• 171
    fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarının özhan canaydın bile olsa hiçbir galatasaraylıya laf ettirmeyeceğini bir kere daha ispat ettiği protesto.

    erdoğan bayraktar rutin bir propaganda konuşması yaparken, hatta ekranda tribünde olup konuşmasıyla dalga geçen insanlar görünürken "özhan canaydın'ın o aciz duruşu hala aklımda" demesiyle ortalık karışmıştı.

    olay aslında bir patavatsızlığın yarattığı etkiye tepki iken, erdoğan bayraktar da aynı üslup ile konuşmaya devam edince olaylar büyüdü. habercilik ve ortayolculuk üstadı mehmet ali birand'ın hala hatırlanan eyvah nidası sonrasında yaşananların yanında devede kulak kaldı.

    ultraslan ıslıklar yükselirken eller havada şekilde göstererek alkış tuttu. recep tayyip erdoğan ve yanındakiler stadı terketti. adnan polat hepsini tespit edeceğim dedi, hiçbir şey tespit edemediği gibi birkaç ay sonra ibra edilmeyerek yarattığı etkiye hakettiği tepkiyi aldı. galatasaray taraftarı bir ara muhalif falan sanıldı. stadın yolları bitmedi, üstü kapanmadı.

    biz de fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı pankartıyla iyi prim yaptık şimdi yalan yok...

    işin en komik tarafı sırf ceza olsun diye fetönün türkçe olimpiyatları ak parti tarafından türk telekom arena'ya verildi. o dönem böyleydi bu işler kimse hatırlamaz şimdi...

    o değil de erdoğan bayraktar, umarım bir gün çaresizliği tadarsın...

    (bkz: tarihte bugün)
  • 173
    bazı tatlı su kalelerinin 3 temmuz'dan sonra cemaate açıktan cephe almak için doğru zamanı beklemesine benzemez; galatasaray taraftarı iktidara en güçlü olduğu dönemde yapmıştır bu protestoyu. sonrasında yıllarca cezalandırıldık, stadımız yarım yamalak, metromuz kapalı, metro çalıştığında da klimalar açılmadığı için havasızlık tehlikesiyle maça gidip gelen insanlar, sermaye artırımının reddi, leş gibi yabancı sınırları vs.

    sonrasında tüm oklar aleyhimize dönse de yakın geçmişteki en gurur duyduğum akşamlardan biriydi bu. orada olup bu haklı protestoda sesi bulunan herkesin yüreğine sağlık.
  • 86
    evet bu maçta yapılan protesto ıslıklama yuhalama bize yakışmadı. kim olursa olsun bu gecede kimseye kin ve öfke beslememeliydik. her şeyi bir kenara bırakıp günün tadını çıkarmalıydık ve tarihe tanıklık etmeliydik. ama oldu bir kere her ne kadar sebepleri doğru olsa da olmamalıydı.

    o gece bizim için bir bayramdı ve bu bayram bizim dönüm noktamızdı. her ne kadar ali sami yene veda edeli birkaç gün olmuş olsa da hüznümüzü ve kederimizi içimize gömüp çıkmıştık yollara. akın akın insanlar gidiyordu stada. evet giderken de çok zorlanmadık. zira dedikleri gibi metro ile gitmiştik stadyuma. en sonunda stadyuma gelmiştik ve ufukta stadı görünce ve ilk kez bu kadar çok yakından bakan birisi olarak “has siktir ya oğlum çok güzel lan burası” diyordum içimden. evet tam olarak bitmemişti ve hala eksiklikleri vardı ama burası bizim yeni cehennemimizdi. ali sami yen in hüznünü bir kenara atmış bayramda hediye almış çocuklar gibi şendik. gişelerden içeri girince de ağzımız “shrek’in ağzı” gibi olmuş resmen salgı bezlerimiz şelale olup akmıştı. hemen stadı incelemeye başlamıştık. gözümüz sürekli tribünlerde, koltuklarda ve ilk defa bu kadar çok yakın olduğum zemindeydi. her ne kadar ben grip olduğumdan koku alamıyor olsam da yanımdaki ağabeylerim “oğlum çimin kokusu buraya kadar geliyor lan” diyordu. sanki bir hayaldi ve gerçekleşiyordu. aslında bizler için son 15 senedir hayalden öte gidememişti zaten. ama bir şekilde hayaller gerçekleşmişti. herkesin elinde fotoğraf makinesi bu anı ölümsüzleştiriyordu. üzerimizdeki şaşkınlığı bir türlü atamamıştık. insan psikolojisi işte hemen başlamıştım stadyumda kaç kişi var diyerek hesap yapmaya. saymak ne mümkün acayip bir duyguydu. bir tarihe tanıklık ediyordum. seneler sonra çocuklarıma ve torunlarıma anlatacağım uefa kupasından sonraki en büyük anımdı. “oğul işte ben o zaman tribündeydim, bir tarihe tanıklık ettim” demenin verdiği hazzı şimdiden yaşıyordum. her şey çok güzeldi. takımın kötü gidişi, yönetimin başarısızlıkları umurumuzda değildi. vodafone reklamındaki gibi “anı” yaşıyorduk.

    buraya kadar her şey normaldi ve çok güzeldi. bir ara skorboard da a. polat’ı gösterdiler ufak bir yuhalama ve ıslıklama oldu. “oğlum yapmayın lan bu günü böyle berbat etmeyelim” dedim. ama onlarda haklıydı. uzun zamandır yaşanan sportif ve ekonomik başarısızlar artık sabır taşımızı çatlamak şöyle dursun, artık o taş paramparça olmuştu. yönetime olan tepkilerimiz de ilk değildi zaten. kaldı ki bunlardan birisi de ali sami yen in veda gecesinde olmuştu. üzüntüyü bırakıp tepki göstermiştik. ben her ne kadar ali sami yen için içten içe ağlamayı tercih etsem de taraftar haklıydı. ulan ali sami yen’e veda sezonumuzda bu başarısızlıklar olmamalıydı.

    neyse bundan sonra şeref tribününde a. polat başbakanı anons edince zaten a.polat’a olan tepkilere birde bu eklenmişti. başbakan konuşmadan sözü sayın toki başkanı aldı. biz konuşmalarından adolf hitler sandık onu ama başta sayın toki başkanı olarak takdim edilmişti. acayip ve gereksiz bir yırtınışla önce yönetime sonra canaydın’a ardında da bizler saydırmaya başladı. acayip bir durumdu zira şok olmuştuk “ne diyor lan” bu diyorduk. söylediklerini aynen takdim ediyorum. "...galatasaray yönetimi ali sami yen ile ilgili kiracılık yükümlülüklerini yerine getiremezken bize geldi. hem ali sami yen'de hem de burada yükümlülüklerini yerine getiremedi. özhan canaydın'ın karşımıza gelip naif ve sessiz sedasız duruşu dün gibi aklımda. galatasaray yönetimi inşaat için neredeyse bize yalvardı. stad neredeyse galatasaray'dan ayrılacaktı..." böyle diyordu sayın toki başkanı. o konuştukça biz daha çok öfkelenip tepki gösteriyorduk. ulan nasıl olur binlerce galatasaraylı taraftarının önünde nasıl galatasaray’ı kötülersin, nasıl yönetime saydırırsın nasıl rahmetlinin arkasından konuşursun. o kadar sinirlenip öfkelendim ki anlatamam. hatta dün gece yatağa girince 2 saat uyuyamadım. dön o tarafa dön bu tarafa “nasıl olur lan nasıl böyle bir şey yaparlar” diyerek uykularımı kaçırdı. zaten sabah 6:30’da gözlerimi açınca aklıma yine ilk bu geldi. işyerine gelene kadar da düşüne düşüne deli oldum. işin özü sinirliyim öfkeliyim ve gencim. 200+40 kamera beni tespit etmemiştir diye söylüyorum evet bende protesto edenlerden birisiydim. kimse galatasaray’ıma laf söyleyemez. ne futbolcu ne yönetim ne de kimse umurumda değil benim için baki olan tek galatasaray’dır. diğerlerinin bilmem neresine.

    sayın toki başkanı bu konuşmayı inanın bana adolf hitler’in halka seslenişi gibi yaptı. belki söylediklerinde gerçeklik payı vardı ama bizim yüzümüze karşı bunları söyleyemezdi. hem kimdi bu adamda bize saydıramazdı. o bağırdı ben saydırdım, o daha çok bağırdı ben daha çok saydırdım. bizleri çileden çıkarmak için elinden gelen ne varsa yaptı. anlaşılan kendisi mevki ve makam sahibi olmuş ama insan olamamış. nerede, nasıl ve ne zaman konuşacağını öğrenememişsin. zaten yönetime kızgın ve öfkeli bir taraftar karşısına elinde körükle gitmemeliydin. bende seçim zamanı aynı şekilde elimde körükle senin üzerine geleceğim hiç merak etme. gerçi bu performansınla gelecek seçimlerde bir bakanlık kapacaksındır. ama ben buna engel olmak için elimden gelen ne varsa yapacağım.

    yine bu sayın toki başkanı konuşmalarının bazı yerlerinde rahmetli canaydın’a da değindi. ulan adam ölmüş rahmetli olmuş. bari bunu göz önünde bulundur da arkasından konuşma rahmetlinin. tamam bende kendisinden haz etmedim. başarısızlıklar yaşattı bizlere ama adam rahmetli olduktan sonra bıraktık arkasından konuşmaya. ama haklısın zira değerli büyüğün de rahmetli inönü arkasından konuşmuştu. ot kökünde biter diye boşuna dememişler.

    yine bu sayın toki başkanı bizle ilgili olmayan icraatlarından ve hele ki galatasaraylıların arasında fenerbahçe’ye tahsis edilen araziden bahsetmesi ruh bozukluğu değildir de nedir. ulan her şeyi söyledin bari bundan bahsetme lan.

    bu arada biz maçı izlerken bizim yönetim işi gücü bırakmış herkesten özür dileme derdine düşmüş. siz giderken peşinize düşmüş her adımda bizim adımıza özür dilemiş. siz gidince peşinizden tüm bürokratları federasyon başkanı ve yetkilileri, belediye başkanı, vali, gsgm müdürü felan ne varsa toplaşıp peşinizden ayrılmış stadımızdan. ama adamlar haklı “koca başbakan stadyumdan ayrılmış a.q. bizim ne işimiz var bu ortamda. başbakan yoksa bende yokum” demelerinde. keşke baştan hiç gelmeseydiniz de bizi stadımızla baş başa bırakıp bize bu siniri yaşatmasaydınız.

    gelelim madalyonun öteki yüzüne. başbakan bize “kavşak” açılış törenlerinden cevap vermiş. “galatasaray kulübünün cebinden bir allah kuruşu çıkmadı. biz 600 trilyon harcadık yaptık. bu tamamen bizim eserimiz” demiş. evet haklıdır kulübün cebinden para çıkmadı zaten çıkmamalı da zira çıkarsa enayilik olurdu. zira siz bu stadyum için 600 trilyon harcamış olabilirsiniz ama bizde üst kullanım hakkı bizde olan ali sami yen stadyumundan vazgeçmiş durumdayız. bu bahsettiğim ali sami yen stadyumu şehrin merkezinde bulunan ve beklide türkiye’nin en değerli arazilerinden birisidir. sizin dilinizle konuşmak gerekirse yani sayın toki başkanının tabiriyle “bu arsanın değeri 800 milyon ila 1 milyar dolar”. yani bize 600 trilyon bahşedip bir servetin üzerine konmuş oldunuz. öyle sizin bahsettiğiniz gibi bir tablo yok ortada. hem siz yaş tahtaya basmazsınız niye kendiniz sobeliyorsunuz ki. kaldı ki hem deli misiniz lan seçim geliyor neden bize böyle 600 trilyonluk bir kıyak çekiyorsunuz. adamın makatından kan alırlar. bunun hesabını seçim zamanı nasıl verirsiniz. ama siz haklısınız neyin hesabı soruldu ki size.

    birde söyle bakarsak stada ve yollara 300+300 trilyon para harcadınız. bu paralarla bize metro yaptınız. üstelik 30-35 bin kişinin buradan gidip gelmesi için proje ürettiniz. yani kaz gelecek yerden tavuğu esirgemediniz. zira galatasaray taraftarı altın yumurtlayan bir kaz gibi değil mi. kaba taslak 3-4 sezonda oynayacağımız maçlarla metro için bırakacağımız parayı hesabı katarsanız zaten metro kendimi amorti etmiş olacaktır. yani burada da boşa yatırım yapmış olmadınız. bu arada maç sonunda yaşadığımız çileyi de unutmuş değiliz.

    bu taraftar aynı senaryoyu olimpiyat stadında da yaşamıştı. bizi kobay gibi kullanıp anasının nikahı kadar uzak bir yere kondurduğunuz 6 yıldızlı stadyumu üzerimizde denemiştiniz. yolları yapılmayan stadyuma giderken çektiğimiz çileleri unutmuş değiliz. dakika 75 ti ve hala insanlar yürüyerek stadyuma gelmeye çalışıyordu. orada da sizin gibi zihniyetler vardı. yolu yapmadan diktiğiniz stadyum sorgulanmadı. o stadyum için kaç lira harcandığı kimsenin umurumda bile olmadı. kaldı ki olimpiyatlara aday olmadan diktiniz stadyumu ve gördünüz çaresiz galatasaray’ımı, bize bela ettiniz stadyumu. rüzgar sorunu çözülecek dendi, yollar dendi ama yapılan hiç bir şey olmadı çektiğimiz çileler yanımıza kar kaldı. gecenin 3-4 ünde evlere geldiğimize mi yanalım, donduğumuza mı yanalım, yoksa 2+2 biletle stadyuma ulaşmaya çalışırken iett’nin üzerimizden kazandıklarına mı yanalım. şimdi bu yaşadıklarımızın bir benzerini de burada yaşadık. sağ olun alıştık sayenizde.

    başbakan konuşmalarının bir yerinde “anlaşma imzalamadık” felan da demiş. adama sorarlar 2004 yılında rahmetli canaydın’ın almış olduğu 30 yıllık üst kullanım hakkı tapusu ne olacak peki. boşuna uğraşmayın bizim bu stadyuma ihtiyacımız var, sizinde bize bu stadı vermeye ihtiyacınız var. kısacası ne bizde öyle bir “göt” var rest çekmeye ne de sizlerde var. bana kalsa size minnet etmeyip ali sami yen’e geri dönmeyi tercih ederim ama bu bombastik bir düşünceden öte gidemeyecek gibi gözüküyor. yine de çok isterdim 800 trilyon bir yerden borç bulup suratınıza çarpmayı, 600’ü masraflarınız için 200’üde bahşişiniz olsun demeyi. ama yok ki anasını satayım.

    sayın başbakan biz canaydın döneminde hayalimiz olan ali sami yen’in yıkılıp yenisinin yapılması düşüncesine “şehir merkezi” diyerek yaptırmadınız ama bu geçen süre içerisinde kadıköy’de yükselen yapıya ses çıkarmadınız. haklısınız mecidiyeköy şehir merkeziydi kadıköy şehir merkezinden sayılmazdı. biz yeni stadyum için bulunduğumuz yerden taşınmak zorunda kalıyor ve ali sami yen arazisinden vazgeçmek zorunda kalıyorduk. ya kadıköy’de yükselen yapı için neler aldınız bunun karşılığı olarak. bırakın stadyumlarını taşımayı yükselmesine izin verdiniz. üstüne de sayın toki başkanı beyanatında dediği gibi ataşehir’de bir arazi mi tahsis ettiniz. onun karşılığında ne aldınız. bir yanda ali sami yen arazisinden vazgeçme, bir yanda üstüne birde arazi tahsis etme. belki olayın içinde başka konularda vardır bilemiyorum ama uzaktan görebildiğimiz sadece bu gerçekler.

    sayın başbakana yapılan bu protestoyu oran ve orantı yoluyla biraz kurcalamak gerekirse; öncelikle sayın başbakan yapılan anketlerde oy potansiyeliniz %40-45 arasında ve stadyumda 40-45 bin kişi olduğunu düşünürsek sizi destekleyen 16-18 bin kişi, desteklemeyen 20-25 bin kişi var demektir. bu taraftan bakınca da protesto edileceğiniz aşikardır. sizin şanssızlığınız a. polat’a yapılan protesto ve sayın toki başkanı konuşması sonucunda oluşan tepkilerin bir araya gelmesidir. ama siz alışkınsınız alkışlanmaya zorunuza gitmiş olabilir. zira siz hep alkışlandığınız ve sizi destekleyen insanların bulunduğu yerlerde mitingler yaptınız. belki şimdi bizim yaptığımız yuhalamalara ve ıslıklamalara kızıyorsunuz ama ne çabuk unuttunuz mitinglerinizde muhalefet partiler saydırıp destekçileriniz tarafından yuhalatmalarınızı. kaldı ki onlarda sizlere aynısını yapıyordu. bir ara bel altı vurmalara kadar indiniz. o zamanlar “ayıp” olmayan şeyler şimdi biz yapınca birden “ayıp” olup verdi. alt tarafı sizleri islıkladık ve yuhaladık bunu bile hazmedemediniz. kaldı ki siz seçimlerde “biz herkesin başbakanıyız, hükümetiyiz” demiştiniz. ama görüyoruz ki sizi protesto eden yine bu ülke vatandaşlarının bulunduğu bir ortamda bulunmayı kendinize yediremeyip stadı terk ediyorsunuz. siz “bizim” başbakanımızsınız değil mi?

    ama siz merak etmeyin sizin karnenizde artılarınız bol. siz seçim zamanları “bir torba kömür” vererek yine yapacağınız yapar halkı yanınıza çekersiniz. ben yine de o vatandaşlara kızmıyorum onları bu hale getiren sizlere kızıyorum. diğer bir artınızda stadyumdan çıkarken arkanızdan gelen bürokratlar ve yöneticilerdir. sizi bu derece yalayan kişiler olduğu sürece sırtınız yere gelmez merak etmeyin.

    işte bu sayın başbakan’a yapılan sözde “ayıp” yandaş medya tarafından seçim malzemesi olarak kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. işin kötü tarafı herkes bunu bir malzeme olarak kullanmaya başladı. en başta da muhalefette olan isimler vardı. böylece zaten üzerimize oynayan medya bu yaşadıklarımız nedeniyle daha da üzerimize oynamaya başladı. ama bazı kesimlerde bizlerden yana olduklarını beyan edip gazetelerde yazılar yazmaya başladılar. ama ben onların da samimiyetine inanmıyorum. onlarda sizin gibi bir ekmek kapısı bulmuşlar paylarını almaya çalışıyorlar. aynı kasap önünde bekleyen kediler gibi. onlar bizim yanımızda çünkü siz iktidardasınız. biliyoruz ki onlar sizin gibi sadece yaşananları fırsata çevirmek ve seçim malzemesi yapmak için çalışıyorlar. istemiyorum kimsenin desteğini veya bizden yana olduğunu beyan etmesini. bırakın galatasaray sadece bize kalsın. biz bize yaşattığı her duyguyla sevdik onu. ne diyim basın yalan yazıyor….

    bazı sosyal paylaşım sitelerinde bazı şahıslar ki bunlarda sizlerin yardımcıları galatasaray taraftarına “nankör, şerefsizler” gibi hakaretlerde bulunmuşlar. bunları sizlerin aracılığıyla sahiplerine fazlasıyla kendilerine iade ediyorum. aklınız başınıza devşirin bu taraftar gerekli cevabı size zamanı gelince verecektir.

    bu arada unutmasın ki parti taraftarlığıyla, takım taraftarlığı birbirinden ayrı şeylerdir. particilik bir yere kadar gitse de takım taraftarlığı baki kalmaktadır. her hangi bir vaatte bulunmadan sadece lafta bir “galatasaray partisi” kursak emin olun mecliste iyi bir konumda oluruz. sizin %40-45’lik destekçiniz varsa bizimde mütevazi bir rakamla 25 milyon taraftarımız var. kaldı ki bu rakam sadece yurtiçi içindir, yurtdışını saymıyorum bile.

    galatasaray, türkiye’ye hiç yaşamadığı duyguları yaşatan bir takımdır. bu ülkeye “uefa kupası” ve “süper kupa” getiren avrupa’da yarı finaller oynayan bir takımdır. galatasaray spor alanında türkiye’nin lokomotifidir. yıllarca gurbetçilerimizin boynu dik yürümesine vesile olup, ekonomik olarak bir türlü belini doğrultamayan türkün ortak sevinci olmuştur. fenerbahçelisi, beşiktaşlısı, trabzonlusu fark etmez hep beraber omuz omuza sevindirmiştir bu ülkeyi. her ne kadar şimdilerde bu durumlarda uzak olsak ta bu böyledir değişmeyecektir. sizlerin milyon dolarlar harcayarak 15-20 senede ülke tanıtımı ve ülke reklamı için yapacağınız çalışmaların karşılığı asla galatasaray’ımızın bu ülkeye kattıkları kadar olamayacaktır. hala yurtdışında insanlara “türkiye” diye sorulunca “galatasaray, hakan şükür, hasan şaş…” diye cevaplar alırsınız. biz bu başarıları ülkemize yaşatırken hiçbir karşılık almadık. bizim için sizde olmayan “devlet üstün hizmet madalya”mız bizlere yeter de artar bile. biz siz miyiz lan başka şeylerin peşine düşecek.

    yine tekrar ediyorum keşke şimdi stadı vermiyoruz deseniz bizde ali sami yen’e dönsek. benim bu konuda yapacağım tek şey hanımdan gizli aldığım kombinemden vazgeçmek, store’lardan alış veriş yaparak kulübü bu kötü durumundan kurtarmaya çalışmak olacaktır. zengin değilim yapabileceğim ancak bunlardır.

    işte biz böyle bir taraftarız ve bu taraftar takımı sokakta oynasa bile kaldırıma çıkıp destek olacak bireylerden oluşur.

    yukarıda yazılı nedenlerden dolayı sayın polat’ın özür dilemelerini kabul etmiyorum. “ayıp” edilmişse sadece “galatasaray taraftarına” ayıp edilmiştir. özür dilenecekse sadece bu taraftardan “sizler” özür dilemelisiniz. bayramımızı zehir ettiğiniz için. ama aşağılanmalara sessiz kalan hatta hak veren, stadı terk eden a.polat’tan bunu beklemiyorum elbette.

    saygılarımla
    tcoskun
  • 155
    o gün -sonradan yandaş basın ve hikayenin böyle yazılması işine gelenlerin uydurdukları gibi- kesinlikle organize bir protesto, hazırlanılmış bir eylem yoktu. evet, 2009'da bordeaux* maçında olduğu gibi recep tayyip erdoğan ismi anons edildiğinde şahsi tepkilerden oluşan bir uğultu ve ıslıklama oldu fakat bu süreklilik arz etmeyen anlık bir tepkiydi. bir kaç rutin konuşmanın ardından dönemin toki başkanı; erdoğan bayraktar adlı, hakkında rüşvet aldığı iddiaları bulunan ve bu iddiaları itiraf eden(u: 17-25 aralık sonrası ntv telefon bağlantısındaki "ben bütün bunları başbakan'ın emriyle gerçekleştirdim." ifadesine dayanarak söylüyorum) devrik bakan eskisi kürsüyse çağrıldı. cılız bir ıslıklama ve formalite alkışları arasında mikrofonun başına geçti.

    film daha ilk kelimesinden sonra kopmaya başladı. ilk etapta konuşmayı dinlemeyen, kendi halinde takılan, etrafıyla sohbet eden insanlar dahi bu zat yüksek perdeden bağıra çağıra konuşmaya başlayınca kulak kesildiler. duydukları cümleler inanılır gibi değildi. daha 10 ay önce vefat eden rahmetli başkanına, "aciz", "sorumsuz" gibi hakaretleri işiten taraftar, on defa, yüz defa, bin defa haklı olarak tepki göstermeye başladı. islıklar yükseldikçe bir misafir olarak yaptığı hatayı anlayıp durulacağına, sesini ve hakaretlerinin seviyesini iyice yükselten bakan eskisi, galatasaray camiasının yıllarca beklediği yeni stadının açılış gününü mahvetti. kendisi şu an kendi kanadında jurnalci, 'reis'i satan; onu istifaya davet eden itirafçı ve korkak gibi sıfatlarla anılırken diğer kanatlarda rüşvetçi, kanserli bir genç kıza* dilenci muamelesi yapan, insanlıktan nasibi almamış bir ukala gözüyle bakılıyor. galatasaray ise gelip saygısızlık yaptığı statta, açılışının üzerinden daha 7 yıl geçmeden nice zaferler kazanmış vaziyette dimdik ayakta duruyor/duracak.

    dik durmaktan söz açılmışken 15 ocak 2011 günü muhatabı kim olursa olsun, kendi içindeki fikir ayrılıklarına rağmen kendi değer ve kutsallarına saygısızlık ettiğinde gözünü kırpmadan haddini ve yerini bildiren galatasaray, sürekli bedel ödetilmesine rağmen o günden sonra 3 lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası, 4 türkiye süper kupası kazandı, şampiyonlar ligi'nde ardarda 4 sezon oynadı; bunların 2'sinde gruptan çıktı, birinde çeyrek finale kadar yükseldi. o sezonun sonundan itibaren sistemli yalama operasyonlarıyla yaptığı pisliği ört bas etmeye çalışanlar ise bütün zorlamalara rağmen gün yüzü göremedi.
  • 37
    hayır anlamadığım diğer nokta da şu;

    galatasaray batmak üzereyken ve krizdeyken de bu başbakan vardı. hani ya nerede vergi affı? şimdi sadece ıslıklandı diye yolları mı yaptırmayacakmış?

    iyi de bugün saat 13,00 da sinan erdem spor kulübünde 755 trilyon harcayarak istanbul'u nasıl güzelleştirdiğini anlatacak. iyi de o 755 trilyon senden benden çıkıyor. şimdi o stadın yollarının parası da, metronun parası da, stadın parası da taraftardan çıkıyor.

    bizim de emeğimiz çok ama bize teşekkür eden yok nasıl olacak şimdi?

    ayrıca sırf protesto edildi diye yollarımıza taş koyacak bir güruh varsa ve bundan korkan bir taraftar varsa söyleyeyim de korkmasın. o yollar bir şekilde biter. o stad bir şekilde oturur. ama sen çıkıp özür dilersen ya da protesto etmekten çekinirsen sindiğinle kalırsın. tarihe adın korkaklığınla geçer.

    şükürler olsun ki; dün akşam galatasaray taraftarlarından bazıları korkaklığa hiç lüzum olmadığını ve galatasaray'ın asıl sahibinin kim olduğunu gösterdi.

    dün protestoya katılan galatasaray taraftarına benim üzerimdeki hakları için teşekkür ederim. en azından ben de orada olsaydım ben de onlar gibi korkmadan ve sinmeden protesto ederdim.

    aba altından sopa göstermeye de bak sen... yollar bitmezmiş. güzel bitmesin. devlet o stadı alsın başına çalsın. biz de ali sami yen arazisi üzerinde 30,000-40,000 kişi arası portatif stat yapma girişimlerine başlayalım gitsin yani. hayır anlamadım nedir ki bu ''ben olmazsam sen olmazdın'' tavrı. farkında değiller mi bilete, formaya, gsmobile'a, gstv'ye, digitürk'e, yol parasına ..vs. para veren taraftarı emeğini?

    her şeyi siz yaptınız da bizim hiç mi emeğimiz yok o statta? ayrıca bize hiç teşekkür edilmedi ???
  • 163
    bu protestonun ilk haberini 19 mart 2009 galatasaray hamburg maçı ile esasında vermiştik. kapalıdan çıkan o uğultuyu herkes bilir hatta tayfa o kadar panik yaptı ki yapmayın etmeyin diye triplere girdiler ama nafile. köksal toptan ile rte'ye ilk soğuk duş orada geldi. maç oynanırken anons yapmak nedir lan? prens misin? padişah mısın? nereye geldiğini unutma tayyip efendi.

    ali sami yen arenanın açılışına gelirsek ise esasında bir kitle taraftar fena gaza gelmişti. bunların içinde ben ve bizim grupta vardı. çünkü yıllardır mecidiyeköy'de maça giden biri olarak yeni stadımıza taşınmak için yıllarca beklemiş bir de üzerine leş gibi bir yerde stadyumu* bir de üstüne biz olmasak sizin stadınız olmaz kafa yapısı. mecidiyeköy elimizden alındı arkadaşlar, bu tarihe not düşülsün. trafik problemi olur diyen bu bademler, oraya residence,otel,avm yaptılar. bunların allah filan korkusu yok. bunlar edilen beddular mutlaka bir yerlerinden çıkacaktır.

    back to topic

    tepkinin esas olayı akp'nin olayı showa dönüştürmesi. kendilerini yıkılmaz kale gören, biz her şeyden sorumluyuz mantalitesinden olan, allah'ın kuruşu yok diye demeç verenler o gün arkalarına bakmadan kaçtılar. zaten erdoğan bayraktar'ın dünyanın en salak konuşmayı yapması ile beraber stat yerinden kalktı. zurnanın koptuğu yer rahmetli özhan canaydın ile olan kısma gelince oldu. bir kısım insan erdoğan bayraktar'ın ne dediğini anlamadı çünkü tt arenada ki ses sistemi o kadar kötü durumdaydı ki ne dediği anlaşılmıyordu. eğer tam olarak anlaşılsaydı daha feci şeyler olabilirdi. çünkü batı vip bölümünde bulunan bir çok kişi çok fevri hareketler yaparak bu adama tepki gösterdiler. diğer insanlar ne oluyor lan modun da olayı anlamaya çalışıyorlardı. çünkü kimse ama kimse bu kadar küstah olup bizim yüzümüze karşı böyle konuşabileceklerini zannetmiyorlardı.

    sonuç; artislik yapmaya geldiler. iki adet ağızlarına tokatı yiyip gittiler. o gün maçtaydım, allah biliyor ne yaptığımı. bizi tehdit eden adnan polat'a kendimi ifşa eden mektup yazdım. adnan polat ne dedi; bu bir toplu organizasyondur. kameraları izlettireceğim. ulan namussuz sen kimi kime izletiyorsun?. ben yaptım, götün yiyorsa git beni polise ver. bak ben sana ne yapıyorum diye. zaten nefesi yetmedi. kongrede hayatının ezilikligini yaşadı.
    çok argo ama alem bir kere daha gördü gerçek galatasaray taraftarını.

    15 ocak 2011 protestosu büyük bir olaydı. zincirleme başlayan kazalar zinciri ile ilk önce adnan polat'ı koltuktan oldu sonra ünal aysal başkan oldu ondan sonra da fatih terim'i takımın başına getirtti. bizi ele geçirmeye çalışan kitle, her zaman olduğu gibi yaptıkları rezil planlama sonucu bizi ayağa kaldırdılar. bu olayda piyon adnan polattır. kendisi inşaat olayından yürümek için neler yaptığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

    bugün ise aynı tehlike ile karşı karşıyayız. dursun özbek denilen şahıs, hükümetin maşasıdır. sırf florya ve riva ihalelerinden dolayı galatasaray'dan men edilmesi lazım iken yeniden 2. kere başkan adayı olabilecek kadar gözlerini karartmış bir galatasaray düşmanıdır.

    arkadaşalar,tarihi bilemeyen,geleceğini belirleyemez . güzel transferler, efsane hoca bunların hepsi hikaye. dursun özbek bunları taraftarın gazını alabilmek için yapıyor. ii. kere yapılması gereken bu protesto yapılmadığı için bugün başımızda dursun özbek gibi bir şahıs var. bunlar hep paralel hareketler, lisenin genç yıldızları twitter aleminde, kongre de güzel sözler söylesin,çıksın platform kursun yine bir şey değişmez. çünkü hepsi abilerinin karşısında ezik ve sessiz.

    olayın özü; devrim, taraftar ve tribün ile yapılır
  • 172
    yeni ali sami yen stadımızın açıldığı ve yeter denilmesi gereken anda yeter dediğimiz gündür.

    bir operatör ün en çok sms atana davetiye verme kampanyası vardı ve bir davetiye kazanmıştım, babama hediye ettim. açıkçası kalabalıkta doğru kapıyı bulabilir mi diye de çok endişe etmiştim. o günü her andığımızda, her konusu açıldığında teşekkür eder babam. o anlara şahit olduğu, tepkisini dile getirebildiği için.
  • 15
    üzülüyorum lan.

    böyle ciddi ciddi hazır stad yapılmış ne gerek var protestoya diye takılan insanlar var. harbiden üzülüyorum. adam senin stadında sana artistlik yapıyor, triplere giriyor ama sen aman abi stad yapıldı tavırlarındasın. yazık valla yeri geldi mi metin oktay, amatör ruh, kahrolsun endüstriyel futbol geyiği yapmayı çok seversiniz. elimize bi stad vermişler, istediğini desinler modundasınız? orospu mu lan bu galatasaray taraftarı, stadın hatrına orda kendiniz bilmezin teki bik bik konuşurken gereken cevabı vermicek mi? harbi mide bulandırıcısınız.
  • 105
    protesto konusundaki düşüncelerimi daha önce yazmıştım, kısaca ben bütün olan bitenin tamamen planlı bir şekilde yapıldığını düşünüyorum. peki bunu planlayanlar istedikleri sonuca ulaştılar mı? olayın olduğu gece ve sabahı ulaşmışlar gibi görünse de zaman geçtikçe aslında tam olarak istediklerini elde edemediklerini hatta planlarının biraz da ters tepmeye başladığını gördük. neyse zaten konu da bu değil, şahsen edebiyat konusunda pek başarılı biri olduğum söylenemez, yazı yazma konusunda pek iyi değilimdir eğer konu şiir olursa, tamamen yeteneksizim dersem yalan olmaz, bu nedenle ben de günün * anısına büyük türk düşünürü, şair, yazar, edebiyatçı ve sanatçı ismail türüt'ün 'plan yapmayın plan' isimli unutulmaz eserinden esinlenerek bir şiir devşirdim. tüm sözlük ile paylaşmak isterim.

    plan yapmayın ulan

    plan yapmayın ulan,
    gitmez aslantede’de.
    siyaset yalan dolan,
    tutmaz aslantepe’de.

    ne toki’si ne akepe,
    tezgah kurmasın bize,
    siyasetin borusu,
    ötmez aslantepe’de.

    bırak çanak yalamayı,
    kapıkulu olmayı,
    taraftar bu dolmayı,
    yutmaz aslantepe’de.

    o gün öyle diyorlar,
    bugün böyle diyorlar,
    protestolar, ıslıklar,
    bitmez aslantepe’de.

    şerefini şanını,
    ortaya kor canını,
    hiç kimse takımını,
    satmaz aslantepe’de.

    takımı satsa bir kişi,
    anında biter işi,
    ali sami yen'in güneşi,
    batmaz aslantepe’de,

    bizde varken bu duruş,
    emiceniz olsa her mebus,
    alayınız beş kuruş,
    etmez aslantepe’de.

    anladık var öcünüz,
    belli kuyruk acınız,
    kargaşaya gücünüz,
    yetmez aslantepe’de.

    ..

    arz ederim. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın