"15-20 dakikalık oyun memleket spor kamuoyununu bu kadar ayağa kaldırdıysa, fatih terim'in beklenen bu oyun tarzı bütün maça yayılırsa, lige ara verilmesi için kampanyalar başlatılır herhalde..."
pazar gecesi ali sami yen stadında galatasaray'ın yeni transferleriyle birlikte ideale yakın kadrosuyla çıktığı ve özellikle ilk devrede trabzonspor'u "sahadan sildiği" maçtan sonra istiklal marşından çanakkale savaşına, yabancı hakkı sınırlamasından yurt dışından hakem ithalatına kadar yönetici olsun, başkan olsun, eski hakem olsun, futbol yorumcusu olsun herkes aklına geleni yazıp-çizerek "gümbür gümbür" gelen galatasaray'ın harika oyununu gölgede bırakıp, gündem değiştirme derdine düşmüştü... nasıl da düşmesinler? korku dağları sarmaya başladı bile... galatasaray-trabzonspor'la oynadı ama maç biter bitmez başakşehir kulübü hakem hatalarıyla ilgili web sayfasından deklarasyon yayınladı, sanki bir kaç hafta evvel kendileri trabzon'da kazanırken halil umut meler'in "ince dokunuşlarını"unutmuşlar gibi...
galatasaray, deyim yerindeyse "fırtına "gibi başladı oyuna, daha ikinci dakikada yeni transfer diagne, belhanda'nın pasında harika indirdi topu ama vuruşu o kadar becerikli değildi, abir kaç dakika sonrasında diagne pası verdi bu kez onyekuru topu üç direk arasından geçiremedi. takım böyle iştahlı oynayınca, taraftar da coştukça coşuyor, galatasaray trabzon'u kendi yarı sahasına hapsediyordu. 7. dakikada kazanılan serbest atışta belhanda'nın ortasında diagne, maradonalaşınca, hakem sarı kartı gösteriverdi.
ilk 20 dakikadaki müthiş baskı sonucunu marcao'nun başlattığı atakta n'diaye'nin onyekuru'yu ceza sahasına sokmasıyla kazanılan penaltı ile gösterdi. deplasman ekibi ümit öztürk'ün kararına itiraz etti de, onyekuru'nun topu kaleye yollamasından sonra genç kaleci arda, nijeryalı topçuyu ayağıyla düşürüyordu. böyle penaltılara karşıyım da, karar almış fifa, veriliyormuş bu pozisyonlarda penaltı, galatasaray-fenerbahçe maçında da muslera'nın isla'yla çarpışmasına fırat aydınus çalmıştı düdüğünü... kazanılan penaltı atışında topun başına galatasaray'ın yeni penaltıcısı diagne geçti ve sert ve düzgün bir vuruşla fileleri havalandırarak, yeni formasıyla siftah yaptı...
golden sonra galatasaray tempoyu düşürse de, yine ara ara rakip kaleye gelmeye devam ediyor, farkı ikiye çıkaracak golü bulamıyordu. ev sahibi fırsatları rahat bulup, cömerçe harcarken, trabzon ise rodallega ile ilk yarıda iki kez geldi, birinde muslera başarılıyken, diğerinde kalede mondragon olsa o topu çıkaramazdı...
beraberlik golü sonra galatasaray tekrar "vites" arttırdı, savunmadan marcao ve luyindama'nın gerek pasları, gerekse ayaklarında topla yapmış oldukları hücüm başlangıçlarıyla rakip orta saha kolay geçilip, trabzonspor ceza sahası önünde baskı kuruldu. 36. dakikada nagatomo'nun ortasında diagne kafayla az kalsın takımı öne geçirecekken to auta çıkarken, üç dakika sonra yine japon oyuncunun pasında onyekuru'nun şutunu kaleci kornere çeldi. bir dakika sonra n'diaye "slalomla" daldı kaleye doğru da son anda savunma topu uzaklaştırdı ve devre biterken belhanda ceza sahası önünde boş kaldı, geldiğinden beri yapmadığı işi yaptı, şut çekti ve hüseyin'in kafasına çarpan top ağlarla buluştu... faslı oyuncu soyunma odasına gitmeden takımını öne geçirirken, kendi adına da sezonun ilk golünü atmış oldu...
soyunma odasına önde gitmeyi beklerken, trabzon yusuf'un kullandığı serbest atışta nwakaeme ile oldukça rahat bir pozisyonu cömertçe harcadı ve beraberlik şansını kaybetti.
ikinci yarıya galatasaray golle başladı, maçın iyilerinden belhanda ceza sahası dışından aldığı topla ilerledi feghouli ile duvar pası yapıp ceza sahası çizgisi üzerinden düzgün bir vuruşla topu filelere yolladı. koca sezon tek bir gol atamayan faslı oyuncu, bir maçta iki gol atmıştı, sadece attıklarıyla değil oynadığı oyun, yaptığı mücadele ve arkadaşlarını oynatmasıyla maçın adamı olmaya aday olmuştu. işte bizim de beklediğimiz belhanda performansı dünkü maçtaki oyundu ve bu performansı 10 maçta bir değil de her maçta göstermesini bekliyoruz, canı istediği zaman oynamasını değil...
golden sonra galatasaray oyunu rolantiye alırken, trabzonspor baskı kurdu muslera'nın kalesinde de karşılarında çok konsantre bir marcao vardı. brezilyalı oyuncu bir çok pozisyonda topun karşısında siper olurken, 56. dakikada rodallega'nın kafa vuruşunda muslera gol diye gözlerimizi kapadığımız anda topu kornere çelmesini bildi. geçen hafta alanya maçında yediği golle haksız bir şekilde "yerin dibine sokulan" uruguaylı eldiven, bu kurtarışı ile alkışı hak etmiyor mu? trabzonspor peşi sıra kullandığı kornerlerle farkı indirecek golü ararken, galatasaray belhanda'nın pasında n'diaye ile iki adımdan topu çizgiden geçiremedi...
trabzonspor takımı gol için galatasaray'ın üstüne yüklenirken, tribünler birden telefon ışıklarını açıp "arabesk" tezahüratlara başladı... gözlerime inanamadım, hiç mi ders alınmıyordu önceki maçlardan acaba? yine mecidiyeköy'ü, yine sami yen'i özledim bu gereksiz hareketleri gördükçe... harbi tribün yapıyorduk orada, harbi...
maç galatasaray'ın 3-1lik üstünlüğü ile sona ererken, maç bitiminde iki takımın futbolcuların birbirlerine sarılması, karşılıklı şakalaşması ve muslera'nın genç mevkidaşı arda'nın yanına gidip ilk süper lig maçından dolayı kendisini tebrik edip, forma değiştirmesi hatıralarımızda kalacak hareketlerdi. sahada mücadele edenler böylesi "fair play" içinde sahayı terk ederken, saha dışındakiler ise verdikleri demeçler ve yazdıkları yazılarla geceyi "kaos" ortamına çevirmeyi seçtiler...
maç bitimi demişken, fatih terim'in basın toplantısında kendisine karşılaşmanın hakemi ile ilgili görüşü sorulduğunda, kulüpler birliğinin "korsan!" bildirisine atıfta bulunup "hakemler de insan, hata yapabilirler" şeklinde cevap vermesi, oldukça yerinde ve manidardı. galatasaray "adalet, hak, eşitlik" diye çırpınırken, "adalet bir gün herkese lazım olacak" diye beyanatlar verirken, "var'a da, hakemlere de, federasyona da sonuna kadar sahip çıkanlar" şimdi "hakkımız yeniyor" diye demeçler verince, basın toplantıları düzenleyince biz de hocamız gibi "hakemler de insan, hata yapabilir" deyip, bıyık altından gülerek işimize bakıyoruz... peki, hakem nasıldı? aşağıda fotoğrafları olan iki pozisyonda da düdük çalmadıysa, bir çok galatasaray atağında trabzonluların arkadan itmesine kart göstermeyip, diagne'nin de rodallega'yı düşürmesine kart vermediyse tutarlı davranmış demek ki...
son not da yuto nagatomo'nun hakeme küfür ettiği iddiaları ile ilgili olsun. cuma gecesi kayserispor-fenerbahçe maçında soldado'nun maçın hakemine "f..k off" demesi ve oyundan atılmasından sonra, dün gece de aynı sözlerin japon oyuncu tarafından söylendiği iddia edildi, oysa yuto "faul yok" demişti az ve öz bildiği türkçesi ile. inanmayanlar ayna karşısına geçip önce "f..k off" desin, sonra da "faul yok" desin ve ağız hareketlerini izlesin, ikisi de aynı değil mi?
işin tuhafı da, iki gün boyunca "f..k off"'un küfür değil de "hadi ordan" manasına geldiğini anlatmaya çalışan fenerbahçelilerin, dünden sonra "f..k off"'un "s..tir git" manasına geldiğini söylemeleri... komik değil mi?
maçtan fotoğraflar ve kaynak için:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...y3-1trabzonspor.html