2018-2019 Türkiye Süper Lig 21.Hafta Maçı
19:00 Ali Sami Yen Arena
3 - 1
  • 454
    dün akşam maçı tribünden takip ettim. staddan çıkıp sosyal medyaya girene kadar her şey çok iyiydi. maç anında aslolan galatasaraydir⁩ ile onyekuru’nun pozisyonu için whatsapp grubumuzdan değerlendirme istedik. ⁩ekstra objektif bir avukat abimiz dahi penaltı deyince içimiz rahatladı. trabzonspor’un penaltısının verilmemesine üzülmüştüm sadece ama onun da bu kadar büyük bir yaygaraya sebep olacağını düşünemedik tabii. öncelikle şunu net olarak söylemek lazım, planlı programlı apaçık bir saldırı altındayız. dört bir yandan tüm yorumcular, gazeteciler, televizyoncular emir almış gibi hem kendi mecralarından hem sosyal medya üzerinden saldırıya geçtiler. bu yapılanların kesinlikle bundan sonra yapılacak adaletsizliklere kılıf hazırlamak için olduğunu düşünüyorum ve bu düşünce gerçekten çok sinirimi bozuyor. bu yüzden gece saat 2.30'a kadar uyuyamadım. sinirimden hiçbir spor programı izleyemedim. twitter üzerinden birkaç tinerciye ağzının payını verdim ama yetmiyor tabii, hangi birini susturacaksın. bugün itibariyle çok daha çetin bir mücadele bizleri bekliyor. ilk yarıda böyle bir algı yokken bile 4 maçta 9 puanımızı çalan bu “organizasyon” bundan sonra çok daha açık ve rahat bir şekilde saldıracak üzerimize. bütün bunların ışığında bizim takım ve taraftar olarak çok daha güçlü ve çok daha dikkatli olmamız gerekiyor artık. nagatomo ve diagne’nin yaptığı tarz salaklıkların yanından bile geçmemeliyiz. maçlara çok daha konsantre hazırlanmalıyız. kondisyon sorunu benzeri büyük teknik ve taktik hataları en aza indirmeli hoca. ve biz de taraftar olarak gerek maçlarda gerek sosyal medyada üzerimize düşeni yapmalı, bu utanmaz organizasyonun emeklerimizi gasp etmesine izin vermemeliyiz. geçen sene olduğu gibi bu sene de ilahi adalet yerini bulacak ve biz şampiyon olucaz, inan edin!
  • 455
    bu maç 90 dakika değilde 990 dakika oynansa galatasaray kazanacaktı. bunu hepimiz biliyorduk. güzel futbolumuzu da oynadık. lakin maçın hakemi maçın önüne geçti. bu durumun tamamen bilinçli yapıldığını düşünüyorum. herkes işi gücü bıraktı galatasaray hakemle kazandı durumuna getirmeye çalışıyor. ama galatasaray taraftarı bunu yapanları unutmaz. en başta da ben ve biliyorum ki fatih hocam.
  • 456
    (bkz: 3 ekim 2018 porto galatasaray maçı)ndan sonra galatasaray'ın bu sezon ligde şu ana kadarki en iyi oynadığı maçtı. özellikle ilk 20 dakikada 3-0 olabilecek bir maçtı. öyle ki; kaç tane gol yersek yiyelim bir fazlasını atabileceğimize dair güven veriyordu takım. nitekim 3-1 kazandık ve 22. şampiyonluk için yürüyüşümüze emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz.

    maçtan sonra yayıncı kuruluşun abonelerine dağıttığı özeti izlerseniz trabzonspor'un yakaladığı pozisyonların hepsini var ancak galatasaray'ın sadece golleri ve hakemin galatasaray aleyhine vermediği 3 tane pozisyon var. maçı bu özet görüntülerine göre yorumlayacak olursanız trabzonspor galatasaray'ı ezmiş ve galatasaray şans eseri 3 gol ve hakemin desteğiyle galip gelmiştir. bu maçın özetinin bu şekilde hazırlanmasının da tek amacı buydu zaten. yayıncı kuruluşun bize karşı tavrı bu. açıkçası bu beklendik bir durum. maalesef bu dezavantajla ilerlememiz gerekiyor.

    yine maçtan sonra türkiye'de izlenen tüm spor programlarının baş rol oyuncusu maçın hakemi ümit öztürk oldu. galatasaray'ın maçın genelindeki baskılı, istekli, coşkulu oyunu şöyle ağız ucuyla bir kaç saniyede geçiştirilirken hakem hataları dakikalarca hatta saatlerce konuşuldu. ilk defa bir hakem hata yaptı diye değil, galatasaray lehine hata yapıldığı için ortalık yangın yerine çevrildi. açıkçası genel spor medyasının galatasaray alerji herkesin malumu ama bu kadar ayyuka çıkacaklarını tahmin etmezdim. maalesef bu dezavantajı da bilerek ilerlememiz gerekiyor.

    bir tarafta 28 kasım 2018 kulüpler birliği vakfı açıklaması ile "hakemler de insandır, hata yapabilir" denirken diğer yandan hakem ümit öztürk üzerinden bundan sonra galatasaray maçına atanacak hakemlere ciddi bir göz dağı verdi. iki olayı birleştirdiğinizde hakemleri için şu mesaj ortaya çıkıyor: "sizler de insansınız, hata yapabilirsiniz ancak galatasaray lehine bir hata yapamazsınız". sezonun geri kalanını tüm bunları göz ardı etmeden ilerlememiz gerekiyor.

    gelelim dillere pelesenk olan şu 3 pozisyona.
    1- nagatomonun "fuck off" dediği pozisyon; hakem raporunda duymadığını söylemiş. hakem olarak bunu duyarsan verirsin, duymazsan vermezsin. duyup ta vermezsen art niyetli olursun. çünkü bu bir küfürdür. türkçesi "sektir git"'tir. "hadi ordan" falan değildir. bu küfür bizim sahalarımızda 10 kere ediliyorsa 1-2 tanesi hakemler tarafından yakalanır ve kırmızı kart verilir, 2-3 tanesi hakemin iyi ya da kötü niyetinden ötürü duymazlıktan gelinir, geri kalanı da gerçekten maç içinde duyulmaz ki nagatomo'nunkinde bunun olma ihtimali çok yüksek çünkü hakem hem nagatomo'ya en az 15m uzaklıkta ve 47 bin kişi aynı anda verilen faule bağırarak itiraz ediyor.

    2- diagne'nin rodelega'ya yaptığı faul; benzer 2-3 pozisyonda hakem aynı şekilde karar verdi. bu pozisyonda bu şekilde karar vermesi normal, tersini yapsaydı standardı tutturamamış olurdu.

    3- pek çok galatasaray'lının bile penaltı dediği marcao'nun ekuban'ın ayağına bastığı pozisyon. burda bir paradigma ortaya koyacağım. bu pozisyona yayıncı kuruluşun tam ayağa bastığı anı ileri geri yaparak izlerseniz sarı kart bile verilmesi gerekir ancak pozisyonu lütfen açıp tekrar izleyin; marcao ayağını kaldırıp yere indirirken henüz ekuban'ın ayağı yerden kalkmamıştı bile. tam marcao'nun ayağı yere değmeye ramak kala, ekuban ayağını, marcao'nun ayağını yere basacağı doğrultuda kaldırıyor ve ister istemez bir temas oluyor. bu, hakemin de raporunda belirttiği gibi penaltıya sebebiyet verebileceği kasıtlı bir müdahale değil. çok yakın bir mesafeden sert bir şutun istemsizce ele değmesiyle eş değerdir. var olmasa ve bir hakem bu pozisyona penaltı verse kimsenin herhangi bir itirazda bulunacağını sanmam. pozisyonu var ekranında marcao'nun ayağını kaldırmadan öncesinden geriye alarak izlediğinizde aslında marcao'nun çok öncesinden ayağını nereye koyacağına karar verdiğini ve ekuban ayağını kaldırdığında o bir kaç mili-saniyede yapacak hiç bir şeyi yok.

    sezon içerindeki tüm maçları taradığınızda bu 3 pozisyona eş değer en az 20-30 pozisyon bulabilirsiniz ve bu pozisyonlarda verilen kararların yarı yarıya farklı olduğunu görebilirsiniz. ama söz konusu galatasaray olunca hangi karar rakiplerin işine geliyorsa doğru karar o oluyor. bunlar yine beklendik şeyler maalesef. bu ülkede siyaset medyası nasıl kişiler üzerinden yürütülüyorsa spor medyası da benzer şekilde belirli kulüpler üzerinden yürütülüyor.

    insan beklemediği şeylere tepki verir, beklediği şeylere ise akılcı aksiyonlar alır. tüm bunlar bilindiği için ligin geri kalanı için rasyonel aksiyonlar alınmalı. en akılsız iş, karşımızdakilere onlar gibi, demeç vererek, siteden bildiri yayınlayarak, tweet atarak polemiğe girmek olur. çünkü karşı tarafın en önemli enstrümanı bu. zaten dikkat ederseniz bizi hep o çukura çekmeye çalışıyorlar. bu tuzağa düşmemek gerek. bizim verebileceğimiz en güzel cevap sahaya çıkıp, rakip takımı da hakemleri de seyirciyi de yenmemiz. konsantrasyonumuzu bozacak futbol dışı gereksiz çekişmelere girmeden ilerlemeliyiz.

    (bkz: hedef 22)
  • 457
    "15-20 dakikalık oyun memleket spor kamuoyununu bu kadar ayağa kaldırdıysa, fatih terim'in beklenen bu oyun tarzı bütün maça yayılırsa, lige ara verilmesi için kampanyalar başlatılır herhalde..."

    pazar gecesi ali sami yen stadında galatasaray'ın yeni transferleriyle birlikte ideale yakın kadrosuyla çıktığı ve özellikle ilk devrede trabzonspor'u "sahadan sildiği" maçtan sonra istiklal marşından çanakkale savaşına, yabancı hakkı sınırlamasından yurt dışından hakem ithalatına kadar yönetici olsun, başkan olsun, eski hakem olsun, futbol yorumcusu olsun herkes aklına geleni yazıp-çizerek "gümbür gümbür" gelen galatasaray'ın harika oyununu gölgede bırakıp, gündem değiştirme derdine düşmüştü... nasıl da düşmesinler? korku dağları sarmaya başladı bile... galatasaray-trabzonspor'la oynadı ama maç biter bitmez başakşehir kulübü hakem hatalarıyla ilgili web sayfasından deklarasyon yayınladı, sanki bir kaç hafta evvel kendileri trabzon'da kazanırken halil umut meler'in "ince dokunuşlarını"unutmuşlar gibi...

    galatasaray, deyim yerindeyse "fırtına "gibi başladı oyuna, daha ikinci dakikada yeni transfer diagne, belhanda'nın pasında harika indirdi topu ama vuruşu o kadar becerikli değildi, abir kaç dakika sonrasında diagne pası verdi bu kez onyekuru topu üç direk arasından geçiremedi. takım böyle iştahlı oynayınca, taraftar da coştukça coşuyor, galatasaray trabzon'u kendi yarı sahasına hapsediyordu. 7. dakikada kazanılan serbest atışta belhanda'nın ortasında diagne, maradonalaşınca, hakem sarı kartı gösteriverdi.

    ilk 20 dakikadaki müthiş baskı sonucunu marcao'nun başlattığı atakta n'diaye'nin onyekuru'yu ceza sahasına sokmasıyla kazanılan penaltı ile gösterdi. deplasman ekibi ümit öztürk'ün kararına itiraz etti de, onyekuru'nun topu kaleye yollamasından sonra genç kaleci arda, nijeryalı topçuyu ayağıyla düşürüyordu. böyle penaltılara karşıyım da, karar almış fifa, veriliyormuş bu pozisyonlarda penaltı, galatasaray-fenerbahçe maçında da muslera'nın isla'yla çarpışmasına fırat aydınus çalmıştı düdüğünü... kazanılan penaltı atışında topun başına galatasaray'ın yeni penaltıcısı diagne geçti ve sert ve düzgün bir vuruşla fileleri havalandırarak, yeni formasıyla siftah yaptı...
    golden sonra galatasaray tempoyu düşürse de, yine ara ara rakip kaleye gelmeye devam ediyor, farkı ikiye çıkaracak golü bulamıyordu. ev sahibi fırsatları rahat bulup, cömerçe harcarken, trabzon ise rodallega ile ilk yarıda iki kez geldi, birinde muslera başarılıyken, diğerinde kalede mondragon olsa o topu çıkaramazdı...

    beraberlik golü sonra galatasaray tekrar "vites" arttırdı, savunmadan marcao ve luyindama'nın gerek pasları, gerekse ayaklarında topla yapmış oldukları hücüm başlangıçlarıyla rakip orta saha kolay geçilip, trabzonspor ceza sahası önünde baskı kuruldu. 36. dakikada nagatomo'nun ortasında diagne kafayla az kalsın takımı öne geçirecekken to auta çıkarken, üç dakika sonra yine japon oyuncunun pasında onyekuru'nun şutunu kaleci kornere çeldi. bir dakika sonra n'diaye "slalomla" daldı kaleye doğru da son anda savunma topu uzaklaştırdı ve devre biterken belhanda ceza sahası önünde boş kaldı, geldiğinden beri yapmadığı işi yaptı, şut çekti ve hüseyin'in kafasına çarpan top ağlarla buluştu... faslı oyuncu soyunma odasına gitmeden takımını öne geçirirken, kendi adına da sezonun ilk golünü atmış oldu...

    soyunma odasına önde gitmeyi beklerken, trabzon yusuf'un kullandığı serbest atışta nwakaeme ile oldukça rahat bir pozisyonu cömertçe harcadı ve beraberlik şansını kaybetti.

    ikinci yarıya galatasaray golle başladı, maçın iyilerinden belhanda ceza sahası dışından aldığı topla ilerledi feghouli ile duvar pası yapıp ceza sahası çizgisi üzerinden düzgün bir vuruşla topu filelere yolladı. koca sezon tek bir gol atamayan faslı oyuncu, bir maçta iki gol atmıştı, sadece attıklarıyla değil oynadığı oyun, yaptığı mücadele ve arkadaşlarını oynatmasıyla maçın adamı olmaya aday olmuştu. işte bizim de beklediğimiz belhanda performansı dünkü maçtaki oyundu ve bu performansı 10 maçta bir değil de her maçta göstermesini bekliyoruz, canı istediği zaman oynamasını değil...

    golden sonra galatasaray oyunu rolantiye alırken, trabzonspor baskı kurdu muslera'nın kalesinde de karşılarında çok konsantre bir marcao vardı. brezilyalı oyuncu bir çok pozisyonda topun karşısında siper olurken, 56. dakikada rodallega'nın kafa vuruşunda muslera gol diye gözlerimizi kapadığımız anda topu kornere çelmesini bildi. geçen hafta alanya maçında yediği golle haksız bir şekilde "yerin dibine sokulan" uruguaylı eldiven, bu kurtarışı ile alkışı hak etmiyor mu? trabzonspor peşi sıra kullandığı kornerlerle farkı indirecek golü ararken, galatasaray belhanda'nın pasında n'diaye ile iki adımdan topu çizgiden geçiremedi...

    trabzonspor takımı gol için galatasaray'ın üstüne yüklenirken, tribünler birden telefon ışıklarını açıp "arabesk" tezahüratlara başladı... gözlerime inanamadım, hiç mi ders alınmıyordu önceki maçlardan acaba? yine mecidiyeköy'ü, yine sami yen'i özledim bu gereksiz hareketleri gördükçe... harbi tribün yapıyorduk orada, harbi...

    maç galatasaray'ın 3-1lik üstünlüğü ile sona ererken, maç bitiminde iki takımın futbolcuların birbirlerine sarılması, karşılıklı şakalaşması ve muslera'nın genç mevkidaşı arda'nın yanına gidip ilk süper lig maçından dolayı kendisini tebrik edip, forma değiştirmesi hatıralarımızda kalacak hareketlerdi. sahada mücadele edenler böylesi "fair play" içinde sahayı terk ederken, saha dışındakiler ise verdikleri demeçler ve yazdıkları yazılarla geceyi "kaos" ortamına çevirmeyi seçtiler...

    maç bitimi demişken, fatih terim'in basın toplantısında kendisine karşılaşmanın hakemi ile ilgili görüşü sorulduğunda, kulüpler birliğinin "korsan!" bildirisine atıfta bulunup "hakemler de insan, hata yapabilirler" şeklinde cevap vermesi, oldukça yerinde ve manidardı. galatasaray "adalet, hak, eşitlik" diye çırpınırken, "adalet bir gün herkese lazım olacak" diye beyanatlar verirken, "var'a da, hakemlere de, federasyona da sonuna kadar sahip çıkanlar" şimdi "hakkımız yeniyor" diye demeçler verince, basın toplantıları düzenleyince biz de hocamız gibi "hakemler de insan, hata yapabilir" deyip, bıyık altından gülerek işimize bakıyoruz... peki, hakem nasıldı? aşağıda fotoğrafları olan iki pozisyonda da düdük çalmadıysa, bir çok galatasaray atağında trabzonluların arkadan itmesine kart göstermeyip, diagne'nin de rodallega'yı düşürmesine kart vermediyse tutarlı davranmış demek ki...

    son not da yuto nagatomo'nun hakeme küfür ettiği iddiaları ile ilgili olsun. cuma gecesi kayserispor-fenerbahçe maçında soldado'nun maçın hakemine "f..k off" demesi ve oyundan atılmasından sonra, dün gece de aynı sözlerin japon oyuncu tarafından söylendiği iddia edildi, oysa yuto "faul yok" demişti az ve öz bildiği türkçesi ile. inanmayanlar ayna karşısına geçip önce "f..k off" desin, sonra da "faul yok" desin ve ağız hareketlerini izlesin, ikisi de aynı değil mi?
    işin tuhafı da, iki gün boyunca "f..k off"'un küfür değil de "hadi ordan" manasına geldiğini anlatmaya çalışan fenerbahçelilerin, dünden sonra "f..k off"'un "s..tir git" manasına geldiğini söylemeleri... komik değil mi?

    maçtan fotoğraflar ve kaynak için:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...y3-1trabzonspor.html
  • 459
    aslında çok şey yazmak istiyorum ama kısa keseceğim. bu maçı tribünden izlediğim için eve geldim ve tekrarını izlemek istedim. daha 6. dakikada karşıma çıkan pozisyon bu oldu.

    https://streamable.com/n7yfq

    yani şimdi ikinci sarıdan diagne kırmızı görmesi lazımsa bu da sarı kart. ve inanın maç boyunca 9-10 adet böyle pozisyon bulabilirim. sürekli ataklarımız, oyun hızımız kesildi. onlara tek sarı kart gösterdiğinden emin değilim. en azından bu pozisyonlar içinde vermemiştir. trabzonspor'un bence haklı olduğu en önemli serzeniş kendilerine verilmeyen penaltı pozisyonu. onun haricinde hakem her iki tarafa da adaletli davranmadı. maçı hakem yüzünden kaybetmiş gibi davranıp, galibiyetimize gölge düşürenlere inat bu takım şampiyon olacak!

    edit : trabzonsporda tek kart penaltı yapan uğurcana çıkmış. buradan da görüyoruz yapılan algı oyununu.
  • 460
    son yolların belki de en güçlü oyun başlangıcının yapıldığı maç. bir takımın rakibini aradaki güç farkı ne olursa olsun böylesine kapattığı bir maç ben hatırlamıyorum.

    terim takımlarının en önemli alamet-i farikası olan savunmanım mümkün mertebe önde kurulması olayının adeta suyunu çıkarıp, marcao-luyindama ikilisini neredeyse trabzon yarı alanının ortasına konumlanırdığımız bir maç oldu. zaten belhanda ve ndiaye'nin gole bu kadar yakın olmalarının da sebebi buydu. bu maçta belki de verim alamadığınız tek oyuncu henry onyekuru oldu. onu da forvetiz oynama alışkanlığına bağlıyorum.

    inanıyorum ki bu maçta ortaya koyduğumuz başlangıç futbolumuz galatasaraylılar dışındaki herkesi derin bir korkuya gark etti. zaten hakem bahanesiyle kopan fırtınanın da nedeni temelde bu bence. bu oyunu daha iyi tatbik edecek orta saha elemanlarıyla seneye çok daha güçlü olacağız. daha şimdiden ki ciddi manada yolun başındayız, türkiye standartlarının üstünde bir anlayışla oynayan takım bir karac takviye ve yeterli pratikle lige ambargo koyacaktır. umut ediyorum ki bu futbolumuzla orta vadede avrupanın da en güçlü 8-10 takımı arasına gireriz.

    özellikle ilk 20 dakikalık oyunla ciddi manada gurur duydum. bu maçı bu bölümünü unutmayın, unutturmayın.
  • 462
    sözlükte bugün birkaç eski maç yadediliyor. bu maçı da hatırlamak güzel olur diye düşünüyorum.
    4. fatih terim döneminin en iyi oynadığımız maçlarından biriydi. marcao-luyindama ikilisinin de öne çıkması ile yaklaşık 40 metrede maçı oynamıştık.
    bu maçta hatalı kabul edilebilecek tek karar trabzoma verilmeyen bir penaltıydı. buna rağmen maçın hakemi ümit öztürk'ün kariyeri baltalandı.
    çok değerli spor medyamız tarafından da bugün kara gece olarak kabul edildi. komik olan penaltı çalınsaydı bile trabzonspor'un 1 puan alması bile söz konusu değildi.
    maçtan sonra da
    trabzonspor başkanı ali ağaoğlu bir futbol maçı ile çanakkale, kurtuluş savaşı gibi tarihimizin en önemli dönüm noktalarını karşılaştırdı. tabii başkanımız mustafa cengiz direkt cevabı verdi.
  • 463
    2018-19 sezonundaki en iyi toplarımızdan birini oynadığımız maç. önceki hafta alanya'da puan kaybedince fark 8 olmuştu yine, ancak bu maçın öncesinde başakşehir erzurum'a puan kaybedince farkı tekrar 6'ya indirme şansı doğmuştu. taş gibi top oynamıştık, taraftar gücü müthişti, trabzon'un da net pozisyonları vardı, belhanda 2 şık golü vardı, güzel bir maçtı yani.

    ama hakem sağ olsun verdiği saçma kararlarla galibiyetimize gölge düşürmüştü. hakemin kararları olmasa yine her türlü kazanırdık.
    özet; https://youtu.be/FkP_nKFaul8
  • 464
    maç 3-1 iken ve trabzonspor bize tehlike bile oluşturamazken ümit öztürk'ün bizim aleyhimize vermediği penaltı yüzünden bütün sezonda hakemler bizi kolluyor imasının yapıldığı maç.

    işin garip kısmı, 23 ocak 2022 galatasaray trabzonspor maçı'nda bu pozisyondan çok daha net bir pozisyonda penaltımız verilmedi ve sosyal medyada anın fotoğrafı bile yok. pozisyonu konuşan yok.

    eminim ki yarın biz yine kazanmaya başlayınca başlığında olduğumuz bu maç gündem olacak ama 23 ocak 2022 galatasaray trabzonspor maçı'nı herkes unutacak. çünkü organize kötülük ne yazık ki bizi alt etti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın