımızı az buçuk takipleyen herkes tarafından zaten bilinmektedir. işte tüm bu rahatlama ve rehavet ortamı bizim lehimize gibi görünmekte… ha bizim eksiklerimiz yok mu? tabi ki var. mesela forvet sıkıntısı çekmekteyiz, defansta kolay pozisyon verme hastalığımız haftalardan beri süre gelmekte bazı futbolcularımız gerçek performanslarını hala sahaya yansıtabilmiş değiller falan filan… son bir kaç tsl maçında bunları zaten sürekli görüyoruz lakin galatasaray’ın da avrupa arenasındaki havasınında bir başka olması gözardı edemeceğimiz bir gerçektir. taktik teknik konulara değinmenin de bir anlamı yok zaten. 4-3-3, 4-6-0, 4-2-3-1 gibi saha dizilimi nasıl olur bilemem ama frank rijkaard zaten en iyi seçimi ve taktik varyasyonları uygulayacaktır diye düşünüyorum. bu maç aynı zamanda, frank rijkaard ve futbolcular içinde ayrı bir önem arz etmektedir. rijkaard’ın kendini ispanya’ya, santos ve elanonunda avrupa’da isimlerini tekrar hatırlatabilmeleri adına ve her fırsatta avrupa’da oynamak istediklerini dile getiren başta arda turan olmak üzere servet ve mehmet topal gibi futbolcular içinde bir şanstır bu maç.

    bu minvalde düşünüldüğü zaman takımımız sahaya yüreğini koyup, terlettiği formanın hakkını verdiği müddetçe istediğimiz avantajla ülkeye dönmenin hiçte imkansız olmadığı görülmektedir. yeter ki taşıdıkları formanın hakkını versinler sahada. avrupa fatihi olduklarını unutmasınlar. muhtaç oldukları kudret mazilerinde mevcuttur.
  • 125
    forvetten ziyade ihtiyacımız olan şey ayakta kalacak bir savunma ve ön libero hattı. ortanın gerisinde m. sarp ve m. topal rakip atakları karşılamakta güçlük çekmezlerse ileri uçta da sıkıntı çekeceğimizi sanmıyorum. tek çekindiğim konu galatasaray'ın özellikle son yıllarda avrupa maçlarında yediği saçma sapan goller. konsantrasyonun dağıldığı bir anda üst üste gol yediğimiz maçlar oldu. oyunun henüz başında 1-0 geriye bile düşsek oyun disiplinini bozmadan devam edersek sanılanın aksine çok ta zor geçmeyecek karşılaşmadır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın