• 41
    1 gün kalan maç.

    https://gss.gs/4us.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    orta saha eksikmiş falan anlamam.

    geri dörtlüsü muazzam, kanatları ideale yakın, falcao ve diagnesi, forvetleri kamp yemiş galatasaray asist kralı ömer bayram, fas aslanı belhanda ve enerjik taylan antalyalı ile evinde gaziantepspor'u yenemiyorsa lige hiç başlamayalım.

    kazanacağız ve önce etobo'yu sonra da yeni transferleri ekleyerek yolumuza devam edeceğiz.

    (bkz: hedef 23)

    konsantrasyon!

    sen şampiyon olacaksın!
  • 338
    hafta sonumun mükemmel geçmesini sağlayan karşılaşmadır. özlemişim güzel oyun ve galibiyetin ardından gelen günleri ve bununla beraber gelen pozitif havayı.

    takım hiç beklemediğim kadar hazır göründü ve beklediğimden çok daha iyi oynadı. ancak şunu şerh düşmeden edemiyorum, orta sahamıza daha yoğun baskı yapıldığı zaman ne yapacağız, nasıl çözümler üreteceğiz bu daha da mühim. umarım bu yolda takım devam eder. sayelerinde bir sonra ki maçı sabırsızlıkla bekliyorum. çok özlemişim lan bu duyguyu.*
  • 315
    lig başlangıcı için gayet iyi oynadığımız maç.

    ya yeter artık bu olumsuzluğunuz. valla sıktınız baydınız. ilk yarı yanılsamaymış da, ikinci yarı gerçekmiş de maçı rakip takım teknik direktörü vermiş de. ya ayıp artık. goller haricinde 6-7 net pozisyon var. yediğimiz gol dışında ki o da pozisyon değil sadece 1 pozisyon vermişiz. maçın hiç bir anında ezilmemişiz. yeter. gidin fb maçı izleyin tutmayalım sizi. yeter artık ya yeter. sözlükten soğutsunuz. gidin artık.
  • 48
    (bkz: bugün günlerden galatasaray)

    yeni sezonun bizim adımıza ilk maçı. artık iyi mi oynarız kötü mü oynarız bilemem ama tek isteğim galibiyet ve az da olsa hırs ve istek. geçen sezonki isteksizlik taraftar olarak bizi de bunaltmıştı. yeni bir sezona başlarken artık sahada "istekli" bir takım görmek istiyorum. ayrıca antep teknik direktörü sumudica'nın kendi takımı adına olumsuz açıklamaları biraz daha ibreyi bizim tarafa yöneltiyor.

    3 puanla başlamak önemli. 3 puan! tek önemli olan bu.
  • 312
    uzun zamandır gördüğüm en iyi sezon başlangıcı. karamsarlar, yangıncılar biz demiştik, yönetim istifa cümlelerini başka maça ertelemek zorunda kaldığı için bu maç sizi yanıltmasın diye başlayacaklar cümlelerine. bu şartlarda takımı böylesine hazır hale getiren teknik ekibe, sezon başı olmasına rağmen coşkulu bir futbol ortaya koyan futbolculara hep böyle kalın demek istiyorum. bir iki rötuşla tahminimizden daha iyi olacak gibi bu sezon.
  • 344
    süper lig 2020-2021 sezonu 1.haftasında galatasarayın evinde oynayıp 3-1 üstünlüğü ile sonuçlanan maç.

    yetişmeyen transferler, korkunç bir şekilde bitirilen sezonun travmaları, taraftarın coşku ve baskısının olmayışı ile birlikte, geçen sezon içerde oynanan ve son dakikalarında yaşanan olaylar ile sezonun adımıza negatif yönde kırılmasına sebep olan 2.takımı * gaziantep fk ile sezon açılışı yapmak kendimce tedirginlik sebebiydi.

    türkiye ligi fizikselliği ön planda olan ancak mental eksiklikleri çok bariz oyuncularla kurulu, defansif bir lig. bu ligin bazı şifreleri var. ligde başarı istiyorsan hız, futbol aklı, çift forvetli oyun düzeni gibi karşı takımın mental eksikliğini avantaja çevirmen gereken bir plan seçmen lazım

    fatih terim maça 4-1-4-1 düzeninde, fatih-omar, luyindama, marcao, saracchi- taylan- feghouli, belhanda, emre, arda- falcao ile başlayacağını açıkladığında sırtımdan terler boşandı. omurgası güçsüz, içinde feghouli,arda ve falcao gibi pres gücü düşük 3 oyuncuyla geçen senenin kopyası olacak bir oyun oynayacağımızı düşündüm. hele bir de sezonun kötü bitmesinin moral bozukluğu, yeni sezona tam olarak hazır olmadığımız düşüncesiyle birleşince puan kaybının kaçınılmaz olduğunu düşündüm.

    ancak hiç biri beklediğim gibi olmadı. ilk dakikasından itibaren küçük üçgenlerle beraber hızlı pas temposuyla maça başlayan bir galatasaray vardı ve meyvelerini hemen ilk yarıda verdi. oyun planında kilit bir çok nokta var ancak benim gözüme çarpanlar bence şunlar oldu:

    1)fatih terim bu sene oyun planı olarak pas hızı ve futbol aklını seçmiş. feghouli, belhanda, emre, arda, falcao 5lisinin tüm oyuncuları gerektiğinde ayağında topu tutabilen, top gelmeden önce topu nereye atması gerektiğini bilen, hızlı değil ama kıvrak ve zeki bir oyuncu bütünü. top eğer bu 5'liye taşınırsa, ya ciddi bir atak ile sonuçlanır ya korner aut bir şekilde atağı sonladırıp yeni atak için zaman bekler. bu 5'linin top kaybedip geri koşması genel olarak düşük ihtimal.

    2) bekler. şunda anlaşalım, fatih terim gelecek üç sene boyunca bu seneden daha tempolu 2 beke sahip olamayacak. omar ve saracchi 100 metrelik çizgi temposunda bu lig standartlarının çok çok üstünde. defansif ya da mental bazı eksiklikleri olabilir ancak tempo bunlardan biri değil. 1. maddede bahsettiğimiz ileri 5'linin hızlı ve seri paslaşması karşı defansın dengesini bozarken, bekler için ekstra alan açmasına sebep oldu, yine ileri 5linin topu tutma becerisi, atak sonlandırma becerisi, top kaybını minimumda tutması da beklerin bu alanda tempolu ancak yorulmadan etki etmesini sağladı.

    3)takım içi hareketlilik. emre kılınç oyunda sol iç oyuncusu olarak gözükse de sık sık arda turan ile yer değiştirip karşı defansın markaj ve alan kabiliyetiyle oynadı. yine falcaonun başarılı derine inme denemelerinde de boşalan alana doğru hareketlenmeleri feghouli ve emre kılınç başarıyla uyguladı ki biri 2 tane karşı karşıya kaçırdı, biri golle buluştu. oyunu güzelleştiren en büyük etkenlerden biri buydu.

    4)taylan. ben taylanın oyununa hayran kaldım. stoperlerden aldığı topları, kaptığı topları, hiç eveleme geveleme yapmadan, karşı takımın yerleşmesini beklemeden dikine ya da uzun çapraza oynadı ki karşı takımın daha fazla geri koşmasına, dengesiz yakalanmasına sebep oyldu. fiziksel gücünden ikili mücadelesinden daha çok oyunu büyük olgunlukla regista gibi yönlendirmesi takdire şayandı.
  • 342
    "ben basit bir, iyi futbol dilencisiyim. elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum. tanrı rızası için güzel bir maç lütfen."

    türkiye futbolunun en tepe noktası olan süper ligin açılış haftasında galatasarayımız adına ilk maç yazısına üstat eduardo galeano'nun o en bilindik sözlerinin biriyle başlamak, duygu ve düşüncelerimizi aktarmak adına oldukça isabetli olacağı kanısındayım... evet, hayatlarımızn merkezine futbolu koymuş olan bizleri, "güzel bir maç" ve galatasaray galibiyetinden daha fazla ne mutlu edebilir ki? cumartesi gecesi sezonun "taraftarsız" prömiyerinde fatih terim'in öğrencileri, konuk ettiği gaziantep ekibini farklı geçerken, hem sahneledikleri mücadele hem de ortaya koydukları performans ile gelecek adına olumlu sinyaller verdiler.

    "santrayla üçlü" tabiri tribünlerde en azından bir kaç maç izleyen her futbolseverin bilebileceği bir taraftar jargonudur ve maçı seyretmek kadar hakemin ilk düdüğü ile o "masalımsı" ortamının içinde bulunmak için bilet alan nice taraftar biliyorum. lakin, dünyayı sarsan pandemi sonrası hayatlarımızda pek çok şeyin değiştiği gibi, maçların da sessizliğine alışacağımız bir sürece doğru gidiyoruz. maalesef galatasaray kendi "maabedinde" taraftarın rakibi sağır eden o "boğucu coşkusu"ndan mahrumdu ama yeşil çimlerdeki topçular hem fizik olarak hem de ruhsal yönden maça iyi hazırlanmışlardı, daha ilk dakikalarda oyunu yıktılar deplasmancıların yarı sahasına ki gaziantepli oyuncular topu taca ya da kornere atıp rahatlayayım derken, feghouli'nin şutunda meşin yuvarlak kubilay'ın eline çarpınca karşılaşmanın hakemi bahattin şimşek, var'ın da yardımıyla penaltı noktasını gösteriverdi. futbol oyun kuralları karmaşıklaştıkça, tartışması da bitmeyecektir, oyunun zevki de gün be gün elimizden alınmaktadır. gaziantepliler penaltıya isyan ederken, "topun ele çarpmasına" penaltı verilmesi benim de pek içime sinmiyor lakin kural böyle ve son bir kaç yıldır bir çok maçta da hakemler beyaz yuvarlağı tereddütsüz gösteriyor. oysa bizim gençliğimizde kural basit ve tatminkardı: top ele çarparsa, adı üstünde "çarpma" ve oyun devam ederken, el topa giderse, "kasıt" olduğu için penaltı çalınıyordu... keşke o günlere dönebilsek...

    kazanılan penaltıda günay her ne kadar köşeyi tahmin etse de, "el tigre" lakaplı falcao bir kaplan kurnazlığı ile rakibi avlayıp, galatasaray adına yeni sezonun ilk golünü filelere yolluyordu. pandemi sonrası futbolcuların oyuna adaptasyonları ve sağlıkları düşünülerek 5 oyuncu değişikliğine izin veren yetkililer, ortaya atılan "maçlarda mola da olsun" teklifini ellerinin tersiyle itmişti ama yedikleri golün ardından gaziantep ekibinin rumen hocası sumudica bir basketbol "coach"u edasıyla ufak bir mola almayı da ihmal etmedi. doğal olarak 0-0'a oynayacak takımın stratejisi ile 1-0 yenik oynayacak takımın farklı olacaktı... değinmeden geçmeyelim, kırmızı-siyah renklere sahip bir kulübe deplasman forması olarak turkuaz mavisi bir ekipman hazırlayan forma üreticisi nike'a da bir alkış gitsin, gaziantep fk'nın formaları oldukça şıktı...

    transfer sezonun açılmasıyla birlikte yazılı ve görsel medya ile sosyal medya mecralarında galatasaray ile bir çok futbolcunun ismi geçerken, bu seneki uzun lig yarışında en büyük transferin kondisyoner scot piri olacağını belirtmiştik karalama defteri podcastlerde. amerikalı antrenörün "ufak dokunuşları" daha ilk maçta kendilerini belli etmeye başladı, kaç yıldır top oynamamış arda fitleşmiş, falcao savunmadan top çıkarıyor, sarrachi-omar kendi bölgelerini baştan aşağıya otobana çeviriyor. teknik kapasite ve güç birleşirse de ortaya hem oynayanın hem de seyredenin zevk alacağı bir oyun çıkar. erken bulunan gole rağmen iştahı kapanmayan ev sahibi futbolcular, topun rakipte kalmasına tahammül edemiyor, pres yapıyor, top kapıyor ya da taç olsun, faul olsun oyunun durduğu anlarda maçı hemen başlatarak "oyun oynamak" istiyor. uzun zamandır göremediğimiz ve hasret kaldığımız bir futbol iştahı... o anların birinde arda'nın topu çabuk başlattığı bir pozisyonda, belhanda ikinci golü "yazamazken", bir kaç dakika sonra ise rakibe kaptırılan bir top belhanda ve taylan'ın baskısı ile saniyeler içinde tekrar kazanılıyor ve emre-falcao paslamşması sonrası falcao, galatasaray'ın çiçeği burnunda oyuncusu emre'ye ömrü boyunca hatırlayacağı bir jest yapıyor: emre kılınç sarı-kırmızı forma ile ilk golünü 28. dakikada kaydediyordu. futbolcular golden sonra sarmaş-dolaş olmuş, kutlama yaparken, empati yaptım ve kendimi emre'nin yerine koydum. ne tarifi mümkün olmayan bir duygudur, bir yandan sevinç, bir yandan falcao'ya müteşşekir olma, kendisinden beklentileri boşa çıkarmama... kısaca müthiş bir duygu yoğunluğu, o an düşünürken gözümden bir göz yaşı damlası düşüvermiş...

    galatasaray baskılıydı da rakip de fatih'in kalesine hiç gelmedi diyemeyiz, önce güray'ın kullandığı serbest atışta luyindama'dan seken topu fatih başarılı bir refleksle kornere çeldi de, galatasaraylı topçuların atağa kalkarken kaptırdıkları bir topla djilobodji rakip ceza sahasına kadar gidip, fatih'in de vuruş açısını bozmasıyla takıma adına kritik bir pozisyonda golü bulamadı. sonrasında diğer kaledeki file bekçisi günay'ın transfer görüşmelerinde tanıtım videosuna ekleyeceği anlara şahitlik ettik, önce belhanda'nın al da at pasında feghouli'nin tabelayı değiştirmesini engelledi,daha sonra kazanılan korner atışında da luyindama'nın kafasına izin vermeyip, feghouli'nin volesini harika çıkardı. galatasaray üçüncü golü arzuluyor, günay direnirken, yine emre ile kazanılan bir topla başlayan ani atakta, feghouli falcao'ya ikinci golünü attırıyordu.

    şüphesiz ki karşılaşmada gözler yeni transferlerin üzeindeydi, omar mariano'nun boşluğunu doldurabilecek mi? emre kılınç kendisinden bahsedildiği kadar verimli olacak mı? ikisi de hocalarının verdiği görevi başarı ile yaptılar ve kendilerini televizyon başında seyreden taraftara merhaba dediler ama maça golleri ve asiiti ile damga vuran falcao'dan sonra en büyük alkış belhanda ve taylan'a geldi. eldeki imkan(sız)lıklar doğrultusunda transfer için "ince eleyip, sık dokuyan" galatasaray yönetimi, seri ve lemina'nın ayrılıkları sonrası orta sahayı güçlendirmek için karo etebo'yu getirmiş, okay yokuşlu için de celta vigo ile dirsek temasına girmişken, fatih terim kendi transferini yapmıştı: taylan antalyalı... oyun zekası ve ayaklarına da hakimiyetiyle dikkatleri çeken genç oyuncu, iyi bir kamp dönemi geçirmiş ve hayranı olduğu gerrard'ın milli takımda giydiği 4 numaralı formasıyla gaziantep karşısında takımın en fazla çaba gösteren oyuncusuydu, bir yandan rakip atakları kesiyor, öte taraftan da oyun kurmada oldukça maharetliydi. bir de belhanda vardı tabii ki. hani canı istediğinde oynar, istemediğinde de dünyanın en umursamaz topçusu olabilen belhanda. cumartesi gecesi canı oynamak istedi ki, bir yaz boyunca "belhanda gitsin, pasta keseceğim" diyenlere "aslında, kalabilir, hiç de fena değil" dedirtti. ama dedik ya, belhanda bu, kendisine güvenerek yola çıkılır mı? çok zor soru...

    galatasaray ikinci devreye de aynı iştah ve azimle başladı, arda ve feghouli ile kanatlardan geldi, taylan ile uzaktan şutlarla farkı arttırmak isterken, luyindama ve fatih'in zincirleme hataları ile kalesinde golü görmekten geri kalmadı. gaziantepli andre, luyindama'yı kolayca geçerken, boss'un maç eksiği göze çarptı. öte yandan brezilyalı golcü her ne kadar sert vurduysa vursun, fatih o topu çıkarmalıydı, muslera öyle yapardı zira...

    attıkları golden sonra deplasmancılar ikinci gol için galatasaray kalesine gelmiş olsalar da, ev sahibi topçular o baskıyı kolay atlattılar ve özellikle 60-75 arası skorbordda yazan kadar gol kaçırdılar, başka bir deyişle günay farkın açılmasına izin vermedi. önce taylan'ın pasında falcao'nun vuruşunu çıkaran günay, iki dakika sonra omar'ın ortasında yine falcao'nun kafasında topun gol çizgisini geçmesine müsaade etmedi yukarıda yazdığım gibi, sadece bu maçta yaptığı kurtarışların cdsi ile günay ileride bol sıfırlı kontratlara imza atabilir.

    skorun farklı olması ve oyun hakimiyetini elinde tutan galatasaray'da fatih terim, perşembe gecesi oynanacak uefa avrupa ligi maçını da düşünerek arda, feghouli, luyindama'yı kenara alıp, ömer, donk ve babel'i sahaya sürdü. ileriki dakikalarda da emre jimmy ile falcao da diagne ile değişti. şampiyonluk yolunda yürürsen kulüben de zengin olmalı ve bu sene sakatlık ve cezalılar fazla olmazsa, fatih terim'in arkası da oldukça sağlam... nazar değmesin...

    bitirirken digane'nin çok hırslı olduğu, oyunda olduğu 5-10 dakikalık süre içinde kendini göstermek için çabaladığı ve belhanda'nın ara pasıyla yaptığı vuruşun da direkten döndüğü, babel'in ise hala "takımın el freni" olduğu tespitlerimizi de eklemeden bitirmeyelim...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...gaziantep-fk_15.html
  • 88
    açıkçası 5 dk öncesine kadar bir türlü o havayı hissedemiyordum. trt spor 2'de vakıfbank'ın voleybol maçına göz atarken yanlışlıkla trt spor'a zapladım. ismini bilmediğim bir galatasaray muhabiri konuşuyordu ekranın sağ tarafında, canlı yayın da türk telekom arena'nın önünde yapılıyordu. ve muhabir muhtemel 11'imizi vermeye başladı:

    fatih - omar, luyindama, marcao, saracchi - donk, taylan - emre k., soso, arda - falcao

    isimleri saydıkça ben yükseldim, adları telaffuz ettikçe ben havaya girdim.

    ulan gaassaray! ^^
  • 329
    tertemiz bir 3 puan alıp sezona iyi başladığımız maç.

    dün bu maçtan kötü oynayarak bile olsa 3 puanla ayrılmamız gerektiğini yazmıştım, hoca ve oyuncu grubumuz beni yanıltarak muhteşem bir performans sergilediler. 3 gol izlemeyenleri yanıltmasın rahatlıkla 6-7 olabilecek bir maçtı. uzun zaman sonra eksik de olsa sahada ne yaptığını bilen, yazı iyi geçirmiş bir galatasaray izledik.

    omar, emre kılınç, taylan antalyalı ve arda turan özelinde çok mutlu oldum. taylan geçen sene de kadromuzdaydı ama bugünkü performansının yakınından bile geçmemişti, yeni transfer gibi sevindirdi beni. arda, emre ve omar ilk maçlarında ayrı ayrı muhteşem oynadılar. falcao hakkında yorum yapamıyorum çünkü bu adam zaten bu kalitede, problemi çok sakatlanması. yine kalitesini ortaya koydu, dilerim sakatlıklardan uzak bir yıl geçirir.

    savunmamızda bugün oynayan dörtlü, süper ligin net şekilde en iyi dörtlüsü. sarrachi ve omar dinamizmiyle takıma çok şey kattılar, özellikle sarrachi istikrarlı olarak bu performansı verebilirse sakatlık ve cezalar harici orada problemimiz yok.

    orta saha için hala transfer şart oğlu şart. etebo gelecek ama taylan'ın ve belhanda'nın bugünkü performansına bakarak transfer yapmamak ihanet olur. antep zayıf bir rakipti, orta sahası haftaya oynayacağımız başakşehir'inkinden kat kat güçsüz. bugünkü performanslar mutlu etse de bu bölgeye transfer yapmadan sezona devam etmek intihar.

    kanatlarımız ve forvetlerimizin de yine bugün maşallahı vardı. diagne de yeni transfer gibi hissettirdi bana, falcao-diagne rotasyonu ligimiz için lüks. emre, arda, ömer ve bugünlük soso ümit verdiler. babel'den kurtulmamız zor, umarım ondan da verim alırız.

    fatih hocayı çok eleştiriyorum ama kafası sahada olduğunda oynatabileceği futbolun zirvesi yok. bugün ne yaptığını bilen, derli toplu ve dinamik bir takımı bize izlettiği için teşekkür ederim. sezon genelinde de umarım aynı performansla devam eder, hem oyuncu grubumuz hem de hocamız. önümüzde çok zorlu maçlar var, basladığımız gibi güzel gitsin.
  • 44
    neticeden ziyade oyucuların tavırlarını daha çok önemseyeceğim karşılaşma olacak.

    kadro çok mu iyi? değil fakat yine de hiç fena sayılmaz kalitemiz lig için. yeter ki geçen senenin çoğunluğuna yayılan o isteksizlik olmasın.

    ben hocanın futbolcuları bu sene daha çok motive edeceğine inanıyorum. şayet istekli bir takım olursa sahada rahatlıkla galip geleceğimizi düşünüyorum fakat olumsuz da olsa sonuç sezona inanmamızı sağlaması yine de mümkün.

    27 saat 23 dakika kalan maç. özledik cimbomu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın