1 gün kalan maç.
http://www.webaslan.com/...15/screenshot_15.jpg https://www.haber3.com/...6.jpg?v=aa1479485006 (u: son kadıköy galibiyetindeki yani 22 aralık 1999 fenerbahçe galatasaray maçında kalemizdeki isim mehmet bölükbaşı)
maç skoru veriyorum 1-3.
farkındaysanız bu sene önceki yıllara nazaran, üstelik de fenerbahçe tarafında bu maç final maçı olmasına rağmen, agresif, göndermeli, kışkırtıcı bir açıklama gelmedi. sanırım mahmut uslu bir tek bir şeyler söylemiş, onu da ben bile duymadığıma göre zaten pek gündem olmamış demektir. fener tarafı inanılmaz sakin.
maç biletler aziz yıldırım'a yakın kongre üyelerine gitmiş. haziran 2018'de yapılacak olan seçim sebebiyle aziz yıldırım - ali koç çekişmesi fener'i biraz bozdu. aziz yıldırm'ı istemeyen ve ali koç'u isteyen fenerbahçe taraftarlarının bir kısmı bu maçta alınacak olan bir yenilgiye "hayırlı olacak" gözüyle bakıyor.
bu 19 yıldır yenilmeme mevzusu artık taraftarın ve kulübün sırtında yük olmaya başladı. biz kendi adımıza zaten ligi 33 hafta üzerinden hesaplayıp, gelirse ekstra 1 puanı yazıyoruz tabelaya :(
artık daha çok baskı altında olan taraf onlar. üstelik de biz o stattan şampiyonluk kupası ile çıkan bir hoca ile gidiyoruz.
10 sene arka arkaya yenilmenin peşine ilk puanımızı aykut kocaman'ın ilk döneminde almıştık.
(bkz:
24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçı)
sonraki yıllarda yine aykut kocaman varken 2 beraberlik 1 yenilgimiz var. o yenilgi de şampiyon olarak gittiğimiz ve 3 forvetle(burak, elmander, drogba) oynadığımız saçma maç.
yani aykut kocaman'ın kadıköy'de ciddi bir galatasaray fobisi var. bunu taraftar da biliyor.
en son dün akşam ultraslan ve genç fenerbahçeliler yemek yedi. sefa kalya'nın vefatından sonra iki taraf oldukça centilmen bir şekilde birbirinin kayıplarını anar ve birbirine destek olur oldu. rekabetin saha içinde kalmasını sağlamaya çalışıyorlar. bu oldukça enteresan, özellikle biraz geriye bakınca.
tabii ki maç başladığı andan itibaren fenerbahçe taraftarı da oyuncusu da sonuna kadar savaşıp her zamanki gibi baskı ve kaos ile bizi sindirmeye çalışacaktır ama biz sanki bu maçta daha sakin kalacak gibiyiz. yani sakinlikten kastım vur kafasına ekmeğini al ezikliği değil. oyuna gelmemekten bahsediyorum.
fatih terim'in 4. döneminde ilk derbi maçından yenilgiyle ayrılacağına da inanmıyorum. hocanın 1999'da son galibiyeti alan kişi olması ile maç sonunda buna gönderme yapması ne kadar da olası, gözümde bile canlanıyor konuşması.
fenerbahçe'nin bu maçta yapacağı en önemli şey duran top, penaltı kovalamak olacaktır. saçma sapan hatalar yapmazak maç bize dönecektir.
maçın şifresi ilk golü atmak.
ilk golü kim atarsa en kötü kaybetmez.
biz ilk golü attığımız an "galiba buraya kadar" düşüncesini de taraftara verir, protestoların başlamasına zemin hazırlarız. biz öne geçersek aykut'un üretken olmayan oyunuyla ve panikle bize gol atmaları daha da zorlaşır. taraftarın enerjisini düşürdüğümüz an maç bizde demektir.
tabii ki maçın hakemi de (bülent yıldırım) büyük iş düşüyor. eğer gördüğünü çalabilirse sıkıntı yok. tetikçilik yapacaksa bu kadar yazı boşuna yazıldı zaten, konuşmaya bile gerek yok.
kadıköy hasretinden ziyade
milli maç arasına kafalar rahat ve şampiyonluk havasıyla girmek için 3 puanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. alınacak olan 3 puan ile önce fener'i saf dışı bırakıp, sonra
18 mart 2018 başakşehir beşiktaş maçında olası bir beraberlikte çok ciddi bir avantajı cebe koyabiliriz.
hayat neden olmasın...
(bkz:
hedef 21)
sen şampiyon olacaksın!