123
herkesin hakkında olumlu olumsuz bir şeyler yazıp çizdiği, başkanlık seçimlerine bile etki edeceğinin konuşulduğu, çeşitli senaryoların üretilmeye başlandığı avrupa ligi maçıdır. efendim bizde birşeyler yazmadan geçmeyelim bari....
kağıt üzerinde atletico madrid takımı daha değerli ve kaliteli gibi görünse de bunu su ana kadar sahaya yansıtamadıkları da aşikardır. zira bu durumu, şampiyonlar ligi ve la liga'da aldıkları sonuçlardan görebilmekteyiz. kaliteli ve teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu bir ekipler fakat şu ana kadar takım olabilme yolunda pek mesafe katedemedikleride gün gibi aşikardır. bu da onların en büyük dezavantajı olurken bu durum bizimde atletico madrid galatasaray macindaki beklentilerimizi biraz daha üst noktalara çekmemizi sağlayan dayanağımızı olmuşturmuştur.
hafta sonu oynadıkları bir barcelona maçı var ki bence galatasaray için bir avantaj oluşturma durumu ortaya çıktı bu maçın sonunda. nasıl mı? şöyle ki; ispanya'nın 6 kupalı namağlup takımı barcelona’yı yendiler ve bu zaferin yansıması olarakta adeta tüm dünyanın ilgi odağı haline geldiler. medya ise atletico'yu yere göğe sığdıramıyor. atletico’da futbolculardan teknik ekipe, malzemecisinden başkanına kadar herkes galibiyet sonrası rehavete kapılıp, kutlama üstüne kutlama yapmaktalar. futbolcuların iki gecedir, teknik direktörlerinin de izniyle alemlere aktığı, basınımızı az buçuk takipleyen herkes tarafından zaten bilinmektedir. işte tüm bu rahatlama ve rehavet ortamı bizim lehimize gibi görünmekte… ha bizim eksiklerimiz yok mu? tabi ki var. mesela forvet sıkıntısı çekmekteyiz, defansta kolay pozisyon verme hastalığımız haftalardan beri süre gelmekte bazı futbolcularımız gerçek performanslarını hala sahaya yansıtabilmiş değiller falan filan… son bir kaç tsl maçında bunları zaten sürekli görüyoruz lakin galatasaray’ın da avrupa arenasındaki havasınında bir başka olması gözardı edemeceğimiz bir gerçektir. taktik teknik konulara değinmenin de bir anlamı yok zaten. 4-3-3, 4-6-0, 4-2-3-1 gibi saha dizilimi nasıl olur bilemem ama frank rijkaard zaten en iyi seçimi ve taktik varyasyonları uygulayacaktır diye düşünüyorum. bu maç aynı zamanda, frank rijkaard ve futbolcular içinde ayrı bir önem arz etmektedir. rijkaard’ın kendini ispanya’ya, santos ve elanonunda avrupa’da isimlerini tekrar hatırlatabilmeleri adına ve her fırsatta avrupa’da oynamak istediklerini dile getiren başta arda turan olmak üzere servet ve mehmet topal gibi futbolcular içinde bir şanstır bu maç.
bu minvalde düşünüldüğü zaman takımımız sahaya yüreğini koyup, terlettiği formanın hakkını verdiği müddetçe istediğimiz avantajla ülkeye dönmenin hiçte imkansız olmadığı görülmektedir. yeter ki taşıdıkları formanın hakkını versinler sahada. avrupa fatihi olduklarını unutmasınlar. muhtaç oldukları kudret mazilerinde mevcuttur.
kağıt üzerinde atletico madrid takımı daha değerli ve kaliteli gibi görünse de bunu su ana kadar sahaya yansıtamadıkları da aşikardır. zira bu durumu, şampiyonlar ligi ve la liga'da aldıkları sonuçlardan görebilmekteyiz. kaliteli ve teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu bir ekipler fakat şu ana kadar takım olabilme yolunda pek mesafe katedemedikleride gün gibi aşikardır. bu da onların en büyük dezavantajı olurken bu durum bizimde atletico madrid galatasaray macindaki beklentilerimizi biraz daha üst noktalara çekmemizi sağlayan dayanağımızı olmuşturmuştur.
hafta sonu oynadıkları bir barcelona maçı var ki bence galatasaray için bir avantaj oluşturma durumu ortaya çıktı bu maçın sonunda. nasıl mı? şöyle ki; ispanya'nın 6 kupalı namağlup takımı barcelona’yı yendiler ve bu zaferin yansıması olarakta adeta tüm dünyanın ilgi odağı haline geldiler. medya ise atletico'yu yere göğe sığdıramıyor. atletico’da futbolculardan teknik ekipe, malzemecisinden başkanına kadar herkes galibiyet sonrası rehavete kapılıp, kutlama üstüne kutlama yapmaktalar. futbolcuların iki gecedir, teknik direktörlerinin de izniyle alemlere aktığı, basınımızı az buçuk takipleyen herkes tarafından zaten bilinmektedir. işte tüm bu rahatlama ve rehavet ortamı bizim lehimize gibi görünmekte… ha bizim eksiklerimiz yok mu? tabi ki var. mesela forvet sıkıntısı çekmekteyiz, defansta kolay pozisyon verme hastalığımız haftalardan beri süre gelmekte bazı futbolcularımız gerçek performanslarını hala sahaya yansıtabilmiş değiller falan filan… son bir kaç tsl maçında bunları zaten sürekli görüyoruz lakin galatasaray’ın da avrupa arenasındaki havasınında bir başka olması gözardı edemeceğimiz bir gerçektir. taktik teknik konulara değinmenin de bir anlamı yok zaten. 4-3-3, 4-6-0, 4-2-3-1 gibi saha dizilimi nasıl olur bilemem ama frank rijkaard zaten en iyi seçimi ve taktik varyasyonları uygulayacaktır diye düşünüyorum. bu maç aynı zamanda, frank rijkaard ve futbolcular içinde ayrı bir önem arz etmektedir. rijkaard’ın kendini ispanya’ya, santos ve elanonunda avrupa’da isimlerini tekrar hatırlatabilmeleri adına ve her fırsatta avrupa’da oynamak istediklerini dile getiren başta arda turan olmak üzere servet ve mehmet topal gibi futbolcular içinde bir şanstır bu maç.
bu minvalde düşünüldüğü zaman takımımız sahaya yüreğini koyup, terlettiği formanın hakkını verdiği müddetçe istediğimiz avantajla ülkeye dönmenin hiçte imkansız olmadığı görülmektedir. yeter ki taşıdıkları formanın hakkını versinler sahada. avrupa fatihi olduklarını unutmasınlar. muhtaç oldukları kudret mazilerinde mevcuttur.