• 151
    yarrak gibi bir anlatımla dinledik televizyondan. sanarsın hazırlık maçında gol atıyoruz, ulan ülkenin en önemli maçını anlatıyorsun kendine gel.

    zaten elemanın sesini türkiye kupasının dandik maçlarında duymaktan kendimi maça veremedim, birinci tur maçı izliyormuş gibi hissettim. bu atv'nin spikeri derhal bu işi bırakmalı.

    levent tüzemen'in de gürcan bilgiç'i sürekli bozmaya çalışması komikti ama yersizdi. kahvede maç izler gibi yorumculuk yaptılar amk.

    neyse koyduk ya ben ona bakayım. zaa. jgdfjghdf
  • 152
    şikecilere yine bir kupa töreni izlettiğimiz maç olmuştur, hem de aydınlık bir ortamda...*

    o değil de hamit sen bütün yaz naaptın? bu ne hal?
    erman kılıç, sevdim seni...
    semih'e maç sonunda kafasına su dökerlerden selçuk, "komando!" diye bağırıyordu, çok güzel bir sahneydi...semih cengaverlik modunda bülent korkmaz'ı geçecek gibi...
    4-2-3-1 e sanki uymuyor hamit ve amrabat. onların yerine arda ve kazım oynasa çok daha iyi olur sanki. (kazım'ı hiç sevmesem de şu hamit'ten iyidir)
    emre çolak senden beklediğim hiçbir gelişim yok, topu ayağında tutsun diye aldı hoca maç boyunca top ayağına değmedi neredeyse.
    gökhan zan geçen seneki formuna devam. bu yoklukta adam ilaç gibi geldi. dany'ye tercih ederim her zaman.
    eboue çok iyiydi , sol kanatta hakan da idare etti diyebiliriz. tabii gönül ister ki solda da eboue gibi yardıran bir adamımız olsun ama naapalım demirören sağolsun...
    melo kusursuza yakın oynadı ama selçuk daha tam ritmini yakalayamamış sanki.
    sneijder bu sene çok can yakacak adam bomba gibi geliyor, özellikle uzaktan çok gol atacağını düşünüyorum, adam mermi gibi vuruyor toplara...
    son olarak; (bkz: çare drogba)
  • 155
    ---maç anısı---

    maçı fenerli bir arkadaşın evinde izledik. 5 fbli vardı, eşim ve ben formalarımızı giyip gittik. kapıda gülüşmeler vs. istifimiz bozmadan "we have drogba" diyerek selamımı verip içeri geçtim. çıkarken aynı şekilde "we have drogba" diyerek evimize döndük. koca maçın özeti budur arkadaş.

    ---maç anısı---

    http://i1250.photobucket.com/...ogba_zpsc8f24a33.jpg
  • 159
    bu daha başlangıç,

    kaldığımız yerden devam diyeceğim ama eksik. portföyde 1 hafta önce alınmış emir kupası var. bir bu eksikti, onu da getirdik. takım bir jenerasyon oturması durumunda, 10-15 yılda yapabileceği büyümeyi 2 senede gerçekleştirdi. bu büyüme hızı, bir kaç sene sonra bu günleri çok basit ve küçük görmemizi sağlayacak, öyle görünüyor.

    transfersiz girdik, hatta maça eldeki tek transferi de oynatmadan başladık diyenler, yazanlar çıkar. aziz yıldırım'a ne kadar teşekkür etsek eksik kalır. asıl büyük teşekkürü, küçük takım hocalığından başka bir kariyeri olmayan ersun yenal'a da etmemiz gerekecek. kötü niyetli olmasalar, azıcık etik sahibi olsalar alper potuk bizde muhtemelen melo'da copa cabana plajında olacaktı. en büyük transferimiz sahadaydı.

    melo-selçuk-hamit- sarı ejder orta sahası ortalama bir maçta oluşturacakları toplam oyun puanının altında kaldılar. yani her biri 7 lik oynamış olsa 28 puan değerinde bir orta saha futbolunu biz her maç görüyoruz. bu maçta da toplam puan ortalamasında oynayan bir orta saha izledik. ne var ki, selçuk ve hamit kendi vasatiyesinin altında kalsalar da melo, kendi ortalamasının üstüne çıktığı için maçın büyük bölümünde orta saha, dolayısıyla oyun ve pozisyon üstünlüğü bizdeydi.

    her ne kadar rakip 10 kişi kalmış olsa da, atılan oyuncu geride oynayan oyuncu olduğundan, ve bekir'in ortalama üstü performans göstermesinden dolayı, oyun üstünlüğümüz, oyuncu eksikliğine bağlanamaz.

    maça sol bek handikabıyla başladık. kontenjan senatörü hakan balta, bu vasfıyla bu sene de olması gerekenden çok daha fazla maçta sahada olacak. gamsız bir futbolcu olduğundan, ve de takımlara uygulanan sistem dezavantajını, kendine avantaj olarak çok rahat kullanır. yani istersen 10 maç oynatma, 11. maç çıkar, sanki her maçı oynamış gibi, ne küser, ne sitem eder, nasıl oynayacaksa o kadar oynar. ne bir iki adım fazla koşar, ne eksik.

    bu maçta beklemediğimiz kadro, gökhan zan'ın oynaması, burak'ın oynamaması oldu. burak'ın hazır olmama durumu dolayısıyla, hoca hem drogba'ya, hem hakan balta'ya destek olması için amrabat'la başladı. amrabat için benim oluşmuş bir görüşüm var, çok iyi oynasa da, her zaman ki gibi kalsa da değişmez. kafasının içinde beyin eksik olarak büyümüş, son toplarda tercihlerinin çoğu isabetsiz. maçta ısrarla faul yaptı, her zaman yaptığı gibi. hakem sarı kart göstererek aslında bize kıyak yapmış oldu. daha sonra faulsüz ve biraz daha efektif oynar gibi göründü.

    parçalı fil ve sarı ejder'in bütün hünerleri sanki küçük takım hocası tarafından ezberletilmiş gibiydi. sneijder bir çok kere feyk çalımlarını denedi, hiç birini tutturamadı, daha doğrusu yutturamadı. drogba'da kırk yılda bir iyi oynayacak olan bekir'e denk geldi. uzun süre dayandılar. ta ki uzatmaların ilk yarısına kadar.

    biz geçen seneki son fener maçnda iyi bir satranççı hamlesi yapmıştık. piyon sabri'yi verip, vezir volkan'ı almıştık. maçın pratiği gösterdi ki, fenerbahçe bu arada bir piyonu karşı kıyıya sapasağlam geçirmiş, sahte vezir mert'i karşımıza çıkarmıştı. volkan'ı fenerbahçeliler adına aratmadı. burak'ın gol şansı, amrabat'ta olmadığından kısır bir maç geçirdik. şut ve kornerlerde uzak ara öndeydik.

    hakan balta can havliyle ortaladı. bir an, drogba, bekir'in nefesini ensesinde hissetmedi. topla alnını buluşturduğunda mert için her şey çok geçti artık. darbeli bir kafa vuruşuyla topu ağlara mıhladı. drogba 11 final maçında 13. gölünü atmış, öğrendik. mesele 13 gol atmak değil anlamadın mı? mesele 11 final maçına çıkmaktır arkadaş.

    muslera, hem londra'daki maçlarda hem bu maçta sanki biraz daha fazla kaleci olmuş gibi göründü. son derece dikkatli, ve hatasız bir maç çıkardı. ne kadar iyi oynarsan oyna, kaleye gelen topun birini bile yeseydi bu gece bambaşka bir ruh haliyle uyuyor olacaktık. büyük kaleciler, yediği gollerle değil, kurtardığı toplarla büyürler. eğer cadu, dany'den iyi ve teknik bir stoperse bu sene toplamda 15 gol yerse başarısız sayacağım.

    fener'i yenmek bir başka oluyor, geçen sene palandöken'de, bu sene erciyes'te, bakalım bir sonraki hangi stada kısmet olacak. ha bir şeyi atladık zannetme spor bakanı kılıç. polislerinize, moral eğlencesini verdiğimizi tespit edemeyecek kadar salak bir taraftar değiliz. maç bitiminde taraftar dağılınca tribünlerde binlece polis ofsaytta yakalandı. bu kadar korkmayın endüstri futbolu taraftarından. her maçı, kayseri'de, konya'da oynatacak haliniz yok. dua edin de cas, feneri kasmasın. polisleriniz, yanlı mahkemelerinizle fikirtepe bağlarından üzüm çaldınız, fenerbahçelilerin bedduası üzerinizde. fenerbahçe,eğer turnuva dışında kalırsa, büyük fenerbahçe taraftarı hepinizi pekmez sıçana kadar kovalayacaktır.

    drogba'sı olan takım, nerede bir kupa varsa orada olacaktır. her yer arena, her yer kupa töreni.

    altın adam; melo

    gümüş adam; muslera
    bronz adam; drogba
    teneke adam; hamit
  • 162
    ilk yariyi domine eden takimimiz ikinci yariya da iyi ba$ladi ve rakip 10 ki$i kaldiktan sonra ezici bir üstünlügü vardi. sayisiz gol pozisyonuna giren aslan bunlari degerlendiremeyince rakip direncini arttirti ve kalemizde 1-2 sefer etkili oldu. genellikle sow gol pozisyonlarinin içinde olan adamdi.

    son vuru$larda biraz daha soguk kanli olabilsek, maç hiç uzatmaya gitmezdi. yanli$ pas ve $ut tercihleri maalesef golü geciktirdi. lakin 99'da drogba hakan balta'nin ortasinda klasini konu$turdu ve takimi adina galibiyet getiren golü kaydetti.

    golden sonra da etkili olan taraf yine galatasaray di. son dakikalara girildiginde sow'un bir kafasi direkten aut'a çikti. bu da fenerbahçe'nin maç içerisinde en etkili oldugu pozisyondu.

    120 dakika içinde daha fazla gol olmadi ve hakem bülent yildirim maç'a 3 dakika daha ekledikten sonra skor degi$meyince biti$ düdügünü çaldi ve kazanan taraf son 2 senedir yine galatasaray oldu.

    genel görünüm:
    -4 4 1 1 oynayan galatasaray bu oyun anlayi$ini pek yadirgamadi fakat ben $ahsen tekrardan çift forvetli sisteme geri dönülecegini dü$ünüyorum

    dünkü maçtan yola çikacak olursak:

    -takim henüz istenilen düzeyde degil fakat ilk 4-5 haftayi kazasiz belasiz atlatirsa $ampiyonlar ligine kadar toparlanir

    -takimin bankolari: muslera, semih, eboue, melo, selçuk, sneijder, amrabat (yabanci siniri bela olmazsa), burak ve drogba

    -memnun birakanlar: erman kiliç, gökhan zan, hakan balta

    -toparlanmasi gerekenler: hamit, emre çolak

    burak yilmaz a ayri bir parantez açmak istiyorum. forma giymedigi maçta kupa töreninde moralsiz gözüküyordu. umarim en kisa zamanda yüzü güler ve gollerine kaldigi yerden devam eder.
  • 164
    güzel bir havada, güzel bir zeminde klasik parçalı formamızla sahadaydık. karşımızda ise post modern çubuklu formasıyla fenerbahçe. maç kupa maçıydı ve doğal olarak favori bizdik. terim locada, başkanlar iki bakan ve tüpçü ile birlikte şeref tribününde.

    ilk 11'de amrabat ve yabancı sınırından dolayı gökhan zan sürprizi ile başladı terim maça. top rakipteyken 4-1-4-1 bizdeyken 4-2-3-1 gibi yayıldık. her iki formasyonda da hamitin çizgiye yakın oynaması, sezon sonuna doğru sağ içte yakaladığı o formu sahaya yansıtamamasına ve neredeyse çıkana kadar 10 kişi gibi oynamamıza neden oldu. eğer hamitten faydalanacaksak 4-2-3-1 , 4-4-2 gibi kanat formasyonlarında sağ açık olarak değil sağ iç olarak değerlendirmemiz lazım. yoksa kazım, amrabat hatta sabri bile o kanadı daha efektif kullanır.

    galatasaray artık yavuzhan gibi oynamaya başladı. maçın başında nasıl olsa bu maç benimdir düşüncesinde sakin, acele etmeden, rakibe sen bu maçı kazanamazsın havasını veriyor. tempoyu istediği gibi ayarlıyor. burada sıkıntı hala tempoyu istediğimiz gibi arttıramıyoruz. hızlı adamlarımız olmadığı gibi sneijder ve melo harici hızlı pas yapma konusunda da daha yemesi gereken bir kaç fırın ekmek var topçuların.

    maç başladığında topu kendi sahamızda çevirip rakibe daha çok topla oynama imkanı verdik. drogba ilerde çok yalnız kalınca hücumda çok top kaybı yaşandı. düşük tempo ve kalitesiz bir ilk yarı izledik. rakibin sow'la yakaladığı çok tehlikeli bir pozisyonu varken bizim drogba ve amrabatla çok net iki pozisyonumuz vardı. terim olmamasına rağmen ruhu soyunma odasına inmiş olacak ki, ikinci yarıda bambaşka bir galatasaray vardı. orta sahada rakibe iki top yapma izni vermedik. tempoyu arttırdık ve sürekli rakip sahaya yıktık oyunu. pimi çekilmiş el bombası gibi oynayan alvesin atılmasından sonra ise maç halı saha maçına döndü.

    nasıl ki halı sahada 5-6 fark atınca her ayağında topu alan çalıma kaçar kaleyi gördüğü yerden gerekli gereksiz şut çekerse biz de aynı şekilde bir çok pozisyonu gereksiz bir şekilde heba ettik. kalecileri mertin iyi bir gününde olması maçı uzatmalara taşıdı. uzatmalarda geliyorum diyen gol geldi ve birden maçın şekli değişti. son 1 saattir sahasından çıkamayan fener top oynamaya üstümüze gelmeye başladı. son 20 dakikada çok net iki pozisyon buldular. muslera bu pozisyonlarda rakibe izin vermeyince hakkımız olan kupayı üst üste ikinci kez feneri yenerek aldık.

    özellikle golü attıktan sonraki 20 dakika bir kez daha gösterdi ki bu takım savunma yapmasını veya daha doğru bir ifadeyle oyunu öldürmesini beceremiyor. maçın bitmesine 20 dakika kalmış, savunmada sağlam durmak mantıklıdır ama bu kadar pozisyon vermek hem de rakip 10 kişiyken hiç normal değil. daha sakin kalıp topu çevirip selçukla veya drogbayla ayakta top tutup gerekirse bir kaç faul alıp pozisyon vermeden oyunu soğutabilmeliyiz.

    oyuncu performanslarına bakarsak muslera bu takımın canı ciğeri. daha önce de kaç kere yazmıştım. yabancı sınırı 1 olsa bile bu isim muslera olmalıdır. nasıl ki taffarel bize kurtarışlarıyla uefa kupasını getirdiyse muslera da bize şampiyonluklar ve nice kupalar kazandırdı ve kazandıracak. bir takımın en önemli parçası kalesidir ve iddia ediyorum muslera şu anda dünyanın en iyi 5 kalecisinden birisidir. hazır böyle bir adamı bulmuşken satalım falan diyenleri allah çarpar ona göre.

    semih ve gökhan bir kaç basit hata yapmalarına rağmen genel olarak başarılı bir performans sundular. gökhan baroninin meloya yaptığı ön sahada baskı yüzünden top alamamasından ötürü genelde oyunu kuran isim oldu. hem defansif hem de oyun kurmasıyla gayet başarılıydı. en azından dany'nin artık rotasyonda 4. adam olmasını sağladı candan adam. semihi biz ne kadar seversek adamın başına o kadar kaza geliyor. mecazen değil, hep kafasına alıyor darbeleri. allah nazarlardan korusun. eboue vasat bir performans ortaya koydu. ne akılda kalan bir pozisyonu var ne de hatası. ne diyelim buna da şükür. gelelim baltaya. bu adamın gitmesini ne kadar istediğimi alem biliyor. ama adam fenerin kocası gibi. fener maçlarındaki oyunlarını bir video yapsak real madride satarız biz bu adamı. kalan maçlardakinden yapsak şanlıurfa bile almaz. defansif olarak neredeyse hatasızdı, ilerde de bir kere orta yaptı onda da drogbaya "gol pası" verdi. ne diyeyim ben şimdi sana.

    melo gelirse yatar, sözleşme imzalanmasın, bonservisini almayalım. yüzlerce entry var felipe melo başlığında bu şekilde. melo daha ilk resmi maçında yattı gerçekten de, ama feneri yatırıp üzerine. oynadığı oyun tek kelimeyle muhteşemdi. selçuk çok etkili olmamasına rağmen mücadeleyi hiç bırakmadı. onun kredisi hiç bitmez o da bir kaç maça eski selçuk olur çıkar. sneijder takımın teknik seviyesini arttırmakla kalmıyor zeka seviyesini de arttırıyor. emre çolak kuzey güney izleyeceğine biraz sneijderi izlese keşke. hamit için bir kez daha yazıyorum, bu adam çizgide oynatıldığı müddetçe bir kazım bile etmez, ama sağ içte oynatılırsa seviye atlatır. aklıma cihanın sağ bek oynatılıp küfür yediği zamanlar geldi ne yalan söyleyeyim. amrabat çok iyi niyetli, tempomuzu arttırıyor, koşuyor gidiyor geliyor ama sanki takımla aynı telden çalmıyor gibi. bir de dikkatimi çeken şey takımdaki herkesin bu çocuğun üzerine çok yüklenmesi. sanki biraz daha bu çocuğa özgüven versek çok daha iyi verim alacağız gibi duruyor. terim de mutlaka yapacaktır bu konuda bir şeyler.

    drogba için nerden başlasam ne yazsam zor. maç içinde top ezmesine, pas tercihi hatalarına ve bir çok atağı öldürmesine rağmen iki hareketle yine de maçın adamı olabilmek. işte yıldız topçu olmak, winner olmak böyle bir şey. dün akşam gördük ki drogba fiziki olarak geçen seneden çok daha iyi. o da bu fiziki gelişimini sahada gösterebilmek adına daha çok çalıma kaçıp, driblingle top sürüp sonuca direk etki etmek istiyor. bu süreç biraz sıkıntılı geçebilir ama kendini toparladığında karşısındaki defans oyuncusunun yerinde olmak istemem doğrusu.

    burak geri döndüğünde nasıl olacak, geçen seneki gibi 4-1-3-2 mi oynayacağız yoksa 4-2-3-1 oynayıp burağı sağa mı kaydıracağız zaman gösterecek. ama burağın sıkıntılı olduğu bir gerçek. bunun nedeni nedir ve nasıl çözülür en iyi terim bilir ama burağı kaybetmemek çok önemli bizim için. dün akşam çekilen fotoğraflara bakıyorum, drogba şebeklikler yapıyor, sneijder 32 diş sırıtıyor ama burak kollarını kavuşturmuş keyifsiz keyifsiz dolanıyor. umarım sadece maçta oynayamadığı için keyfi kaçmıştır diyeceğim ama bütün yaz keyifsiz gördüm burağı. kaptan kankasına bir el atsın artık.

    maçtan sonra bana değil maçın kahramanları hasan şaş ve ümit davalaya sorun sorularınızı diyerek onore etti terim iki antrenörümüzü. allah uzun ömür versin kenarda terimi görmeyince maçın keyfinin yarısı gidiyor. boşuna grande olmuyor bir insan.

    son olarak 4 sene üstüste şampiyonluk rekorunu kırmamıza 3 sene kaldığını bir kez daha gösterdi bu maç.
  • 165
    galatasaray'ın özellikle ikinci yarıda kaçırdığı gollerden sonra aklıma 2012 playoff'unda arena'da 2-1 yenildiğimiz fener maçını getirmiş olandır. maçı yaklaşık 15 kişilik kızlı erkekli fanatik galatasaraylı arkadaşlarımın olduğu bir grupla izledim. izmir inciraltın'ndaki mekan hınca hınç dolu. bir an kendimle yalnız kaldım o kalabalığın içinde ve allah'ım lütfen o maçın tekrarı olmasın yalvarıyorum sana dedim bilmem kaç kere. o goller kaçarkenki çaresizliği benim gibi yaşayan bir ton insan vardı tabi o anda.

    neyse koyduk.
  • 169
    maçtaki oyuncularla ilgili gözlemlediğim kimi notlar şöyledir;

    fernando muslera: yine mükemmel oynadı. çok zor kurtarışları çok kolaymış gibi gösteriyor bize. bu şüphesiz müthiş yer tutmasından ve pozisyon bilgisinden kaynaklanıyor. kupada aslan paylarından biri yine onundu.

    emmanuel eboue: alıştığımız kanat bindirmelerini ilk yarıda hiç yapmadı. belli ki fatih hoca arkayı boş bırakmaması gerektiğini tembihlemiş. fener eksik kaldıktan sonra sağ kanadı otoban yapmasını bildi. yine de bu gözlerin izlediği en iyi sağ bek.

    gökhan zan: abi sen nasıl bir insansın ya? sakatlıktan çıktı ve aslanlar gibi topunu oynadı. her kafa topunda o vardı. ilk 11 çıktığı 4 fener maçını da kaybettiğimizden adını 11'de görünce korktum ama işte insan kolay fatih terim olmuyor. kupayı kaybetseydik herkes onu ve terim'i suçlu ilan edecekti.

    semih kaya: yılmaz yıkılmaz oynadı yine. aldığı sert darbeler korkuttu. aman çocuk, sana bir şey olacak diye yüreğim çıkıyor.

    hakan balta: fener maçlarının topçusu olduğunu bir kez daha gösterdi. 2011-2012 sezonundaki gibi oynadı. böyle devam edebilirse bu sezon çok işimize yarar. goldeki asistini de unutmayalım.

    felipe melo: yerine wellington veya alper potuk alınsaydı bugün kupayı kaybettik ama bu gençleri kazandık diye avunurduk. büyük topçu. gördüğüm en iyi defansif orta sahamız kesinlikle o. harika oynadı. alves'i attırmaya gitti ve bunu başardı.

    hamit altıntop: hep savundum, hep de savunurum seni hamit. büyük topçusun, futbolu çok iyi biliyorsun eyvallah. ama dün çok kötüydün be abi. 79 dakika sabredilmesi güçtü cidden.

    umut bulut: 79'da hamit'in yerine oyuna girdi. ikinci forvet değil de, forvet gerisi sağda oynadı. çok koştu, mücadele etti. pozisyona giremedi ama kritik toplar çaldı.

    selçuk inan: top ona gelince tüm takım rahatlıyor. yine bunu başardı. hücumun hep içindeydi. kaçırdığı pozisyon çok çok netti. atsa maçın adamı olurdu belki, kaçırdı diye vasat oynadı deniyor.

    nordin amrabat: maçın fark yaratan adamlarının başındaydı. chedjou yerine onu oynatmak bir riskti. terim o riski aldı. o da onun yüzünü kara çıkarmadı. oyundan çıkana kadar her pozisyonun içindeydi. çıkması da doğruydu zira fiziksel olarak düşmüştü ve kırmızı görebilirdi. iyi oynadı. forma yarışında varım dedi.

    erman kılıç: 79'da oyuna girdi. deli gibi koştu. solda son çizgiye de girdi, sol bekten top da çıkardı. galatarasay'da bu sezon 11-12 sezonundaki engin gibi olabilir. ilk kupası hayırlı olsun.

    wesley sneijder: müthiş şutlar çıkardı. mert günok yerine bir başkası olsa efsane bir golü garantiydi. akıl dolu oynadı. bu sezona hazır olduğunu gösterdi. çok yorulmuşken 107'de alkışlarla oyunu terk etti.

    emre çolak: savunmaya çekildiğimiz son 15 dakika sneijder'in yerine oyuna dahil oldu. orta sahamızda top tutmaya çalıştı ama destek bulamadı.

    didier drogba: ef-sa-ne. sadece bu. ef-sa-ne. sana olan sevgimi, senin büyüklüğünü anlatmam mümkün değil.

    gelelim fenerbahçe'ye;

    mert günok: maçın adamı oydu. inanılmaz toplar çıkardı. drogba'nın karşı karşıyası, amrabat'ın pozisyonu, sneijder'in şutu falan derken maçı uzatmaya götürdü. geçen yılki hatalarının altında ezilmedi. volkan ayısından iyi olduğunu düşünüyorum ben. umarım ersun bunu görmez.

    mehmet topuz: türkiye futbol tarihinin önemli kazıklarından biri. amrabat bu gencin kanadını mahvetti. drogba oraya inerek pozisyonlara gitti. kadromuzu 6 yabancıya göre kurduk diyen fener'e neyi kurdunuz amk demek için en büyük kozu verdi. umarım gökhan bir süre daha dönmez. bu kazma bir harika dostum!

    bruno alves: adam lugano. sadece onun kırmızı gösterileni. iyi topçu ama kolay sinirleniyor. melo'nun pozisyonunda yapacağı bir şey yok ama drogba'ya sırf egosunu tatmin etmek için faul yapıp kart gördü. sonra da gitti melo'ya vurdu. ilk yarı amrabat'ın arkasından tekme savurdu. hakemler dikkatli olursa sezonu en az 4-5 kırmızıyla kapatır.

    bekir irtegün: alves çıktıktan sonra drogba ile boğuştu. haklı olarak ezildi. ama bence kötü oynamadı. fener'in iyilerindendi.

    hasan ali kaldırım: eboue ile hamit bu çocuğu mahvederler diyordum ama eboue ilk yarı hiç çıkamadı. hamit de beklenenden çok uzaktı. h.a.k. beni şaşırtacak derecede iyi oynadı. 10 kişi kaldıklarında allah allah diye geldiğimiz anlarda eboue'ye pozisyonlar da verdi ama o normal. fener'in sow ile yakaladığı müthiş pozisyonun yaratıcısıydı.

    dirk kuyt: bal yapmayan arı nedir? budur.

    emre belözoğlu: bir galatasaray derbisinde daha sahada yoktu. hiçbir inisiyatif alamadı. çok çok kötü oynadı. oyunda 105 dakika sabredilmesi inanılmaz.

    caner erkin: oyuna hareket getirsin diye girdi. bizim geri çekildiğimiz dakikalarda artiz artiz hareketler yaptı. sahada kavga arayan tek topçu buydu.

    mehmet topal: kapasitesi oranında mücadele etti ama cidden hücümda bu kadar yokları oynayan oyuncu kaldı mı modern futbolda? bak galatasaraylı, iyi bak, bu adamın oynadığı mevkide melo var bizde. tabii kazanırız amk!

    cristian baroni: maçı anlatan fransız spikerler baroni gezmeye gelmiş diyordu daha 30. dakikada. ikinci yarıya onunla çıkınca ersun, adamlar inanamıyoruz dediler. 57 dakika sabredilmesi iyi oldu adımıza.

    alper potuk: baroni yerine 57'de girdi. 6 dakika sonra fener 10 kişi kaldı. kalmasaydı da biz çok bastırıyorduk falan ama o zaman daha bir yorum yapabilirdik bunun hakkında. kumaşı iyi, o net. ama şimdilik sadece o kadar.

    pierre webo: çok çok etkisiz oynadı. boş boş koşular göz boyamaya yönelikti. yerini 80'de kadlec'e bıraktı. daha da erken çıkmalıydı belki de ama o çıkınca da sow yapayalnız kaldı.

    kadlec: stoperde sırıtmadı. iyi oynadı bile denebilir. drogba'ya o kafayı vurdurmamalı da denemez zira drogba'ya o kafayı vurdurmayacak olsa leverkusen'den fener'e degıl bayern'e giderdi amk!

    moussa sow: kötü değildi ama 0-0'ken inanılmaz bir gol kaçırdı. çok yalnız kaldı.
  • 171
    takımımızın tarihi farkı kaçırdığı maç olarak tarihteki yerini almıştır. özellikle brono alves 63. dakikada atıldığında yakaladığımız pozisyonların birini bile değerlendirebilseydik, çorap söküğü gibi gelecekti goller peşpeşe. gerçi uzatma bölümünde attığımız golden sonra fenerbahçe takımı turbo moda geçti, beraberlik fırsatlarını da yakaladı ama kupa her zaman olduğu gibi gerçek sahibinin müzesine gitti.
  • 172
    sezona kupayla ve de fenerbahce galibiyetiyle baslamak cok guzel oldu tabi ki hepimiz icin ama benim icin bu kazanimlarin en onemlisi macta sergiledigimiz hakim goruntu ve ben bu maci sartlar ne olursa olsun alirim havasiydi.

    ben ki alibeykoyspor ile mac yapsak yine de mactan once rahat kazaniriz demem; futbolda surprizlere gercek hayattakinden cok daha fazla yer oldugunu gayet iyi bilirim. ama bu macta takimimizin oyle bir agirligi vardi ki ilk dakikadan itibaren taraftarina endiseye mahal yok havasini cok iyi hissettirdi. iste gercek buyuk takim boyle olunur: rakiplerini umutsuzluga surukleyecek kadar buyuk ve guclu.

    umuyorum ki bu havamiz sezon boyunca devam eder. yolumuz acik olsun...
  • 173
    daha maçı başlamadandı sanırım, fenerbahçe tribününde oturan galatasaraylı bir büyük ve yanındaki küçük galatasaraylı çocuğa saldırmaya çalışan bazı orospu çocuklarını görmüş olduğumuz maçtır bu maç. insanlığınızdan utanın hayvan oğlu hayvanlar. hepiniz orospu çocuğusunuz tezahuratına maruz kaldınız akabinde fakat, az bile oldu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın