526
bu maçın özelinden yola çıkarak bazı düşüncelerimi belirtmek istiyorum. bu maçta çok iyi oynadığımızı düşünmüyorum. adamlar bize topu hiç göstermediler. özellikle 2-1 den sonra. bir kerem'in pozisyonu oldu o kadar. ısıran bir orta saha eksikliği hissettik. iyi defans yaptık diyebiliriz. benim de aklımdan geçmedi değil, ilk yarıyı 1-0 önde kapatsaydık direncimiz daha yüksek olabilirdi. ama bu sadece maç için geçerli olmakla kalacaktı. maç seçiyor futbolcular diyen var, hoca faktörü diyenler, yönetim diyenler vs. bana göre de bu maçlarda seyircinin etkisi ile bu maçlarda yüksek performans gösteriyorlar. yani diğer geriye kalan herkes suçludur. ama en büyük eksiğimiz bir yıldızın ve takım liderinin olmamasıdır. kerem daha yolun başında ve marcao sadece defansın lideri. başka bir yıldızımız var mı? sneijder'den sonra (2017) yıldızsız kaldık ve takım 2018-2019 sezonundan beri şampiyon olamıyor. o sezonda da prime sezonunu geçiren fernando, feghouli, mariano, belhanda ve gomis sayesinde geldi. +muslera tabii ki. diyeceğim odur ki, büyük takımlar yıldızsız olmaz ve takımın içinde hırsı ve agresifliği ile oyunu ateşleyecek birisi olmadığı müddetçe başarının zor olduğunu düşünüyorum sevgili renktaşlar. hırslı olan bir fatih terim kalmıştı, o da hem kendi hırsının hem de yönetimin kurbanı oldu.
528
attığımız an ile yediğimiz an arasında zamanın durduğu maçtır. zaman orada durdu. o müthiş gol sevincinde, marcao’nun bayrağı tekmelediği yerde durdu zaman.
529
teknik direktör değil orta saha yetersizliğinden kaybettiğimiz maç. 30 yaşlarındaki melo ve sneijder olsa elerdik.
terim de olsa bu orta sahayla elenirdik bir başkası da olsa elenirdik. taylan, berkan ve cicaldau 3'lüsüyle gruplardan çıkmak bile mucizeydi. nerde kaldı barcelona'yı elemek.
530
bu maçın tekrarı düştü önüme izlerken şimdi farkettim. 85. dakikada jordi alba topu tribüne vurmasa hakem belki de maçı tatil ediyormuş. alba topu tribüne vurmadan önce 1-2 su şişesi atılıyor, hakem kenara dönüp düdük çalıp elleriyle bitti işareti yaparak içeri doğru gidiyor, tam o esnada alba topu tribüne vurunca sanırım hakem alba'yı da haksız görüp ona sarı kart gösterip maçı oynatmaya devam etmiş. gerçekten ilginç bir detay hiç fark etmemiştim bugüne kadar.
532
tam bir sene olmuş. kötü gittiğimiz sezonda bile barcelona ile kafa kafaya oynamak her takıma nasip olmaz. ilk yarıda 1-0 ı koruyabilseydik turu geçerdik. pedri'nin attığı golü bir daha izlerseniz hakemin barcelona'nın paslaşmasının arasına girdiğini ve barcelona atağının seyrinin değiştiğini göreceksiniz. belki de hakem o araya girmese barçalı oyuncu pası başka bir yere kullanacaktı. yediğimiz ikinci golde de kaleci pena topu kornere vursa ya da ikinci kez barçalı oyuncunun ayağına gelmese, taylanla berkan uyumasa o golü yemeyecektik. van anhoolt'da sakatlanmayıp bizi geçici olarak 10 kişi bırakmasa belki o atak bile olmayacaktı. bu tarz ince şanssızlıklar yaşayarak elenmiştik. ama her halükarda o kabus sezonunun en renkli günleriydi. istediğin kadar ligde şampiyon ol avrupa kupasında oynadığın bir büyük maç kadar keyifli olmuyor bazen.
