• 393
    hala herkes çokda farkında değil ama galatasaray tarihinde unutulmayacak maçlardan biridir.
    ben unutmayacağım en azından.

    10 aralık galatasaray juventus maçı için ertesi gün iki kritik sınav olmasına rağmen sevgilimi de kolundan sürükleyip taa istanbul'un öbür ucundaki arkadaşın evine maçı izlemeye gidişimi, 30. dakikada eboue'nin uzun taçlarından birini kullanana kadar sahanın bembeyaz oluşunu unutmayacağım. maç oynanacak mı oynanmayacak mı derken gece biri bulmuştu. haliyle derste çalışamadık. maçın stresinden uyuyamadım da, uykusuz uykusuz okula (davutpaşa kışlası) gidip gözlerim yarı açık birinci sınava girdim. 2. sınavım tam da maçın oynanacağı saate geliyordu. 1 . sınavdan çıkıp elimde 3 saniye içinde buz gibi olan çayımla sigara içip arkadaşlarla maçı konuşurken kulaktan kulağa bir fısıltı dolayşmaya başladı. sınavlar iptal.

    saat 12.00. evim üsküdar'da. hemen yola çıksam evde maçı izleyebilirim dedim. 12.20 marmaraya bindim. son 48 saattir hiç uyumadığımdan uyuyakalmışım. görevli uyandırdı. ayrılık çeşmeye gelmişiz. haydaa bin geri tekrar üsküdara dön. eve varışım 13:10. dedim olum saçından yağ damlıyo. git bir duş al sıcak sıcak. kahveni de yaptın mı maç saati de gelmiş olur rahat rahat maçı izlemiş olursun. banyoya gittim. havluları astım ve durdum. maç ertelendiğinden beri stada gitmek istediğimi, bu maçın tarihi bir maç olacağını, bunu kaçırırsam kendimi hiçbir zaman affetmeyeceğimi kendi kendime sesli bir şekilde itiraf ettim.

    saat 13:20 üzerime montumu alıp evden çıktım. cebimde toplam 4 liram var, akbilde de 5 lira. üsküdar sahile kadar yürüdüm. sahilde yine durdum. kafaya dank etti. olum nereye gidiyon lan? dedim kendi kendime. biletin yok. cebinde 4 liran var. akbilinde ki para dönmeye yetermi yetmez mi belli değil. bide hiç stada alınmazsan noolucak? saçmalama dön geri sıcacık evinde izlersin işte. döndüm geri eve doğru tekrar yürüdüm. yürürken altı boş bir kaldırıma bastım bir bacağım buzlu suyla yıkandı. ayakkabı ince, vıcık vıcık ses geliyor. küfür ede ede yürümeye devam. evin olduğu sokağa döndüm. durdum. bir sigara yaktım.

    saate baktım 13 :50.

    hiç düşünmeden geri sahile yürüdüm. kafamda ki sorgulayıcı pinooo konuşmaya çalıştıysa da hayalimde ağzının üstüne bir tokadı geçirdim. doğrudan kabataş vapuruna, herkes sarı kırmızı, bende de özenle seçilmiş gibi sarı ya da kırmızı hiçbir şey yok. yabancılaştım.

    ürkek ürkek baştan aşağı iki sarı kırmızılının yanına gittim. mal mal "maça mı gidiyonuz " gibi bir soru çıktı ağzımdan. almancı çıktılar. maç için gelmişler. kabataşda inip taksiyle stada gideceklermiş. dedim saçma sapan konuşmayın. finiküler metroya doğru yollandık. ha unutmadan içlerinden biride juventuslu bir italyan.

    beddua mod on

    allah maç günü metro seferlerini 10 dakikada bir yapan belediyeyi yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın.

    allah maç saati metro tıklım tıkışken nefes bile alınamıyorken metronun içinde sigara yakanları yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın.

    stadın çevresini o halde bırakan bataklığa dönüşmesine izin veren sorumlu kimse yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın.

    beddua mod of

    stada devre arasında girebildik. bu arada benim almancı arkadaşlar ve juventuslu italyan metroda dayanamayıp indiler. camdan zar zor baktığımda kusuyorlardı. ben girdiğimde stadın 4 te 3 ü doluydu. şöyle bi baktım çevreye, hemen herkes benim gibiydi. doğru düzgün kimsede ne atkı vardı ne forma ne mont. hep beraber zıpladıkça ayakkabılardan gelen vıcık vıcık sesleri kulaklarımı tırmalamaya başlamıştı.

    ne yalan söyliyim, gözlerim doldu. ne benim ne çevremdeki kimsenin gol atacakmışız atmayacakmışız umrumuzda bile değildi. böyle zor bir günde stat doluydu, takım kazansa da kaybetse de kimsenin umurunda değildi. bu atmosferi ilk defa yaşıyordum. daha önce gittiğim maçlarda o atmosfer yoktu, daha çok futbolculara ana avrat söven taraftar profiliyle karşılaşmıştım. maç izleme zevki bırakmıyorlardı insanda.

    derken umut vurdu topu drogbaya doğru. yeminler ediyorum bağırmaktan kimsenin doğru düzgün izleyemediği maçta herkes sahaya dikti gözünü, bende öyle. top şıno'nun önüne indi. önünde bir defans bir de bufon vardı. bulunduğum yerden gol atması imkansız gibi görünüyordu. sonrasında...

    hayal meyal hatırlıyorum. ses tellerimden biri gitar telinin koptuğu gibi koptu. hala bir sorun var. omzuma bir adet yumruk, göğsüme 3x5 adet tırnak darbesi geldi. kendimi 4 sıra aşağıda, diğer bacağımı da bir buz göletinin içine batmış halde buldum. belki bu olaya tanık olanlarda vardır aranızdan: fransa'dan arkadaşımın hediye olarak gönderdiği bir şal vardı üzerimde, çok severdim, maçın 85. dakikası civarında güney üst trübünden güney alt trübüne doğru yavaş yavaş süzülüyordu.

    maç bitti. bir üst tura çıktık. eve gittiğimde çorabımın içinden baloncuklar çıktı. bütün bir gün uyudum. ertesi gün hiç çalışmadan girdiğim sınavdan yedi yıllık üniversite hayatımın ilk yüzünü aldım. aynı günün akşamı 2 aydır çalıştıramadığım devreyi bir anlık gelen bir ilhamla yeniden kurup çalıştırdım. bu okul yine bitmiycek derken vallaha bitiyor durumuna geldim.

    en önemliside "düşünmeden yapınca hep unutulmayacak şeyler yaşıyor insan" tezimi tescilledim.

    unutmayacağım.
  • 512
    bu maçla ilgili bugün öğrendiğim bir anekdotu paylaşmak istiyorum.

    sportif rehabilitasyon için katıldığım kongrede kulüp doktorumuz yener ince abimiz anlattı.
    (bkz: #2125329)

    10 aralık 2013'te maçın oynandığı ilk gün, kar yağışı nedeniyle maçın ertelendiği hepimizin malumu.

    ben hatırlamıyorum ama bu karardan 5 dk önce didier drogba sakatlanmış; hamstring kası olarak bilinen arka adelesinde ağrı hissetmiş.

    yener abimiz saha içinde didier'i muayene etmiş ve arka baldır kasında yırtık olabilme ihtimalini görmüş, bu durumda oyuncu değişikliği yapmak gerekirdi haliyle.

    ama tam emin olmadığı için biraz daha izlemenin mantıklı olacağına kanaat getirip oyuncu değişikliğini önermemiş.
    şans odur ki maç 5 dakika sonra tatil edildi.

    tabi akşam hemen hastanede mr çekilip bakıldığında yırtık olmadığı görülmüş, kas içinde ganglion kisti saptanmış, ultrason eşliğinde iğne ile bu kist boşaltılmış ve ertesi gün drogba sorunsuz maça devam etmiş.

    11 aralık 2013'te hatırlarsanız umut bulut'un orta sahadan şişirdiği topa yükselen drogba, dev gibi boyu olan giorgio chiellini'den daha yükseğe sıçrayarak topu kafasıyla wesley sneijder'e indirip golün asistini yapmış ve maçı bu golle kazanıp juventus fc'i şampiyonlar ligi'nden elemiştik.

    bu unutulmaz zaferin mimarlarından birisi de klinik bilgisi ve tecrübesi ile yener abimiz olmuştur.

    işte bu olayı anlatırken koyduğu slayt
    http://www.imgim.com/img_20170224_151901.jpg

    anlatırken sesi titriyordu, heyecanı gözlerinden belli oluyordu.
    yener abimizin ne kadar da iyi bir galatasaraylı olduğunu ben bugün anladım işte.

    allah sakatlıklardan korusun.
  • 629
    çok uzun zamandır bekliyordum burada yazar olabilmeyi, içimden geçen de yazar olduğumda önce bu başlığa uğramaktı çünkü ucundan da olsa z kuşağından sayılabilecek bir galatasaray taraftarı olarak bu maçın bizde yeri çok ayrıdır, biz eski dönemlerimizi uefa kupasını ve süper kupayı sadece videolardan izledik.

    o gün dershaneye gitmemiş, biletim olmamasına rağmen küçücük bir duyumla stadın kapısına dayanmıştım, beş dakika sonra gelsem içeri alınmayacaktım ama şans ya geçtiğim gişeden sonra kale arkasındaydım, yine şans eseri dünyanın en harika on numaralarından birinin golüne haykırırken, üst kattan aşağı düşmekten beni yukarı çeken renktaşlar sayesinde kurtulmuştum.

    belki de avrupa kupalarında oynadığımız son muazzam maçtı, orada olmaktan mutlu olduğum kadar şuan burada sözlükte olmaktan ve bunu şans eseri öğrenmiş olmaktan da mutluyum, nicelerine...
  • 385
    bir gün ak sakallı bir dede bana dese ki; şampiyonlar ligi'nde galatasaray bir maç * oynayacak, o maçta alınacak üç puanla gruptan çıkacaksınız, son maç ali sami yen arena'da juventus gibi bir dünya deviyle olacak, maçı 86 dakikada attılan golle 1-0 kazanacaksınız, kombine yok, bilet yok, tanıdık bir amcan yok. ama sen elini kolunu sallayarak kapıdan geçeceksin, güvenlikler bilet, kombine sormayacak, hemde öyle kale arkası, polat holding balkonu değil doğu tribün'den cebinden beş kuruş çıkmadan izleyeceksin, ünal aysal sen maça geldin diye çay çorba ısmarlayacak...

    torunlarım günün birinde bu entryi okursa; bu maç işte öyle bir maçtı.

    ve o günden sonra ateistler bir daha hiç bir şeyi açıklamaya çalışmadılar.
  • 498
    uzun yıllar sonra sözlüğe tekrar yazmak geldi içimden ve bu maç ile açılışı yapmak istedim. maça giden herkesin hikayesi vardır benim de hikayem var elbette;

    thy'de steward olarak çalıştığım dönemlerde maçın olduğu gün çin'in guangzhou şehrindeydik. orada sadece bir gece kalacağız ve o kalacağımız gece de juventus maçı var. ben çin saati ile gecenin köründe uyandım ve cctv5 kanalında maçı izlemeye başladım. malum olay yüzünden maç iptal edildi ben de sinir oldum tabii.

    her neyse, maçın oynanacağı saat falan açıklandı, çin'de twitter hem yasak hem de 3g kullanımı pahalı diye maçı takip edemiyorum. ertesi gün oldu bizim maç başladı, o sıralarda guangzhou-istanbul seferini icra etmek için uçağa geçtik yolcular geliyor onları karşılıyoruz. türk geliyor hoş geldiniz, çinli geliyor koltuğunuz bu tarafta falan diyoruz ama gelen giden umurumda değil, varsa yoksa aklım maçta. babama da hatırlatmıştım, maçın skorunu ne olursa olsun bana yaz, uçakta aklım bunda kalmasın diye. sms atarsa, sms'i her türlü görürüm sonuçta. uçak doldu son yolcular geliyor, cebimdeki telefonda bir titreşim. namussuzun titreşiminden tanıdım sms olduğunu, hemen lavaboya gittim, kapıyı kitledim ve telefonu açar açmaz babamın "canım oglum gooool sneijder attı dk 86" diye mesajını gördüm. ben olduğum yerde zıplamaya başladım, bağırmak istiyorum ama sıkıyorsa bağır :)

    uçakta şef arkadaş vardı o da benim gibi koyu cimbomlu, çocuk önde yardır yardır çalışıyor aynı zamanda benden haber bekliyor, ben koşar adımlarla bunun yanına gidip haber verdim ve ikimiz zıplayıp sarılmaya başladık. gören arkadaşlar noldu ya falan diyor durumu izah ediyoruz "aa süper olmuş hadi çok sevindim adınıza" falan diyorlar.

    bu da öyle bir anımdır.
  • 655
    9 sene önce bugün işe gitmeyip cimboma koşmuştuk. şirket hattını kapatıp yola koyulmuştuk ve tam da bu saatlerde stadyumdaydım. epik bir mücadelenin ardından juventus’u şampiyonlar liginin dışına atmıştık.

    ne diyordu üstat? “türkiye ayakta! arena ayakta! istanbul… istanbul ayakta!”

    “güle güle juventus, arrivederci!”

    o gün okula değil, maça gelen liseliler bugün üniversiteden mezun olmuştur. inşallah güzel yerlerdedirler. mükemmel atmosfer yapmıştık.
  • 573
    lise son sınıfa giderken kar yağışlı bir istanbul gününde ultraslan'ın çağrısı ile öğlen okuldan kaçıp üstüne biletsiz kaçak olarak stada girip izlediğim, hayatım boyunca unutamayacağım bir anı olan ve italyan devi juventus' a arrivederci dediğimiz maç.
    https://twitter.com/...727446208454658?s=09

    (bkz: allah'ım gol)
    (bkz: wesley sneijder)

    edit: imla
  • 639
    liseyi yatılı okudum, o gün okulun bulunduğu ilde de aşırı kar nedeniyle vali okulları bir günlük tatil etmişti. o gün muhtemelen öğleye dek uyumuştum. maçı en fazla 20 metrekare bir odada, 72 ekran bile olmayan tüplü bir televizyonda 25 30 kişi izlemiştik.

    8 yıl geçmiş, lise bitti, üni bitti. hayatta olumlu giden pek şey yok, böyle 2-3 haftada bir, galatasaray biraz tebessüm ettiriyor o kadar.

    soğuk ve karlı bir günde oynanmış maç.
  • 576
    (bkz: tarihte bugün)

    2010'lu yıllarda izlediğim en epik 2 maçtan biri.

    6 sene önce bu saatlerden itibaren insanları maça gitmeleri için gaza getiriyorduk.

    kapıların açılacağı o kadar belliydi ki. anons yapılmadığı kalmıştı bir tek.

    yalnız hava o kadar soguktu ki yani -10 derece falandı sanırım.

    iş yerinden izin alan, okuldan kaçan, evden kacan, kimseye söylemeden giden derken hafta ici 14.15 gibi bir saatte 40 bin kişi gitmişti.

    bugün cumartesi akşamı ligin kırılma maçına 28 bin kişi gidiyor!

    su hayatta en özendiğim kişiler listemde top 10'da şu maçı 6 sene önce statta izleyenler var.

    drogba indirdi ceza sahassneijder sneijder goooooool!

    allah'ım goooooooooool!

    https://twitter.com/...506326514180097?s=19
  • 644
    ertelenen maçtan sonra gerek televizyonda gerek sosyal medyada ultraslan ve bazı yetkili/yetkisiz kimseler biletleri olmayanların da içeriye girebileceğini, stadın boş kalmayacağını açık açık olmasa da ima ederek söylemişlerdi. ben de bu umutla yola çıktım ve sefaköy metrobüs durağından metrobüse bindim.

    metrobüste iki tane arkadaşımla karşılaştım ve onların da maça gideceğini öğrendiğimde şok oldum. "ne var bunda şaşıracak?" diye düşünmüş olabilirsiniz ama bu arkadaşlarımdan birisi beşiktaşlı diğeri fenerbahçeli! "ben neyse de siz nereye gidiyorsunuz olm, her yer kar kıyamet?" dediğimde beşiktaşlı olan arkadaşımın verdiği cevabı ömrüm boyunca unutamam. "canlı canlı bir şampiyonlar ligi maçı izleyelim dedik olm."

    yenibosna'da inip metroya geçtim. o sırada kalabalıktan ve göz gözü görmemesinden arkadaşlarımı kaybettim. metroya bindiğimde üzerinde galatasaray montlu, bereli, atkılı insanlarla göz göze gelmeye çalışıyordum. ve gözlerinden anladığım kadarıyla çoğunun da bir önceki günkü ertelenen maç için biletleri yoktu. metro hattındaki aksaklık nedeniyle seyrantepe'den bir önceki durak olan sanayi mahallesi'nde indim ve stada doğru yürümeye başladım.

    havada fena bir tipi, yerde de bir metre kar var. stada kadar geldiğimde botlarımın içinin kar dolduğunu ve ayaklarımın sudan hem donduğunu hem de buruştuğunu hissedebiliyordum. stada geldiğimde meşhur kenetlenin başka galatasaray yok fotoğrafının https://gss.gs/Aq1.jpg çekildiği bir atmosfer vardı turnikelerde. bir şekilde kalabalığı atlattım ancak karşıma bu sefer polis barikatı çıktı.

    kol kola girmiş onlarca polis stada girişi kapatmışlardı. bileti olmayan kimseyi almıyorlardı. bu arada yarıda kalan maç başlamıştı ve stattan gelen uğultu sesleri içimi ısıtmaya yetiyordu. polis barikatının önünde gözüme kestirdiğim mülayim tipli bir polis memuruna derdimi anlattım, tabi kolpa bir şekilde çünkü biletim yok. :) bir süre bazı yalanlar sıktıktan sonra (abi arkadaşım ileride bak, arkanda, bana el sallıyor, biletim onda vs.) polis de sanırım dayanamadı ve "siktir git" dercesine yanındaki polisin kolunu bıraktı ve bana yol açtı. inanılmaz mutlu olmuştum çünkü umudum çok azalmıştı. işin kötüsü içeri giremezsem maçın kalanını da herhangi bir yerde izleme imkanım yoktu. eğilerek barikatın arasında koşarak geçtim ve giriş kapısına doğru koştum.

    içeri girdiğimde bir an önce maça yetişme derdindeydim zira yarıda kalan maçın 65. dakikasına doğru gelmişti. dolayısıyla tribün seçme gibi bir lüksüm de yoktu, zaten umrumda da değildi. ilk bulduğum yere kendimi attım ve doğu üst tribünde güney tribünlerine yakın bir bölgede kendime yer buldum. çok şanslıymışım ki gol de tam önümde oldu. golden sonra ortalık öyle bir karıştı ki; golden önce beraber küfrettiğimiz, offlayıp puffladığımız adamlar golden sonraki sevinçten sonra artık yanımda değillerdi. :) ya benim yerim değişti ya da onların, tam bilemiyorum.

    geri dönüş yolunu inanın hatırlamıyorum. tek derdim eve gelip maçın özetini izleyip o harika golü tekrar izlemekti. maçtan aklımda kalan nadir şeylerden biri carlos tevez adlı insan azmanının o iğrenç zeminde bile tank gibi mücadele etmesiydi, diğeri ise tam karşımdaki batı tribününde kick gazprom out of the arctic yazılı bi greenpeace pankartının açılmasıydı. https://gss.gs/FYt.jpg

    ayrıca sony ericsson k790i telefonumla birkaç fotoğraf çekebilmiştim ama neredeyse hepsi o telefonda kaldı ve muhtemelen tarihe karıştı. belki bir gün bulabilirim bir şekilde. neyse ki o günün hatırası için iki fotoğrafı bir kolaj programında birleştirip paylaşmıştım. onu da buraya atayım madem. instagram'dan ekran görüntüsü olarak aldığım için kalite çok düşük ama olsun hayatımda çektiğim en güzel fotoğraflardan ikisi bunlar. * https://gss.gs/Yio.jpg

    son olarak tanım: hayatımda orada olduğum için kendimi en şanslı hissettiğim anlara sahne olmuş maç.
App Store'dan indirin Google Play'den alın