• 176
    ilk gole kadar maçın senaryosu belli:

    *konyaspor, galatasaray'ın açıklarını göz önüne serdi. önde baskı ve dar alana yıkılan oyun'a tüm maç boyu çözüm bulamadık. fernando'nun yokluğunda top ve oyun kurmakla pek işi olmayan iki stoper** ve önlerinde yine oyun kurucu olmayan bir defansif orta saha*ya kaldığımız için uygulanan önde baskı işe yaradı, desek daha doğru olur. savunmada da takım olarak topun arkasına geçip eksik yakalanmamaya gayret ettiler, özellikle garry rodrigues'i durduran da bu oldu. nitekim maç boyu kontratağa çıktığımız bir pozisyon da hatırlamıyorum.

    *galibiyetten başka şansı olmayan(ve başakşehir beşiktaş maçı 1 gün sonra oynanacağı için bilinmezlikle oynayacak olan) fenerbahçe'de aykut kocaman mutlaka 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçını baz alarak hareket edecektir. bu yüzden 2-0 kazandıkları başakşehir maçının bir benzerini yaşamak isteyecektir: taraftar baskısı ve ilk dakikalardaki coşkulu oyunla önde baskı, top çıkaramayacak ve hataya zorlanacak galatasaray defansı ve erken bulunabilecek bir golü arayacak fenerbahçe. golü buldukları takdirde de oyunu ciddî şekilde yavaşlatıp topa sahip olmak isteyecektir; zira galatasaray dar alanda çok zorlandı konyaspor maçında. feghouli ve belhanda'ya özel önlem alıp(özellikle josef-belhanda eşleşmesi bekliyorum ben) galatasaray'ı etkisiz hâle getirmeyi düşünecektir. orta sahada kaptırılan toplarla hızlı hücum şansı yakalayıp(ki konyaspor bunun da örneğini gösterdi, özellikle maicon'un yavaşlığı büyük handikap) 2. golü bulursam maçı koparırım, fikrinde olacaktır.

    *konyaspor maçından fatih hoca'nın oyun olarak memnun kalmadığını ve endişelendiğini düşünüyorum. özellikle defanstan top çıkaramamak, sürekli baskı yemek ve bu baskıyı kıramamak, rakibin çok hızlı geçtiği orta saha ciddi anlamda düşündürücü olmuştur. hem konyaspor maçından güç bela da olsa galip çıkmış olmamız, bir ölçekte saraçoğlu'ndaki beraberliği de kabul edilebilir kıldığı, hem de donk, selçuk, maiconve serdar'ın defanstan top çıkarma/top taşıma/oyun kurma konusunda sınıfta kaldığı için orta sahanın fernando hazır olduğu takdirde fernando, selçuk, tolga; olmadığı takdirde de tolga, selçuk, feghouli veya belhanda'dan oluşacağını düşünüyorum. donk'un topla arası oldukça soğuk olduğu için donk'la değil, daha top görmüş geçirmiş tolga'yla başlamayı düşünmesi doğal olacaktır. fernando hazır olmadığı takdirde donk'a güvenip formayı tekrar vermesi yine düşük ihtimal görünüyor bana.(belki ilk 45 dakikadan sonra alır fernando'yu) onun yerine belhanda veya feghouli'yi selçuk'un yanına çekip top yapmayı amaçlayıp sağa da sinan gümüş'ü atabilir.

    *fatih hoca takıma sakinlik aşılamak isteyecektir. önce beraberliğin hesaplarını yapacak, kalan kısımları buradan sonra düşünecektir. bu amaçla önce önde baskı yapacak fenerbahçe'yi sakin oyun ve ayağa pasla durdurmak isteyecektir, tıpkı ilk devredeki beşiktaş maçının ilk yarısı gibi. ilk 20-25 dakika top fenerbahçe'de olur, 25'ten sonra galatasaray oyuna ortak olur.

    *gerilim tüm derbilerde olduğu gibi fenerbahçe'ye yarayacaktır, özellikle belhanda'yı bu sebeple kaşımaya çalışacaklardır.

    ilk golü kim atar, allah bilir. ancak kanımca galatasaray ilk golü yerse ilk 15-20 dakikadaki baskıyı kaldıramayıp yer; atarsa da ilk devrenin sonlarına doğru 40-45 dk gibi bir duran top ya da kontraataktan atar.

    *ikinci yarılar da tamamen atmosfere göre şekillenir. fatih hoca sabırla beklemeyi daha çok ister, zira 70. dakikaya kadar olası beraberlik hâlinde fenerbahçe iyice açılıp disiplinden kopar ve arkada boşluk bırakır. bu dakikalarda bulunacak bir galatasaray golü fenerbahçe tribünlerini de, takımını da helva gibi dağıtır, tribünler istifa sesleriyle karışır.

    özet: ayağımızda top tutup oyun kurmayı becerebilirsek avantajlı olan tarafız. fenerbahçe'ye galibiyetin şart olması maçın en güzel yanı, yoksa aykut kocaman önce beraberliği tutar, tüm maç soğuk ve tatsız şekilde üzerine gelmemizi bekler, sonrasında gol bulmaya çalışırdı ki bu sistem galatasaray'ın şu anki yapısına epey ters, yaslanan savunmalara çözüm bulamıyor ve arkada boşluk bırakıyoruz.

    aykut kocaman'ı kayıtsız şartsız hücum etmek zorunda bırakıyor olmamız kendisi için bir ızdırapken, bizim gibi yaslanan ve kapanan takımlara karşı başarısız bir takım için şans gibi duruyor.

    gazamız şimdiden mübarek olsun.
  • 177
    fenerbahçe’nini duran toplardan gol arayacağını ve önceliği bunlara vereceğini artık tüm türkiye hatta türki cumhuriyetler dahi biliyor. bu nedenle;

    -korner kazanmak
    -frikik kazanmak
    -penaltı kazanmak

    öncelikli hedefleri olacaktır. savunmada bunlara özellikle çalışmamız gerektiğini malzemecilerimiz de biliyordur.

    bizim avantajımız ise fenerbahçe’nin ağır defansı. ileri dörtlümüzün hızı ve çabukluğu ile gafil avlayabiliriz feneri. bu nedenle fener defansımıza pres uyguladığında (başakşehir maçındaki gibi) presten çıkarsak geçişleri iyi yapacak, iyi adam eksiltecek futbolcularımız olduğundan kolay gol bulabiliriz.

    fenerbahçe, iki büyük derbi oynadı. akabinde akhisar’dan şok bir yenilgi aldı. kanaatimce bayağı hırpalanmış bir haldeler. ikinci yarıda oyun bize gülebilir.

    futbolcularımızın üzerine oynayacakları kesin. umarım hakem bu hilelerine göz yummaz. tüm futbolcularımızın çelik gibi sağlam sinirlerle ve cesaretle oynaması kaçınılmaz. ara ara yapacağımız hücum presle fener defansından top kapıp gol atmamız da olası. çünkü en iyi yaptığımız bu.

    allah yardımcımız olsun.

    (bkz: 17 mart 2018 galatasaray fenerbahçe maçı)
  • 179
    kesinlikle ama kesinlikle sakin kalmamız gereken maç.
    fenerbahçe'nin sezon maçı. bunu kazanmak için herşeyi yapacaklar.
    özellikle josef bin bir çirkefliği yapacak.
    maçı gererek oyunun kalitesini düşürecekler.
    birileri önlem alsın. para cezası mı başka türlü bir önlem mi alınır bilemem. belhanda, feghouli ve maicon'a bu mevzu kesinlikle anlatılmalı.
    bu maçta yenilebiliriz evet ama bizde ağır yaralar bırakmamalı. yani hem skor olarak hem de oyuncularımızın göreceği kartlar sebebiyle önümüzdeki maçlarda bizim için aleyhte durumlar söz konusu olabilir.
    yalvarırım sakin kalın. eğer sakin kalamazsak şampiyonluk gider.
    ama sakin kalabilirsek atıf, dirar, isla, fernandao vs. gibi çöplerden kurulu ve tek amacı rakibi bozarak 1 gol atıp üzerine yatmak olan takımdan puan/puanlar alabiliriz.
  • 181
    4 gün kalan maç.

    http://fotocdncube.gazetevatan.com/...z-soku--3358111.Jpeg

    -----------

    bu maça dair her gün bir şeyler yazsak da o gün orada futbol oynanmayacağını, bir gerilim filmine gideceğimizi biliyorsunuz değil mi?

    maç fener'in önde baskısı ile başlar, en kötü topu sürekli fernandao'ya oynayıp faul almaya çalışırlar, seken topları mehmet topal, josef ve gulliano ile toplamaya çalışıp pozisyon bulmaya çalışırlar. korner ve serbest vuruşlar en önemli silahları. bizim de en büyük zaafımız duran toplarken eğer böyle gol yersek kafayı yerim. zaten buna da çare bulamıyorsak hiç çıkmayalım maça :(

    stoperlerimize ve orta sahamıza önde basacakları net. bu sebeple yüksek ihtimalle biz de topu gomis'e şişirip onun pasörlüğü ile diğer yarı sahaya geçmeye çalışacağız. en azından ilk 15-20 dakikada bunu deneyip, yüksek eforla oynayacaklar. bu bölümü gol yemeden atlatırsak maç yavaş yavaş dengelenir ve ilk yarının sonlarına doğru biraz daha biz oynar hale geliriz.

    maçın 0-0 gittiği her an oyun bize dönecektir. taraftarın enerjisi yavaştan düşmeye başlayıp gerginlikler artacaktır.
    olur da golü bulabilirsek zaten aykut-aziz birlikteliğinden bıkan seçim öncesi ali koç gelsin diye bu maçı bile kaybetmeyi isteyen fenerliler protestolara başlarlar. takım da inceden dağılır, 2. yi bulursak da of offf dünyanın en tatlı anları başlar :(

    hayaller hayaller...

    bu maça dair en büyük temennim kırmızı kartsız maçı bitirmek, 11'e 11 giden maçta bir şansımız olur ama eksik kalırsak oradan çıkamayız.

    kaybetmek bizim için yıkım olmaz ama kazanmamız var ya offf!

    fener ve dahası beşiktaşlılar için tam bir yıkım olur. çünkü hepsi bizim puan kaybımızı bekliyor ve bundan neredeyse eminler.

    daha 4 gün var ama nabzım yine yükseliyor ve ben yine buna engel olamıyorum. başımıza gelecekleri bile bile buna engel olamıyorum. düzen gereği bu maçı kaybedeceğimiz açıkken buna engel olamıyorum.

    (bkz: galatasaray sinerjisi)

    tek isteğim var bu maça dair, oyuncularımız bu maçı son maçlarıymış gibi oynasın, gerilimden uzak, yüksek eforla, sonuna kadar mücadele etsinler, işte o zaman skor ne olursa olsun zaten bu yolun sonu şampiyonluk olacaktır...

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 182
    normalde fenerbahçe derbilerinden bir hafta önce stresim başlardı. bu maç için nedense çok rahatım. ya artık alışkanlık yaptı kadıköy'den galibiyetsiz dönmek ya da bu sefer gerçekten bir şeyler farklı.

    bu kendi iç çatışmalarımı bir kenara bırakırsak maçın bence iki tane anahtarı var; biri sakinlik, biri de konsantrasyon. teknik, taktik çok tartışma gereği duymuyorum derbiler için. çünkü genelde sahada top oynanmıyor. futbol anlamında doyurucu bir galatasaray fenerbahçe derbisi izlemeyi kaç yıl geçti kim bilir. psikolojik savaşı kazandığımız an maç bize gelir. 2-0'dan geldiğimiz kadıköy derbisini hatırlayın. oyunun her türlü hakimi olduğumuz için maç döndü ve son anda galibiyet kaçtı. yine aynısını yapabilecek bir kadro ve motivasyonu sağlayabilecek teknik heyet var.

    hafta boyu eminim bu psikolojik faktörler üzerinde duracaktır takım. galibiyet beklentim neredeyse yok ama takıma da güveniyorum. sanırım taraftarlık bu tarz çelişkileri tek bünyede buluşturan bir olgu.

    hedef 21

    inan edin şampiyon olacağız
  • 184
    maç ile ilgili en çok korktuğum şey, süper lig tarihinin bence en büyük çirkeflerinden biri olan josef de souza denen mikrobun, younes belhanda ve sofiane feghouli'nin üzerine oynayacak olması. bu iki futbolcumuza da bu konuda maalesef pek güvenemiyorum.

    fatih terim'in yine ryan donk ile başlayacağını tahmin ediyorum. fernando'yu ise ilerleyen dakikalarda sahaya sürecektir. hangi dakikada olacağı ise ryan donk'un performansına göre değişiklik gösterir. çünkü 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçında ryan donk çok kötü bir performans gösterdi. bu performans beni bu önemli maç öncesi korkuttu, fatih terim'i de düşündürmüştür mutlaka. ryan donk - selçuk inan - younes belhanda üçlüsü, fenerbahçe'nin göbekteki josef de souza - mehmet topal - giuliano üçlüsüne karşı nasıl olacak hiç kestiremiyorum. karşıda topal formsuz bizde selçuk. josef de souza çirkefliği dışında performansı ile de beni korkutuyor çünkü her galatasaray maçında inanılmaz oynuyor adam. bir çok fenerbahçe futbolcusu gibi tabii. şu maç öncesi "ah ndiaye ah" çekiyorum ve fatih terim'e güveniyorum.

    savunmada maicon - serdar aziz ikilisine güvenim tam. fernandao ne kadar kuvvetli bir futbolcu olursa olsun, maicon sindirecektir kendisini. aatıf ve dirar'ın açıklarda oynayacağını tahmin ediyorum. dirar'ın, nagatomo karşısında fizik olarak üstünlük sağlamasından çekiniyorum. linnes - aatıf eşleşmesinde ise pek bir problemin olabileceğini düşünmüyorum. ilerleyen dakikalarda alper potuk da oyuna dahil olabilir. fakat beklerimizin hızlı oluşu bu konuda bir artı.

    gomis için söylenecek pek bir şey yok. volkan demirel'e en yakın oynayacak futbolcumuz olacağı için, derbilerin soytarısı volkan'ın provokasyonlarına dikkat etmeli. gomis bütün rakiplerce saygı duyulan bir futbolcu olmasına rağmen, karşısında gerçek bir terbiyesiz ve saygısız olacak. her fırsatta provokasyonlarını yapacaktır. sen takılma gomisim...

    baros'un direkten dönen topu, burak yılmaz'ın havada seken topu vb. gibi garip olayların yaşandığı, tek rakibi bermuda şeytan üçgeni olan kadıköy deplasmanından bu sefer 3 puanla döneceğiz. olacak bu sene.
  • 187
    bu maç için futbol odaklı değerlendirme yapan arkadaşları görünce üzülüyorum. kadıköy'de oynanan bir derbide futbol dışı faktörler devreye giriyor maalesef. yine öyle olacak ve bize yenilmeyeceklerdir. olaya futbol olarak bakmak yeterli olsaydı 20 senede en az 7-8 kere galip gelmemiz gerekirdi orda.

    bu arada bence ligin kaderini etkileme konusunda içeride oynayacağımız derbiler kadar önemli olmadığını düşünüyorum.
  • 188
    fenerbahçe bu sezon ilk golü yediği hiçbir maçı kazanamadı, fenerbahçe evinde oynadığı 12 maçta sırasıyla trabzonspor, başakşehir, kayserispor, gençlerbirliği ve akhisarspor' a puan kaybetti. galatasaray ilk golü attığı sadece kasımpaşa maçında yenildi, galatasaray deplasmanda oynadığı 12 maçta sırasıyla antalyaspor, trabzonspor, başakşehir, beşiktaş, yeni malatya, sivasspor ve kasımpaşa' ya puan kaybetti. iki takımın oyun anlayışına bakacak olursa fenerbahçe genelde önde basarak rakibi bozmaya çalışan, duran top ve kontra ataktan gol atmaya çalışan bir taktikle oynuyor. fenerbahçenin zorlu lig deplasmanlarında en çok puan almasının en temel nedeni bu rakipleri pozisyon bulsada gol yemiyorlar bir şekilde gol atıyorlar, ancak bu oyun kadıköyde işlemiyor çünkü kadıköye gelen takımlar 1 puan alsak yeter gözüyle bakıp bastırmıyorlar ve kontra futboluna dönüyorlar, bu da oyunun orta alanda sıkışmasına neden oluyor, seyirci baskısı da olmadığından fenerbahçe geçtiğimiz yıllarda ki gibi rakibi boğamıyor kadıköyde bu yüzden çok puan kaybettiler. galatasaray ise topa 2. bölgede sahip olarak 3. bölgede yerleşik savunmaları geçerek gol bulmaya çalışıyor, fenerbahçe başakşehir maçında yaptığı gibi önde basarsa bizim buna bir çare bulmamız ve bu baskıyı kırmamız gerek ya kendi oyun anlayışımızdan vazgeçip topu fenerbahçeye bırakarak onların bu önde baskı stratejisini çürütmeliyiz ya da defanstan uzun toplarla çıkmalıyız bizim takımımızda uzun top yapabilecek oyuncu olmadığı için ben birincisini bekliyorum yani kısacası galibiyet için kendi oyunumuzdan çok fenerbahçeyi şaşırtacak bir oyun anlayışıyla sahaya çıkmamız gerek.
  • 189
    20 senedir "yenilelim de aziz gitsin, yok lorant gitsin, yok ismail kartal gitsin, yok aykut gitsin" diyen fenerlileri ve buna inanan galatasaray'lıları gördükçe şaşkınlığımı gizleyemiyorum.

    bunu yazan fenerliler bildiğin yalan söylüyorlar, amaçları bu, gayeleri bu, daha doğrusu ellerinden gelen tek şey bu: kadıköy'de bize yenilmemek. yönetimlerinin de hedefi ve amacı bu, oyuncularının da amacı bu taraftarlarının da. içlerindeki sığ vizyon bu. yok kaybedelim de bir şeyler değişsin diyenlerin aslında demek istedikleri, "bizim tek amacımız bu ama bunu ulu orta ifade ederek sığ vizyonumu dünyaya göstermek istemiyorum, aslında vizyonun ne olmasının gerektiğini biliyorum ama içimdeki sığlık buna izin vermiyor, ben de açıklamaya utanıyorum."

    pilgrim'in yazdıklarına katılmamak mümkün değil. futbolla, ligdeki sıralama ile, kimin daha çok ihtiyacı olması ile ilgili bir durum değil. olay aidiyetin sizden ne beklediği ne istediği ile ilgili. ali sami yen'de kaybedilen bir derbi bizler için sadece şampiyonluk veya kupa yolunda bizi kayba uğratırsa önemli, suyun öbür tarafında öyle değil. 20 yıldır bizde olduğu gibi onlarda da topçular değişiyor, kim gelirse gelsin 15 km koşuyor, bu tesadüf mü? çünkü kendilerine itiraf edemeseler de camialarının onlardan tek gerçek anlamda somut hedef gösterdiği beklentisi bu. gelen topçu biliyor ki, bu maç sağlam durduğum müddetçe kontratım devam eder, primlerden prim beğenirim. başkan biliyor ki, vizyonsuz, sığ taraftar kitlem bu maç ile her şeyi unutur, yöneticileri biliyor ki sadece bu maç ile şampiyonluktan daha fazla prim yapar, isim sahibi olurum. hakem biliyor ki, 20 yıllık serinin bozulmasını bana yazarlarsa bir daha maç alamam benden öncekiler ne yaptıysa onu yaparım diyor.

    bu fenomen ancak fenerbahçe değiştiğinde değişecek. bu avam ve düşük seviye anadolu kulübü ne zaman günü birlik başarılardan vazgeçip, yurtta ve avrupa'da kupa sayısını arttırmayı kendisine hedef olarak koyar, sığ taraftarı ne zaman kendilerine itiraf edip artık avrupa'da başarıyı, ligde sürdürülebilir başarıyı öncelik sırasında üste çeker, o zaman o şer yuvasında eşit şartlar ile oynamaya başlarız.

    ilk paragrafta yazdığım gibi, bizden de hala yok fenerlilerin yarısı şöyle diyor falan diyenleri gördükçe tekrar ediyorum gülmemek için zor tutuyorum kendimi, adamlar bunun için yaşıyor ya, sadece bunun için. hiç bunların böyle vizyon sahibi, hedef sahibi insanlar gibi konuşmalarına bakmayın, benim çevremde de var bunlardan, arkadaş meclisinde falan akılsız gibi konuşmamak için "aman aziz gitsin de, yenilelim derler", maç günü kazanırlar, aynı tas aynı hamam. çünkü zaten aksi şekilde davranmayı tercih edecek olsalardı, aksi beklentiler ile taraftarlık duygularını şekillendirebilecek olsalardı, zaten fenerbahçe'yi tutmazlardı.

    bizim cephede kendi adıma bende değişen bir şey yok. her sene çekincelerim olsa da, ters bir sonucun bir hafta beni kahredeceğini bilerek, ama dünyanın sonu olmadığının bilinci ile, her sene "bu sene, o sene" inancımı korumaya çalışıyorum.

    er geç bitecek, başka matematiği yok bu işin. aylar öncesinden totemimi de yaptım, sözlüğe de yazdım, vatoz gibi kuma yattık bekliyoruz. bu maçı kazanacağız. herkesin aksine, kart görmek, cezalı duruma düşmek anlamında demiyorum, ama sakinlikten ziyade, olduğumuzdan daha sert ve pis olmamız gerek diye düşünüyorum (nizami sınırlar içinde) o vizyonsuzlar, o sığ herifler tek maça dayalı tezgahlarının bozulabileceği korkusunu yaşamalı, anahtarlardan biri de burada saklı.

    kadıköy'deki son deplasman galibiyetimizde dershaneye gidiyordum, dersi kırıp, ankara ziya gökalp caddesi'ni bilenler için söylüyorum* sonradan mado olan, yanlış hatırlamıyorsam ersan pilsen'de maçı izlemiştim, parayı ver, sandalyeyi al. dönüş yol param dışında yeterli param olmadığından da adında pilsen geçen bu mekanda maçı çay içerek geçirmiştim. bu hafta bütün konsantrasyonumu o günü tüm detayları ile hatırlamaya çalışmaya verdim.

    kaybedersek ligin ve dünyanın sonu değil, ama bu kazanmamız gerekmediği anlamına gelmez, japon bayraklarınızı hazır edin galatasaray'lılar!
  • 190
    belki her yıl aramızda aynı şeyi söylüyoruz ama bu sefer cidden olacak be abi ya. yani tamam biliyoruz formda olmak, daha iyi olmak, daha iyi kadroya sahip olmak bu lanet yerde yetmiyor ama bu sefer adı konmayan bir farklılık var. yani şu sebepten dolayı diyemesem de içimdeki ses en az 2 farkla galip geleceğiz diyor. hadi be hocam. hadi be galatasarayım. resmen şampiyonluk maçı bu. son dönemlerdeki hiç bir derbide maç başlayana kadar böyle çok aşırı heyecanlanmıyordum. bu derbi için son günlerde her an her saniye aklımda. her aklıma geldiğinde ellerim buz kesiyor.

    (bkz: olacak olacak)
  • 192
    başlık altında yazılanların büyük çoğunluğunun tek bir stratejisi var. sakin kalmalıyız. nasıl olacak peki bu. maça günler varken başlık dolmaya başladı bile. taraftar olarak gerek burdan gerekse sosyal medyadan sürekli maç ile ilgili paylaşımlarda bulunuyoruz ve yoğun gündem oluştururken futbolcuların sakin kalmalarını tavsiye ediyoruz. taraftar olarak bizler şu an bile inanılmaz stresliyiz. futbolcuların, teknik heyetin bu gündemi takip etmediğini düşünmemiz hata olur. kendimiz baskı kuruyoruz asıl. bu maçı diğer lig maçlarından bir fark olarak görmememiz gerekiyor artık. evet kaç senedir yenemiyoruz,evet ezeli rakibimiz ve şampiyonluktaki önemli rakibimiz ama emin olun bu maçta puan kaybetme lüksümüz var bizim. bu maçın dışında kalan diğer maçlarımız çok kritik bana kalırsa. taraftar olarak ilk iş bize düşüyor bizler sakin kalmalıyız her tarafta derbi ile ilgili paylaşımlarda bulunmayalım ki futbolcularda gerilmesin.
  • 193
    bu maçı kazanmak istiyorsak öyle eze eze futbolun doğrularını yapa yapa filan olmaz bu iş. bu adamları kadıköy' de yenmek için topu aynı akhisar gibi gençlerbirliği gibi adamlara verip beklememiz lazım. bende isterim ki belhanda-feghouli-garry yardırsın, gomis bombalasın ama bu maç o maç değil... tam fenerin isteyeceği tarzda hücum oyuncularımız var. mental yönden zayıf. oyun disiplininden kopuk. maç içinde git gel yaşayan. baskıyı kaldıramayan... bu adamlarla kadıköy' de maalesef ne fiziksel olarak ne zihinsel olarak iş yapamayız... yenmek için kuracaksın orta sahayı fernando-donk-selçuk 3' lüsü, atacaksın kanatların birine tolga diğerine garry' i çekileceksin yarı sahana. tek taktikte garry-linnes kanadının topu alıp yaldır yaldır gitmesi olacak. şu kadro gomis-garry hariç 9 kişi kendi sahasında topu fenere verip beklesin fener kaleye şut çekemez. adamlarda ne çalım atan, ne dikine gidebilen kimse yok. olsa da sir aykut oynatmıyor zaten. topa sahip olup, maça hükmetmeye kalkarsak bizi o kazma orta sahaları ile bozar, eksik yakalayabilirler ki tek iyi yaptıkları iş bu. yoksa topu değil 90, 380 dakika verseniz duran top dışında şut çekemiyor adamlar. kısaca anadolu takımı gibi oynamak dışında bir bok yapamayan fener' e aynı kendileri gibi kabız, kazma futbolcular ile anadolu takımı taktiği ile karşılık verirsek yeneriz bu adamları. yoksa ne hakemler, ne aykut, ne fenerli oyuncular futbol oynamaya gelmeyecek oraya ki biz düzgün futbol oynayıp bu adamları yenelim...
  • 194
    eskiden derbi haftası gerginliği olurdu. şimdi herhangi bir gerginlik yaşamadan normal bir deplasmanmış gibi davranıp o sinerjiyi takıma hissettirmeliyiz.
    konya maçı öncesinden başlayan çok önemli bir pazarlama unsuru olan galatasarayın kadıköyde kazanamama sendromunu medya çok iyi satıyor. tüm kurgu galatasaray ve galatasaraylıları her yıl bu kalıba sıkıştırmak, bu psikolojiye sokmak üzerine kurulu. artık yılların getirdiği tecrübe böyle.
    bu baskıdan uzak adeta ilk defa gidilen bir deplasmanmış gibi heyecana, paniğe kapılmadan gitmeliyiz. kazanmak için gerekirse 10 kişi defans yapıp sabırla beklemeliyiz.
    maça kaldı dört gün... bu süre zarfında takım soğukkanlı, öz güvenli, hırsını-hesabını sabır üzerine kurgulamalı.
    anadolu takımlarının elini kolunu sallayarak çıktığı yerden çıkmanın yolu sabır ve soğukkanlılık olacaktır.
  • 198
    aykut'un josef ile belhanda üzerine oynayacağını düşündüğüm maç. keza 11'de alper sürprizi yapıp, feghouli üzerine de aynı şekilde oynayabilir. sözlükte bazı arkadaşlar kızacaklar ama 11'de farklı bir varyasyon deneyerek ters köşe yapabiliriz diye düşünüyorum. maçın bir bölümünde, yasin veya sinan gibi kart görmeye meyilli olmayan adamlara şans verilebilir belki.

    bunun dışında gomis'i beslememek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. bunlardan en başı kaos, yani az önce bahsettiğim örnekler. diğeri ise şener ve dirar ile rodrigues'i kesmek isteyeceklerdir. maçın kilit oyuncusu belhanda ve maicon olur gibi geliyor bana. ikisi iyi oynar, sakin kalır ve iyi oyun kurabilirlerse maçı kazanabiliriz diye ümit etmekteyim allah'ın izniyle.
  • 200
    yine bir kadıköy'de fenerbahçe maçı geldi çattı, o sene bu sene olsun inşallah diyerek başlayayım

    çokça dillendirildiği gibi bu maçın anahtarı öncelikle sakin kalabilmek. rakip fenerbahçe özellikle son yıllarda büyük maçlarda gerginlikle beslenen ve bu gerginlikle de istediği neticeleri alabilen bir takım. bu sezon kendi sahamızdaki maçta 8 puan öndeyken bile sakin kalamamış çok rahat kazanacağımız maçı 10 kişi kalarak ve son 15 dk hücum yapamadan maç sonunda da fabrika ayarlarımızla oynayarak tamamlamıştık. ne yapıp ne edip sakin kalmalıyız

    kazanıp yarışa ortak olmak ve kalan maçlarda da aradan sıyrılıp lider olmaya çalışacak fenerbahçe için son şans maçı artık bi şans daha yok lig kısaldı ve yarıştaki rakibi 3 takım. bu şansı yaratmak için aykut kocaman hücum etmek adına risk alacak mı yoksa kendi inandığı o felsefeden ödün vermeyecek mi, bana kalırsa yine risk almayacak yine skoru tutup duran toplardan ve guliano üzerinden gol bulmaya çalışacak. bence bizim planımız öncelikle kaybetmemek olmalı şartlar oluşursa galibiyet tadından yenmez ama beraberlik fenerbahçe'ye havlu attırır. zaten diğer iki rakipte sahamıza gelecek ve ipler elimizde olacak.

    haydi aslanlar
App Store'dan indirin Google Play'den alın