601
ben 11-12 yaşlarındayken bizim mahallede bir dürümcü vardı. ufacık bir dükkanı falan vardı. neyse o zamanlar ortaokulda evim yakın diye koskoca 3 4 sınıfta tek benim çıkış iznim vardı. adam yaptığı dürümü öylesine tutturmuştu ki, sırf ben her öğlen arası 30 40 dürüm sipariş verirdim. kaldı ki her gelen en az 30 40 dürüm sipariş verirdi. bir öğlen arasını yaklaşık 1.5 saati kuyrukta geçirirdim. bunu bizzati birinin ağzından duydum; adam sırf bu dürümü yiyebilmek için, şehrin bir ucundan çalıştığı yerde mola zamanında buraya geldiğini söyledi. tabi benim evim yakın olduğu için, gel zaman git zaman biraz da yaşta büyüdüğünden daha da samimi olduk sahibiyle. neyse sordum ben; abi sen bu dürümü nasıl meşhur ettin? sıfırdan bu potansiyele nasıl ulaştın diye? adam; sırf bunu tutturabilmek için, bir traktör dolusu malzemeyi boşuna harcadım, eninde sonunda bir şey buldum ve tutturmayı başardım dedi. tabi ne bulduğunu anlatmadı doğal olarak. üstünden 15 sene geçti 5 şube açtı, ortalamanın üstünde bir fiyata satmasına rağmen bütün şubeleri de boş kalmıyor. niye anlattım bu hikayeyi derseniz; işte benim yunus akgün'ü izlerken tam olarak bağdaştırdığım hikaye vs. ne derseniz bu. ne bileyim; fizik, teknik vs. güç, oyun görüşü ne de başka bir şey geliştirmesi lazım bence. hikaye de adamın anlattığı gibi tam onu bulsa oyunuyla birleştirse sanki olacak, oyun tarzı olarak yeni ardaymış, cengizmiş, oymuş buymuş falan hepsinin çok çok üstünde dünya çapında süreklilik yakalayabilecek bir oyuncuya evrilecek gibi geliyor bana. hırsı, mücadelesi, daha bu yaşta savunmaya yardım etmesi, oyuna olan katkısı falan çok iyi seviyede bence. umarım bir an evvel as oyuncumuz olacak seviyeye ve tahmin ettiğim seviyelere ulaşır, çok daha iyi yerlerde görürüz. hatta yine milyonlarca euro'yu ülkemize, yunus'u da milli takımımıza kazandırır, istiklal marşı okunmasıyla kafayı bozmuş yurdumun geri kalmış futbol yorumcularına bir kez daha anlamasalar da gerekli dersi vermiş oluruz.