• 388
    bu maç her yönüyle efsane bir maçtır. kar yüzünden 31. dakikada ertelenmesi mi desek, şampiyonlar liginde ikinci defa gündüz oynanan maç olması mı desek, taraftarın kenetlenip işini gücünü bırakıp o soğukta ertelenen maça tekrar gelmesi mi desek..
    o golün geleceğini hepimiz biliyorduk,sadece ne zaman olacağını merak ediyorduk.
    sonrası malum... * *
    edit : bilgi yanlışlığı uyarı için huluyalgin e teşekkürler
  • 285
    öyle bir 2 gün yaşadık ki; söylesem masal, anlatsam film,yazsam roman olur dedirtircesine.
    5-6 kat giyinerek gittiğimiz maçta kar sebebiyle yarıda kalmasına üzülen insanlardık başta. inanmıştık çünkü zafere. tıklım tıklım doldurmuştuk. titreye titreye destekliyorduk halbuki. ne oldu ne olacak diye belirsizlikler içerisinde beklerken iliklerimize kadar donduk. ve ertelendi. derken tribünden çık evine gel oldu saat gecenin körü. ne zaman oynanacağını netleştirdiklerinde maçın başlamasına 14 saat vardı.'sadece 14' . hafta içi bir gün ve öğlen 15:00 de cl maçı. ve hala muammaydı işin garibi. bu belirsizlikler içerisinde uyuyup uyanmamız 5 saat sürdü.
    uyanınca her galatasaraylı kar var mı maç kaçta diye başladı güne. 13:00 de hakemler gelecek ve 15:00 de oynanıp oynanmasına karar vereceklerdi.

    iş umrumda değildi sevgili sözlük. 5 saat de uyudum . üşümek de sorun değildi. ama netleşmesi ile maçın başlamasına 2 saat avrdı. anadolu yakasından stada kar yağışı varken gitmek, gidip iptal edilmesiyle dönmek bunalrın hiç biri umrumda değildi. ve tek korkum ya kimse olmazsa , takım olumsuz etkilenirse oldu.

    ve gördüm. sarı ve kırmızıya gönül veren okul çantalarıyla maça gelen çocukları,yaşlıları,iştek kaçanları, sınavlarını bırakanları, bi başka şehirden otobüsle gelip gece dönüp sabah tekrar gelenleri... dedim işte bu! işte galatasaray. işte taraftar.

    soğuk mu? uykusuzluk mu? yorgunluk mu? zemin mi? hiç biri umrumda olmadı sevgili sözlük yazarları. 15 dk ile yarıdan 15 dakika devre arası ve 40.dakika gelen gol süresince yani 1 saat 10 dakikadır bu maçın bizim olduğunu biliyordum. o çocuklar,çalışanlar göstermişti bu maçı kazandığımızı.

    annem defalarca arayıp soğuk çık gel dediğinde üşümüyorum dedim. üşümedim. saçlarım sırılsıklam olmadı mesela, kemiklerimin donduğunu hissetmedim mesela, dişlerim bizbirine değmedi gol geldiğinde ağlayan binlerce insandan biri olarak göz yaşlarım yakmadı yanaklarımı. üşümedim...

    galatasaray ne zaman birinci biz o zaman mutlu ....
  • 645
    bir kış günü içimizi ısıtan maç olmuştu.

    21:45'e yaklaşık 3 saat kala televizyon odasına elektrikli soba götürmüş ve maç saatine kadar ısınması için bekletmiştim. maç saati geldiğinde de sıcacık odaya gitmiş ve maçı büyük bir heyecanla seyrederken, yarım saat geçtikten sonra yoğun kar yağışı nedeniyle bir sonraki güne ertelenmesiyle, maç sırasında yemek için getirdiğim ama maç öncesi bitirdiğim cipsleri ve bisküvileri koyduğum tabağı, yanındaki bardaklarla birlikte yıkayıp yatmıştım. günlerce geçmek bilmeyen heyecan, bir sonraki güne de taştığı için hoşnut değildim ama işte yine de yattım; yatmak zorundaydım çünkü bir sonraki gün okul vardı.

    bizim şehirde de o günün akşamında başlayan yağmur, ta 3 gün devam etmişti. en sevdiğim hava eşliğinde okula giderken, bir yandan da maçın kritiğini yapıyordum kafamda. ders sırasında, tenefüste falan kendi kendime kadrolar kurardım. kurduğum her kadroda da umut bulut vardı çünkü rakibe pres yapsın da, rakip gelişigüzel vursun ve tehlike sonlanmadan bitsin kafasındaydım. bu arada zamanda geçmiyor ha. 1 saat sanki 1 günmüş gibi geliyor ve acayip sinir bozuyordu. neyse 14:20'de dağıldıktan sonra normalde yürüyerek gittiğim eve, sırf maça yetişmek için dolmuşla gitmiştim. e yağmurlu hava olduğu içinde adam 1 dakika sürüyor, 2 dakika yolcu alıyor, 2 dakika kırmızı ışıkta bekliyor. ulan dedim sensariylakirmizi6 senin taktiğini seveyim. şoför her durduğunda direksiyondan tutun frenlere kadar ilginç küfürler ediyordum. hiç öyle emekçi falan demeyin cidden haklıydım. ulan arkada yer kalmamış ama sen hala kalkıp "arğaa basamağa çığalımmm" dersen o küfrü hak edersin. neyse işte maç 30. dakikadan falan başladığı için eve geldiğimde ilk 10 dakikayı kaçırmıştım. elbise değiştir, elini yüzünü yıka derken(normalde hemen maça bakacaktım ama fırça yedim) ilk yarıyı komple kaçırdım. ikinci yarı başlamadan gittim sobayı yanıma aldım ve maça büyük bir zevkle baktım. dakikalar 85'i falan gösterirken "drogba indirdii sneijder gooollllll, allah'ım goooollll" sesi ne güzeldi be. gerçi ben o sesi sonradan duydum çünkü gol geldiği anda öyle bir fırladım ki, ayağım sobaya değdi ve sobanın suyu full ayağıma döküldü. vız gelir tabi olum hayırdır? neyse işte juventus santraya başladı ve başladım dua etmeye. pek dua bilmediğim için sürekli tur bindiriyordum kendime. arada da "allah'ım şu turu geçelim ne olur allah'ım" demeyi de ihmal etmezdim. yalnız kevser suresini neden okuduğumu da halen daha anlamış değilim. nasıl bir kafaysa alakasız bir yerden dua okumuşum. öyle veya böyle turu geçtik ve derin bir oh çektim, çektik. gün boyu yayınlanan spor programları, röportajlar falan ne güzel geliyordu insana. hele gökhan zan'ın "biz şampiyonlar ligi takımıyız. boğulacaksak da büyük denizde boğulalım." cümlesi bambaşkaydı be.

    uzun lafı kısası, kar kış demeden maça giden taraftar ve 2 günün sonunda tamamlanan maçtan sonra galip gelip tur atlamamız sayesinde bu maç tarihi bir maç oldu. çünkü tarihi biz yazarız, başkaları da sadece okur.
  • 618
    11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı hikayesini burda (bkz: #2367075) anlatmıştım ...
    üzerinden koskoca 7 yıl geçmiş. ben üniversiteyi kazandım, bitirdim, işe başladım.
    ama o günün videolarını izlerken hala aynı heyecanı aynı duyguları hissediyor, yaşıyorum.
    ilk cl maçımın olmasının verdiği bir ayrıcalık da var belki ama bu maçın yeri çok çok başka.
    canım wesley sneijder imin kendi gibi muhteşem golü ve didier drogba ile olan sevinci hala gözümün önünde.
    tekrardan böyle güzel anlara döneceğimiz günler ipleri çekiyorum.
    aslında çocukluk aşkımı türk telekom arena stadyumu nda izleyeceğim günleri ipleri çekiyorum.
    bit artık covid-19 belası bit. bit de kavuşalım sevgiliye*

    güle güle juventus arrivederci!
  • 664
    unutulmaz bir kış günü hikayesi.

    o gün, arabayı stada yakın bir sokağa parkettik.arabada 2-3 jager shot ile enerji depoladıktan sonra seyrantepe çocuklarına çorba parası ateşleyip stadın yolunu tuttuk. stad yolundaki merdivenler buz tutmuştu. penguen yürüyüşüyle düşmemeye gayret ederek arena’ya giriş yaptık. önce her tribün, sonra bütün stad avrupa duy sesimizi yaptıktan sonra ayazda pınar başı burma burma ile zıplayarak ısınıyorduk. maç başlayıp 3’lü çekildikten sonra iyice havaya girmiştik. sahada sanki futboldan başka bir şey vardı. milyon dolarlık juve sahada kar topu oynayan çocuklara benziyordu.

    melo adeta bir kar makinesi gibi sahayı harmanlıyordu. rakip eski takımı juventus olunca sanki daha da bir hırslıydı. gökhan zan posof dağları gibi geçit vermiyor. muslera fırtınadaki deniz feneri gibi yeşil ışığı yakıp herkese güven veriyordu.

    conte kenarda isyanlarda, garibim pogba çaresiz. tevez sinir küpü. chiellini otelin yolunu gözlüyor. buffon ayazda kalmış bekçi gibi kalede tek başına sağa sola bağırıyor.

    maçın son anlarında bizimkiler uno momento dedi. uzun topa drogba yükseldi. nefesler tutuldu… güzelce indirdi, sneijder hesabı kesti ve meşaleyi yaktı. bütün stad o gol sevinciyle ısındı. kar toplayan güneş açtı.

    mancini conte’yi paqueta.
    fino alla fine arrivederci juve!
    biz de haydi hopp kutlamaya nevizadeye!
    yazarken keyfe geldim hahahahaha

    https://gss.gs/YBv.jpeg
    https://gss.gs/brj.jpeg
    bir kaç fotoğraf daha var ama anonimite için bende kalsın.
    (bkz: senin anonim) *
  • 486
    2-3 gün kendime gelemediğim, sevdiği kız kendisine merhaba diyen ergen gibi, istediği oyuncağı alınan çocuk gibi sebepsiz yere, olmadık zamanda tebessüm ettiren, bir o kadar da bizi gururdan ve mutluluktan ağlama noktasına getiren ve hatta ağlatan maçtan öte bir şeydi. maçın son 10 dakikasında o buz gibi soğuk havada bizi terleten ve yakan heyecanı hayatım boyunca hiçbir şeye değişmem.
    2 sene önce bugün bu eşsiz ve bir o kadar da dramatik anı yaşatan herkese sonsuz teşekkürler.
  • 606
    bu maçtan sonra bir daha bu klasmanda bir takim mağlup edemedik. zaten diğer klasmanlarda bile 7 senede toplam 2 3 galibiyet var sanırım.

    o maçta yaşadığımız gururu ve mutluluğu bir daha uzun süre yaşayamayacagiz bu gidisle. ligde şampiyon olup seviniriz en fazla. 17 mayıs gelince de arsenal maçıni izleriz.

    eyy uefa bir zamanlar turnuvalarında esip gürleyen sana statü değiştirten anlı şanlı galatasaray vardı. şampiyonlar ligi amblemindeki o yıldızli dev topun yıldızlarından biri de bu takım.
  • 433
    ali sami yen'den izlemenin nasip olduğu son maçtır benim için. gala sözlükte arkasira nickli abimizle anlaşarak kombinesini aldım ve büyük bir iştahla saat 1 gibi stad yoluna koyuldum. her yer kar, stadın önü ana baba günü adeta. o karışıklıkta 45 dakika sonra falan* stada girmeyi başardım. tugay'ı, taffarel'i tribüne çağırmamız efsane anlardı. neyse sonra maç başladı. sıkıcı bir maç oluyordu ve 2 taraf da sabaha kadar oynasa gol atamayacak gibiydi. işte tam maç bitiyor derken wesley ortaya çıktı ve bir anda golü atarak bizi tanımadığımız ancak kalbimizin aynı renkler için attığı bir sürü insanla kucaklaştırdı. maç bittiğinde bizden mutlusu olamazdı dünya üzerinde. çok güzel bir gündü.

    takımı sahaya en son ruh, karakter koyarken işte o maçta gördüm. sonra görmedim...
  • 144
    hala stadyuma gitme imkanı olan oturuyorsa ayıp ediyordur, okuldan kaçan, işten izim alan, stadyuma yakın olan herkes, çoluk çocuk gitsin maça, herkes stadyuma alınacak, dün geceden beri ultraslan bu yönde şeyler yazdı, söyledi. öyle bir kalabalığı dışarıda tutamaz hiçbir yönetim, en kötü kapıları açarlar...

    oyuncularımızın dün geceden daha fazla seyirci desteğine ihtiyacı var bugün.

    maça gelince 5 yesek ne olur 10 yesek ne olur, son dakikaya kadar baskılı oynayalım, zaten kaybedecek hiçbir şey yok, koskoca 60 dakikamız var, stat bizim stadımız, şehir bizim, hava bizim, juventus bizden daha fazla etkilenecektir bu durumdan. koyalım geçelim be!
  • 607
    2001 den sonra bütü sansimizi bu maça biriktirmisiz. harcadigimiz o son kursundan sonra yola sungulerle devam ediyoruz. son sampiyonlar ligi golumuzu atan adem buyuk futbolu biraktigi sene gene elinde bu unvani tasirsa, kapatip gidelim, dursun falan gelsin, bos bardaktan su icsin.

    donecegiz, ya emre colak gibi kendi etrafinda ya da 5.gunun safagindaki rohirrim gibi!
  • 266
    evet beyler 3'lü defans oynadık, pozisyon vermedik. riera kanatta müthişti, drogba dünyanın en iyi fizikli stoperine (bkz: giorgio chiellini) üstünlük kurdu. selçuk çok top kazandı, melo iki kişilik oynadı hepsine tamam; ama bu maçın olayı bu değil. biz bu maç geri geldik beyler. son 2 sezondur sene içinde bir yerde mutlaka yaptığımız işi yaptık beyler. tekrar arena'da tek favorinin galatasaray olduğunu hatırladık. takım sahaya çıkınca umutlanmayı hatırladık. galatasaray mutluluğunu hatırladık. galatasaraylılığın büyüklüğünü hatırladık.

    tüm dünyaya avrupa'daki yerimiz hatırlattık. juventus'u altımıza aldık. anlıyor musunuz beyler olayın büyüklüğünü? italya'nın şüphesiz en formda en iyi takımını altımıza aldık. avrupa'ya galatasaray bitti demeden hiçbir şey bitmeyeceğini hatırlattık.

    ve bir de eziklere galatasaray'la başa çıkamayacaklarını hatırlattık. bu ülkenin en büyüğünün kim olduğunu hatırlattık. bu ülkede tarihi kimin yazdığını hatırlattık. gördükleri rüyalardan uyandırdık. şimdi yapmaları gereken tek şey var
    alkışlayın ulan ibneler!
  • 312
    mancini'nin babalar gibi 3-5-2 oynattığı maçtır. burak bazı arkadaşların gördüğünü zannettiği gibi burak sol çizgide falan oynamadı. atılan paslar oraya doğru gitti. zeminden kaynaklanan bir durumdu. manciniyi tebrik etmek lazım. sebebi de elindeki malzemeye göre sistemini oturttu. saplantılara mahkum etmedi bizi ve takımı.

    bu takımın sol beki falan yok. 3 tane fiks delikanlı stoperi koydu. defansa çekildiğinde de eboue - riera 5'ledi defansı. zaten melo her zamanki gibi hayvani formda. selçuk da toparladı. defansif açıdan üstelik de 3-5-2'yi bizden daha uzun süredir oynayan bir takıma karşı cesur bir şekilde takımını çıkardı.

    işin kolayına kaçabilirdi pek tabii. 4'lü defansı koyardı biz de riera kötü balta futbolcu değil diye ağlar dururduk. taraftarın kafasında ezbere 4'lü defans var ne de olsa. yönetimi suçlardık (zaten meraklıyız ve aporttayız) olur biterdi. risk aldı ve kazandı.

    özellikle burak ve drogba'nın 4'lü ortasaha önünde oynamalarının zararlarını anlata anlata bitiremedik. adam burak ve drogbayı 5'li ortasaha önünde oynatarak buna da bir çözüm bulmuş oldu. hatta golü risk alarak yaptığı 3-4-3 değişikliğinden sonra elde etti. umut ortasahaya rabia işareti yapmış olamaz heralde *

    artık komplekslerimizi bir kenara bırakıp tebrik etmesini bilmemiz lazım. bravo mancini. bir 3-5-2 ile 352 sorunu halletmiş oldu. tek sıkıntımız yerli oyuncu kalitesi şimdi.

    şimdi gelelim röportajındaki meseleye:
    - geçen seneki başarıyı küçültmesi yersiz olmuş. biz gruptan çıkarken drogba ve sneijder yoktu.
    - "we have a fantastic result because real madrid and juvenus are better than us." juventus ve real madrid bizden güçlüler demesi gerçek olmasıyla beraber farkın kendisi olduğunu ima etmiştir avrupa kamuoyuna. terim'i egosu yüzünden eleştiren arkadaşlara duyurulur. ben dahil.
  • 363
    şimdi biz bu juve'ye neden koyduk, niçin koyduk, nasıl koyduk? bunu izaha gerek yok. gördünüz oynadık koyduk ama koymamış da olabiliriz. koymuşsak koymuşuzdur, koymamışsak koymamışızdır. görünen gol, uzakta değildir. juve'ye koyduk da sonradan koymadık mı dedik? bunlar bitakım uydurma laflardır. sahi ya biz juve'ye neden koyduk? kim koydurdu lan bizi juve'ye?

    taraftar: "biz koydurduuuuk!"
App Store'dan indirin Google Play'den alın